ÂLİ İMRÂN-29

Anasayfa » ÂLİ İMRÂN Suresi » ÂLİ İMRÂN-29
share on facebook  tweet  share on google  print  

ÂLİ İMRÂN-29

"ÂLİ İMRÂN Suresi" için, toplam 1 sonuç arasından 1 - 1 arası sonuçlar

<<<<<3/ÂLİ İMRÂN-29>>>>>

Bismillâhirrahmânirrahîm

قُلْ إِن تُخْفُواْ مَا فِي صُدُورِكُمْ أَوْ تُبْدُوهُ يَعْلَمْهُ اللّهُ وَيَعْلَمُ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الأرْضِ وَاللّهُ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ

Kul in tuhfû mâ fî sudûrikum ev tubdûhu ya’lemhullâh(ya’lemhullâhu), ve ya’lemu mâ fîs semâvâti ve mâ fîl ard(ardı), vallâhu alâ kulli şey’in kadîr(kadîrun).

De ki: Sinelerinizde olanı, gizleseniz veya onu açıklasanız da, Allah onu bilir. Ve (Allah), göklerde ve yerde olanları bilir. Ve Allah herşeye kadîrdir. 
1. kul : de, söyle
2. in tuhfû : eğer gizleseniz
3. mâ fî sudûri-kum : sinelerinizde olan
4. ev tubdû-hu : veya onu açıklarsınız
5. ya'lem-hu allâhu : Allah onu bilir
6. ve ya'lemu : ve bilir
7. mâ fî es semâvâti : göklerde olan şeyleri
8. ve mâ fî el ardı : ve yerde olan şeyleri
9. ve allâhu : ve Allah
10. alâ kulli şey'in : her şeye
11. kadîrun : kaadir

AÇIKLAMA

Bismillâhirrahmânirrahîm

Allahû Tealâ buyuruyor ki:

6/EN'ÂM-125: Fe men yuridillâhu en yehdiyehu yeşrah sadrehu lil islâm(islâmi), ve men yurid en yudıllehu yec’al sadrehu dayyikan haracen, ke ennemâ yassa’adu fîs semâi, kezâlike yec’alûllâhur ricse alâllezîne lâ yu’minûn(yu’minûne).

Öyleyse Allah kimi Kendisine ulaştırmayı dilerse onun göğsünü yarar ve (Allah'a) teslime (İslâm'a) açar. Kimi dalâlette bırakmayı dilerse, onun göğsünü semada yükseliyormuş gibi daralmış, sıkıntılı yapar. Böylece Allah, mü'min olmayanların üzerine azap verir.

Göğsün içinde sırların saklandığı yer, kalptir.

Bir insanın ruhu, fizik vücudu, nefsi vardır. Eğer kişi bir gün ruhunu Allah'a ulaştırmayı dilerse ruh mutlaka vücudunu terkederek Allah'a doğru yola çıkacaktır ve Allah'a ulaşacaktır. Ruh bir emanettir. Bu emanet, onun gerçek sahibi olan Allah'a geri dönmek mecburiyetindedir. Bunun için kişinin kalbinde Allah'a ulaşma dileğinin olması lâzımdır. İşte o dileğin sahibi olan kalp, göğsün içindedir. Muhakkak ki Allah kişinin göğsünün içindeki kalpte ne olduğunu açık ve kesin bir şekilde bilir.

Göğüs kelimesi nerede kullanıldıysa kalp anlamına kullanıldığı bilinmelidir. En'am Suresinin 125. âyet-i kerimesinde ifade edilen "teslime açmak" aslında göğüsten kalbe bir nur yolu açılmasıdır. Çünkü Allahû Tealâ buyuruyor ki:

39/ZUMER-22: E fe men şerehallâhu sadrehu lil islâmi fe huve alâ nûrin min rabbih(rabbihi), fe veylun lil kâsiyeti kulûbuhum min zikrillâh(zikrillâhi), ulâike fî dalâlin mubîn(mubînin).

Allah kimin göğsünü İslâm için (Allah'a teslim için) yarmışsa artık o, Rabbinden bir nur üzere olur, değil mi? Allah'ın zikrinden kalpleri kasiyet bağlayanların vay haline! İşte onlar, apaçık dalâlet içindedirler.

Allah'tan gelen nur evvelâ göğse ulaşır. Sonra En'am-125'te ifade edilen, Allah'ın göğsü yararak, göğüsten kalbe bir nur yolu açmasıyla, bu yol üzerinden kalbe ulaşır. Bunun üzerine kişi zikir yaptığında Allah'ın katından gelen rahmet, fazl ve salâvât göğüsten kalbe ulaşarak, kalbin içine girer.

