MÂİDE-113

Anasayfa » MÂİDE Suresi » MÂİDE-113
share on facebook  tweet  share on google  print  

MÂİDE-113

"MÂİDE Suresi" için, toplam 1 sonuç arasından 1 - 1 arası sonuçlar

<<<<<5/MÂİDE-113>>>>>

Bismillâhirrahmânirrahîm

قَالُواْ نُرِيدُ أَن نَّأْكُلَ مِنْهَا وَتَطْمَئِنَّ قُلُوبُنَا وَنَعْلَمَ أَن قَدْ صَدَقْتَنَا وَنَكُونَ عَلَيْهَا مِنَ الشَّاهِدِينَ

Kâlû nurîdu en ne’kule minhâ ve tetmainne kulûbunâ ve na’leme en kad sadaktenâ ve nekûne aleyhâ mineş şâhidîn(şâhidîne).

(Onlar); “Ondan yemek istiyoruz ve de kalblerimizin tatmin olmasını istiyoruz ve senin gerçekten bize doğru söylemiş olduğunu bilelim ve onun üzerine şahitlerden olalım” dediler. 
1. kâlû nurîdu : istiyoruz, arzu ediyoruz dediler
2. en ne'kule min-hâ : ondan yemek yemek
3. ve tetmainne : ve tatmin olması - sükûnet bulması
4. kulûbu-nâ : kalplerimiz
5. ve na'leme : ve bilmemiz
6. en kad sadakte-nâ : senin bize sadık olduğunu (doğru söylemiş olduğunu)
7. ve nekûne : ve olalım
8. aleyhâ : onun üzerine
9. min eş şâhidîne : şâhidlerden

AÇIKLAMA

Bismillâhirrahmânirrahîm

Allahû Tealâ konunun devamını veriyor. Havariler: “Hz İsa'dan Allah'tan yemek ve kalplerimizin tatmin olmasını istiyoruz ve böylece seninle bize sofra indirilirse, senin de bize gerçekten doğru söylediğini bilelim ve böylece Allah'a yaptığın mucizeyle şahitler olalım.” Benzer şekilde, Bakara Suresinin 260. âyet-i kerimesinde, Hz. İbrâhîm de Allahû Tealâ'dan ölüleri nasıl dirilttiğini göstermesini talep ediyor.

2/BAKARA-260: Ve iz kâle ibrâhîmu rabbî erinî keyfe tuhyil mevtâ kâle e ve lem tu’min kâle belâ ve lâkin li yatmainne kalbî kâle fe huz erbeaten minet tayri fe surhunne ileyke summec’al alâ kulli cebelin minhunne cuz’en summed’uhunne ye’tîneke sa’yâ(sa’yen), va’lem ennallâhe azîzun hakîm(hakîmun).

Hz. İbrâhîm: “Rabbim, ölüleri nasıl dirilteceğini bana göster.” demişti. (Allah) “İnanmıyor musun?” buyurdu. (Hz. İbrâhîm de): “Evet (inanıyorum). Fakat kalbimin tatmin olması için.” dedi. “Öyleyse kuşlardan dört tane tut, sonra onları kendine alıştır (parçalayıp) her dağın üzerine onlardan bir parça koy, sonra da onları çağır. Sana koşarak gelirler. Ve Allah'ın, Azîz (ve) Hakîm olduğunu bil!

