EN'ÂM-153

Anasayfa » EN'ÂM Suresi » EN'ÂM-153
share on facebook  tweet  share on google  print  

EN'ÂM-153

"EN'ÂM Suresi" için, toplam 1 sonuç arasından 1 - 1 arası sonuçlar

<<<<<6/EN'ÂM-153>>>>>

Bismillâhirrahmânirrahîm

وَأَنَّ هَذَا صِرَاطِي مُسْتَقِيمًا فَاتَّبِعُوهُ وَلاَ تَتَّبِعُواْ السُّبُلَ فَتَفَرَّقَ بِكُمْ عَن سَبِيلِهِ ذَلِكُمْ وَصَّاكُم بِهِ لَعَلَّكُمْ تَتَّقُونَ

Ve enne hâzâ sırâtî mustekîmen fettebiûhu, ve lâ tettebiûs subule fe teferraka bikum an sebîlihi, zâlikum vassâkum bihî leallekum tettekûn(tettekûne).

Ve muhakkak ki; bu, Benim mustakîm olan yolumdur. Öyleyse ona tâbî olun. Ve (başka) yollara tâbî olmayın ki; o taktirde sizi, onun yolundan ayırır. İşte böyle size onunla vasiyet etti(emretti). Umulur ki böylece siz takva sahibi olursunuz. 
1. ve enne : ve muhakkak ki
2. hâzâ : bu
3. sırâtî mustekîmen : benim mustakîm olan (Allah'a götüren) yolum
4. fettebiûhu (fe ittebiû-hu) : öyleyse ona tâbî olun
5. ve lâ tettebiû : ve tâbî olmayın
6. es subule : yollara
7. fe teferreka : o taktirde ayırır
8. bi-kum : sizi
9. an sebîli-hi : onun yolundan
10. zâlikum : işte bunlar
11. vassâ-kum : size vasiyet etti, emretti
12. bi-hi : onunla
13. lealle-kum : umulur ki böylece siz
14. tettekûne : siz takva sahibi olursunuz

AÇIKLAMA

Bismillâhirrahmânirrahîm

Allahû Tealâ, 152. âyet-i kerime ile 153. âyet-i kerimeyi birbirine bağlamıştır. Allahû Tealâ, 152'de "Allah ile olan ahdinizi yerine getirin. İşte bu Allah'ın sizi bağladığı, taahhüt altına koyduğu ve vasiyet ettiği şeydir." buyuruyor. Açıklamasını da 153. âyette veriyor; "Allah ile olan ahdiniz Sıratı Mustakîm'dir." diyor. 4 tane Sıratı Mustakîm:

  1. Ruhun Sıratı Mustakîm'i
  2. Fizik vücudun Sıratı Mustakîm'i
  3. Nefsin Sıratı Mustakîm'i
  4. İradenin Sıratı Mustakîm'i

Ruhun Sıratı Mustakîm'i; bir yükselme yoludur. Ruhunuz dünya adı verilen bu gezegenden, sizden ayrılarak sonsuz bir hızla, sonsuz bir mesafe kat ederek Allah'ın katına ulaşır ve yedi tane âlem geçer.

Yedinci âlemde Sidret-ül Münteha'ya ulaştığı zaman İndi İlâhi'de dikey bir yolculukla Allah'ın yokluktaki Zat'ına ulaşarak, Allah'ın Zat'ında yok olur. İşte bu vuslattır; ruhun Allah'a ulaşıp, Allah'ın Zat'ında ifna olması, yok olması, fenafillah makamının sahibi oluşunuz.

Ruhunuz, 14. basamakta ihsanla mürşidinize tâbî olduğunuz taktirde, sizden ayrılır. Allah'a doğru bu yolculuğu yapar. Allah'ın Zat'ında yolculuk biter. Nerede tâbî olduysanız, tâbî olduğunuz noktadan itibaren ruhunuz sizden ayrılmıştır. Mürşidinizin dergâhına ulaşmıştır. Oradan 1. gök katına çıkmak imkânına kavuştuğunuz an Nefs-i Emmare'yi %7 nurla tamamladığınız an, ana dergâha (devrin imamının dergâhı) ulaşır. Oradan da 1. kata çıkmaya başlar. Sonra 2. 3. 4. 5. 6. 7. gök katlarına birer, birer tırmanır. Sonunda da Allah'a ulaşır. Bu, ruhun kendi âlemindeki reel bir yolculuğudur. Kendi âleminde fizik standartlarda yolculuk edip, Allah'a doğru yükselir. Sonunda Allah'ın Zat'ına erer, kişi "ermiş" olur. Allah'ın evliyası olur. Ruhun Sıratı Mustakîm'i, Allah'ın Zat'ında sona erer. Bu bir yücelme değil, yükselme yoludur. Fizik standartlarda, fizik olarak adına "seyr-i sülûk" denilen bir yolculuktur.

