EN'ÂM-159

Anasayfa » EN'ÂM Suresi » EN'ÂM-159
share on facebook  tweet  share on google  print  

EN'ÂM-159

"EN'ÂM Suresi" için, toplam 1 sonuç arasından 1 - 1 arası sonuçlar

<<<<<6/EN'ÂM-159>>>>>

Bismillâhirrahmânirrahîm

إِنَّ الَّذِينَ فَرَّقُواْ دِينَهُمْ وَكَانُواْ شِيَعًا لَّسْتَ مِنْهُمْ فِي شَيْءٍ إِنَّمَا أَمْرُهُمْ إِلَى اللّهِ ثُمَّ يُنَبِّئُهُم بِمَا كَانُواْ يَفْعَلُونَ

İnnellezîne ferrakû dînehum ve kânû şiyean leste minhum fî şey’in, innemâ emruhum ilâllâhi summe yunebbiuhum bimâ kânû yef’alûn(yef’alûne).

Muhakkak ki; onlar, onların dînini tefrik ettiler (parça parça ayırdılar) ve grup grup oldular. Senin onlarla bir ilgin yok. Onların işi sadece Allah’a aittir. Sonra yapmış oldukları şeyleri, onlara haber verecek. 
1. innellezîne (inne ellezîne) : muhakkak ki onlar
2. ferrekû : fırkalara ayırdılar, tefrik ettiler
3. dîne-hum : onların dîni, kendi dînlerini
4. ve : ve
5. kânû şiyean : grup grup oldular
6. leste : sen değilsin
7. min-hum : onlardan
8. fî şey'in : bir şeyde, bir ilgide, bağlantıda
9. innemâ : fakat
10. emru-hum : onların işi
11. ilâllâhi (ilâ allâhi) : Allah'a ait
12. summe : sonra
13. yunebbiu-hum : onlara haber verecek
14. bi-mâ : şeyleri
15. kânû yef'alûne : yapmış oldukları

AÇIKLAMA

Bismillâhirrahmânirrahîm

Allahû Tealâ burada aslında bir tek dîn olduğunu, insanların, o dîni ayırdığını ve gruplara ayrıldıklarını söylüyor. Son derece önemli bir konu; bir küçücük kelime farklılığı birçok şeyi yanlış algılamamıza sebebiyet verebilir. Birden fazla dîn hiç olmadı. Allahû Tealâ "onlar" de-yince hristiyanları da, musevileri de kastediyor, "onların dînlerini" deyince sanki hristiyanlık ayrıymış, yahudilik ayrıymış gibi, yani Allahû Tealâ'nın Hz. Musa'ya verdikleri ayrıymış, Hz. İsa'ya verdikleri ayrıymış gibi bir sonuçla karşılaşılıyor. Ancak öyle değildir.

Hz. Musa ve ona bağlı olanların da hepsi, herşeyleriyle Allah'a teslim oldular. Hz. İsa ve Hz. İsa'ya bağlı olanlar da ruhlarını, vechlerini, nefslerini, iradelerini Allah'a teslim ettiler. Aynı şeyleri, aynı standartlarda, aynı şeriatle yaşadılar. Daha sonra gelen Peygamber Efendimiz (S.A.V) de sahâbesiyle beraber aynı şeyleri, aynı standartlarda, aynı şeriatle yaşadı.

42/ŞÛRÂ-13: Şerea lekum mined dîni mâ vassâ bihî nûhan vellezî evhaynâ ileyke ve mâ vassaynâ bihî ibrâhîme ve mûsâ ve îsâ, en ekîmûd dîne ve lâ teteferrekû fîh(fîhi), kebure alel muşrikîne mâ ted’ûhum ileyh(ileyhi), allâhu yectebî ileyhi men yeşâu ve yehdî ileyhi men yunîb(yunîbu).

(Allah) dînde, onunla Hz. Nuh'a vasiyet ettiği (farz kıldığı) şeyi (şeriati); “Dîni ikame edin (ayakta, hayatta tutun) ve onda (dînde) fırkalara ayrılmayın.” diye Hz. İbrâhîm'e, Hz. Musa'ya ve Hz. İsa'ya vasiyet ettiğimiz şeyi Sana da vahyederek, size de şeriat kıldı. Senin onları, kendisine çağırdığın şey (Allah'a ulaşmayı dileme) müşriklere zor geldi. Allah, dilediğini Kendisine seçer ve O'na yöneleni, Kendisine ulaştırır (ruhunu hayatta iken Kendisine ulaştırır).