 

5/MÂİDE-113

Bismillâhirrahmânirrahîm

İmam İskender Ali Mihr : (Onlar); “Ondan yemek istiyoruz ve de kalblerimizin tatmin olmasını istiyoruz ve senin gerçekten bize doğru söylemiş olduğunu bilelim ve onun üzerine şahitlerden olalım” dediler.
Diyanet İşleri : Onlar, “İstiyoruz ki ondan yiyelim, kalplerimiz yatışsın. Senin bize doğru söylediğini bilelim ve ona, (gözü ile) görmüş şahitlerden olalım” demişlerdi.
Abdulbaki Gölpınarlı : Demişlerdi ki: İstiyoruz ki o yemekten yiyelim, kalplerimiz tam bir inanca ulaşsın ve bilelim ki sen bize doğru söylüyorsun ve buna da tanık olalım biz.
Adem Uğur : Onlar "Ondan yiyelim, kalplerimiz mutmain olsun, bize doğru söylediğini (kesin olarak) bilelim ve ona gözleriyle görmüş şahitler olalım istiyoruz" demişlerdi.
Ahmed Hulusi : Dediler ki: "İsteriz ki o sofradan yiyelim (o ilimleri uygulayalım), kalplerimiz mutmain olsun (açıkladıklarına yakîn oluşsun); senin bize (mutlak) hakikati açıkladığını bilelim ve ona şahitlerden olalım. "
Ahmet Tekin : Onlar:
'O mükellef sofradan yemek istiyoruz. Aklımız yatsın, kalplerimiz huzura kavuşsun, bize doğru söylediğini bilelim, o sofrayı bizzat gören şâhitler olalım istiyoruz' dediler.
Ahmet Varol : (Havariler bu kez) 'Ondan yemeyi, kalplerimizin kanmasını, senin bize doğru söylediğini bilmeyi ve buna şahit olmayı istiyoruz' dediler.
Ali Bulaç : (Bu sefer Havariler:) "Ondan yemek istiyoruz, kalplerimiz tatmin olsun, senin de gerçekten bize doğru söylediğini bilelim ve buna şahidlerden olalım" demişlerdi.
Ali Fikri Yavuz : Havarîler şöyle dediler: “- İstiyoruz ki, ondan yiyelim, kalblerimiz yatışsın ve senin bize doğru söylediğini bilelim. Böylece mûcizelere şâhidlik edenlerden olalım.”
Bekir Sadak : «ndan yemeyi, kalblerimizin kanmasini ve senin bize dogru soyledigini bilmeyi, ona sahid olmayi istiyoruz» dediler.
Celal Yıldırım : Havariler, «ondan yemeği, kalbimizin yatışmasını ve senin de bize doğruyu söylediğini bilmeyi, onun üzerine şahitlerden olmayı arzu ediyoruz da (ondan bu istekte bulunuyoruz),» diyerek (samimiyetlerini) belirtmişlerdi.
Diyanet İşleri (eski) : 'Ondan yemeyi, kalblerimizin kanmasını ve senin bize doğru söylediğini bilmeyi, ona şahid olmayı istiyoruz' dediler.
Diyanet Vakfi : Onlar «Ondan yiyelim, kalplerimiz mutmain olsun, bize doğru söylediğini (kesin olarak) bilelim ve ona gözleriyle görmüş şahitler olalım istiyoruz» demişlerdi.
Edip Yüksel : 'İstiyoruz ki ondan yiyelim, kalbimiz yatışsın, senin bize doğru söylediğini bilelim ve ona tanık olalım.'
Elmalılı Hamdi Yazır : Biz dediler: İstiyoruz ki ondan yiyelim kalblerimiz itmi'nan bulsun da senin bize doğru söylediğini bilelim ve ona şehadet edenlerden olalım
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Onlar: «Biz istiyoruz ki ondan yiyelim, kalplerimiz mütmain olsun da senin bize doğru söylediğini bilelim ve onu -Allah'ın indireceği sofrayı- bizzat görenlerden olalım.» dediler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Havâriler: «İstiyoruz ki ondan yiyelim, kalblerimiz iyice yatışsın, senin bize doğru söylediğini bilelim ve bunu bizzat görenlerden olalım» dediler.
