BAKARA-231

Anasayfa » BAKARA Suresi » BAKARA-231
share on facebook  tweet  share on google  print  

BAKARA-231

"BAKARA Suresi" için, toplam 1 sonuç arasından 1 - 1 arası sonuçlar

<<<<<2/BAKARA-231>>>>>

Bismillâhirrahmânirrahîm

وَإِذَا طَلَّقْتُمُ النَّسَاء فَبَلَغْنَ أَجَلَهُنَّ فَأَمْسِكُوهُنَّ بِمَعْرُوفٍ أَوْ سَرِّحُوهُنَّ بِمَعْرُوفٍ وَلاَ تُمْسِكُوهُنَّ ضِرَارًا لَّتَعْتَدُواْ وَمَن يَفْعَلْ ذَلِكَ فَقَدْ ظَلَمَ نَفْسَهُ وَلاَ تَتَّخِذُوَاْ آيَاتِ اللّهِ هُزُوًا وَاذْكُرُواْ نِعْمَتَ اللّهِ عَلَيْكُمْ وَمَا أَنزَلَ عَلَيْكُمْ مِّنَ الْكِتَابِ وَالْحِكْمَةِ يَعِظُكُم بِهِ وَاتَّقُواْ اللّهَ وَاعْلَمُواْ أَنَّ اللّهَ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيمٌ

Ve izâ tallaktumun nisâe fe belagne ecelehunne fe emsikûhunne bi ma’rûfin ev serrihûhunne bi ma’rûf(ma’rûfin), ve lâ tumsikûhunne dırâran li ta’tedû, ve men yef’al zâlike fe kad zaleme nefseh(nefsehu), ve lâ tettehızû âyâtillâhi huzuvâ(huzuven), vezkurû ni’metallâhi aleykum ve mâ enzele aleykum minel kitâbi vel hikmeti yeızukum bih(bihî), vettekûllâhe va’lemû ennallâhe bi kulli şey’in alîm(alîmun).

Ve kadınları boşadığınız zaman, bekleme sürelerini tamamladıktan sonra, artık onları marufla (örf ve adete uygun olarak iyilikle) tutun veya onları marufla (örf ve adete uygun olarak iyilikle) serbest bırakın. Haklarını çiğneyerek haddi aşıp, sakın zararlarına olarak onları tutmayın. Kim bunu yaparsa, o taktirde, kendisine zulmetmiştir. Allah’ın âyetlerini alay konusu edinmeyin.Ve Allah’ın üzerinizdeki ni’metini, kitaptan size indirdiğini ve hikmeti hatırlayın ki onunla, size öğüt veriyor. Ve Allah’a karşı takva sahibi olun, Allah’ın herşeyi çok iyi bildiğini bilin! 
1. ve izâ : ve olduğu zaman, olduğunda
2. tallaktum(u) : boşadınız
3. en nisâe : kadınlar
4. fe : o zaman, sonra, artık
5. belagne : erişti, ulaştı, tamamladı
6. ecele-hunne : onların (bekleme) süreleri
7. fe emsikû-hunne : artık onları tutun, alıkoyun
8. bi ma'rûfin : marufla, iyilikle, örf ve adete uygun
9. ev : veya
10. serrihû-hunne : onları serbest bırakın
11. bi ma'rûfin : marufla, iyilikle, örf ve adete uygun
12. ve lâ tumsikû-hunne : ve onları tutmayın
13. dırâran : zararla, zarar vererek
14. li ta'tedû : hakka tecavüz için
15. ve men : ve kim
16. yef'al : yapar
17. zâlike : bunu
18. fe : o zaman, sonra, artık, o taktirde
19. kad : olmuştu
20. zaleme : zulmetti, haksızlık yaptı
21. nefse-hu : kendi nefsine
22. ve lâ tettehızû : ve edinmeyin
23. âyâti allâhi : Allah'ın âyetleri
24. huzuven : alay konusu, eğlence
25. ve uzkurû : ve zikredin, hatırlayın
26. ni'mete allâhi : Allah'ın ni'meti
27. aleykum : sizin üzerinize, size
28. ve mâ enzele : ve indirdiği şey
29. aleykum : sizin üzerinize, size
30. min el kitâbi : kitaptan
31. ve el hikmeti : ve hikmet
32. yeızu-kum : size vazeder, öğüt verir, nasihat eder
33. bi-hi : onunla
34. vettekû (ve ittekû) : ve takva sahibi olun
35. allâhe : Allah'a
36. va'lemû : ve bilin, biliniz
37. enne : olduğunu
38. allâhe : Allah
39. bi kulli şey'in : herşeyi
40. alîmun : alîm, en iyi bilen

