BAKARA-62

Anasayfa » BAKARA Suresi » BAKARA-62
share on facebook  tweet  share on google  print  

BAKARA-62

"BAKARA Suresi" için, toplam 1 sonuç arasından 1 - 1 arası sonuçlar

<<<<<2/BAKARA-62>>>>>

Bismillâhirrahmânirrahîm

إِنَّ الَّذِينَ آمَنُواْ وَالَّذِينَ هَادُواْ وَالنَّصَارَى وَالصَّابِئِينَ مَنْ آمَنَ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ وَعَمِلَ صَالِحاً فَلَهُمْ أَجْرُهُمْ عِندَ رَبِّهِمْ وَلاَ خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلاَ هُمْ يَحْزَنُونَ

İnnellezîne âmenû vellezîne hâdû ven nasârâ ves sâbiîne men âmene billâhi vel yevmil âhiri ve amile sâlihan fe lehum ecruhum inde rabbihim, ve lâ havfun aleyhim ve lâ hum yahzenûn(yahzenûne).

Şüphesiz ki; âmenû olanlar, yahudiler, hristiyanlar ve sabiiler, bunlardan her kim, Allah’a ve yevm’il âhire inanır ve ıslâh edici ameller işlerse (nefsini tezkiye ederse), bu durumda onların mükâfatları Rab’lerinin katındadır. Onlara korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır. 
1. inne ellezîne : muhakkak ki, hiç şüphesiz onlar
2. âmenû : âmenû oldular (Allah'a ulaşmayı dilediler)
3. ve ellezîne : ve o kimseler, onlar
4. hâdû : yahudiler
5. ve en nasârâ : ve hristiyanlar
6. ve es sâbiîne : ve meleklere veya yıldızlara tapanlar
7. men : kim, kimse(ler)
8. âmene : âmenû oldu (Allah'a ulaşmayı diledi), îmân etti, inandı
9. biallâhi (bi allâhi) : Allah'a
10. ve el yevmi el âhiri : ve son gün, ve sonraki gün, ruhun Allah'a ulaşma günü
11. ve amile sâlihan : ve salih amel, ıslâh edici (nefsi tezkiye edici) amel yaptı
12. fe : artık, böylece
13. lehum : onlar için, onların
14. ecru-hum : ecirleri, mükâfatları
15. inde : yanında, katında
16. rabbi-him : onların Rabbi, Rab'leri
17. ve lâ havfun : ve korku yoktur
18. aleyhim : onlara
19. ve lâ hum yahzenûne : ve onlar mahzun olmazlar

AÇIKLAMA

Bismillâhirrahmânirrahîm

Yevm'il âhir; sonraki gündür. Sonraki gün için kıyâmet günü denebilir. ve bu, mânâlardan sadece birisidir Kur'ân-ı Kerim'de ne zaman yevm'il âhir geçse ona hep kıyâmet günü demişlerdir.

Yevm'il âhire verilecek anlam, yevm'il evvele verilecek anlam ile şekillenir.

Eğer yevm'il evvel, doğum günü ise yevm'il âhir, ölüm günü olur.

Eğer yevm'il evvel, kâinatın yaratıldığı gün ise yevm'il âhir, kıyâmet günüdür.

Eğer yevm'il evvel, mürşidin önünde diz çöküp tövbe edilen gün ise yevm'il âhir, ruhun Allah'a teslim olduğu gündür. Fizik vücut açısından fizik vücudun Allah'a teslim olduğu gündür. Nefs açısından nefsin Allah'a teslim olduğu gündür.

Yevm'il âhir sadece kıyâmet günü değildir. Burada da Allahû Tealâ'nın yevm'il âhir kelimesiyle ifade etmek istediğinin "Allah'a ulaşmak" olduğu anlaşılmaktadır. Çünkü sadece Allah'a ulaşmayı dileyenler mürşidlerine ulaşıp tövbe ederlerse nefsi ıslâh edici amel işleyebilirler. Âmenû olanlar, yevm'il âhire inananlar ve nefsi ıslâh edici ameller işleyenlerdir. Allahû Tealâ diyor ki:

10/YÛNUS-62: E lâ inne evlîyâ allâhi lâ havfun aleyhim ve lâ hum yahzenûn(yahzenûne).

