ÂLİ İMRÂN-57

Anasayfa » ÂLİ İMRÂN Suresi » ÂLİ İMRÂN-57
share on facebook  tweet  share on google  print  

ÂLİ İMRÂN-57

"ÂLİ İMRÂN Suresi" için, toplam 1 sonuç arasından 1 - 1 arası sonuçlar

<<<<<3/ÂLİ İMRÂN-57>>>>>

Bismillâhirrahmânirrahîm

وَأَمَّا الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُواْ الصَّالِحَاتِ فَيُوَفِّيهِمْ أُجُورَهُمْ وَاللّهُ لاَ يُحِبُّ الظَّالِمِينَ

Ve emmellezîne âmenû ve amilûs sâlihâti fe yuveffîhim ucûrehum vallâhu lâ yuhibbuz zâlimîn(zâlimîne).

Lakin, âmenû olan (ölmeden önce Allah’a ulaşmayı dileyen) ve amilus sâlihat (nefsi tezkiye edici amel) yapanlara ise ecirleri (mükafaatları) ödenir. Ve Allah, zâlimleri sevmez. 
1. ve emmâ : ve lakin, fakat
2. ellezîne : o kimseler
3. âmenû : âmenû olan (ölmeden önce Allah'a ulaşmayı dileyen)
4. ve amilû es sâlihâti : ve nefsi tezkiye edici amel yaptılar
5. fe : o taktirde, öyle ise
6. yuveffî-him : onlara ödenir
7. ucûre-hum : onların ecirleri, mükâfaatları
8. ve allâhu : ve Allah
9. lâ yuhibbu : sevmez
10. ez zâlimîne : zâlimler, haksızlık edenler

AÇIKLAMA

Bismillâhirrahmânirrahîm

Nefsi ıslâh edici amel 2. safhada, mürşide ulaşınca mümkün olabilir. Ondan evvel kişi nefsi ıslâh edici amellerde bulunamaz. Çünkü kalp durumu müsait değildir. Ne kadar zikir yaparsa yapsın, netice değişmez, nefsini tezkiye edemez.

Bir kişi Allah'tan ihsan almadan kendi kendine zikir yapsa hiçbir şey ifade etmez.

1. safhada kişi Allah'a ulaşmayı dilemiş, ihsanları almış ve henüz mürşidine ulaşmamıştır. Bu safhada kişi zikir yaptığı zaman Allah'ın katından rahmetle salâvât göğsüne gelir ve göğsünden açılmış olan yolu takip ederek kalbine ulaşır ama kalbine giremez, çünkü kalbi kişinin mühürlüdür. Yalnız birtek alternatif kalır, sızmak. Rahmetin sızma özelliği vardır. Rahmette öyle bir hassa vardır ki, kalp karanlıklardan ibaret olmasına rağmen gene kalpte tutunabilir. Salâvât taşıyıcıdır. Fazlın tutunabilmesi için ise mutlaka îmân kelimesinin kalpte olmas? gerekir. Îmân kelimesi fazlı etrafına çekecek ve yapıştıracaktır. Bu standartlar altında fazıllar kalpte kalabilir. Böyle bir olay yoksa, fazl için kalpte kalmak hiçbir zaman söz konusu değildir, zaten kalbe fazl giremez de. Rahmet nefsin kalbinde en çok %2 birikir. O zaman kişi huşû sahibi olur. Kalbe giren rahmet kişiyi huşû sahibi kılar. Huşû sahibi olunca Allah'tan mürşidini sorar, Allah mürşidini ona gösterir.

Kişi mürşidine ulaştığı anda kalbin içine îmân yazılır. Bu noktadan itibaren kişi zikir yaparsa, rahmet, fazl ve salâvât isimli, salâvâtla rahmet ve salâvâtla fazl olarak iki grup nur göğse gelir.

İşte bu, Allah'ın emirlerine mutlaka itaat edecek olan, yasak ettiği hiçbir fiili işlemesi mümkün olmayan fazılların, fazilet sisteminin kişinin nefsinin kalbinde yerleşmeye başlamasını ifade eder. Küfür kelimesi orada yoktur. Artık karanlıklar orada tutunamaz, tutunabilen, fazılları kendisine çeken îmân kelimesidir ve fazıllar orada yerleşir. Îmân kelimesinin çekim gücüne kapılan fazıllar devamlı olarak nefsin kalbinde artar. İşte bu amilüssalihattır. Bunlar, nefsi ıslâh edici amellerdir. Bu amellerin neticesinde kişinin kalbinde Allah'ın nurları giderek artar, artar, artar.