AÇIKLAMA

Bismillâhirrahmânirrahîm

Bir erkeğin karısından ayrıldığında mehrini vermek istemeyerek, süreyi uzatması haksızlıktır. Başkalarına zarar veren kişi Kur'ân'a göre zalimdir, zulmedilen de mağdurdur. Zulmeden kişi derecat kaybeder ve kul hakkı doğar. Zulüm gören (mazlum) da derecat kazanır ve durum sıfırlanmış olur. Allah hesabı çabuk görendir. Çünkü kim başkasına zulmederse karşı tarafa zarar vermiştir, aynı anda bunun bedeli o kişiye ödettirilmiştir. Derecat kaybettiği anda kendisine zulmetmiş ve hesap kapanmıştır. Aksiyona karşılık kaybedilen derecelerin neticesi sıfırdır. Ve adalet de bu şekilde yerini bulmuştur.

Zalimin kısas gerçekleştirmesiyle, kaybettiği derecelerle kazandığı dereceler birbirine eşit olmuştur. Böylece zalimin mazluma yaptığı zalime de yapılmıştır, aksi-yonlar da eşitlenmiştir. Kötü amelin eşitlenmesi ile derecat eşitlenmiştir ve iki taraf da sıfırlanmıştır. Allahû Tealâ nefse zulümden bunları murat etmektedir.

Allah'ın âyetlerini ve resûllerini alay konusu edenler için Allahû Tealâ mizan tutmazken ruhun Allah'a ulaşmasını yalanlayanların amellerini boşa çıkarır. Amellerin boşa çıkması, kişinin amel defterinden kendisine ait pozitif rakamların silinmesidir. Sadece başkalarının kendisine verdiği zarardan kazandığı rakamlar kalır.

18/KEHF-105: Ulâikellezîne keferû bi âyâti rabbihim ve likâihî fe habitat a’mâluhum fe lâ nukîmu lehum yevmel kıyameti veznâ(veznen).

İşte onlar, Rab'lerinin âyetlerini ve O'na mülâki olmayı (ölmeden evvel ruhun Allah'a ulaşmasını) inkâr ettiler. Böylece onların amelleri heba oldu (boşa gitti). Artık onlar için kıyâmet günü mizan tutmayız.

Allah'ın insana verdiği sağlık bütün hazineleri aşar. Allah dünya için mal, para, eş, çocuklar vermiştir. Masmavi gökyüzü, beyaz bulutlar, çiçekler, ağaçlar, denizler, nehirler ve herşey için Allah'a şükretmelidir, hamdetmelidir. Böylece insan Allah'ın üzerindeki ni'metini zikretmiş olur.

El Alîm, Allah'ın Kur'ân'da en çok geçen esmalarından bir tanesidir ve insanlar için en güzeli ifade etmektedir. Güzellikler işleyen insanlar mutluluklarından, kurtuluşlarından emindirler. Çünkü Allahû Tealâ onları bilmektedir.

 