Muhakkak ki Allah'ın evliyasına (dostlarına), korku yoktur. Onlar, mahzun olmazlar, öyle değil mi?

Evliya olmanın gerçekleşebilmesi için Allah'a ulaşmayı dilemek, mürşide ulaşmak ve nefs tezkiyesine başlamak lâzımdır. Bunun sonunda hedefe ulaşmak, korkudan ve mahzun olmaktan berî olmak vardır:

10/YÛNUS-63: Ellezîne âmenû ve kânû yettekûn(yettekûne).

Onlar, âmenûdurlar (ölmeden evvel Allah'a ulaşmayı dileyenlerdir) ve takva sahibi olmuşlardır.

10/YÛNUS-64: Lehumul buşrâ fîl hayâtid dunyâ ve fîl âhıreh(âhıreti), lâ tebdîle li kelimâtillâh(kelimâtillâhi), zâlike huvel fevzul azîm(azîmu).

Onlara, dünya hayatında ve ahirette müjdeler (mutluluklar) vardır. Allah'ın sözü değişmez. İşte O, fevz-ül azîmdir.

Bakara Suresinin 62. âyet-i kerimesiyle Yunus Suresinin 6263 ve 64. âyet-i kerimeleri arasında çok açık bir illiyet rabıtası vardır. Her ikisinde de korku ve mahzun olmak yoktur. Âmenû olanlar (ruhlarını Allah'a ulaştırmayı dileyenler) ve ruhunu Allah'a ulaştıranlar takva sahibidirler.

Bakara Suresinin 62. âyet-i kerimesinde ıslâh edici ameller işleyenler anlatılmaktadır. Islâh edici amelin işlenebilmesi için kişinin zaten takva sahibi olması gerekir.

  1. Kim Allah'a inanıyorsa,
  2. Kim Allah'a ulaşmayı dilerse,
  3. Kim mürşidine ulaşıp, önünde diz çöküp, tövbe ederse,
  4. Kim nefs tezkiyesini yaparsa, böylece kim ruhunu Allah'a ulaştırırsa, onlar Allah'ın ermiş (ruhu Allah'a ermiş) evliyası olur.

Dîn farklılığının hiç geçerli olmadığı, önemli olanın bütün dînlerde bu işlemlerin yapılması olduğu bu âyette açık ve kesin bir dille ifade edilmektedir. Sonuç da bellidir: Allahû Tealâ "Onlara korku yoktur." diyor. Bunun mânâsı cennettir.

Gelecek günlerde dînlerin birleştirilmesi hedefi için bu âyet bir ışıktır.


