Allah Bizi Çok Seviyor 6-Mutluluk sizin de hakkınız. Çok kolay bir taleple mutluğu yaşamaya başlayabilirsiniz. Allah insanı (Eşrefi mahlûkat) en şerefli mahlûk olarak yarattı. Yerlerde ve göklerde yarattığı her şeyi insanın emrine müsahhar kıldı. (Casiye-13.Ayet). İnsan hiçbir mahlûkatta olmayan Allah’a ait bir ruhun sahibidir. (Secde-9.Ayet). Âdem atamızı salsalin denilen balçıktan yarattıktan sonra, Melekler ve Cinler ona secde ettiler. (Hicr-30.Ayet). Bunlardan başka, sadece insan ruhu’nun Allah’a ulaşıp onda ifna olma yetkisi vardır. (Rad-21.Ayet). Bu yetki başka hiçbir mahlûkata verilmemiştir. İnsan bu dört özelliği sebebi ile üstün bir mahlûktur. Yeryüzünde Allah’ın halifesidir. Kendisinin haricindeki tüm yaratıkların amacı insana hizmet etmektir. İnsan da Allah’a kul olmak ve onun diğer kullarına hizmet için yaratılmıştır. İnsanlara hizmet Allah’a hizmettir. Allah tüm insanların yeryüzünde mutlu olmalarını istemektedir. Ahirette de, nimetler içinde yaşamaları için cennetini hazırlamıştır. Yani Allah, kullarının dünya ve ahirette mutlu olmalarından başka bir şey istemez. Bütün bu güzellikleri hak edebilmek için, Allah’ın bizden bir tek talebi vardır. Bu talebi, Allah’a yönelmek, ona ulaşmayı dilemektir. Sadece basit bir dilek karşılığı, Allah bizi dünyada mutlu ve ahirette cenneti vaad etmektedir. Allahû Tealâ, cennette nefsine mağlup olup, yasaklanmış meyveyi yiyen Âdem atamız gibi hataya düşmememiz için ruhumuzu bize emanet olarak vermiştir. (Ahzap-72. Ayet). Nefs tezkiyesi (Ameli salih) yaptıktan sonra, emanet olan ruhumuzu, dünya hayatında kendisine iade edilmesini istiyor. (Yunus-7.Ayet). Bunu nasıl başaracağız diyenler olabilir. Bunu da, bizzat Allah yapıyor. Bizden istediği sadece samimiyetle ona ulaşmayı kalben dilemek’ten ibarettir. (Şura-13.Ayet). Bu samimi niyetimizi kalbimizde gören Allah, duyu organlarımız üzerindeki tüm engelleri kaldırıyor. Bizi görür, işitir ve idrak eder hale getiriyor. Enam-122. Ayette, belirtildiği gibi “Ölü iken dirilttiğimiz ve insanlar arasında onunla yürüyeceği nur verdiğimiz kimse, karanlıklar içinde olup,ondan çıkamayacak kimse gibi midir.” Buyurmaktadır. Bu kişi, artık dünyanın en mutlu kişisidir. Çevresindeki tüm olayların Allah’ın bir hikmeti olduğunu düşünür. Allah’ın kendisine ihsan ettiği nimetler için şükür eder. Kendisine verilmeyen nimetler için de şükür eder. Verilmemesinde bir hikmet olduğunu düşünür. Hiçbir şey onun mutluluğunu bozamaz. Her konuda Allah’a tevekkül eder. Allah’ı vekil tayin eden kişinin başaramayacağı hiçbir şey yoktur. Çünkü, Allah her şeye kadirdir. Onun sahibi Allah’tır. Mutluluk sizin de hakkınızdır. Çok basit bir dilek ile tüm bu güzellikleri kavuşmak elimizdedir. Onun için hemen samimiyetle Allah’a ulaşmayı dileyelim. O zaman bu dünyanın ne kadar güzel yaşanır bir mekân olduğunu görecek, hayretler içinde kalacaksınız. Pencereleri açıp çok mutluyum. Her şey bana çok güzel görünüyor. Diye bağırmamak için kendinizi zor tutacaksınız. Bu kadar basit bir kolaylığı şimdiye kadar niye duymadık diyenlerimiz olabilir. Bu hidayet çağının güzelliğidir. İblis bu güzellikleri kapatmış. Allah’tan korkmamız gerektiği telkini ile insanları korkutmaktadır. Bizi çok seven Allah sevilmeye layıktır. Sadece onun bize karşı sonsuz sevgisinin azalmasından çekinmeliyiz. Biz hidayet çağının davetçileri, onun hayranı ve azatsız köleleriyiz. Onun kölesi olmak en büyük özgürlüktür. Tüm insanlarımızın, Allah’a ulaşmayı dileyerek bu güzelliklere ulaşıp, sonsuz mutluluklar içinde yaşaması dileği ile konumuzu tamamlayalım. ins. aro
|