2/BAKARA-231

Bismillâhirrahmânirrahîm

İmam İskender Ali Mihr : Ve kadınları boşadığınız zaman, bekleme sürelerini tamamladıktan sonra, artık onları marufla (örf ve adete uygun olarak iyilikle) tutun veya onları marufla (örf ve adete uygun olarak iyilikle) serbest bırakın. Haklarını çiğneyerek haddi aşıp, sakın zararlarına olarak onları tutmayın. Kim bunu yaparsa, o taktirde, kendisine zulmetmiştir. Allah'ın âyetlerini alay konusu edinmeyin.Ve Allah'ın üzerinizdeki ni'metini, kitaptan size indirdiğini ve hikmeti hatırlayın ki onunla, size öğüt veriyor. Ve Allah'a karşı takva sahibi olun, Allah'ın herşeyi çok iyi bildiğini bilin!
Diyanet İşleri : Kadınları boşadığınız ve onlar da bekleme sürelerini bitirdikleri zaman, ya onları iyilikle tutun yahut iyilikle bırakın. Haklarına tecavüz edip zarar vermek için onları tutmayın. Bunu kim yaparsa kendine zulmetmiş olur. Sakın Allah’ın âyetlerini eğlenceye almayın. Allah’ın üzerinizdeki nimetini, size öğüt vermek için indirdiği Kitab’ı ve hikmeti hatırlayın. Allah’a karşı gelmekten sakının ve bilin ki Allah her şeyi hakkıyla bilendir.
Abdulbaki Gölpınarlı : Kadınları boşadınız da boşandıktan sonraki müddetlerini geçirdiler mi artık onları ya iyilikle tutun, yahut hoşlukla salıverin. Haklarında aşırı muâmelede bulunmak için zararlarına olarak onları zorla tutmayın. Bunu kim yaparsa ancak kendisine zarar eder. Allah'ın âyetlerini şaka sanmayın. Size verilen Allah nîmetlerini, öğüt vermek için indirdiği kitabı ve ondaki hikmeti anın. Sakının Allah'tan ve bilin ki o, her şeyi bilir.
Adem Uğur : Kadınları boşadığınız ve onlar da bekleme müddetlerini bitirdikleri vakit ya onları iyilikle tutun yahut iyilikle bırakın. Fakat haksızlık ederek ve zarar vermek için onları nikâh altında tutmayın. Kim bunu yaparsa muhakkak kendine kötülük etmiş olur. Allah'ın âyetlerini eğlenceye almayın. Allah'ın sizin üzerinizdeki nimetini, (size verdiği hidayeti), size öğüt vermek üzere indirdiği Kitab'ı ve hikmeti hatırlayın. Allah'tan korkun. Bilesiniz ki Allah, her şeyi bilir.
Ahmed Hulusi : Karılarınızı boşadığınızda üç aybaşı süresi tamamlandığında ya güzellikle devam edin ya da iyilikle serbest bırakın. Eziyet amacıyla onları kendinize bağlı tutmayın. Kim bunu yaparsa muhakkak kendi nefsine zulmetmiş olur. Allâh hükümlerini önemsememezlik yapmayın. Allâh'ın üzerinizdeki nimetini ve size "B" mânâsınca öğüt (ibret) vermek için Kitap ve Hikmetten inzâl ettiğini hatırlayın. Allâh'tan korunun ve iyi bilin ki, Allâh her şeyin (Esmâ mertebesi itibarıyla) hakikati olarak, bilir.
Ahmet Tekin : Kadınları boşadığınız zaman, iddetlerini, bekleme müddetlerini bitirdiklerinde, artık onları ya iyilikle hakkaniyetle, İslâmî kurallarla örtüşen örfe uygun bir şekilde sahiplenin, nikâhınızda tutun. Yahut iyilikle, İslâmî kurallarla örtüşen örfe uygun bir şekilde bırakın. Fakat haklarına tecavüz etmek için, zarar vermek kastıyla onları nikâhınızda tutmayın. Kim bunları yaparsa, kendisine zulmetmiş, kendisine haksızlık etmiş olur.
Allah’ın âyetlerini, boşanma ile ilgili hükümlerini alay konusu haline getirmeyin. Allah’ın sizin üzerinizdeki nimetlerini, size tevdi ettiği şeriatı, gönlünüzü almak, size öğüt vermek, sorumluluğunuzu hatırlatmak üzere indirdiği kitabı, Kur’ân’ı, hikmeti, sağlıklı ve ahlâklı yaşama kurallarını, peygamberinizin sünnetini hatırlayın. Allah’a sığının, emirlerine yapışın, günahlardan arınıp, azaptan korunun. Allah’ın bütün amellerinizi, her şeyi bilebileceğini, sizi mükâfatlandırıp cezalandıracağını siz de bilin.
Ahmet Varol : Kadınlarınızı boşadığınızda bekleme sürelerini tamamlarlarsa artık onları ya iyilikle tutun veya iyilikle bırakın. Haklarına tecavüz etmek için kendilerine zarar vermek üzere yanınızda tutmayın. [49] Kim bunu yaparsa kendi nefsine haksızlık etmiş olur. Allah'ın ayetlerini eğlence konusu yapmayın. Allah'ın üzerinizdeki nimetini ve onlarla size öğüt vermek için üzerinize Kitab ve hikmet indirdiğini hatırlayın. Allah'a karşı gelmekten de sakının ve bilin ki Allah her şeyi bilmektedir.
