BAKARA-118

Anasayfa » BAKARA Suresi » BAKARA-118
share on facebook  tweet  share on google  print  

BAKARA-118

"BAKARA Suresi" için, toplam 1 sonuç arasından 1 - 1 arası sonuçlar

<<<<<2/BAKARA-118>>>>>

Bismillâhirrahmânirrahîm

وَقَالَ الَّذِينَ لاَ يَعْلَمُونَ لَوْلاَ يُكَلِّمُنَا اللّهُ أَوْ تَأْتِينَا آيَةٌ كَذَلِكَ قَالَ الَّذِينَ مِن قَبْلِهِم مِّثْلَ قَوْلِهِمْ تَشَابَهَتْ قُلُوبُهُمْ قَدْ بَيَّنَّا الآيَاتِ لِقَوْمٍ يُوقِنُونَ

Ve kâlellezîne lâ ya’lemûne lev lâ yukellimunâllâhu ev te’tînâ âyeh(âyetun), kezâlike kâlellezîne min kablihim misle kavlihim, teşâbehet kulûbuhum, kad beyyennal âyâti li kavmin yûkınûn(yûkınûne).

Ve (gerçeği) bilmeyenler: “Keşke Allah bizimle konuşsa” veya “Bize de bir âyet gelse” dediler. Bunun gibi onlardan öncekiler de, onların sözlerine benzer (sözler) söyledi. Onların kalpleri birbirine benzedi. Âyetlerimizi, yakîn hasıl eden bir kavim için beyan etmiştik. 
1. ve kâle : ve dedi
2. ellezîne : o kimseler, onlar
3. lâ ya'lemûne : bilmiyorlar
4. lev lâ : olsa, olmaz mıydı, olsaydı ya
5. yukellimu-nâ : bizimle konuşur
6. allâhu : Allah
7. ev : veya
8. te'tî-nâ : bize gelir
9. âyetun : bir âyet, delil, mucize
10. kezâlike : işte böyle, bunun gibi
11. kâle : dedi
12. ellezîne : o kimseler, onlar
13. min kabli-him : onlardan önce
14. misle : gibi, misal, örnek, benzer
15. kavli-him : onların sözleri
16. teşâbehet : benzedi
17. kulûbu-hum : onların kalpleri
18. kad : oldu
19. beyyennâ : beyan ettik, biz açıkladık
20. el âyâti : âyetler
21. li kavmin : bir kavim için, bir kavme, bir topluluğa
22. yûkınûne : kesin olarak görenler ve bilenler, yakîn hasıl edenler (kalp gözüyle Allah'ın gösterdiklerini görüp, kalp kulağıyla Allah'ın gösterdiği şeyler hakkında verdiği bilgiyi işiten ve idrak eden ve bu bilginin hangi Kur'ân-ı Kerim âyetlerine dayandığını Allah'tan öğrenerek, seviyelerine göre sırasıyla İlm'el yakîn, Ayn'el yakîn ve Hakk'ul yakîn sahibi olan kişiler)

AÇIKLAMA

Bismillâhirrahmânirrahîm

Kur'ân-ı Kerim'de İlm'el yakîn, Ayn'el yakîn ve Hakk'ul yakîn olmak üzere yakîn müessesesi 3 tanedir. Sadece ilimden hareketle birşeyler bilen insanlar, bu ilmi sonuna kadar götürürler, bu ilmin hudutları içerisindedirler.