Allahû Tealâ, Âli İmrân-29'u "Allah herşeye kaadirdir" diyerek bitirmiş. Allahû Tealâ gücü herşeye yetendir. Herşeyi yaratandır. Herşey sadece O'nun yarattığıdır. Ve yarattığına nasıl hakim olacağını da en iyi Kendisi bilir. İstese kâinattaki her zerre her anında O'ndan emir alır. Ama Allahû Tealâ bunu istememektedir. Yarattıklarına hep cüz'i iradeler vermiş ve onları dilediklerini yapmakta serbest bırakmıştır.

 

3/ÂLİ İMRÂN-29

Bismillâhirrahmânirrahîm

İmam İskender Ali Mihr : De ki: Sinelerinizde olanı, gizleseniz veya onu açıklasanız da, Allah onu bilir. Ve (Allah), göklerde ve yerde olanları bilir. Ve Allah herşeye kadîrdir.
Diyanet İşleri : De ki: “İçinizdekini gizleseniz de, açığa vursanız da Allah onu bilir. Göklerdeki her şeyi, yerdeki her şeyi de bilir. Allah, her şeye hakkıyla gücü yetendir.”
Abdulbaki Gölpınarlı : De ki: Gönlünüzdekini gizleseniz de Allah bilir, açığa vursanız da. Göklerde ve yeryüzünde ne varsa bilir ve Allah'ın her şeye gücü yeter.
Adem Uğur : De ki: İçinizdekileri gizleseniz de açığa vursanız da Allah onu bilir. Göklerde ve yerde olanları da bilir. Allah her şeye kadirdir.
Ahmed Hulusi : De ki: "İçinizdekini gizleseniz de açıklasanız da Allâh (yaratanı olarak) onu bilir. Semâlarda ve arzda (âfakî ve enfüsî anlamlarıyla) ne varsa bilir. Allâh her şeye Kaadir'dir. "
Ahmet Tekin : Onlara:
'Gönüllerinizdekini, kâfirlerle işbirliği ve ittifak yapma düşüncenizi gizleseniz de, Allah bilir, açığa vurursanız da Allah bilir. Göklerdeki varlıkları ve imkânları ve yerdeki varlıkları ve imkânları da bilir. Allah’ın her şeye gücü kudreti yeter.' de.
Ahmet Varol : De ki: 'Göğüslerinizde olanı gizleseniz de, açığa vursanız da, Allah onu bilir. O, göklerde ve yerde olanları da bilir. Allah her şeye güç yetirendir.'
Ali Bulaç : De ki: "Sinelerinizde olanı -gizleseniz de, açığa vursanız da- Allah bilir. Ve göklerde olanı da, yerde olanı da bilir. Allah, her şeye güç yetirendir."
Ali Fikri Yavuz : İçinizdeki kâfir dostluğunu gizleseniz de, açıklasanız da Allah onu bilir, diye söyle. Göklerde ve yerde ne varsa hepsini O bilir; ve Allah her şeye hakkıyle kâdirdir.
Bekir Sadak : Icinde olani gizleseniz de aciklasaniz da Allah onu bilir. Goklerde olanlari da, yerde olanlari da bilir. Allah her seye Kadir'dir de.
Celal Yıldırım : De ki: Gönlünüzde olanı (kâfirlere karşı beslediğiniz ilgi ve yakınlığı) gizleseniz de, açığa vursanız da Allah bilir. Allah göklerde ve yerde olanları da bilir. Allah'ın gücü her şeye yeter.
Diyanet İşleri (eski) : De ki: 'İçinizde olanı gizleseniz de açıklasanız da Allah onu bilir. Göklerde olanları da, yerde olanları da bilir. Allah her şeye Kadir'dir'.
Diyanet Vakfi : De ki: İçinizdekileri gizleseniz de açığa vursanız da Allah onu bilir. Göklerde ve yerde olanları da bilir. Allah her şeye kadirdir.
Edip Yüksel : De ki, 'İçinizdeki düşüncelerinizi ister gizleyin, ister açıklayın, ALLAH bilir.' Göklerde ve yerde olan her şeyi bilir. ALLAH'ın gücü herşeye yeter.
Elmalılı Hamdi Yazır : De ki: gizleseniz de sînelerinizdekini belli etseniz de Allah onu bilir ve bütün göklerde ne var yerde ne varsa bilir ve Allah her şey'e kadirdir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : De ki: «İçinizdekileri gizleseniz de belli etseniz de Allah onu bilir ve bütün göklerde ve yerde ne varsa bilir. Allah herşeye gücü yetendir.»