Ali Bulaç : Kadınları boşadığınızda, bekleme sürelerini tamamlamışlarsa, onları ya güzellikle tutun ya da güzellikle bırakın. Fakat haklarını ihlal edip zarar vermek için onları (yanınızda) tutmayın. Kim böyle yaparsa artık o, kendi nefsine zulmetmiş olur. Allah'ın ayetlerini oyun (konusu) edinmeyin ve Allah'ın size verdiği nimeti ve size öğüt olarak indirdiği Kitab'ı ve hikmeti anın. Allah'tan korkup sakının ve bilin ki, Allah her şeyi bilendir.
Ali Fikri Yavuz : Siz kadınları (Ric’î Talâkla) boşadığınız zaman, iddetlerini bitirmeye yakın, onları ya iyilikle tutun (ric’at edin) veya iyilikle boşayın. Yoksa haklarına tecavüz için zararlarına olarak tutmayın. Bunu kim yaparsa, nefsine zulmetmiş olur. Sakın Allah’ın ayetlerini şaka yerine tutmayın. Allah’ın üzerinizdeki nimetini ve size öğüt vermek için indirdiği Kur’ân’ı ve ondaki hikmeti düşünün. Allah’dan korkun ve bilin ki, Allah her şeyi kemâliyle bilicidir.
Bekir Sadak : Kadinlari bosadiginizda, muddetleri sona ererken, onlari guzellikle tutun, ya da guzellikle birakin, haklarina tecevuz etmek icin onlara zararli olacak sekilde tutmayin; boyle yapan suphesiz kendisine yazik etmis olur. Allah'in ayetlerini de alaya almayin; Allah'in uzerinize olan nimetini, ogut vermek uzere size indirdigi Kitap ve hikmeti anin, Allah'tan sakinin, Allah'in her seyi bildigini bilin. *
Celal Yıldırım : Bir de kadınları boşadığınızda şer'î bekleme süresini bitirmek üzere iken onları ya örfe uygun iyilik ölçüleri içinde tutun, ya da örfe uygun iyilik ölçüleri içinde bırakın; haklarına tecavüz için zararlarına (sakın) tutmayın. Kim böyle yaparsa, kendine yazık etmiş olur. Allah'ın size olan nimetlerini ve size öğüt vermek için üzerinize indirdiği Kitap ve hikmeti düşünün. Allah'tan korkun, bilin ki Allah her şeyi yeterince bilir.
Diyanet İşleri (eski) : Kadınları boşadığınızda, müddetleri sona ererken, onları güzellikle tutun, ya da güzellikle bırakın, haklarına tecavüz etmek için onlara zararlı olacak şekilde tutmayın; böyle yapan şüphesiz kendisine yazık etmiş olur. Allah'ın ayetlerini de alaya almayın; Allah'ın üzerinize olan nimetini, öğüt vermek üzere size indirdiği Kitap ve hikmeti anın, Allah'tan sakının, Allah'ın her şeyi bildiğini bilin.
Diyanet Vakfi : Kadınları boşadığınız ve onlar da bekleme müddetlerini bitirdikleri vakit ya onları iyilikle tutun yahut iyilikle bırakın. Fakat haksızlık ederek ve zarar vermek için onları nikâh altında tutmayın. Kim bunu yaparsa muhakkak kendine kötülük etmiş olur. Allah'ın âyetlerini eğlenceye almayın. Allah'ın sizin üzerinizdeki nimetini, (size verdiği hidayeti), size öğüt vermek üzere indirdiği Kitab'ı ve hikmeti hatırlayın. Allah'tan korkun. Bilesiniz ki Allah, her şeyi bilir.
Edip Yüksel : Kadınları boşadığınız zaman, bekleme sürelerini (üç aybaşını) bitirdiler mi onları ya iyilikle yanınızda tutun veya iyilikle bırakın. İntikam almak için onlara zarar verecek şekilde tutmayın. Bunu yapan kendisine zulmetmiş olur. ALLAH'ın ayetlerini hafife almayın. ALLAH'ın size verdiği nimetlerini ve size öğüt vermek için size indirdiği kitabı ve hikmeti düşünün. ALLAH'ı dinleyin ve bilin ki ALLAH her şeyi Bilir
Elmalılı Hamdi Yazır : Hem kadınları boşadınız da ıddetlerini bitirdiler mi, artık kendilerini ya iyilikle tutun veya iyilikle salın, yoksa haklarına tecavüz için zararlarına olarak tutmayın, bunu kim yaparsa nefsine zulmetmiş olur, Sakın Allahın âyetlerini şaka yerine tutmayın, Allahın üzerinizdeki ni'metini ve size va'zlar vererek indirdiği kitab ve hikmeti unutmayın düşünün, hem Allahdan korkun ve bilin ki Allah her şeyi bilir