Sonra fizik vücudun, ardından da nefsin Sıratı Mustakîm'i söz konusudur. Nefsiniz, nefs tezkiyesi yapar. Nefsin kalbindeki afetler azalır. Yerlerine ruhun hasletlerinin paralelinde olan faziletler gelip yerleşir. İşte böyle bir dizaynda ilk %7 nur birikiminde nefsin kalbindeki afetler %7 azalmıştır. Şeytan, sadece nefsinizin afetlerine tesir edebileceği için şeytanın tesir alanı da %7 küçülmüştür. İkinci defa %7 nur birikiminde şeytanın tesir etme imkânı, %7 daha küçülmüştür. Bunun mânâsı, fizik vücudunuz başlangıçta şeytanın bütün emirlerine itaat ederken, nefsinizin afetleri yok oldukça %7, %7 şeytanın emirlerine değil, Allah'ın nurlarının kontrolünde, Allah'ın nurlarının emirlerine itaat eder. Nefsinizin kalbine yerleşen fazıllar, Allah'ın bütün emirlerinin mutlaka yerine getirilmesini, yasak ettiği fiillerin de asla işlenmemesini gerçekleştirir. Ama sahip olduğu yüzdede bunu yapabilir. Nefs-i Levvame'de, nefsinizin kalbindeki nurlar henüz %14'dür. Huşûyla beraber %16'dır. Sonra yedişer, yedişer yükselecektir. Nefsinizin kalbindeki faziletlerin oranı yükseldikçe, şeytanın üzerindeki hakimiyeti adım, adım azalacak ve fizik vücudunuz da şeytana kul olmaktan o seviyede, aynı miktarda kurtulacak ve aynı miktarda Allah'a kul olacaktır. Böylece Allah'a olan kulluğu devamlı artacaktır.

İşte ruhunuz Allah'a ulaştığı zaman nefsinizin kalbindeki nurlar %49 ve huşûdaki %2, ile %51 olmuştur. Artık nefsinizin kalbi, şeytanın hakimiyetinden kurtulmuştur. Allah'ın nurlarının yani Allah'ın hakimiyetine girmiştir. Artık 100 üzerinden 51 Allah'ın emirlerine itaat eden bir fizik vücut vardır. %51'den daha fazla emirlere itaat ve %51'den daha fazla yasaklara riayet söz konusudur. Öyleyse fizik vücudunuz, adım adım şeytana kul olmaktan kurtulup Allah'a kul olur. Nefsinizin kalbinde afetler azaldıkça, nefsinizin dizaynı da şeytanın hakimiyetinden Allah'ın hakimiyetine dönük bir muhteva kazanır. Nefsinizin afetleri devamlı azalır. Ve %50'yi geçtikten sonra afetlerin azalmasıyla nefsiniz Allah'a teslim olma yolunda önemli bir mesafe alır.

Nefsiniz bir rehinedir. Ruhunuz Allahû Tealâ'ya ulaştıktan sonra nefsiniz gene rehinedir. Ne zaman ki 22. basamakta ruhunuz Allah'ın Zat'ında ifna olursa, yok olursa fenâ makamının sahibi olursunuz. 23. basamakta beka makamının sahibi olursunuz, altın taht ihsan edilir. 24. basamakta zikriniz günün yarısını aşar, zühd sahibi olursunuz. Ve %81 nur ile fizik vücudunuz Allah'a teslim olur. Bu teslime ulaşıncaya kadar, ruhunuzun Allah'a teslim olmasına rağmen nefsiniz bir rehine olmakta devam eder. Fizik vücudunuzun Sıratı Mustakîm'i, fizik vücu-dunuzun Allah'a teslim olduğu noktada tamamlanır (25. basamak).

Fizik vücudunuz da, nefsiniz de, ruhunuz da, iradeniz de aynı anda kulvara girerler. Aynı anda herbiri kendi Sıratı Mustakîmleri üzerinde iki tanesi aklanmaya başlar, bir tanesi (ruhunuz) yolculuğa, "seyr-i sülûk"a çıkar. İradeniz ise nefsinizin afetleri azaldıkça güçlenmeye başlar. Ve fizik vücudunuzun Allah'a teslim olduğu 25. basamağa kadar nefsiniz bir rehine olmakta devam eder. Önce bir tek emanet vardı; ruhunuz. Ruhunuz Allah'a ulaşıncaya kadar, fizik vücudunuz bir emanet değildi. Ama ne zaman ki ruhunuz Allah'a ulaştı, o zaman nefsiniz gene rehine olmakta devam eder ama, fizik vücudunuz emanet hüviyetine girer. 23., 24. ve 25. basamakta fizik vücudunuz, "fizik vücudunuzun Sıratı Mustakîm'i" olarak yücelmeyi oluşturur ve Allah'a teslim olur. Hâlâ nefsin kalbinde bu sırada %19 karanlık vardır, henüz nefs, daimî zikre ulaşmamıştır. Ama o %19'u hiç nazari itibare almayarak fizik vücut Allah'a teslim olur. Sonra nefsiniz de aynı standarta ulaşır. Sadece bu Sıratı Mustakîm üstünde fizik vücudunuzun teslimiyle birlikte ikinci emanet de Allah'a teslim edilmiş olur. Nefsiniz rehin olmaktan kurtulur. O da emanet olur. Nefsiniz daimî zikir ile Allah'a teslim olur. Üçüncü Sıratı Mustakîm de tamamlanır.