İnsanın kalp gözü, kalp kulağı açılır ve daimî zikrin, hikmetin, hayrın sahibi olursa o zaman Ayn'el yakîn sahibi olur. Allah'ın söylediklerini işitir, gösterdiklerini görür, hangi âyete baksa 28 basamaktan hangisine ait olduğunu derhal tespit eder. Hükmün sahibidir. Ayn'el yakînin ilk kademesi ulûl'elbabtır. Sadece 7 yer katını (yerlerin melekûtu) ve zemin kattaki Devrin İmamı'nın manevî dergâhını kalp gözüyle görebilir. İkinci kademe (ihlâs makamının sahibi muhlisler), göğün 7 katını, 7. katın 7 âlemini Sitret-ül Münteha'ya kadar görebilir (göklerin melekûtu). Kim iradesini de Allah'a teslim ederse o Hakk'ul yakîn'in sahibi olur. Hakk'ul yakîn, Ayn'el yakîn sahiplerinin görebildiklerinin daha ötesini ve Allah'ın Zat'ını görebilendir. Yakîn kademeleri içinde en yükseği muhakkak ki Hakk'ul yakîndir.

2/BAKARA-118

Bismillâhirrahmânirrahîm

İmam İskender Ali Mihr : Ve (gerçeği) bilmeyenler: “Keşke Allah bizimle konuşsa” veya “Bize de bir âyet gelse” dediler. Bunun gibi onlardan öncekiler de, onların sözlerine benzer (sözler) söyledi. Onların kalpleri birbirine benzedi. Âyetlerimizi, yakîn hasıl eden bir kavim için beyan etmiştik.
Diyanet İşleri : Bilmeyenler, “Allah bizimle konuşsa, ya da bize bir mucize gelse ya!” derler. Bunlardan öncekiler de tıpkı böyle, bunların dedikleri gibi demişti. Onların kalpleri (anlayışları) birbirine benziyor. Biz âyetleri, kesin olarak inanacak bir toplum için açıkladık.
Abdulbaki Gölpınarlı : Bilgisi olmayanlar, Allah bizimle konuşsa, yahut bize bir delil, bir mucize gelse dediler. Önce gelenler de tıpkı onlar gibi söylemişlerdi. Kalpleri, ne kadar da birbirine benzedi onların. Gerçeği iyice bilmek isteyenlere âyetlerimizi apaçık gösterdik.
Adem Uğur : Bilmeyenler dediler ki: Allah bizimle konuşmalı ya da bize bir âyet (mucize) gelmeli değil miydi? Onlardan öncekiler de işte tıpkı onların dediklerini demişlerdi. Kalpleri (akılları) nasıl da birbirine benzedi? Gerçekleri iyice bilmek isteyenlere âyetleri apaçık gösterdik.
Ahmed Hulusi : (Allâh ismiyle işaret edilen hakkında) bilgisizler (O'nu gökte bir tanrı sanıp) "Allâh bizimle konuşsaydı ya da bize bir mucize verseydi ya" dediler!. . Onlardan öncekiler de onlar gibi konuşmuşlardı. Bakış açıları birbirine benzemiş! (Ayna nöronların işlevi sonucu - aynı kafadan!). . . Biz âyetlerimizi (gerçeğe işaret eden oluşumu), onları hakkıyla değerlendirmek isteyenlere apaçık gösterdik.
Ahmet Tekin : İlimden nasipleri olmayanlar:
'Allah bizimle konuşmalı, ya da bize bir âyet, bir mûcize, maddî bir işaret gelmeli' dediler. Bunlardan öncekiler de tıpkı böyle, bunların dedikleri gibi demişlerdi. Kalpleri, akılları birbirine benzedi.
İlme, delile ve gerekçeye itibar eden, inanmak isteyen bilgi toplumları için, Muhammed’in hak peygamber olduğu ile ilgili âyetleri, mûcizeleri açık seçik açıkladık.
Ahmet Varol : Bilgi sahibi olmayanlar 'Allah bizimle konuşmalı ya da bize bir ayet (mucize) gelmeli değil miydi?' dediler. Onlardan öncekiler de onların bu sözlerine benzer şeyler söylemişlerdi. Kalpleri birbirine benziyor. Biz iyi anlayan bir topluluk için ayetlerimizi açık bir şekilde gösterdik.
Ali Bulaç : Bilgisizler, dediler ki: "Allah bizimle konuşmalı veya bize de bir ayet gelmeli değil miydi?" Onlardan öncekiler de onların bu söylediklerinin benzerini söylemişlerdi. Kalbleri birbirine benzedi. Biz, kesin bilgiyle inanan bir topluluğa ayetleri apaçık gösterdik.
