ÂLİ İMRÂN-100

Anasayfa » ÂLİ İMRÂN Suresi » ÂLİ İMRÂN-100
share on facebook  tweet  share on google  print  

ÂLİ İMRÂN-100

"ÂLİ İMRÂN Suresi" için, toplam 1 sonuç arasından 1 - 1 arası sonuçlar

3/ÂLİ İMRÂN-100

<<<<<3/ÂLİ İMRÂN-100>>>>>

Bismillâhirrahmânirrahîm

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوَاْ إِن تُطِيعُواْ فَرِيقًا مِّنَ الَّذِينَ أُوتُواْ الْكِتَابَ يَرُدُّوكُم بَعْدَ إِيمَانِكُمْ كَافِرِينَ

Yâ eyyuhâllezîne âmenû in tutîû ferîkan minellezîne ûtûl kitâbe yeruddûkum ba’de îmânikum kâfirîn(kâfirîne).

Ey âmenû olanlar! Eğer o kitap verilenlerden bir gruba itaat ederseniz, sizi îmânınızdan sonra kâfîrliğe döndürürler. 
1. yâ eyyuhâ : ey
2. ellezîne âmenû : îmân edenler, âmenû olanlar
3. in tutîû : eğer itaat ederseniz
4. ferîkan : fırka, grup, topluluk
5. min ellezîne : onlardan
6. ûtû el kitâbe : kitap verildiler
7. yeruddû-kum : sizi reddeder, döndürür
8. ba'de îmâni-kum : îmânınızdan sonra
9. kâfirîne : kâfirlik, kâfir olma

AÇIKLAMA

Bismillâhirrahmânirrahîm

Sahâbe, Peygamber Efendimiz (S.A.V)'e tâbî olmuşlar. O'ndan Allah'a ulaşmayı dilemeyi öğrenmişler. Hepsi dilemişlerdir. Çünkü bütün sahâbe, Allah'a ulaşmışlar:

39/ZUMER-18: Ellezîne yestemiûnel kavle fe yettebiûne ahseneh(ahsenehu), ulâikellezîne hedâhumullâhu ve ulâike hum ulûl elbâb(elbâbi).

Onlar, sözü işitirler, böylece onun ahsen olanına tâbî olurlar. İşte onlar, Allah'ın hidayete erdirdikleridir. Ve işte onlar; onlar ulûl'elbabtır (daimî zikrin sahipleri).

13/RA'D-20: Ellezîne yûfûne bi ahdillâhi ve lâ yenkudûnel misâk(misâka).

Onlar, Allah'ın ahdini ifa ederler (ruhlarını, vechlerini, nefslerini ve iradelerini Allah'a teslim ederler). Ve misaklerini (diğer teslimlerle birlikte iradelerini de Allah'a teslim edeceklerine dair misaklerini) bozmazlar.

13/RA'D-21: Vellezîne yasılûne mâ emerallâhu bihî en yûsale ve yahşevne rabbehum ve yehâfûne sûel hisâb(hisâbi).

Ve onlar Allah'ın (ölümden evvel), Allah'a ulaştırılmasını emrettiği şeyi (ruhlarını), O'na (Allah'a) ulaştırırlar. Ve Rab'lerine karşı huşû duyarlar ve kötü hesaptan (cehenneme girmekten) korkarlar.

13/RA'D-22: Vellezîne saberûbtigâe vechi rabbihim ve ekâmûs salâte ve enfekû mimmâ rezaknâhum sirren ve alâniyeten ve yedreûne bil hasenetis seyyiete ulâike lehum ukbed dâr(dâri).

Onlar, sabırla Rab'lerinin vechini (Zat'ını, Zat'a ulaşmayı ve Allah'ın Zat'ını görmeyi) dileyenler ve namazı ikame edenler, onları rızıklandırdığımız şeylerden gizli ve açıkça infâk edenlerdir. Ve seyyiati, hasenat ile (iyilikle) savan kimselerdir. İşte onlar için, bu dünyanın (güzel bir) akıbeti (sonucu) vardır.

Bu insanların 1. özellikleri kötü hesaptan, günahlarının sevaplarından fazla olmasından korkmalarıdır. Onlar huşûya ulaşanlardır ve sabırla Allah'ın Zat'ını dileyenlerdir. Allah'a ruhlarını ölmeden evvel ulaştırmışlardır. Bütün sahâbe Allah'a ulaşmış, hidayete ermiştir. Al-i İmran Suresinin 20. âyet-i kerimesi ile de aynı şey söz konusu olmaktadır:

3/ÂLİ İMRÂN-20: Fe in hâccûke fe kul eslemtu vechiye lillâhi ve menittebean(menittebeani), ve kul lillezîne ûtûl kitâbe vel ummiyyîne e eslemtum, fe in eslemû fe kadihtedev, ve in tevellev fe innemâ aleykel belâg(belâgu), vallâhu basîrun bil ibâd(ibâdi).

