NİSÂ-18

Anasayfa » NİSÂ Suresi » NİSÂ-18
share on facebook  tweet  share on google  print  

NİSÂ-18

"NİSÂ Suresi" için, toplam 1 sonuç arasından 1 - 1 arası sonuçlar

<<<<<4/NİSÂ-18>>>>>

Bismillâhirrahmânirrahîm

وَلَيْسَتِ التَّوْبَةُ لِلَّذِينَ يَعْمَلُونَ السَّيِّئَاتِ حَتَّى إِذَا حَضَرَ أَحَدَهُمُ الْمَوْتُ قَالَ إِنِّي تُبْتُ الآنَ وَلاَ الَّذِينَ يَمُوتُونَ وَهُمْ كُفَّارٌ أُوْلَئِكَ أَعْتَدْنَا لَهُمْ عَذَابًا أَلِيمًا

Ve leysetit tevbetu lillezîne ya’melûnes seyyiât(seyyiâti), hattâ izâ hadara ehadehumul mevtu kâle innî tubtul âne ve lâllezîne yemûtûne ve hum kuffâr(kuffârun). Ulâike a’tednâ lehum azâben elîmâ(elîmen).

Ve onlardan birine (kendilerine) ölüm gelinceye kadar seyyiat işleyenlerden (kötülük yapanlardan), “Gerçekten ben, şimdi tövbe ettim.” diyen birinin tövbesi, tövbe değildir. Ve kâfir olarak ölenlerin tövbesi de (tövbe değildir). İşte onlar, onlar için "elim azap" hazırladık. 
1. ve leyset(i) : ve değil
2. et tevbetu : tövbe
3. li ellezîne : onların
4. ya'melûne : yapıyorlar
5. es seyyiâti : kötülük
6. hattâ : ... oluncaya kadar
7. izâ : olduğu zaman
8. hadara : hazır oldu (geldi)
9. ehade- hum : onların birine, kendilerine
10. el mevtu : ölüm
11. kâle : dedi
12. innî : muhakkak ki ben, gerçekten ben
13. tubtu : tövbe ettim
14. el'âne : şimdi
15. ve lâ ellezîne : ve onlara olmaz, onlar için değildir
16. yemûtûne : ölürler
17. ve hum : ve onlar
18. kuffârun : kâfirler olarak
19. ulâike : işte onlar
20. a'tednâ : biz hazırladık
21. lehum : onlar için, onlara
22. azâben : azap
23. elîmen : elîm, acı

AÇIKLAMA

Bismillâhirrahmânirrahîm

Allah kâfir olarak ölenlerin tövbesi’nin kabul edilmediğini söylüyor. Kalbin de küfür yazan ve mürşidin önünde Allah’a ulaşmak maksadıyla tövbe etmediği cihetle kalbine Allah’ın ÎMÂN kelimesini yazmadığı ve kalbinde ki bu küfür yazısı ile ölen kişi kendi kendine tövbe etsede tövbesi kabul olunmuyor. Hayatı boyunca kütülük işleyip de son nefeste tövbe eden hiç kimse’nin tövbesi kabul edilmez, buyruluyor. Bu kişi Allah’ın yoluna girseydi ve ‘mü’min’ olsaydı zaten hayatının kötülük yapmakla geçmesi mümkün olmazdı.