Ali Fikri Yavuz : Müşriklerin ve kitap ehlinin cahilleri: “- Allah, bize senin hak peygamber olduğunu söyleyeydi, yahud sen bize bir alâmet getireydin ya” dediler. Bunlardan önce Yahûdî ve Hristiyanlar da tıpkı bunlar gibi (peygamberlerine: “-Bize Allah’ı aşikâr göster ve gökten sofra indir.”) söylemişlerdi. Küfür ve inadda kalbleri birbirine benzemiştir. Biz hakikatı anlayanlara mûcizeleri apaçık gösterdik.
Bekir Sadak : Bilmeyenler: «Allah bizimle konusmali veya bize bir ayet gelmeli degil miydi?» dediler. Onlardan oncekiler de onlarin soylediklerinin tipkisini soylemislerdi. Kalbleri birbirine benzedi. Kesinlikle inanan kimseler icin ayetleri aciklamisizdir.
Celal Yıldırım : (Gerçeği) bilmeyenler, «Allah bizimle konuşsa ya..» Veya «bize bir âyet (mu'cize, açık belge) gelse ya..» derler. Bunlardan öncekiler de tıpkı bunların dedikleri gibi demişlerdi. Kalbleri ne kadar birbirine benzemiş! Hakikati bilip şüpheden kurtulanlara âyetlerimizi yeterince açıklamışızdır.
Diyanet İşleri (eski) : Bilmeyenler: 'Allah bizimle konuşmalı veya bize bir ayet gelmeli değil miydi?' dediler. Onlardan öncekiler de onların söylediklerinin tıpkısını söylemişlerdi. Kalbleri birbirine benzedi. Kesinlikle inanan kimseler için ayetleri açıklamışızdır.
Diyanet Vakfi : Bilmeyenler dediler ki: Allah bizimle konuşmalı ya da bize bir âyet (mucize) gelmeli değil miydi? Onlardan öncekiler de işte tıpkı onların dediklerini demişlerdi. Kalpleri (akılları) nasıl da birbirine benzedi? Gerçekleri iyice bilmek isteyenlere âyetleri apaçık gösterdik.
Edip Yüksel : Cahiller, 'ALLAH bizimle konuşmalı veya bize bir ayet (mucize) gelmeli değil miydi,' dediler. Daha öncekiler de onlar gibi konuşmuşlardı. Kafaları birbirine benziyor. Biz mucizeleri, inanacak olanlara sergileriz.
Elmalılı Hamdi Yazır : İlmi olmıyanlar da, Allah bizimle konuşsa ya, yahud bize bir mu'cize gelse ya, dediler, bunlardan evvelkiler de tıpkı böyle, bunların dedikleri gibi demişti, kalbleri birbirine benzedi; cidden yakîn edinecek bir ümmet için biz mucizeleri açık bir suretde gösterdik
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : İlmi olmayanlar da: «Ne olur Allah bizimle konuşsa, yahut bize bir mucize gelse!» dediler. Bunlardan öncekiler de tıpkı bunların dedikleri gibi demişlerdi. Kalpleri birbirine benzedi. Cidden gerçekleri bilmek isteyen bir ümmet için biz mucizeleri açık bir şekilde gösterdik.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Bilgiden nasibi olmayanlar da «Allah bizimle konuşsa ya, yahut bize de bir mucize gelse ya!» dediler. Bunlardan öncekiler de tıpkı böyle, bunların dedikleri gibi demişlerdi. Onların kalbleri birbirlerine benzedi. Gerçekten de yakîne ermek (hakikati bilmek) isteyen bir kavim için biz mucizeleri çok açık seçik gösterdik.
Fizilal-il Kuran : Bilmeyenler «Allah bizimle konuşmalı ya da bize bir mucize gelmeliydi» dediler. Onlardan öncekiler de onların dedikleri gibi söylemişlerdi. Kalpleri birbirine benzedi. Kesin iman sahiplerine ayetleri apaçık göstermişizdir.
Gültekin Onan : Bilgisizler "Tanrı bizimle konuşmalı veya bize de bir ayet gelmeli değil miydi?" dediler. Onlardan öncekiler de onların bu söylediklerinin benzerini söylemişlerdi. Kalpleri birbirine benzedi. Biz kesin bilgiyle inanan bir topluluğa ayetleri apaçık gösterdik.
Hasan Basri Çantay : (Hakıykati) bilmeyenler (veya bilib de bilmezlenenler): «Ne olur, Allah bizimle (senin hak peygamber olduğuna dâir yüz yüze bir) söylese, konuşsa, yahud (bu babda) bize bir âyet (mucize) gelse» dedi (ler). Onlardan evvelkiler de tıpkı onların söyledikleri gibi söylemiş (ler) di. Kalbleri birbirine ne kadar da benzemiş!. Biz hakıykatleri iyice bilmek isteyenlere âyetlerimizi apaçık göstermişizdir.