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Kadınları boşadığınızda, iddetlerini bitirdikleri zaman, artık ya onları iyilikle tutun veya iyilikle salın. Yoksa haklarına tecavüz etmek için onları zararlarına olacak şekilde yanınızda tutmayın. Kim bunu yaparsa kendine zulmetmiş olur. Sakın Allah'ın ayetlerini şakaya almayın. Allah'ın üzerinizdeki nimetini ve size öğütler vermek için indirdiği kitap ve hikmeti unutmayıp düşünün. Allah'tan korkun ve bilin ki, Allah herşeyi bilir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Kadınları boşadığınız zaman iddetlerini bitirdiklerinde, artık kendilerini ya iyilikle tutun veya güzellikle salın. Yoksa haklarına tecavüz için zararlarına olarak onları tutmayın. Her kim bunu yaparsa nefsine zulmetmiş olur. Sakın Allah'ın âyetlerini alay konusu edinmeyin, Allah'ın üzerinizdeki nimetini, size kendisiyle öğüt vermek üzere indirdiği kitap ve hikmeti hatırlayıp, düşünün. Hem Allah'tan korkun ve bilin ki Allah her şeyi bilir.
Fizilal-il Kuran : Kadınları boşayıp da bekleme sürelerini doldurdukları zaman ya onları meşru biçimde tutun ya da yine meşru biçimde bırakın. Sakın onlara zarar vererek Allah'ın sınırlarını çiğnemek amacı ile kadınları alıkoymayın. Kim bunu yaparsa kendine yazık etmiş olur. Allah'ın ayetlerini alaya almayın. Allah'ın size bağışladığı nimetleri ve öğüt vermek için indirdiği Kitabı ve hikmeti hatırınızdan çıkarmayın. Allah'tan korkun ve O'nun herşeyi bildiğini bilin.
Gültekin Onan : Kadınları boşadığınızda, bekleme sürelerini (ecele) (üç aybaşını) tamamlamışlarsa, onları ya güzellikle tutun ya da güzellikle bırakın. Fakat haklarını ihlal edip zarar vermek için onları (yanınızda) tutmayın. Kim böyle yaparsa, artık o kendi nefsine zulmetmiş olur. Tanrı'nın ayetlerini oyun (konusu) edinmeyin ve Tanrı'nın size verdiği nimeti ve size öğüt (va'z) olarak indirdiği kitabı ve hikmeti anın. Tanrı'dan korkup sakının ve bilin ki Tanrı herşeyi bilendir.
Hasan Basri Çantay : Hem kadınları boşadınız da ıddetlerini bitirdiler mi, artık onları ya (kendilerine ric'atle) iyilikle tutun, ya iyilikle bırakın. (Fakat) onları, sırf zulmedebilmeniz için, zararlarına olarak, tutmayın. Kim böyle yaparsa muhakkak kendine yazık etmiş olur. Allahın âyetlerini (muhalefetle) oyuncak yerine koymayın. Allahın üzerinizdeki ni'metini ve size öğüd vermek için indirdiği kitâbı (Kur'ânı) ve (ondaki) hikmeti düşünün. Allahdan korkun ve bilin ki Allah her şey'i hakkıyle bilendir.
Hayrat Neşriyat : Ve kadınları (ric'î, dönüşü mümkün bir boşama ile) boşadığınızda, bekleme müddetlerinin de sonuna geldiklerinde, artık onları (ya) iyilikle tutun veya kendilerini iyilikle salıverin; yoksa(sırf) zulmetmeniz için zarar vermek üzere onları tutmayın! Artık kim böyle yaparsa, o takdirde şübhesiz kendine zulmetmiş olur. Ve Allah’ın âyetlerini alaya almayın! Hem Allah’ın üzerinizdeki ni' me ti ni ve kendisiyle nasîhat etmek üzere size indirdiği Kitâb’ı ve hikmeti (kitabdaki hükümleri) hatırlayın! Artık Allah’dan sakının ve bilin ki, şübhesiz Allah, herşeyi hakkıyla bilendir.
İbni Kesir : Ve kadınları boşadığınız zaman; iddetlerini bitirince artık onları ya iyilikle tutun veya iyilikle salıverin. Sırf zulmedebilmeniz için zararlarına onları tutuvermeyin. Kim, böyle yaparsa; muhakkak kendi nefsine zulmetmiş olur. Allah'ın ayetlerini oyuncak yerine koymayın. Allah'ın üzerinizdeki nimetini ve size öğüt vermek için indirdiği kitabı ve hikmeti hatırlayın. Allah'tan korkun. Ve bilin ki Allah, şüphesiz her şeyi bilendir.
Muhammed Esed : Böylece, kadınlarınızı boşadığınızda ve onlar bekleme sürelerinin sonuna yaklaşmak üzere iken onları ya güzellikle alıkoyun ya da güzel bir şekilde bırakın. Ama, arzuları hilafına, eziyet etmek için alıkoymayın: Çünkü, böyle bir davranışta bulunan, (yalnızca) kendisine haksızlık etmiş olur. Ve Allah'ın (bu) mesajlarını önemsemezlik yapmayın; Allah'ın size lütfettiği nimetleri ve size öğüt için indirdiği vahyi ve hikmeti hatırlayın; Allah'a karşı sorumluluğunuzun bilincinde olun, ve bilin ki Allah her şeyin aslını bilir.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve kadınları boşadığınızda, onlar da adetlerinin sonuna yaklaşınca artık onları ya iyilikle tutunuz veya iyilikle salıveriniz. Onları, haklarına tecavüz için zararlarına olarak tutuvermeyiniz. Bunu her kim yaparsa muhakkak nefsine zulüm etmiş olur. Ve Allah Teâlâ'nın âyetlerini eğlence yerine tutmayınız. Ve Allah Teâlâ'nın üzerinize olan nîmetlerini ve sizlere indirip kendisiyle öğüt verdiği kitabı ve hikmeti yâd ediniz. Ve Hak Teâlâ'dan korkunuz. Ve biliniz ki Allah Teâlâ şüphesiz her şeyi bihakkın bilicidir.
