ÂLİ İMRÂN-41

Anasayfa » ÂLİ İMRÂN Suresi » ÂLİ İMRÂN-41
share on facebook  tweet  share on google  print  

ÂLİ İMRÂN-41

"ÂLİ İMRÂN Suresi" için, toplam 1 sonuç arasından 1 - 1 arası sonuçlar

<<<<<3/ÂLİ İMRÂN-41>>>>>

Bismillâhirrahmânirrahîm

قَالَ رَبِّ اجْعَل لِّيَ آيَةً قَالَ آيَتُكَ أَلاَّ تُكَلِّمَ النَّاسَ ثَلاَثَةَ أَيَّامٍ إِلاَّ رَمْزًا وَاذْكُر رَّبَّكَ كَثِيرًا وَسَبِّحْ بِالْعَشِيِّ وَالإِبْكَارِ

Kâle rabbic’al lî âyeh(âyeten), kâle âyetuke ellâ tukellimen nâse selâsete eyyâmin illâ remzâ(remzan), vezkur rabbeke kesîran ve sebbih bil aşiyyi vel ibkâr(ibkâri).

(Zekeriyâ A.S): “Rabbim bana bir alâmet (işâret) kıl” dedi. (Allah): “Senin alâmetin üç gün insanlarla rumuzdan (işaretten) başka bir şekilde konuşmamandır. Ve Rabbini çok zikret ve O'nu, akşam ve sabah tesbih et.” buyurdu. 
1. kâle : dedi
2. rabbi ic'al lî : Rabbim benim için kıl,ver
3. âyeten : bir delil, alâmet, işaret
4. kâle : dedi
5. âyetu-ke : senin delilin, alâmetin, işaretin
6. ellâ tukellime en nâse : insanlarla konuşmaman
7. selâsete eyyâmin : üç gün(ler)
8. illâ remzan : rumuzdan (işaretten) başka
9. ve uzkur rabbe-ke : ve Rabbini zikret
10. kesîran : çok
11. ve sebbih : ve tesbih et
12. bi el aşiyyi ve el ibkâri : akşam ve sabah

AÇIKLAMA

Bismillâhirrahmânirrahîm

Zikir, Kur'ân-ı Kerim'deki ifadeyle en büyük ibadetdir. Allahû Tealâ buyuruyor ki:

29/ANKEBÛT-45: Utlu mâ ûhıye ileyke minel kitâbi ve ekımıs salât(salâte), innes salâte tenhâ anil fahşâi vel munker(munkeri), ve le zikrullâhi ekber(ekberu), vallâhu ya’lemu mâ tasneûn(tasneûne).

Kitaptan sana vahyedilen şeyi oku ve salâtı ikâme et (namazı kıl). Muhakkak ki salât (namaz), fuhuştan ve münkerden nehyeder (men eder). Ve Allah'ı zikretmek mutlaka en büyüktür. Ve Allah, yaptığınız şeyleri bilir.

Zikir, Allah'ın ismini "Allah, Allah, Allah" diyerek ardarda tekrar etmektir. Zikir, Kur'ân-ı Kerim'de bütün insanlar üzerine Allahû Tealâ tarafından farz kılınmaktadır:

73/MUZZEMMİL-8: Vezkurisme rabbike ve tebettel ileyhi tebtîlâ(tebtîlen).

Ve Rabbinin İsmi'ni zikret ve herşeyden kesilerek O'na ulaş.

Sadece zikir değil çok zikir (günün yarısından daha fazla zikir) de, daimî zikir de farzdır:

33/AHZÂB-41: Yâ eyyuhellezîne âmenûzkûrullâhe zikren kesîrâ(kesîran).

Ey âmenû olanlar! Allah'ı çok zikirle (günün yarısından fazla) zikredin.

4/NİSÂ-103: Fe izâ kadaytumus salâte fezkurûllâhe kıyâmen ve kuûden ve alâ cunûbikum, fe izatma’nentum fe ekîmus salât(salâte), innes salâte kânet alel mu’minîne kitâben mevkûtâ(mevkûten).

Böylece namazı bitirdiğiniz zaman, artık ayaktayken, otururken ve yan üstü iken (yatarken), (devamlı) Allah'ı zikredin! Daha sonra güvenliğe kavuştuğunuz zaman, namazı erkânıyla kılın. Muhakkak ki namaz, mü'minlerin üzerine, “vakitleri belirlenmiş bir farz “ olmuştur.