Hayrat Neşriyat : Bilmeyenler ise: 'Allah bizimle (de) konuşmalı veya bize bir mu'cize gelmeli değil miydi?' dediler. Kendilerinden öncekiler de böyle onların sözlerinin benzerini söylemişlerdi. Kalbleri (ne kadar da) birbirine benzedi! Doğrusu (biz) kat'î olarak îmân edecek bir kavim için âyetleri iyice açıkladık.
İbni Kesir : Bilmeyenler dediler ki: Allah bizimle konuşmalı veya bize bir ayet gelmeli değil miydi? Onlardan öncekiler de onların dedikleri gibi demişlerdi. Kalbleri birbirine benzemiş. Biz yakınen bilmek isteyen bir kavme ayetlerimizi apaçık bildirdik.
Muhammed Esed : (Yalnız) bilgiden yoksun olanlar: "Allah neden bizimle konuşmaz ve neden bize (mucizevi) bir işaret göstermez?" derler. Onlardan önce yaşamış olanlar da tıpkı onların dedikleri gibi demişlerdi: Kalpleri hep birbirine benziyor. Gerçekte Biz, bütün işaretleri, yürekten inanıp tasdik etmeye niyetli olanlar için açık ve anlaşılır kıldık.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve bilmeyen kimseler dedi ki: «Allah bizimle konuşsa ya veya bize bir âyet gelse ya.» Onlardan evvelkiler de onların dedikleri gibi demişti. Kalbleri birbirine benzemiştir. Biz âyetlerimizi ikan sahibi olan bir kavme apaçık bildirdik.
Ömer Öngüt : Bilmeyen (cahil müşrik)ler: “Allah bizimle konuşmalı ya da bize bir âyet (mucize) gelmeli değil miydi?” dediler. Kendilerinden öncekiler de aynı şeyi söylediler. Kalpleri ne kadar da birbirine benzemiş! Gerçekleri iyice bilmek isteyenlere âyetleri açıkladık.
Şaban Piriş : Bilmeyenler: -Ne olur Allah bizimle konuşsa veya bize bir ayet gelse?! demektedirler. Onlardan öncekiler de tıpkı onların söyledikleri gibi söylemişlerdi; kalpleri (nasıl da) birbirine benzemiş. Oysa biz, iyice bilmek isteyen bir toplum için ayetlerimizi apaçık göstermişizdir.
Suat Yıldırım : Gerçeği bilmeyenler dediler ki: "Allah bizimle konuşmalı veya bize mûcize gösterilmeli değil miydi?" Onlardan öncekiler de buna benzer sözler söylemişlerdi. Kalpleri nasıl da birbirine benziyor! Gerçekleri iyice bilmek isteyenler için delilleri apaçık gösterdik.
Süleyman Ateş : Bilmeyenler dediler ki: "Allâh bizimle konuşmalı, ya da bize bir âyet (mu'cize) gelmeli değil miydi?" Onlardan öncekiler de onların dedikleri gibi demişlerdi. Kalbleri birbirine benzedi. Gerçekleri iyice bilmek isteyenlere âyetleri açıkladık.
Tefhim-ul Kuran : Bilgisizler, dediler ki: «Allah bizimle konuşmalı veya bize de bir ayet gelmeli değil miydi?» Onlardan öncekiler de onların bu söylediklerinin benzerini söylemişlerdi. Kalbleri birbirine benzeşti. Biz, kesin bir bilgiyle inanan bir topluluğa ayetleri apaçık göstermişiz.
Ümit Şimşek : Cahiller, 'Allah bizimle konuşsa veya bize bir mucize gelseydi' dediler. Daha evvelkiler de bunların sözüne benzer şeyler söylemişlerdi. Bunların kalpleri hep birbirine benziyor. Oysa Biz, hakkı yakînen bilmek isteyenlere âyetlerimizi açıklamışızdır.
Yaşar Nuri Öztürk : Bilgiden yoksun olanlar dedi ki: "Allah bizimle konuşsaydı yahut bize bir mucize gelseydi ya!..." Onlardan öncekiler de aynen onların dediği gibi demişti. Kalpleri birbirine benzemiştir. Biz ayetleri, gerçeği apaçık bilmek isteyenler için iyiden iyiye açıklamışızdır.
Kaynak : İmam İskender Ali Mihr
Tür : Diğer Tarih : 30.10.2018
[ Tüm yazılara ulaşmak için burayı tıklayınız. ]