2/BAKARA-62

Bismillâhirrahmânirrahîm

İmam İskender Ali Mihr : Muhakkak ki, âmenû olanlar ve yahudi, hristiyan ve sabii olanlardan kim, Allah'a ve ahiret gününe inandı ve ıslâh edici ameller işlediyse (nefsini tezkiye etti ise ), artık onların mükâfatları Rab'lerinin katındadır. Onlara korku yoktur ve onlar mahzun olmazlar.
Diyanet İşleri : Şüphesiz, inananlar (Müslümanlar) ile Yahudiler, Hıristiyanlar ve Sâbiîlerden (her bir grubun kendi şeriatında) “Allah’a ve ahiret gününe inanan ve salih ameller işleyenler için Rableri katında mükâfat vardır; onlar korkuya uğramayacaklar, mahzun da olmayacaklardır” (diye hükmedilmiştir).
Abdulbaki Gölpınarlı : Şüphe yok ki insanlarla Yahûdi olanlardan, Nasrânîlerden, Sâbiîlerden, Allah'a ve son güne inanan ve iyi işler gören kimselere, Rableri katında ecir var. Onlar için ne korku vardır, ne hüzün.
Adem Uğur : Şüphesiz iman edenler; yani yahudilerden, hıristiyanlardan ve sâbiîlerden Allah'a ve ahiret gününe hakkıyla inanıp sâlih amel işleyenler için Rableri katında mükâfatlar vardır. Onlar için herhangi bir korku yoktur. Onlar üzüntü çekmeyeceklerdir.
Ahmed Hulusi : (Gizli şirk içinde olsalar bile {Yusuf: 106}) iman edenler, Yahudiler, Hristiyanlar ve Sabiiler (yıldızların tanrı olduğuna inanıp onlara tapanlar) arasından; nefslerinin Allâh Esmâ'sından meydana geldiğine ve gelecekte yaşanacak sürece iman edenler ve bunun gereği kendilerini selâmete çıkaran çalışmalara devam edenler, Rablerinin (Esmâ bileşimlerinin) indînde ecre (bunun getirisi olan kuvvelere) kavuşurlar. Onlar için ne korkulacak bir şey kalır ne de onları üzecek bir olay!
Ahmet Tekin : Hakka ve tevhide yönelik inançları olanlar, sözde iman edenler, yahudiliğin takipçileri, hrıstiyanlar, sâbiîler, inançlarını terkedenler geçmişin kirlerinden arınarak Allah’a, Allah’a imanın gerektirdiği esaslara ve Âhiret gününe hakkıyla imân ederler, gevşekliği bırakıp, hâlis niyet ve amaçlarla, İslâm esaslarını, İslâmî düzeni hayata geçirirler, iş barışı içinde bilinçli, planlı, mükemmel, meşrû, faydalı, verimli çalışarak nimetin-ürünün bollaşmasını sağlarlar, yerinde, haklı çıkışlar yaparak, düzelmeye, iyiliğe, iyileştirmeye ön ayak olurlar, cârî-kalıcı hayırlar-sâlih ameller işlerlerse elbette Rableri katında mükâfatları vardır. Onlara her iki dünyada da korku yok. Geride bıraktıkları yakınları ve yapamadıkları şeylerden dolayı mahzun da olmayacaklar.
Ahmet Varol : Şüphesiz iman edenlerle, yahudiler, hıristiyanlar ve sabiilerden kimler Allah'a ve ahiret gününe inanıp salih ameller (iyi işler) işlerlerse onların ecirleri Allah katındadır. Onlara korku yoktur ve üzülmeyeceklerdir de.
Ali Bulaç : Şüphesiz, iman edenler(le) yahudiler, hristiyanlar ve sabiiler(den kim) Allah'a ve ahiret gününe iman eder ve salih amellerde bulunursa, artık onların Allah katında ecirleri vardır. Onlara korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır.
Ali Fikri Yavuz : Şüphe yok ki, daha önce peygamberlere imân edenler, Mûsa dinini kabul eden Yahûdiler, Hristiyanlar ve her dinden bir şey alıp meleklere tapanlar (var ya), bunlardan her kim, Allah’a ve ahiret gününe iman eder ve Hazreti Peygamberin şeriatı üzerine salih bir âmel işlerse, elbette bunların Rableri katında mükâfatları vardır. Onlara bir korku yoktur ve onlar mahzun olacak değillerdir.
Bekir Sadak : suphesiz, inananlar, Yahudi olanlar, hiristiyanlar ve sabiilerden Allah'a ve ahiret gunune inanip yararli is yapanlarin ecirleri Rablerinin katindadir. Onlar icin artik korku yoktur. Onlar uzulmeyeceklerdir.
Celal Yıldırım : Şüphesiz ki, İmân edenler, Yahudiler, Hıristiyanlar ve Sabitlerden kim dosdoğru Allah'a, âhiret gününe inanır ve iyi-yararlı amelde bulunursa, artık onlar için Rableri katında ecirler vardır, onlar üzerinde bir korku da yoktur ve onlar mahzun da olmayacaklar.
Diyanet İşleri (eski) : Şüphesiz, inananlar, Yahudi olanlar, Hıristiyanlar ve Sabiilerden Allah'a ve ahiret gününe inanıp yararlı iş yapanların ecirleri Rablerinin katındadır. Onlar için artık korku yoktur. Onlar üzülmeyeceklerdir.
Diyanet Vakfi : Şüphesiz iman edenler; yahudilerden, hıristiyanlardan ve sâbiîlerden de Allah'a ve ahiret gününe inanıp sâlih amel işleyenler için Rableri katında mükâfatlar vardır. Onlar için herhangi bir korku yoktur onlar üzüntü çekmeyeceklerdir.
Edip Yüksel : İnananlar, Yahudiler, Hristiyanlar ve diğer dinlerden her kim: ALLAH'a ve ahirete inanır ve erdemli bir hayat sürdürürse, onların ödülleri Rab'leri katındadır. Onlar için korku ve üzüntü yoktur.
Elmalılı Hamdi Yazır : Şüphe yok ki iman edenler ve Yehudîler, Nasranîler, Sabiîler bunlardan her kim Allaha ve Ahıret gününe hakikaten iman eder ve salih bir amel işlerse elbette bunların Rableri yanında ecirleri vardır, bunlara bir korku yoktur ve bunlar mahzun olacak değillerdir