Bundan sonra eğer seninle tartışırlarsa o zaman onlara de ki: "Ben ve bana tâbi olanlar vechimizi (fizik vücudumuzu) Allah'a teslim ettik. O kitab verilenlere ve ümmîlere: "Siz de vechinizi (fizik vücudunuzu) (Allah'a) teslim ettiniz mi?" de. Eğer teslim ettilerse, o taktirde, hidayete ermişlerdir. Ve eğer yüz çevirirlerse, o zaman sana düşen sadece tebliğdir. Ve Allah, kullarını en iyi görendir.

Sahâbenin hepsi hidayete ermişler, mürşidlerine ulaşmışlar. Kalplerine Allah îmânı yazmış, mü'min olmuşlar.

Allahû Tealâ her zaman kalbe bakar, işitir, bilir ve görür. Şüpheyi gördüğü anda da, kalpteki îmân kelimesini alır, kalbin içine küfür kelimesini yazar, kalbi tekrar mühürler, başın üzerindeki devrin imamının ruhunu alır ve böylece kişi fıska düşer. İşte Allahû Tealâ insanların bundan korunmasını ister.

 

3/ÂLİ İMRÂN-100

3/ÂLİ İMRÂN-100

Bismillâhirrahmânirrahîm

İmam İskender Ali Mihr : Ey âmenû olanlar! Eğer o kitap verilenlerden bir gruba itaat ederseniz, sizi îmânınızdan sonra kâfîrliğe döndürürler.
Diyanet İşleri : Ey iman edenler! Kendilerine kitap verilenlerden herhangi bir gruba uyarsanız, imanınızdan sonra sizi döndürüp kâfir yaparlar.
Abdulbaki Gölpınarlı : Ey inananlar, kendilerine kitap verilenlerin herhangi bir kısmına uyarsanız sizi döndürür, inancınızdan sonra kâfir yapar.
Adem Uğur : Ey iman edenler! Kendilerine kitap verilenlerden bir guruba uyarsanız imanınızdan sonra sizi yeniden inkârcılığa sevkederler.
Ahmed Hulusi : Ey iman edenler, eğer kendilerine hakikat bilgisi verilenlerden bir bölümüne (sonradan sapmış olmaları nedeniyle) itaat ederseniz, sizi imandan sonra inkâr ehline dönüştürürler.
Ahmet Tekin : Ey iman nimetine kavuşanlar, kendilerine verilen kutsal kitapların hükmünce sorumlu tutulanlardan bir zümrenin, göstermelik hoşgörü taleplerini, şeriatinize aykırı isteklerini kabul eder, onlara boyun eğerseniz, iman ettikten sonra sizi, yeniden küfür bataklığına sürüklerler.
Ahmet Varol : Ey iman edenler! Eğer kendilerine kitap verilenlerden bir topluluğa uyarsanız sizi iman etmenizden sonra kâfirliğe döndürürler.
Ali Bulaç : Ey iman edenler, eğer kendilerine kitap verilenlerden herhangi bir gruba boyun eğecek olursanız, sizi imanınızdan sonra tekrar küfre döndürürler.
Ali Fikri Yavuz : Ey iman edenler! Eğer kendilerine kitap verilenlerden herhangi bir topluluğa uyarsanız, sizi imanınızdan sonra çevirirler, kâfir yaparlar.
Bekir Sadak : Ey Inananlar! Kitab verilenlerin bir takimina uyarsaniz, inanmanizdan sonra sizi kafir olmaga cevirirler.
Celal Yıldırım : Ey imân edenler! Kendilerine kitab verilenlerden (herhangi) bir zümreye uyacak olursanız, imânınızdan sonra sizi kâfir ederler (dininizden döndürmeye fırsat bulurlar).
Diyanet İşleri (eski) : Ey İnananlar! Kitap verilenlerin bir takımına uyarsanız, inanmanızdan sonra sizi kafir olmağa çevirirler.
Diyanet Vakfi : Ey iman edenler! Kendilerine kitap verilenlerden bir guruba uyarsanız imanınızdan sonra sizi yeniden inkârcılığa sevkederler.
Edip Yüksel : İnananlar! Kitap halkından bir kısmına uyarsanız iman etmenizden sonra sizi inkarcılığa döndürürler.
Elmalılı Hamdi Yazır : Ey o bütün iman edenler! eğer o kitab verilenlerden her hangi bir fırkaya uyarsanız sizi imanınızdan sonra çevirirler kâfir ederler