Allahû Tealâ bu âyet-i kerimede, bir defa daha açık ve kesin bir şekilde anlatıyor. Bu açıdan âyet son derece önemlidir. İnsanların ayrı ayrı gruplar oluşturduğunu, dîni parça, parça, ayırdıklarını, tefrik ettiklerini ve fırkalara ayrıldıklarını ifade ediyor. (Tefrik etmek, fırkalara, parçalara ayırmak istikametinde kullanılıyor, fırka kelimesi de, tefrik kelimesi de, ferrekû kelimesi de aynı kökten gelmektedir).

Öyleyse bir tek dîni insanlar kendilerine göre farklı şekillere sokmuşlardır. Bunu yapanlar ne yazık ki her devirde, insanların çoğudur. Hz. Âdem zamanında da, Hz. Âdem'in oğullarından, torunlarından, torunlarının torunlarından büyük kısmı gene Allah'ın yolunda değillerdi. Hz. Âdem'in ve ona tâbî olan evlâtlarının, torunlarının, bütün dileklerine, temennilerine, hatta ısrarlarına rağmen onların çoğu Allah'ın yoluna girmediler. Allah'ın tek dînini yaşamadılar. Âdem (A.S)'dan bu tarafa kâinatın hiçbir noktasında, hiçbir millet resûlsüz olmamıştır. Kıyâmete kadar da aynı şey olacaktır. Bütün kavimlerde, şu anda yaşadıkları gibi Allah'ın resûlleri yaşayacaktır. Her kavmin içinde, onların kendi dînlerinin içinde, ama o dînin aslını, tek dîni yani Allah'a teslim olmayı yaşayan, kendilerine tâbî olanlara, da Allah'a teslim olmayı yaşatan resûller hep var olacaktır.

 