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Şüphe yok ki, iman edenler, yahudiler, hıristiyanlar ve Sabiiler; bunlardan her kim Allah'a ve ahiret gününe gerçekten iman eder ve iyi bir amel işlerse, elbette bunların Rableri yanında mükafatları vardır. Bunlara bir korku yoktur ve bunlar mahzun da olmayacaklardır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Şüphe yok ki, iman edenler, yahudiler, hıristiyanlar ve sabiîler, bunlardan her kim Allah'a ve ahiret gününe gerçekten iman eder ve salih amel işlerse elbette Rabbleri katında bunların ecirleri vardır, bunlara bir korku yoktur, bunlar mahzun da olacak değillerdir.
Fizilal-il Kuran : Müminler ile yahudi, hıristiyan ve sabiilerden Allah'a ve Ahiret gününe inanıp iyi ameller işleyenler, hiç şüphesiz, Rabbleri katında mükâfatlarını alacaklardır; onlar için korku yoktur; onlar artık hiç üzülmeyeceklerdir.
Gültekin Onan : Kuşkusuz inananlar, Yahudiler, Hristiyanlar ve Sabiilerden (kim) Tanrı'ya ve ahiret gününe inanır ve salih amellerde bulunursa, onların ödülleri / karşılıkları (ecir) rableri katındadır. Onlara korku yoktur ve onlar üzüntü duymayacaklardır.
Hasan Basri Çantay : Şübhe yok ki (senden evvel peygamberlere) îman edenler (olsun, Musa dînini kabul eden) Yahudiler (olsun), Nasrânî (Hiristiyan) ve Sabiîler (olsun) kim (peygamberin şerîatine göre) Allaha ve âhiret gününe inanır, bununla beraber (o şerîatin emri vech ile) saalih (iyi) amel (ve hareket) de bulunursa elbette onların Rableri katında ecirleri (mükâfatları) vardır. Hem onlara bir korku da yokdur, onlar mahzun da olacak değillerdir.
Hayrat Neşriyat : Şübhesiz ki (zâhiren) îmân edenler, yahudi olanlar, hristiyanlar ve sâbiîler yok mu, (onlardan) kim Allah’a ve âhiret gününe (hakikaten) îmân edip sâlih bir amel işlerse, artık onların, Rableri katında mükâfâtları vardır; onlara hiçbir korku yoktur, onlar mahzun da olmazlar.
İbni Kesir : Şüphesiz ki Mü'minler, Yahudiler, Nasrani ve Sabiilerden; kim Allah'a ve ahiret gününe inanıp, salih amelde bulunursa, elbette onların Rabları katında mükafaatları vardır. Hem onlara bir korku yoktur, mahzun da olacak değildirler.
Muhammed Esed : Kuşkusuz, (bu ilahi kelama) iman edenler ile Yahudi inancının takipçilerinden, Hıristiyanlardan ve Sabiilerden Allah'a ve Ahiret Günü'ne inanmış, doğru ve yararlı işler yapmış olanların tümü Rablerinden hak ettikleri mükafatları alacaklardır; ve onlar ne korkacak, ne de üzüleceklerdir.
Ömer Nasuhi Bilmen : Şüphe yok ki, mü'minler ile Yahudilerden ve Nasârâ ile Sâbii tâifesinden herhangi kimseler Allah Teâlâ'ya, ahiret gününe imân edip sâlih amellerde bulunmuş olurlarsa onlar için Rableri indinde mükâfaatlar vardır. Ve kendilerine asla korku yoktur. Ve onlar mahzun da olmayacaklardır.
Ömer Öngüt : Şüphesiz ki iman edenler, yahudiler, hıristiyanlar ve sâbiîlerden Allah'a ve ahiret gününe inanıp sâlih amel işleyenler için Rableri katında mükâfatlar vardır. Onlar için hiçbir korku yoktur, onlar mahzun da olmayacaklardır.
Şaban Piriş : Şüphesiz İnananlar, Yahudiler, Hıristiyanlar ve Sabiilerden kim Allah’a ve ahiret gününe inanır ve doğru olanı yaparsa; onlara Rab’leri yanında mükafatlar vardır. Onlara bir korku da yoktur, üzülmeyeceklerdir.
Suat Yıldırım : İman edenler, Yahudiler, Hıristiyanlar, Sabiîler... Her kim Allah’a ve âhiret gününe (gerçekten) iman eder ve amel-i salih işlerse, elbette onların Rab’leri yanında mükafatları vardır. Onlar için herhangi bir korku olmadığı gibi kendilerini üzecek bir şey de yoktur.
Süleyman Ateş : Şüphesiz inananlar; yahûdiler, hıristiyanlar ve sâbiiler(den) Allah'a ve âhiret gününe inanan ve iyi iş(ler) yapanlara, Rableri katında mükâfât vardır; onlara korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir.
Tefhim-ul Kuran : Şüphesiz iman edenler(le) Yahudiler, Hıristiyanlar ve Sabiî'ler(den kim) Allah'a ve ahiret gününe iman eder, salih amellerde bulunursa, artık onların Allah katında ecirleri vardır. Ve onlar için korku yoktur, onlar mahzun da olmayacaklardır.
Ümit Şimşek : İman edenlerden, Yahudilerden, Hıristiyanlardan ve Sâbiîlerden kim Allah'a ve âhiret gününe iman eder ve güzel işler yaparsa, onların Rableri katında ödülleri vardır. Ne bir korku vardır onlara, ne de mahzun olurlar.
Yaşar Nuri Öztürk : Şu bir gerçek ki, iman edenlerden, Yahudilerden, Hıristiyanlardan, Sabîlerden Allah'a ve âhıret gününe inanıp barışa ve hayra yönelik iş yapanların, Rableri katında kendilerine has ödülleri olacaktır. Korku yoktur onlar için, tasalanmayacaklardır onlar.
Kaynak : İmam İskender Ali Mihr
Tür : Diğer Tarih : 30.10.2018
[ Tüm yazılara ulaşmak için burayı tıklayınız. ]