Nefsi ıslah edici amellerde bulunanlar, amilüssalihat yapanlardır. Sadece mürşidine ulaşan bir kişi amilüssalihat yapabilir. Böyle bir dizayn içerisinde Allahû Tealâ onların mükâfatlarını kendilerine verecektir.

Allahû Tealâ Furkân suresinin 70. âyet-i kerimesinde kişinin mürşidine tâbî olup îmânı artan mü’min olduğu noktadan itibaren yapmış olduğu amele salih amel diyor. Salih amel kişinin kalbinde aydınlıkları oluşturduğuna göre, burada kişinin kalbine aydınlıkları ulaştıran zikir salih ameldir.

25/FURKÂN-70: İllâ men tâbe ve âmene ve amile amelen sâlihan fe ulâike yubeddilullâhu seyyiâtihim hasenât(hasenâtin), ve kânallâhu gafûren rahîmâ(rahîmen).

Ancak kim (mürşidi önünde) tövbe eder (böylece kalbine îmân yazılıp, îmânı artan) mü'min olur ve salih amel (nefs tezkiyesi) yaparsa, o taktirde işte onların, Allah seyyiatlerini (günahlarını) hasenata (sevaba) çevirir. Ve Allah, Gafur'dur (günahları sevaba çevirendir), Rahîm'dir (rahmet nuru gönderendir).