6/EN'ÂM-159

Bismillâhirrahmânirrahîm

İmam İskender Ali Mihr : Muhakkak ki; onlar, onların dînini tefrik ettiler (parça parça ayırdılar) ve grup grup oldular. Senin onlarla bir ilgin yok. Onların işi sadece Allah'a aittir. Sonra yapmış oldukları şeyleri, onlara haber verecek.
Diyanet İşleri : Şu dinlerini parça parça edenler ve kendileri de grup grup ayrılmış olanlar var ya, (senin) onlarla hiçbir ilişiğin yoktur. Onların işi ancak Allah’a kalmıştır. Sonra (O), yapmakta olduklarını kendilerine haber verecektir.
Abdulbaki Gölpınarlı : Dinlerini parça-parça, bölüp bölük-bölük fırkalara ayrılanlarla hiçbir ilgin olamaz ve şüphe yok ki onların bu hareketlerini Allah soracaktır ancak ve sonra da işledikleri işleri haber verecektir onlara.
Adem Uğur : Dinlerini parça parça edip guruplara ayrılanlar var ya, senin onlarla hiçbir ilişkin yoktur. Onların işi ancak Allah'a kalmıştır. Sonra Allah onlara yaptıklarını bildirecektir.
Ahmed Hulusi : Din anlayışlarını parça parça edip, cemaat cemaat olanlar var ya, (Rasûlüm) senin onlarla hiçbir işin olamaz! Onların işi ancak Allâh'a kalmıştır. . . Sonra, onlara yapmakta olduklarının içyüzünü bildirecektir.
Ahmet Tekin : Dinlerinden ayrılanlar, dinlerini, düzenlerini, kültürlerini ve medeniyetlerini, birliklerini parçalayanlar, tefrika içinde etkisiz itibarsız yaşayanlar, hizipleşerek ayrılık davası güdenler, birbirlerine düşmanca davranarak dinî ve insanî ilişkilerini kesen bölünmüş, baskıcı, zorba, medeniyetten nasiplenmemiş kapalı toplumlar, taraftarlar haline gelenlerle senin ve sana gelen dinin, senin ümmetinin hiçbir hususta bir ilişkiniz, bir benzerliğiniz yok. Onların hesabının görülmesi Allah’a kalmıştır. Sonra Allah yapmakta olduklarını birer birer ortaya koyarak onları hesaba çekecektir.
Ahmet Varol : Dinlerini parça parça eden ve kendileri de değişik gruplara ayrılan kimselerle senin bir ilişiğin yoktur. Onların işleri Allah'ladır ve sonra O kendilerine ne yaptıklarını bildirir.
Ali Bulaç : Gerçek şu ki, dinlerini parça parça edip kendileri de gruplaşanlar, sen hiç bir şeyde onlardan değilsin. Onların işi ancak Allah'adır. Sonra O, işlemekte olduklarını kendilerine haber verecektir.
Ali Fikri Yavuz : Peygamberlerin bir kısmına inanıp bir kısmını inkâr etmek veya hükümlerin bir kısmını inkâr etmek veya hükümlerin bir kısmını tanımamak suretiyle dinlerini ayrı ayrı fırkalara ayırarak parçalananlar var ya, senin onlarla hiç bir ilgin yoktur. Onların cezalandırılma işi Allah’a aittir. Sonra Allah, kendilerine, dünyada yaptıklarını ahirette haber verecektir.
Bekir Sadak : Firka firka olup dinlerini parcalayanlarla senin hicbir ilisigin olamaz. Onlarin isi Allah'a kalmistir, yaptiklarini onlara sonra bildirecektir.
Celal Yıldırım : Şüphesiz ki, hizipleşerek dinlerini parça parça edenler var ya, sen hiçbir şeyde onlarla bağımlı ve ilgili değilsin. Onların durumu Allah'a kalmıştır. İleride ne istediklerini onlara haber verecektir.
Diyanet İşleri (eski) : Fırka fırka olup dinlerini parçalayanlarla senin hiçbir ilişiğin olamaz. Onların işi Allah'a kalmıştır, yaptıklarını onlara sonra bildirecektir.
Diyanet Vakfi : Dinlerini parça parça edip guruplara ayrılanlar var ya, senin onlarla hiçbir ilişkin yoktur. Onların işi ancak Allah'a kalmıştır. Sonra Allah onlara yaptıklarını bildirecektir.
Edip Yüksel : Dinlerini parçalara ayırıp grup grup olanlarla senin hiç bir ilişkin yoktur. Onların işi ALLAH'a kalmıştır; sonra onlara durumlarını haber verecektir.
Elmalılı Hamdi Yazır : Dinlerini tefrikaya düşürüb de şiy'a şiy'a olanlar var â, senin onlarla hiç bir alâkan yoktur, onların işi Allaha kalmıştır, sonra o kendilerine ne ettiklerini haber verir
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Dinlerini parça parça edip ayrı ayrı gruplara ayrılanlarla senin hiçbir alakan yoktur. Onların işi Allah'a kalmıştır. Sonra O, kendilerine ne yaptıklarını haber verir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Dinlerini parça parça edip, grup grup olanlar var ya, senin onlarla hiçbir ilişkin yoktur. Onların işi Allah'a kalmıştır, sonra (Allah) onlara yaptıklarını haber verecektir.