1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 47, 48, 49, 50, 51, 52, 53, 54, 55, 56, 57, 58, 59, 60, 61, 62, 63, 64, 65, 66, 67, 68, 69, 70, 71, 72, 73, 74, 75, 76, 77, 78, 79, 80, 81, 82, 83, 84, 85, 86, 87, 88, 89, 90, 91, 92, 93, 94, 95, 96, 97, 98, 99, 100, 101, 102, 103, 104, 105, 106, 107, 108, 109, 110, 111, 112, 113, 114, 115, 116, 117, 118, 119, 120, 121, 122, 123, 124, 125, 126, 127, 128, 129, 130, 131, 132, 133, 134, 135, 136, 137, 138, 139, 140, 141, 142, 143, 144, 145, 146, 147, 148, 149, 150, 151, 152, 153, 154, 155, 156, 157, 158, 159, 160, 161, 162, 163, 164, 165, 166, 167, 168, 169, 170, 171, 172, 173, 174, 175, 176, 177, 178, 179, 180, 181, 182, 183, 184, 185, 186, 187, 188, 189, 190, 191, 192, 193, 194, 195, 196, 197, 198, 199, 200, 201, 202, 203, 204, 205, 206, 207, 208, 209, 210, 211, 212, 213, 214, 215, 216, 217, 218, 219, 220, 221, 222, 223, 224, 225, 226, 227, 228, 229, 230, 231, 232, 233, 234, 235, 236, 237, 238, 239, 240, 241, 242, 243, 244, 245, 246, 247, 248, 249, 250, 251, 252, 253, 254, 255, 256, 257, 258, 259, 260, 261, 262, 263, 264, 265, 266, 267, 268, 269, 270, 271, 272, 273, 274, 275, 276, 277, 278, 279, 280, 281, 282, 283, 284, 285, 286

Sure Adına Göre Sırala

 

 

 

 

Sayfa Ziyaret Sayacı
391.055