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Ey iman edenler, eğer o kitap verilenlerden her hangi bir gruba uyarsanız, sizi inandıktan sonra döndürür kafir ederler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Ey iman edenler! Kendilerine kitap verilenlerden herhangi bir gruba uyarsanız, imanınızdan sonra sizi döndürüp kâfir yaparlar.
Fizilal-il Kuran : Ey müminler, kendilerine kitap verilenlerin bir grubuna uyarsanız bunlar sizi iman ettikten sonra döndürüp kafir yaparlar.
Gültekin Onan : Ey inananlar, eğer kendilerine kitap verilenlerden herhangi bir gruba boyun eğecek olursanız, sizi inandıktan sonra tekrar kafirler(e) döndürürler / haline getirirler (yerudduküm).
Hasan Basri Çantay : Ey îman edenler, eğer kendilerine Kitab verilenlerin içinden her hangi bir zümreye boyun eğecek olursanız sizi îmanınızdan sonra döndürüb kâfirler yaparlar.
Hayrat Neşriyat : Ey îmân edenler! Eğer kendilerine kitab verilenlerden bir fırkaya uyarsanız,(Allah’a olan) îmânınızdan sonra sizi, kâfirler olarak (küfre) geri döndürürler.
İbni Kesir : Ey iman edenler; eğer kendilerine kitab verilenlerden herhangi bir zümreye uyarsanız, imanınızdan sonra sizi çevirirler de kafir yaparlar.
Muhammed Esed : Siz ey imana ermiş olanlar! Önceki çağlarda kendilerine vahiy verilenlerden bir fırkaya uyarsanız, iman ettikten sonra yeniden hakikati reddetmenize sebep olabilirler.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ey imân edenler! Kendilerine kitap verilmiş olanlardan herhangi bir gürûha itaat ederseniz sizi imânınızdan sonra çevirip kâfirler yaparlar.
Ömer Öngüt : Ey iman edenler! Kendilerine kitap verilenlerden herhangi bir zümreye uyarsanız, imanınızdan sonra sizi çevirirler de kâfir yaparlar.
Şaban Piriş : -Ey iman edenler, eğer kitap verilenlerden bir gruba uyarsanız, iman ettikten sonra sizi kafirliğe döndürürler.
Suat Yıldırım : Ey iman edenler! Eğer Ehl-i kitaptan bir kısmına uyacak olursanız, iyi bilin ki onlar sizi imanınızdan sonra küfre çevirmek isterler.
Süleyman Ateş : Ey inananlar, Kitap verilenlerden herhangi bir gruba uyarsanız imanınızdan sonra, (onlar) sizi döndürüp kâfir yaparlar.
Tefhim-ul Kuran : Ey iman edenler, eğer kendilerine kitap verilenlerden herhangi bir gruba boyun eğecek olursanız, sizi imanınızdan sonra tekrar küfre döndürürler.
Ümit Şimşek : Ey iman edenler! Kendilerine kitap verilenlerden bir zümreye uyacak olursanız, onlar sizi imanınızdan sonra tekrar kâfirliğe çevirirler.
Yaşar Nuri Öztürk : Ey iman edenler! Kendilerine kitap verilenlerden bir zümreye boyun eğerseniz sizi, imanınızdan sonra kâfirler haline getirirler.
Kaynak : İmam İskender Ali Mihr
Tür : Diğer Tarih : 30.10.2018
[ Tüm yazılara ulaşmak için burayı tıklayınız. ]

1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 47, 48, 49, 50, 51, 52, 53, 54, 55, 56, 57, 58, 59, 60, 61, 62, 63, 64, 65, 66, 67, 68, 69, 70, 71, 72, 73, 74, 75, 76, 77, 78, 79, 80, 81, 82, 83, 84, 85, 86, 87, 88, 89, 90, 91, 92, 93, 94, 95, 96, 97, 98, 99, 100, 101, 102, 103, 104, 105, 106, 107, 108, 109, 110, 111, 112, 113, 114, 115, 116, 117, 118, 119, 120, 121, 122, 123, 124, 125, 126, 127, 128, 129, 130, 131, 132, 133, 134, 135, 136, 137, 138, 139, 140, 141, 142, 143, 144, 145, 146, 147, 148, 149, 150, 151, 152, 153, 154, 155, 156, 157, 158, 159, 160, 161, 162, 163, 164, 165, 166, 167, 168, 169, 170, 171, 172, 173, 174, 175, 176, 177, 178, 179, 180, 181, 182, 183, 184, 185, 186, 187, 188, 189, 190, 191, 192, 193, 194, 195, 196, 197, 198, 199200

Sure Adına Göre Sırala

 

 

 

 

Sayfa Ziyaret Sayacı
118.883