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : De ki, göğüslerinizdekini gizleseniz de, açığa vursanız da Allah onu bilir. Göklerde ne var, yerde ne varsa hepsini bilir. Hiç şüphesiz Allah, her şeye kadirdir.
Fizilal-il Kuran : De ki; 'İçinizdeki duyguyu saklasanız da açığa vursanız da Allah onu bilir. Göklerde olanı ve yerde olanı da bilir. Allah'ın gücü herşeye yeter.'
Gültekin Onan : De ki: "Sinelerinizde olanı-gizleseniz de, açığa vursanızda- Tanrı bilir. Ve göklerde olanı da, yer de olanı da bilir. Tanrı, herşeye güç yetirendir."
Hasan Basri Çantay : De ki: Göğüslerinizin içinde olanı gizleseniz de, onu açıklasanız da Allah bilir onu. Göklerde ne var, yerde ne varsa (hepsini) O bilir. Allah herşey'e hakkıyle gücü yetendir.
Hayrat Neşriyat : De ki: 'Sînelerinizde olanı gizleseniz de onu açıklasanız da, Allah onu bilir. Göklerde olanı da yerde bulunanı da bilir.' Ve Allah, herşeye hakkıyla gücü yetendir.
İbni Kesir : De ki: İçinizde olanı gizleseniz de, açıklasanız da Allah bilir. Göklerde ve yerde ne varsa hepsini O, bilir. Allah, herşeye Kadir'dir.
Muhammed Esed : De ki: "Kalplerinizdekini gizleseniz de, açığa vursanız da Allah onu bilir. Zira O, göklerdeki ve yeryüzündeki her şeyi bilir; ve Allah her şeye kadirdir."
Ömer Nasuhi Bilmen : De ki: «Sinelerinizde olan şeyi gizleseniz de, açıklasanız da onu Allah Teâlâ bilir. Ve göklerdekini de, yerlerdekini de bilir. Ve Allah Teâlâ her şeye bihakkın kâdirdir.»
Ömer Öngüt : De ki: “Göğüslerinizde olanı gizleseniz de açığa vursanız da Allah onu bilir. Göklerde ve yerde olanları da bilir. Allah her şeye kâdirdir. ”
Şaban Piriş : De ki: -İçinizdekini gizleseniz de açıklasanız da onu Allah bilir. Göklerde ve yerde olan her şeyi bilir. Allah’ın her şeye de gücü yeter.
Suat Yıldırım : De ki: "İçinizdekini gizleseniz de, açıklasanız da mutlaka Allah onu bilir. Bütün göklerde ve yerde olanları da bilir. Allah, her şeye kadirdir."
Süleyman Ateş : De ki: "Göğüslerinizde olanı gizleseniz de, açığa vursanız da Allâh onu bilir; göklerde ve yerde olanları da bilir. Allâh her şeye kâdirdir.
Tefhim-ul Kuran : De ki: «Sinelerinizde olanı gizleseniz de, açığa vursanız da Allah onu bilir. Ve göklerde olanı da, yerde olanı da bilir. Allah, her şeye güç yetirendir.»
Ümit Şimşek : De ki: Gönlünüzdekini saklasanız da, açıklasanız da Allah onu bilir. O, göklerde ve yerde olanları da bilir. Allah'ın kudreti de herşeye yeter.
Yaşar Nuri Öztürk : De ki: "Göğüslerinizde olanı gizleseniz de açıklasanız da Allah onu bilir. Göklerdekileri, yerdekileri de bilir. Allah herşeye Kadîr'dir."
Kaynak : İmam İskender Ali Mihr
Tür : Diğer Tarih : 30.10.2018
[ Tüm yazılara ulaşmak için burayı tıklayınız. ]

1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 47, 48, 49, 50, 51, 52, 53, 54, 55, 56, 57, 58, 59, 60, 61, 62, 63, 64, 65, 66, 67, 68, 69, 70, 71, 72, 73, 74, 75, 76, 77, 78, 79, 80, 81, 82, 83, 84, 85, 86, 87, 88, 89, 90, 91, 92, 93, 94, 95, 96, 97, 98, 99, 100, 101, 102, 103, 104, 105, 106, 107, 108, 109, 110, 111, 112, 113, 114, 115, 116, 117, 118, 119, 120, 121, 122, 123, 124, 125, 126, 127, 128, 129, 130, 131, 132, 133, 134, 135, 136, 137, 138, 139, 140, 141, 142, 143, 144, 145, 146, 147, 148, 149, 150, 151, 152, 153, 154, 155, 156, 157, 158, 159, 160, 161, 162, 163, 164, 165, 166, 167, 168, 169, 170, 171, 172, 173, 174, 175, 176, 177, 178, 179, 180, 181, 182, 183, 184, 185, 186, 187, 188, 189, 190, 191, 192, 193, 194, 195, 196, 197, 198, 199200

Sure Adına Göre Sırala

 

 

 

 

Sayfa Ziyaret Sayacı
118.890