Allahû Tealâ Zumer Suresinin 18. âyet-i kerimesinde bütün sahâbenin hidayete erdiğini, ulûl'elbab olduğunu, daimî zikrin sahibi olduğunu müjdelemektedir:

39/ZUMER-18: Ellezîne yestemiûnel kavle fe yettebiûne ahseneh(ahsenehu), ulâikellezîne hedâhumullâhu ve ulâike hum ulûl elbâb(elbâbi).

Onlar, sözü işitirler, böylece onun ahsen olanına tâbî olurlar. İşte onlar, Allah'ın hidayete erdirdikleridir. Ve işte onlar; onlar ulûl'elbabtır (daimî zikrin sahipleri).

Günümüzde ise zikir ne 32 farzın ne de 54 farzın içinde mevcuttur. Hz. Zekeriyya'ya, Allah'ı hergün, günün yarısından daha çok zikretmesi emredilmektedir. Ayrıca Allahû Tealâ'nın tesbihten muradı gene Allahû Tealâ'dan bahsetmek, O'nunla ilgilenmek ve O'nun herşeyden münezzeh olduğunu kişinin iç dünyasına yerleştirmektir. O yegâne yaratıcı'dır. O'ndan başka herşey yaratılandır.

Allah yolunda hedef, ruhun da vechin de nefsin de iradenin de Allah'a teslimidir. Bu hedeflere ulaşmak hep zikir adı verilen bir müesseseyle tahakkuk eder. Bu zikri kişi yapmıyorsa hedefe hiçbir zaman varamaz. Ne ruhunu ne vechini ne nefsini ne de iradesini Allah'a teslim edebilir. Oysaki İslâm olmak demek Allah'a ruhu, vechi, nefsi ve iradeyi teslim etmek demektir.

 