3/ÂLİ İMRÂN-57

Bismillâhirrahmânirrahîm

İmam İskender Ali Mihr : Lakin, âmenû olan (ölmeden önce Allah'a ulaşmayı dileyen) ve amilus sâlihat (nefsi tezkiye edici amel) yapanlara ise ecirleri (mükafaatları) ödenir. Ve Allah, zâlimleri sevmez.
Diyanet İşleri : “İman edip salih ameller işleyenlere gelince, Allah onların mükâfatlarını tastamam verecektir. Allah, zalimleri sevmez.”
Abdulbaki Gölpınarlı : İnananlar ve iyi işlerde bulunanlarsa ecirlerini tam olarak alırlar. Allah zulmedenleri sevmez.
Adem Uğur : İman edip iyi davranışlarda bulunanlara gelince, Allah onların mükâfatlarını eksiksiz verecektir. Allah zalimleri sevmez.
Ahmed Hulusi : "Hakikatine" iman edip bunun gereği olan çalışmaları yapanlara gelince; onların yaptıklarının getirisi tamı tamına verilir. Allâh zâlimleri sevmez!
Ahmet Tekin : İman ederek, hâlis niyet ve amaçlarla, İslâm esaslarını, İslâmî düzeni hayata geçirenlere, iş barışı içinde bilinçli, planlı, mükemmel, meşrû, faydalı, verimli çalışarak nimetin-ürünün bollaşmasını sağlayanlara, yerinde, haklı çıkışlar yaparak, düzelmeye, iyiliğe, iyileştirmeye ön ayak olanlara, cârî-kalıcı hayırlar-sâlih ameller işleyenlere gelince, Allah onların mükâfatlarını tam olarak verecek. Allah zâlimleri, haksızlık yapanları, Allah yoluna, Allah yolundaki faaliyetlere engel olanları sevmez.
Ahmet Varol : Ancak iman edip de salih ameller işleyenlere (Allah) yaptıklarının karşılıklarını eksiksiz olarak verir. Allah zalimleri sevmez.
Ali Bulaç : "İman edip salih amellerde bulunanların ecirleri eksiksiz ödenecektir. Allah, zalim olanları sevmez."
Ali Fikri Yavuz : Fakat iman edip sâlih ameller işliyenlere gelince: Allah onların mükâfatlarını tamamen ödeyecektir. Allahü Tealâ zâlimleri sevmez.
Bekir Sadak : Inanip yararli is isleyenlerin ecirleri ise tastamam verilecektir. Allah zalimleri sevmez.
Celal Yıldırım : İmân edip güzel ve yararlı amellerde bulunanlara gelince, (Rableri) onların mükâfatlarını noksansız verecektir. Allah haksızlıkta bulunanları sevmez.
Diyanet İşleri (eski) : İnanıp yararlı iş işleyenlerin ecirleri ise tastamam verilecektir. Allah zalimleri sevmez.
Diyanet Vakfi : İman edip iyi davranışlarda bulunanlara gelince, Allah onların mükâfatlarını eksiksiz verecektir. Allah zalimleri sevmez.
Edip Yüksel : İnanıp erdemli bir hayat sürenlere gelince, ödüllerini tam olarak ödeyecek. ALLAH zalimleri sevmez.
Elmalılı Hamdi Yazır : Amma iman edib salih ameller işliyenlere gelince onlara ecirlerini tamamiyle öder de Allah zalimleri sevmez
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Ancak iman edip yararlı işler yapanlara, mükafatlarını tamamıyla öder ve Allah zulmedenleri sevmez.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : «İman edip iyi işler yapanlara gelince, Allah onların mükafatlarını tastamam verecektir. Allah zalimleri sevmez».
Fizilal-il Kuran : İman edip salih ameller (iyi işler) yapanlara gelince, Allah onların mükafatlarını eksiksiz olarak verecektir, Allah zalimleri sevmez.
Gültekin Onan : "İnanıp salih amellerde bulunanların ecirleri eksiksiz ödenecektir. Tanrı, zalim olanları sevmez."
Hasan Basri Çantay : Îman edip iyi iyi işler yapanlara gelince (Allah) onların mükâfatlarını tastamam verecekdir. Allah zaalimleri sevmez.
Hayrat Neşriyat : Hâlbuki îmân edip sâlih ameller işleyenlere gelince, artık (Rabbin) onlara mükâfâtlarını tam olarak verecektir. Çünki Allah, zâlimleri sevmez.
İbni Kesir : İman edip salih amel işleyenlere gelince; onların mükafaatları ödenecektir. Ve Allah, zalimleri sevmez.
Muhammed Esed : ama iman edip doğru ve yararlı işler yapanlara Allah mükafatlarını tam olarak verecektir: Zira O, zalimleri sevmez."
Ömer Nasuhi Bilmen : Fakat o kimseler ki, imân etmişler ve sâlih amellerde bulunmuşlardır. Onlara da mükâfaatlarını tamamen ödeyecektir. Ve Allah Teâlâ zalimleri sevmez.
Ömer Öngüt : İman edip sâlih amel işleyenlere gelince, Allah onlara mükâfatlarını tam olarak verecektir. Allah zâlimleri sevmez.
Şaban Piriş : İman edenlere ve doğruları yapanlara ise eksiksiz mükafatlarını verecektir. Allah, zalimleri sevmez.
Suat Yıldırım : İman edip makbul ve güzel işler yapanların ise mükâfatlarını tam tamına ödeyecektir. Allah zalimleri sevmez.
Süleyman Ateş : İnanıp iyi şeyler yapanlara da (Allâh) mükâfâtlarını tam olarak verecektir. Allâh zâlimleri sevmez.
Tefhim-ul Kuran : «İman edip salih amellerde bulunanların ecirleri eksiksiz ödenecektir. Allah, zalim olanları sevmez.»
Ümit Şimşek : İman edip güzel işler yapanların ödülünü de Allah eksiksiz verir. Zalimleri ise Allah asla sevmez.
Yaşar Nuri Öztürk : İman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanlara gelince, Allah onlara ödüllerini tam olarak verecektir. Allah zalimleri sevmez.
Kaynak : İmam İskender Ali Mihr
Tür : Diğer Tarih : 30.10.2018
[ Tüm yazılara ulaşmak için burayı tıklayınız. ]

1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 47, 48, 49, 50, 51, 52, 53, 54, 55, 56, 57, 58, 59, 60, 61, 62, 63, 64, 65, 66, 67, 68, 69, 70, 71, 72, 73, 74, 75, 76, 77, 78, 79, 80, 81, 82, 83, 84, 85, 86, 87, 88, 89, 90, 91, 92, 93, 94, 95, 96, 97, 98, 99, 100, 101, 102, 103, 104, 105, 106, 107, 108, 109, 110, 111, 112, 113, 114, 115, 116, 117, 118, 119, 120, 121, 122, 123, 124, 125, 126, 127, 128, 129, 130, 131, 132, 133, 134, 135, 136, 137, 138, 139, 140, 141, 142, 143, 144, 145, 146, 147, 148, 149, 150, 151, 152, 153, 154, 155, 156, 157, 158, 159, 160, 161, 162, 163, 164, 165, 166, 167, 168, 169, 170, 171, 172, 173, 174, 175, 176, 177, 178, 179, 180, 181, 182, 183, 184, 185, 186, 187, 188, 189, 190, 191, 192, 193, 194, 195, 196, 197, 198, 199200

Sure Adına Göre Sırala

 

 

 

 

Sayfa Ziyaret Sayacı
119.443