Fizilal-il Kuran : Dinlerinin öngördüğü inanç ve ümmet birliğini parçalayarak çeşitli akımlara bölünenler ile, senin hiçbir ilişkin yoktur. Onların işi Allah'a kalmıştır. Allah onlara ilerde yaptıklarının akıbetini bildirecektir.
Gültekin Onan : Gerçek şu ki, dinlerini parça parça edip kendileri de gruplaşanlar, sen hiç bir şeyde onlardan değilsin. Onların buyruğu ancak Tanrı'yadır / Tanrı'ya kalmıştır. Sonra O, işlemekte olduklarını kendilerine haber verecektir.
Hasan Basri Çantay : Dînlerini (bir kısmına inanıb bir kısmını inkâr etmek suretiyle) parça parça edenler, ayrı ayrı fırkalar olanlar (yok mu?) sen hiç bir vech ile onlardan değilsin. Onların işi (cezası) ancak Allaha âiddir. Sonra O, ne yapıyorlardı, kendilerine haber verecekdir.
Hayrat Neşriyat : Muhakkak ki dinlerini parçalayıp fırka fırka olanlar yok mu, (sen) hiçbir hususta onlardan değilsin! Onların işi ancak Allah’a âiddir; sonra (O,) ne yapmakta olduklarını (tek tek) kendilerine haber verecektir.
İbni Kesir : Dinlerini parça parça edenler, bölük bölük olanlar yok mu? Senin onlarla hiçbir alakan yoktur. Onların işi Allah'a kalmıştır. Sonra O, ne yapmakta idiklerini kendilerine haber verecektir.
Muhammed Esed : İnançlarının bütünlüğünü bozarak guruplara, fırkalara ayrılanlara gelince: onlar için yapabileceğin bir şey yoktur. Unutma, onların işi Allaha kalmıştır: ve zamanı geldiğinde Allah onlara vaktiyle yaptıklarını gösterecektir.
Ömer Nasuhi Bilmen : Şüphesiz o kimseler ki, dinlerini tefrikaya düşürdüler ve muhtelif fırkalara ayrıldılar. Sen hiçbir şeyde onlardan değilsin. Onların işleri ancak Allah'a aitir. Sonra onlara ne yapar olduklarını haber verecektir.
Ömer Öngüt : Fırka fırka olup dinlerini parça parça edenlerle senin hiçbir ilgin yoktur. Onların işi Allah'a kalmıştır. Sonra O yaptıklarını kendilerine haber verecektir.
Şaban Piriş : Dinlerini parça parça edip, gruplara ayrılanlar ile senin bir ilgin yoktur. Onların işi Allah’a kalmıştır. İleride onlara ne yaptıklarını bildirecektir.
Suat Yıldırım : Dinlerini parça parça edip fırka fırka olanlar yok mu, senin onlarla hiç bir alakan yoktur. Onların işi Allah’a kalmıştır. Allah, onların yaptıklarını ileride bir bir onlara bildirip cezalarını verecektir.
Süleyman Ateş : Dinlerini parça parça edip, grup grup olanlar var ya, senin onlarla hiçbir ilişkin yoktur. Onların işi Allah'a kalmıştır, sonra (Allâh) onlara yaptıklarını haber verecektir.
Tefhim-ul Kuran : Gerçek şu ki, dinlerini parça parça edip kendileri de gruplaşanlar, sen hiç bir şeyde onlardan değilsin. Onların işi ancak Allah'adır. Sonra O, işlemekte olduklarını kendilerine haber verecektir.
Ümit Şimşek : Dinlerini parçalayıp da bölük pörçük olanlara gelince, senin onlarla hiçbir ilgin yoktur. Onların işi Allah'a kalmıştır; işlemekte oldukları şeyi onlara O bildirir.
Yaşar Nuri Öztürk : Dinlerini parça parça edip fırkalara, hiziplere bölünenler var ya, senin onlarla hiçbir ilişiğin yoktur. Onların işi Allah'a kalmıştır. Allah onlara, yapıp ettiklerini haber verecektir.
Kaynak : İmam İskender Ali Mihr
Tür : Diğer Tarih : 31.10.2018
[ Tüm yazılara ulaşmak için burayı tıklayınız. ]

1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 47, 48, 49, 50, 51, 52, 53, 54, 55, 56, 57, 58, 59, 60, 61, 62, 63, 64, 65, 66, 67, 68, 69, 70, 71, 72, 73, 74, 75, 76, 77, 78, 79, 80, 81, 82, 83, 84, 85, 86, 87, 88, 89, 90, 91, 92, 93, 94, 95, 96, 97, 98, 99, 100, 101, 102, 103, 104, 105, 106, 107, 108, 109, 110, 111, 112, 113, 114, 115, 116, 117, 118, 119, 120, 121, 122, 123, 124, 125, 126, 127, 128, 129, 130, 131, 132, 133, 134, 135, 136, 137, 138, 139, 140, 141, 142, 143, 144, 145, 146, 147, 148, 149, 150, 151, 152, 153, 154, 155, 156, 157, 158, 159, 160, 161, 162, 163, 164165

Sure Adına Göre Sırala

 

 

 

 

Sayfa Ziyaret Sayacı
91.454