3/ÂLİ İMRÂN-41

Bismillâhirrahmânirrahîm

İmam İskender Ali Mihr : (Zekeriyâ A.S): "Rabbim bana bir alâmet (işâret) kıl" dedi. (Allah): "Senin alâmetin üç gün insanlarla rumuzdan (işaretten) başka bir şekilde konuşmamandır. Ve Rabbini çok zikret ve O'nu, akşam ve sabah tesbih et." buyurdu.
Diyanet İşleri : Zekeriya, “Rabbim! (çocuğum olacağına dair) bana bir alâmet ver” dedi. Allah da şöyle dedi: “Senin için alâmet, insanlarla üç gün konuşamaman, ancak işaretleşebilmendir. Ayrıca Rabbini çok an, sabah akşam tesbih et.”
Abdulbaki Gölpınarlı : Zekeriyya demişti ki: Rabbim, bana bir delil ver. Allah da, insanlarla işaretleşmen ayrı, tam üç gün, konuşmaman onlarla, delildir sana. Çok an Rabbini, akşam ve sabah çağlarında, onun noksan sıfatlardan arı olduğunu söyle demişti.
Adem Uğur : Zekeriyya: Rabbim! (Oğlum olacağına dair) bana bir alâmet göster, dedi. Allah buyurdu ki: Senin için alâmet, insanlara, üç gün, işaretten başka söz söylememendir. Ayrıca Rabbini çok an, sabah akşam tesbih et.
Ahmed Hulusi : "Rabbim, benim için buna bir işaret göster" dedi (Zekeriyya). Buyurdu: "Senin için işaret, üç gün süreyle insanlarla el-yüz işaretleri dışında konuşmamandır; bunun yanı sıra Rabbini çokça an ve sabah akşam O'nun şanının yüceliğini hisset. "
Ahmet Tekin : Zekeriyya:
'Rabbim, bana, oğlum olacağına dair bir alâmet ver' dedi. Allah:
'Senin alâmetin, üç gün insanlarla, işaretle cevap vermenin dışında konuşamamandır. Rabbini çok zikret, Rabbine çok şükret, Rabbine çok çok ibadet et, Rabbinin dinini, şeriatini anlat, akşama doğru ve sabahları erken, onu tesbih et.' buyurdu.
Ahmet Varol : (Zekeriyya) 'Ey Rabbim! Bana bir emare göster!' dedi. (Allah) 'Senin emaren üç gün süreyle insanlarla işaretle anlaşmak dışında hiç konuşamamandır. Rabbini çokca an; gece ve sabahın erken vakitlerinde tesbih et' dedi.
Ali Bulaç : (Zekeriya) "Rabbim, bana bir alamet (ayet) ver." dedi. "Sana alamet, işaretleşme dışında, insanlarla üç gün konuşmamandır. Rabbini çokça zikret ve akşam sabah O'nu tesbih et." dedi.
Ali Fikri Yavuz : Zekeriyya (Aleyhisselâm): “- Ey Rabbim, zevcemin hamlinden haberdar olabileceğim bir nişan ve alâmeti bana ver.” dedi. Allah şöyle buyurdu: “- Senin (anlıyabileceğin) alâmet ve nişan, insanlara üç gün (el, baş ve göz işaretinde bulunup) söz söyleyememendir. Bununla beraber Rabbini çok an ve akşam sabah tesbih et.”
Bekir Sadak : «Ya Rabbi! Bana bir alamet ver» dedi, «Alametin, uc gun, isaretle anlasma disinda insanlarla konusmamandir; Rabbini cok an, aksam sabah hamd et» dedi. *
Celal Yıldırım : (Zekeriyya): «Ya Rab ! bana bir alâmet ver» diye niyaz etti. Allah da ona : «Alâmetin, üç gün —işaretle anlaşma dışında— insanlarla konuşmamandır. Bir de Rabbini çokça an ve akşam-sabah tesbihte bulun,» buyurdu.
Diyanet İşleri (eski) : 'Ya Rabbi! Bana bir alamet ver' dedi, 'Alametin, üç gün, işaretle anlaşma dışında insanlarla konuşmamandır; Rabbini çok an, akşam sabah hamd et' dedi.
Diyanet Vakfi : Zekeriyya: Rabbim! (Oğlum olacağına dair) bana bir alâmet göster, dedi. Allah buyurdu ki: Senin için alâmet, insanlara, üç gün, işaretten başka söz söylememendir. Ayrıca Rabbini çok an, sabah akşam tesbih et.
Edip Yüksel : 'Rabbim, bana bir alamet ver,' dedi. 'Alametin, üç gün işaretle anlaşmanın dışında halk ile konuşmamandır. Rabbini çokça an, akşam sabah onu düşün.'
Elmalılı Hamdi Yazır : Yarab! dedi: Bana bir âyet (bir alâmet) yap, buyurdu ki: Ayetin nasa üç gün sade işaretten başka söz söyliyememendir. Bununla beraber rabbını çok zikret ve akşam sabah tesbih eyle
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Zekeriyya: «Rabbim bana bir alamet ver!» dedi. Allah: «Alametin insanlarla üç gün yalnızca işaretten başka türlü konuşamamandır. Bununla birlikte Rabbini çok an ve akşam-sabah tesbih et!» buyurdu.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Zekeriyya: «Rabbim! (oğlum olacağına dair) bana bir alâmet ver» dedi. Allah da buyurdu ki: «Senin için alâmet, insanlara üç gün, işaretten başka söz söyleyememendir. Ayrıca Rabbini çok an, sabah akşam tesbih et».