Ömer Öngüt : Kadınları boşadığınız zaman, iddetlerini bitirince, artık onları ya iyilikle tutun veya iyilikle salıverin. Haklarına tecavüz edip, zarar vermek maksadıyla onları tutmayın. Kim bunu yaparsa nefsine zulmetmiş olur. Allah'ın âyetlerini eğlence edinmeyin. Allah'ın üzerinizdeki nimetini ve size öğüt vermek için indirdiği Kitab'ı ve ondaki hikmeti düşünün. Allah'tan korkun ve bilin ki Allah her şeyi bilendir.
Şaban Piriş : Kadınları boşadığınızda bekleme süreleri sona ererken, ya onları güzellikle tutun; ya da güzellikle bırakın fakat haklarına tecavüz etmek için, onlara zararlı olacak şekilde tutmayın; böyle yapan şüphesiz kendisine zulmetmiş olur. Allah’ın ayetlerini eğlence edinmeyin. Allah’ın üzerinizdeki nimetini ve size öğüt vermek için indirdiği kitabı, hikmeti düşünün. Allah’tan korkun ve bilin ki, Allah, şüphesiz her şeyi bilendir.
Suat Yıldırım : Ey kocalar! Eşlerinizi boşar, onlar da iddetlerini bitirirlerse, artık ya onları iyilikle yanınızda tutar, yahut güzellikle salıverirsiniz! Onların hukukuna tecavüz etmek kasdıyla zarar vermek için eşlerinizi alıkoymayın! Kim böyle yaparsa kendine zulmetmiş olur. Sakın Allah’ın âyetlerini şakaya almayın! Allah’ın sizin üzerinizdeki nimetleri ve sizi irşad etmek gayesiyle indirmiş olduğu kitap ve hikmeti hatırlayın, dile getirin, Allah’a karşı gelmekten sakının ve Allah’ın her şeyi hakkıyla bildiğini pek iyi bilin!
Süleyman Ateş : Kadınları boşadığınız zaman, bekleme sürelerini bitirdiler mi, ya onları iyilikle tutun, ya da iyilikle bırakın; haklarına tecâvüz edip zarar vermek için onları (yanınızda) tutmayın. Kim bunu yaparsa kendine yazık etmiş olur. Allâh'ın âyetlerini eğlence yerine koymayın; Allâh'ın size olan ni'metini ve size öğüt vermek için Kitap ve Hikmet'ten size indirdiklerini düşünün, Allah'tan korkun ve bilin ki, Allâh her şeyi bilir.
Tefhim-ul Kuran : Kadınları boşadığınızda, bekleme sürelerini tamamlamışlarsa, onları ya güzellikle tutun ya da güzellikle bırakın. Fakat haklarını ihlal edip zarar vermek için onları (yanınızda) tutmayın. Kim böyle yaparsa artık o, kendi nefsine zulmetmiş olur. Allah'ın ayetlerini oyun (konusu) edinmeyin ve Allah'ın size verdiği nimeti ve size öğüt olsun diye size indirdiği Kitab'ı ve hikmeti anın. Allah'tan da korkup sakının ve bilin ki, Allah her şeyi bilendir.
Ümit Şimşek : Kadınları boşadığınız zaman, iddetlerini bitirdiklerinde, ya onları iyilikle tutun, ya da iyilikle bırakın. Zarar vermek amacıyla onları tutup da haklarına tecavüz etmeyin. Böyle yapan, ancak kendisine yazık etmiş olur. Allah'ın âyetleriyle eğlenmeye kalkmayın. Allah'ın, üzerinizdeki nimetini ve size öğüt vermek için indirdiği kitabı ve hikmeti hatırlayın da Allah'a karşı gelmekten sakının. Şunu da bilin ki, Allah herşeyi hakkıyla bilmektedir.
Yaşar Nuri Öztürk : Kadınları boşadığınızda, bekleme sürelerini tamamladılar mı ya onları örfe uygun olarak tutun yahut da örfe uygun olarak serbest bırakın. Onları, zulmetmeniz için, zararlarına bir biçimde, tutmayın. Bunu yapan, öz benliğine zulmetmiş olur. Allah'ın ayetlerini eğlence aracı yapmayın. Allah'ın üzerinizdeki nimetini ve kendisiyle size öğüt vermek için indirdiği Kitap'ı ve hikmeti hatırlayın. Allah'tan korkun ve bilin ki, Allah her şeyi çok iyi bilmektedir.
Kaynak : İmam İskender Ali Mihr
Tür : Diğer Tarih : 30.10.2018
[ Tüm yazılara ulaşmak için burayı tıklayınız. ]

