Hanif Dininden Başka Din Olmamıştır. -Tüm İnsanlar Birbirinin Din Kardeşidir- 19-Müslüman, Hıristiyan, Musevi (Teslim dinleri) mensupları gerçekte birbirlerinin din kardeşidir. Çünkü kâinatta, İslam-teslim dininden başka din olmamıştır. (A.İmran-85). Bu üç semavi dinlerin nebileri ulül azim peygamberlerdir. Her üçü de Hz. İbrahim’in soyundandır. Hz. Peygamberimiz de haniftir. Rum suresi-30. Ayette, “Artık hanif olarak kendini (vechini) dîn için ikame et, Allah'ın hanif fıtratıyla ki; Allah, insanları onun üzerine (hanif fıtratıyla) yaratmıştır. Allah'ın yaratmasında değişme olmaz. Kayyum olan (kaim olacak, ezelden ebede kadar yaşayacak) dîn budur. Fakat insanların çoğu bilmez.” Buyurulmaktadır. Demek ki Allah tek bir din yaratmıştır. Yaratmasında değişiklik olmamıştır. Yaratıcımıza teslim olup, onun emirleri doğrultusunda yaşamayı hedefleyen tek bir din vardır. Temel hedef insanların dünya ve ahiret mutluluğudur. Tüm nebiler ve onlara tabi olanlar, dünya hayatında Allah’a teslim olmuşlardır. Bakara-132.Ayet, “Ve, İbrâhîm (a.s) onu (Allah'a teslim olmayı) kendi oğullarına vasiyet etti. Ve Yâkub (a.s) da: “Ey oğullarım! Muhakkak ki Allah, bu dîni sizin için seçti. Artık siz, Allah'a teslim olmadan ölmeyin.” diye (vasiyet etti).” Denilmektedir. Görüldüğü gibi dünya hayatında Allah’a teslim olmak, İslamın temelidir. A.İmran-52.ayette de, ”Fakat İsa, onlar (Havariler)’dan inkâr hissedince “Allah'a (giden yolda) benim yardımcılarım kimlerdir?” dedi. Havariler: “Biz Allah'ın yardımcılarıyız, Allah'a îman ettik ve bizim (Allah'a) teslim olduğumuza şahit ol.” dediler.” İfadesinde Hz. İsa ve ona tabi olan havarilerin, dünya hayatında Allah’a teslim olduklarını anlıyoruz. Yusuf-101. Ayette, “..Semaları ve yeryüzünü yaratan, Sen benim dünyada ve ahirette velîmsin (dostumsun). Beni müslüman (Allah'a teslim-i küllî ile teslim olan) olarak vefat ettir ve beni salihler arasına kat.” İfadesinden, Hz Yusuf’un teslim olmadan ölmemeyi talep ettiği anlaşılıyor. Neml suresi-44. Ayette de, “”…(Sebe Melikesi): "Rabbim, muhakkak ki ben, nefsime zulmettim ve Süleyman (A.S)'la beraber alemlerin Rabbi olan Allah'a teslim oldum." dedi.” İfadesinden de Hz. Süleyman ve Seba Melikesinin de, Allah’a teslim oldukları belirtiliyor. Sonuç olarak teslim dininden başka din olmadığını anlıyoruz. Fakat günümüzde maalesef teslimlerden eser kalmamıştır. Hıristiyan ve Musevi kavimleri nasıl yozlaşmış ise İslam toplumu da maneviyatından çok şey kaybetmiştir. Çağımızda insanlar dinin teslim hedeflerini bırakmış, İslam’ın beş şartı gibi araçlarla ilgilenir olmuşlardır. İslamın beş şartı ve diğer ibadetlerimiz amaç değil araçlardır. Bizim dünya hayatında ruhen Allah’a teslim olmamızı sağlayan araçlardır. Hedef ona teslim olmaktır. Bakara-136.Ayet, “Deyin ki: “Biz Allah'a, bize indirilenlere, İbrâhîm (as.)'a, İsmail (as.)'a, İshak (as.)'a, Yâkub (as.) ve torunlarına indirilenlere, Musa (as.) ve İsa (as.)'ya verilenlere ve (diğer) nebîlere, Rab'leri tarafından verilenlere (sahife, kitap ve vahiylere) îmân ettik. Onların arasından hiçbirini ayırmayız (fark gözetmeyiz). Ve biz, O'na teslim olanlarız.” Bu mübarek ayetten tüm nebilerin teslim olduklarını anlıyoruz. Tüm Nebilerin hepsi, teslimleri yaşadıklarına göre getirdikleri dinlerin de teslim dini olduğu görülmektedir. O zaman birbiri ile rekabet edip düşmanlık besleyen Hıristiyan, Musevi ve Müslümanlar, gerçekte birbirinin din kardeşidir. Maalesef bu husus İblis tarafından kapatılmış, insanlar birbirine düşman edilmiştir. İblisin amacı, tüm insanları kendisi ile beraber cehenneme sürüklemektir. Bu yüzden insanlar mutsuz ve huzursuzdur. Artık bu gerçekler bilinmelidir. Allah bizi çok seviyor. Dünyada mutluluğu ve ahirette de cennet hayatını yaşamamızı istemektedir. Dünya hayatında nasıl davranmamız gerektiğini bildiren emirlerini kutsal kitaplarda açıklamış. Bu güzellikleri açıklayan öğretmenler (Mürşitler)’i de görevlendirmiştir. Bize düşen Allah’a yönelip, dünya hayatında ona ulaşmayı dilemektir. Allahû Tealâ kendisine yönelen kulunu bakın ne yapıyor. Rad-27.Ayet, “Ve kâfirler: “Ona, Rabbinden bir âyet (mucize) indirilse olmaz mı?” derler. De ki: “Muhakkak ki Allah, dilediği kimseyi dalâlette bırakır ve O'na yönelen kimseyi Kendine ulaştırır (hidayete erdirir).” Ayeti ile garanti vermektedir. Ruhunu Allah’a ulaştıran kişi, dünya hayatında mutluluğu ve ahirette de cenneti hak ediyor. O halde hemen Allah’a ulaşmayı dileyip mutluğu yakalayalım. Sonuç olarak, kâinatta Hanif dini (teslim dini)’nden başka din olmamıştır. Gerçekte tüm insanlar birbirinin din kardeşidir. Artık bu gerçekler bilinmeli, düşmanlıklar sona ermelidir. Herkes bu dünya hayatını huzur ve mutluluk içinde yaşamalıdır. Çağımız hidayet çağıdır. Bu güzelliklerin toplum olarak yaşandığını görmek ümit ve temennisi ile konumuzu tamamlayalım. 19 Mayıs 2011 lutfitumturk@hotmail.com Lütfi TÜMTÜRK
|