Fizilal-il Kuran : Zekeriyya 'Rabbim, bana bunun belirtisini göster' dedi. Allah ona şöyle buyurdu; 'Senin belirtin üç gün boyunca, işaretleşme dışında insanlarla konuşmamandır. Rabbinin adını çokça an ve sabah akşam O'nu noksanlıktan tenzih et :
Gültekin Onan : (Zekeriya) "Rabbim, bana bir ayet ver" dedi. "Sana ayet, işaretleşme dışında, insanlarla üç gün konuşmamandır. Rabbini çokça zikret ve akşam, sabah O'nu tesbih et" dedi.
Hasan Basri Çantay : (Zekeriyyâ) söyledi: «Rabbim, bana (bu hususda) bir nişan ver». (Allah) dedi ki: «Senin nişanın sâde bir işâretden başka insanlara üç gün söz söyleyememendir. Bununla beraber Rabbini çok an ve akşam sabah onu tesbîh et».
Hayrat Neşriyat : (Zekeriyyâ) dedi ki: 'Rabbim! (Onun geleceğine dâir) bana bir alâmet kıl!' (Rabbiona şöyle) buyurdu: 'Senin (ona dâir) alâmetin, insanlarla işâret (ile anlaşman) dışında, üç gün konuşamamandır. Hem Rabbini çok zikret ve akşam sabah (O’nu) tesbîh eyle!'
İbni Kesir : Rabbım, bana bir alamet ver, dedi. Alametin, işaretten başka şekillerle insanlarla konuşmamandır. Bununla beraber Rabbını çok an ve akşam sabah tesbih et.
Muhammed Esed : (Zekeriya) yalvardı: "Ey Rabbim! Bana bir işaret göster!" "İşaretin şudur ki," denildi, "üç gün boyunca yüz işaretleri dışında insanlarla konuşma! Rabbini hiç durmadan an ve gece gündüz O'nun sınırsız şanını yücelt!"
Ömer Nasuhi Bilmen : Dedi ki: «Yarabbi! Benim için bir alâmet kıl.» Buyurdu ki: «Senin için alâmet, nâs ile bir işaretten başka üç gün tekellüm edememektir. Maamafih Rabbini çokça zikret ve akşam sabah namaz kıl!»
Ömer Öngüt : “Ey Rabbim! Öyleyse bana bir işaret ver!” dedi. Allah: “Senin işaretin, insanlarla üç gün işaretten başka söz söyleyememendir. Rabbini çok zikret, sabah akşam O'nu tesbih et!” buyurdu.
Şaban Piriş : -Rabbim, bana bir delil ver, dedi. Allah da: -Senin delilin, üç gün insanlarla işaretle anlaşmak dışında konuşamamandır. Rabbini çokça zikret ve akşam, sabah tesbih et, buyurdu.
Suat Yıldırım : O: "Ya Rabbî, bana oğlum olacağına dair bir alâmet bildirir misin?" deyince, Allah: "Senin işaretin şudur: "Üç gün müddetle halkla işaretleşme dışında konuşmayacaksın! Rabbini çok zikret, sabah akşam onu tesbih ve tenzih et!" buyurdu.
Süleyman Ateş : "Rabbim, o halde bana (oğlum olacağına dair) bir alâmet ver!" dedi. (Allâh) buyurdu ki: "Senin alâmetin üç gün insanlarla işâretten başka türlü konuşamamandır; Rabbini çok an, akşam sabah (O'nu) tesbih et!"
Tefhim-ul Kuran : (Zekeriya) Dedi ki: «Rabbim, bana bir alamet ver.» «Sana alamet, işaretleşme dışında, insanlarla üç gün konuşmamandır. Rabbini çokça zikret ve akşam sabah onu tesbih et.» dedi.
Ümit Şimşek : Zekeriya, 'Rabbim, bana bir alâmet ver' dedi. Allah buyurdu ki: 'Alâmetin, üç gün insanlarla işaretten başka bir şekilde konuşmamandır. Yalnız Rabbini çokça an; sabah akşam onu tesbih et.'
Yaşar Nuri Öztürk : Zekeriyya dedi: "Rabbim, bana bir belirti ver." Allah buyurdu: "Sana belirti şudur: "İnsanlarla üç gün, işaretleşme dışında konuşmayacaksın. Rabbini çok an. Akşam-sabah tespih et."
Kaynak : İmam İskender Ali Mihr
Tür : Diğer Tarih : 30.10.2018
[ Tüm yazılara ulaşmak için burayı tıklayınız. ]

1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 47, 48, 49, 50, 51, 52, 53, 54, 55, 56, 57, 58, 59, 60, 61, 62, 63, 64, 65, 66, 67, 68, 69, 70, 71, 72, 73, 74, 75, 76, 77, 78, 79, 80, 81, 82, 83, 84, 85, 86, 87, 88, 89, 90, 91, 92, 93, 94, 95, 96, 97, 98, 99, 100, 101, 102, 103, 104, 105, 106, 107, 108, 109, 110, 111, 112, 113, 114, 115, 116, 117, 118, 119, 120, 121, 122, 123, 124, 125, 126, 127, 128, 129, 130, 131, 132, 133, 134, 135, 136, 137, 138, 139, 140, 141, 142, 143, 144, 145, 146, 147, 148, 149, 150, 151, 152, 153, 154, 155, 156, 157, 158, 159, 160, 161, 162, 163, 164, 165, 166, 167, 168, 169, 170, 171, 172, 173, 174, 175, 176, 177, 178, 179, 180, 181, 182, 183, 184, 185, 186, 187, 188, 189, 190, 191, 192, 193, 194, 195, 196, 197, 198, 199200

Sure Adına Göre Sırala

 

 

 

 

Sayfa Ziyaret Sayacı
118.864