1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 47, 48, 49, 50, 51, 52, 53, 54, 55, 56, 57, 58, 59, 60, 61, 62, 63, 64, 65, 66, 67, 68, 69, 70, 71, 72, 73, 74, 75, 76, 77, 78, 79, 80, 81, 82, 83, 84, 85, 86, 87, 88, 89, 90, 91, 92, 93, 94, 95, 96, 97, 98, 99, 100, 101, 102, 103, 104, 105, 106, 107, 108, 109, 110, 111, 112, 113, 114, 115, 116, 117, 118, 119, 120, 121, 122, 123, 124, 125, 126, 127, 128, 129, 130, 131, 132, 133, 134, 135, 136, 137, 138, 139, 140, 141, 142, 143, 144, 145, 146, 147, 148, 149, 150, 151, 152, 153, 154, 155, 156, 157, 158, 159, 160, 161, 162, 163, 164, 165, 166, 167, 168, 169, 170, 171, 172, 173, 174, 175, 176, 177, 178, 179, 180, 181, 182, 183, 184, 185, 186, 187, 188, 189, 190, 191, 192, 193, 194, 195, 196, 197, 198, 199, 200, 201, 202, 203, 204, 205, 206, 207, 208, 209, 210, 211, 212, 213, 214, 215, 216, 217, 218, 219, 220, 221, 222, 223, 224, 225, 226, 227, 228, 229, 230, 231, 232, 233, 234, 235, 236, 237, 238, 239, 240, 241, 242, 243, 244, 245, 246, 247, 248, 249, 250, 251, 252, 253, 254, 255, 256, 257, 258, 259, 260, 261, 262, 263, 264, 265, 266, 267, 268, 269, 270, 271, 272, 273, 274, 275, 276, 277, 278, 279, 280, 281, 282, 283, 284, 285, 286

Sure Adına Göre Sırala

 

 

 

 

Sayfa Ziyaret Sayacı
390.918