4/NİSÂ-18

Bismillâhirrahmânirrahîm

İmam İskender Ali Mihr : Ve onlardan birine (kendilerine) ölüm gelinceye kadar seyyiat işleyenlerden (kötülük yapanlardan), “Gerçekten ben, şimdi tövbe ettim." diyen birinin tövbesi, tövbe değildir. Ve kâfir olarak ölenlerin tövbesi de (tövbe değildir). İşte onlar, onlar için “elim azap” hazırladık.
Diyanet İşleri : Yoksa (makbul) tövbe, kötülükleri (günahları) yapıp yapıp da kendisine ölüm gelip çatınca, “İşte ben şimdi tövbe ettim” diyen kimseler ile kâfir olarak ölenlerinki değildir. Bunlar için ahirette elem dolu bir azap hazırlamışızdır.
Abdulbaki Gölpınarlı : Tövbe, o kişilerin tövbesi değildir ki kötülüklerde bulunup dururlar da sonucu içlerinden birine ölüm gelip çattı mı işte şimdi tövbe ettim ben der ve kâfir olarak ölenlerin tövbesi de tövbe değildir. O kişilerdir onlar ki onlar için elemli bir azap hazırlamışızdır.
Adem Uğur : Yoksa kötülükleri yapıp yapıp da içlerinden birine ölüm gelip çatınca "Ben şimdi tevbe ettim" diyenler ile kâfir olarak ölenler için (kabul edilecek) tevbe yoktur. Onlar için acı bir azap hazırlamışızdır.
Ahmed Hulusi : Yoksa hayatı kötülük yapmakla geçip de, ölüm anı gelince "İşte şimdi tövbe ettim" diyenin tövbesi yoktur! Hakikati inkâr ederek yaşayıp, son nefeste tövbe edenlere de yoktur! İşte onlar için feci azap hazırlamışızdır.
Ahmet Tekin : Yoksa, kendilerine ölüm gelinceye kadar kusur işlemeye, günaha, isyana devam edenlerin,
'Ben şimdi tevbe ettim, günah işlemekten vazgeçerek, Allah’a itaate yöneldim' diyenlerin, kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar ile kâfir olarak ölenlerin kabul edilecek tevbeleri yoktur. İşte onlar için can yakıp inleten müthiş bir azap hazırlanmıştır.
Ahmet Varol : Kötülükleri işleyip de içlerinden birine ölüm geldiğinde: 'Ben şimdi tevbe ettim' diyenlerin tevbeleriyle kâfir olarak ölenlerinki ise geçerli değildir. Bunlar için acıklı bir azap hazırladık.
Ali Bulaç : Tevbe; ne, kötülükleri yapıp edip de onlardan birine ölüm çatınca: "Ben şimdi gerçekten tevbe ettim" diyenler, ne de kafir olarak ölenler için değil. Böyleleri için acı bir azab hazırlamışızdır.
Ali Fikri Yavuz : O kimseler ki, kötü işlerde ısrar ederken onlardan birine ölüm gelip hayattan ümidini kesince: “- Ben, şimdi tevbe ettim” der, o kimseler için tevbe yok (tevbe makbul değildir). Kâfir oldukları halde ölenlere de tevbe yok, işte biz onlar için ahirette acıklı bir azap hazırlamışızdır.
Bekir Sadak : Kotulukleri isleyip dururken, olum kendisine geldigi zaman; «simdi tevbe ettim» diyenler ile kafir olarak olenlerin tevbesi makbul degildir. Iste onlara elem verici azab hazirlamisizdir.
Celal Yıldırım : Yoksa kötülük (günah ve veballeri işleyip (devam ederken) kendisine ölüm gelince, «Ben şimdi tevbe ettim» diyenlerin ve bir de kâfir olarak ölenlerin tevbesi (kabul edilir) değildir. İşte onlara elem verici bir azâb hazırlamışızdır.
Diyanet İşleri (eski) : Kötülükleri işleyip dururken, ölüm kendisine geldiği zaman; 'şimdi tevbe ettim' diyenler ile kafir olarak ölenlerin tevbesi makbul değildir. İşte onlara elem verici azab hazırlamışızdır.
Diyanet Vakfi : Yoksa kötülükleri yapıp yapıp da içlerinden birine ölüm gelip çatınca «Ben şimdi tevbe ettim» diyenler ile kâfir olarak ölenler için (kabul edilecek) tevbe yoktur. Onlar için acı bir azap hazırlamışızdır.
Edip Yüksel : Sürekli kötülük işleyen ve kendilerini ölüm yakalayınca, 'Ben artık tövbe ettim,' diyenlerin tövbesi geçersizdir. İnkarcı olarak ölenlerin de tövbesi geçersizdir. Onlar için acıklı bir azap var.
Elmalılı Hamdi Yazır : Yoksa kabahatleri yapıb yapıb da tâ her birine ölüm gelince işte ben şimdi tevbe ettim diyen kimselere tevbe yok, kâfir oldukları halde ölenlere de yok, bunlar işte bunlara biz elîm bir azab hazırlamışızdır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Yoksa günahları yapıp yapıp da her birine ölüm gelince: «İşte ben, şimdi tevbe ettim.» diyenlerin ve kafir olarak ölenlerin pişmanlığı fayda etmez. İşte onlara, elim bir azap hazırlamışızdır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Yoksa günah işleyip de kendisine ölüm gelince: «İşte ben şimdi tevbe ettim.» diyen kimselerin tevbesi kabul edilmez. Kâfir olarak ölenlerin de tevbeleri kabul edilmez. İşte bunlara ahirette can yakıcı bir azap hazırlamışızdır.