1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 47, 48, 49, 50, 51, 52, 53, 54, 55, 56, 57, 58, 59, 60, 61, 62, 63, 64, 65, 66, 67, 68, 69, 70, 71, 72, 73, 74, 75, 76, 77, 78, 79, 80, 81, 82, 83, 84, 85, 86, 87, 88, 89, 90, 91, 92, 93, 94, 95, 96, 97, 98, 99, 100, 101, 102, 103, 104, 105, 106, 107, 108, 109, 110, 111, 112, 113, 114, 115, 116, 117, 118, 119, 120, 121, 122, 123, 124, 125, 126, 127, 128, 129, 130, 131, 132, 133, 134, 135, 136, 137, 138, 139, 140, 141, 142, 143, 144, 145, 146, 147, 148, 149, 150, 151, 152, 153, 154, 155, 156, 157, 158, 159, 160, 161, 162, 163, 164, 165, 166, 167, 168, 169, 170, 171, 172, 173, 174, 175, 176, 177, 178, 179, 180, 181, 182, 183, 184, 185, 186, 187, 188, 189, 190, 191, 192, 193, 194, 195, 196, 197, 198, 199, 200, 201, 202, 203, 204, 205, 206, 207, 208, 209, 210, 211, 212, 213, 214, 215, 216, 217, 218, 219, 220, 221, 222, 223, 224, 225, 226, 227, 228, 229, 230, 231, 232, 233, 234, 235, 236, 237, 238, 239, 240, 241, 242, 243, 244, 245, 246, 247, 248, 249, 250, 251, 252, 253, 254, 255, 256, 257, 258, 259, 260, 261, 262, 263, 264, 265, 266, 267, 268, 269, 270, 271, 272, 273, 274, 275, 276, 277, 278, 279, 280, 281, 282, 283, 284, 285, 286

Sure Adına Göre Sırala

 

 

 

 

Sayfa Ziyaret Sayacı
391.082