Fizilal-il Kuran : Havariler O'na dediler ki, «İstiyoruz ki, o sofranın yemeklerinden yiyelim, kalplerimiz güven bulsun, bize doğru söylediğini kesinlikle bilelim ve olayın tanıklarından olalım.
Gültekin Onan : (Bu sefer havariler:) "Ondan yemek istiyoruz, kalplerimiz tatmin olsun; senin de gerçekten bize doğru söylediğini bilelim ve buna şahidlerden olalım" demişlerdi.
Hasan Basri Çantay : (Şöyle) dediler: «Diliyoruz ki biz de ondan yiyelim, kalblerimiz yatışsın, senin bize hakıykaten doğru söylediğini bilelim ve biz de bunun üzerine şâhidlerden olalım».
Hayrat Neşriyat : '(Onlar:) 'İstiyoruz ki ondan yiyelim, kalblerimiz mutmain olsun, gerçekten bize doğru söylediğini (iyice) bilelim ve buna şâhidlik edenlerden olalım’ demişlerdi.'
İbni Kesir : Demişlerdi ki: İstiyorsanız ki; ondan yiyelim, kalblerimiz yatışsın ve senin bize hakikaten doğru söylediğini bilelim de biz ona şahidlerden olalım.
Muhammed Esed : Onlar, "Biz ondan nasiplenmek isteriz, ki kalplerimiz sükunete ulaşsın, bize hakikati söylediğini bilelim ve biz ona şahitlik yapanlardan olalım!" dediler.
Ömer Nasuhi Bilmen : Dediler ki: «Biz istiyoruz ki, ondan yiyelim ve kalblerimiz mutmain olsun ve senin bize doğru söylediğini bilelim ve biz onun üzerine şahitlerden olalım.»
Ömer Öngüt : Onlar: “İstiyoruz ki ondan yiyelim, kâlplerimiz mutmain olsun, senin bize hakikaten doğru söylediğini bilelim ve onu bizzat görmüş şâhitler olalım. ” demişlerdi.
Şaban Piriş : Havariler ise: -Ondan yemek istiyoruz, (böylece) kalplerimiz mutmain olsun ve bize doğruyu söylediğini bilelim ve buna şahitlerden olalım, demişlerdi.
Suat Yıldırım : "Biz" dediler, "istiyoruz ki ondan yiyelim, gönlümüz rahatlasın, senin bize doğru söylediğini bilelim ve ona şahitlik edenlerden olalım."
Süleyman Ateş : "İstiyoruz ki, ondan yiyelim, kalblerimiz iyice yatışsın, senin bize doğru söylediğini bilelim ve buna bizzat tanık olalım." dediler.
Tefhim-ul Kuran : (Bu sefer Havariler:) «Ondan yemek istiyoruz, kalplerimiz tatmin olsun, senin de gerçekten bize doğru söylediğini bilelim ve buna şahidler olalım» demişlerdi.
Ümit Şimşek : Onlar 'Biz o sofradan yemek istiyoruz,' dediler. 'Tâ ki kalplerimiz tatmin olsun, senin doğru söylediğini bilelim ve buna şahit olalım.'
Yaşar Nuri Öztürk : Dediler: "İstiyoruz ki ondan yiyelim, gönüllerimiz tatmin bulsun, senin bize doğruyu söylediğini bilelim ve buna tanıklık edenlerden olalım!"
Kaynak : İmam İskender Ali Mihr
Tür : Diğer Tarih : 31.10.2018
[ Tüm yazılara ulaşmak için burayı tıklayınız. ]

1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 47, 48, 49, 50, 51, 52, 53, 54, 55, 56, 57, 58, 59, 60, 61, 62, 63, 64, 65, 66, 67, 68, 69, 70, 71, 72, 73, 74, 75, 76, 77, 78, 79, 80, 81, 82, 83, 84, 85, 86, 87, 88, 89, 90, 91, 92, 93, 94, 95, 96, 97, 98, 99, 100, 101, 102, 103, 104, 105, 106, 107, 108, 109, 110, 111, 112, 113, 114, 115, 116, 117, 118, 119120

Sure Adına Göre Sırala

 

 

 

 

Sayfa Ziyaret Sayacı
68.790