Fizilal-il Kuran : Yoksa sürekli kötülük yapıp dururken ölümün eşiğine gelince «Şimdi tevbe ettim» diyenler ile kâfir olarak ölenlerin tevbesi geçerli değildir. Biz böyleleri için acı bir azap hazırladık.
Gültekin Onan : Tevbe; ne, kötülükleri yapıp edip de onlardan birine ölüm çatınca: "Ben şimdi gerçekten tevbe ettim" diyenler, ne de kafir olarak ölenler için değil. Böyleleri için acı bir azab hazırlamışızdır.
Hasan Basri Çantay : (Yoksa makbul olan o tevbe), kötülükleri yapıb yapıb da onlardan (ya'ni böyle yapanlardan) her hangi birine tâ ölüm gelince: «Ben şimdi hakıykaten tevbe etdim» diyenlerin tevbesi değil. Kendileri kâfir olarak öleceklerin (tevbesi) de değil. Onlar (öyle iste). Biz onlar için pek acıklı bir azâb hazırlamışızdır.
Hayrat Neşriyat : Yoksa (makbûl bir) tevbe, o günahları işleyip de, nihâyet onlardan birine ölüm gelince: 'Şübhesiz ben şimdi tevbe ettim!' diyenler için değildir; kendileri kâfir kimseler olarak ölenler için de (değildir)! İşte onlar yok mu, kendileri için (pek) elemli bir azab hazırladık!
İbni Kesir : Kötülükleri işleyip dururken, ölüm gelip çatınca: Şimdi işte gerçekten tevbe ettim, diyenlerin ve kafir olarak ölenlerin tevbesi kabul değildir. İşte onlar için, elem verici bir azab hazırlamışızdır.
Muhammed Esed : Oysa ne ölüm anına kadar kötülük işleyip duran, ama o an gelip çattığında "Şimdi tevbe ediyorum!" diyenlerin tevbesi kabul edilecektir, ne de hakikat inkarcısı olarak ölenlerin; Biz, işte böylelerine şiddetli bir azap hazırlamışızdır.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve tevbe o kimseler için değildir ki, günahları yapar dururlar. Vakta ki kendilerinden birine ölüm gelip çatınca, «Ben şimdi tevbe ettim,» der ve kâfir oldukları halde ölenler için de değildir. İşte biz onlara elim bir azap hazırlamışızdır.
Ömer Öngüt : Yoksa kötülükleri yapıp yapıp da, içlerinden birine ölüm gelip çatınca: “Ben şimdi tevbe ettim!” diyenlerin tevbesi makbul değildir, kâfir olarak ölenlerin tevbesi de makbul değildir. İşte onlar için pek acıklı bir azap hazırlamışızdır
Şaban Piriş : Ölüm gelip çatana kadar günah işleyip de tam o zaman: -Ben şimdi tevbe ediyorum, diyenlerin tevbesi, tevbe değildir. Kafir olarak ölenlerin tevbesi de yoktur. Onlara acıklı bir azap hazırladık.
Suat Yıldırım : Yoksa makbul tövbe, kötülükleri yapıp edip de sonra kendilerinden birine ölüm gelip çattığında: "İşte ben şimdi tövbe ettim." diyenlerin tövbesi değil. Kâfir olarak ölen kimselerin tövbesi de değil. İşte öylesi kimselere, çok acı veren bir azap hazırladık.
Süleyman Ateş : Yoksa kötülükler yapıp yapıp da nihâyet kendilerine ölüm gelip çatınca: "Ben şimdi tevbe ettim" diyenlere ve kâfir olarak ölenlere tevbe (af) yoktur. Onlar için acı bir azâb hazırlamışızdır!
Tefhim-ul Kuran : Tevbe, ne kötülükleri yapıp edip de onlardan birine ölüm çatınca: «Ben şimdi gerçekten tevbe ettim» diyenler, ne de kendileri kâfirler olarak ölenler için değil. Böyleleri için acıklı bir azab hazırlamışızdır.
Ümit Şimşek : Yoksa, kötülükleri işleyip durduktan sonra ölüm gelip çattığında 'Ben şimdi tevbe ettim' diyen kimsenin veya kâfir olarak ölenlerin tevbesi değildir. Öyleleri için Biz acı bir azap hazırladık.
Yaşar Nuri Öztürk : Yoksa, kötülükleri yapıp yapıp da her birine ölüm geldiğinde, "işte şimdi tövbe ettim" diyenler için tövbe yoktur. Küfre batmış olarak ölenlere de tövbe yoktur. Böylelerine biz korkunç bir azap hazırladık.
Kaynak : İmam İskender Ali Mihr
Tür : Diğer Tarih : 31.10.2018
[ Tüm yazılara ulaşmak için burayı tıklayınız. ]

1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 47, 48, 49, 50, 51, 52, 53, 54, 55, 56, 57, 58, 59, 60, 61, 62, 63, 64, 65, 66, 67, 68, 69, 70, 71, 72, 73, 74, 75, 76, 77, 78, 79, 80, 81, 82, 83, 84, 85, 86, 87, 88, 89, 90, 91, 92, 93, 94, 95, 96, 97, 98, 99, 100, 101, 102, 103, 104, 105, 106, 107, 108, 109, 110, 111, 112, 113, 114, 115, 116, 117, 118, 119, 120, 121, 122, 123, 124, 125, 126, 127, 128, 129, 130, 131, 132, 133, 134, 135, 136, 137, 138, 139, 140, 141, 142, 143, 144, 145, 146, 147, 148, 149, 150, 151, 152, 153, 154, 155, 156, 157, 158, 159, 160, 161, 162, 163, 164, 165, 166, 167, 168, 169, 170, 171, 172, 173, 174, 175176

Sure Adına Göre Sırala

 

 

 

 

Sayfa Ziyaret Sayacı
97.984