Sonra 28. basamağın 4 kademesinde 4 mertebe daha; kalp müzeyyen olur. Ve iradenizin Sıratı Mustakîmi'nin sonunda Salâh Makamının (28. basamağın) 4. kademesinde iradenizi Allah'a teslim edersiniz. Böylece olay biter.

İşte Allahû Tealâ'nın bu âyette bahsettiği Sıratı Mustakîm, 4 Sıratı Mustakîm'i birden ihata eden hüviyette bir Sıratı Mustakîm'dir.

 

6/EN'ÂM-153

Bismillâhirrahmânirrahîm

İmam İskender Ali Mihr : Ve muhakkak ki; bu, Benim mustakîm olan yolumdur. Öyleyse ona tâbî olun. Ve (başka) yollara tâbî olmayın ki; o taktirde sizi, onun yolundan ayırır. İşte böyle size onunla vasiyet etti(emretti). Umulur ki böylece siz takva sahibi olursunuz.
Diyanet İşleri : İşte bu, benim dosdoğru yolum. Artık ona uyun. Başka yollara uymayın. Yoksa o yollar sizi parça parça edip O’nun yolundan ayırır. İşte size bunları Allah sakınasınız diye emretti.
Abdulbaki Gölpınarlı : Ve şüphe yok ki budur benim dosdoğru yolum, ona uyun siz ve sizi, onun yolundan ayıracak yollara gitmeyin. Çekinip sakınasınız diye işte bunları emretmiştir size.
Adem Uğur : Şüphesiz bu, benim dosdoğru yolumdur. Buna uyun. (Başka) yollara uymayın. Zira o yollar sizi Allah'ın yolundan ayırır. İşte sakınmanız için Allah size bunları emretti.
Ahmed Hulusi : Bu benim dosdoğru sıratımdır, ona tâbi olun, (başka) yollara tâbi olmayın; (aksi takdirde) sizi O'nun sırat-ı müstakiminden ayırırlar. . . İşte, bilfiil korunasınız diye (Allâh) size bu uyarıları yapıyor!
Ahmet Tekin : İşte bunların yaşandığı hayat tarzı benim dosdoğru, muhkem, güvenli yolumdur. Bu yola tâbi olun, Kur’ân’a ve sünnete uyun. Sizi Allah’ın yolundan ayırıp parçalayacak başka yolları, başka hayat tarzlarını benimsemeyin. İşte, tekrar tekrar Allah’ın size tavsiye ettiği hususlar bunlardır. Umulur ki, Allah’a sığınır, emirlerine yapışır, günahlardan arınıp, azaptan korunur, kulluk ve sorumluluk şuuruyla, haklarınıza ve özgürlüklerinize sahip çıkarak şahsiyetli davranır, dinî ve sosyal görevlerinizin bilincinde olursunuz.
Ahmet Varol : 'İşte benim dosdoğru olan yolum budur, ona uyun. Değişik yollara uymayın, sonra bu yollar sizi O'nun yolundan ayırır. Olur ki sakınırsınız diye (Allah) size böyle emretti.'
Ali Bulaç : Bu benim dosdoğru olan yolumdur. Şu halde ona uyun. Sizi O'nun yolundan ayıracak (başka) yollara uymayın. Bununla size tavsiye etti, umulur ki korkup sakınırsınız.
Ali Fikri Yavuz : Şu emrettiğim yol, benim dosdoğru yolumdur; hep ona uyun. Başka yollara ve dinlere uyup gitmeyin ki, sizi onun yolundan saptırıp parçalamasınlar. İşte Allah, kötülükten sakınasınız diye, size bunları emretti.
Bekir Sadak : Bu, dosdogru olan yoluma uyun. Sizi Allah yolundan ayri dusurecek yollara uymayin. Allah size bunlari sakinasiniz diye buyurmaktadir.
Celal Yıldırım : Şüphesiz bu benim dosdoğru yolumdur; artık bu yola uyun, başka yollara uymayın, sonra o yollar sizi Allah yolundan saptırıp parçalar (fırkalara ayırır). İşte Allah size bunları emretmektedir; olur ki sakınırsınız.
Diyanet İşleri (eski) : Bu, dosdoğru olan yoluma uyun. Sizi Allah yolundan ayrı düşürecek yollara uymayın. Allah size bunları sakınasınız diye buyurmaktadır.
Diyanet Vakfi : Şüphesiz bu, benim dosdoğru yolumdur. Buna uyun. (Başka) yollara uymayın. Zira o yollar sizi Allah'ın yolundan ayırır. İşte sakınmanız için Allah size bunları emretti.
Edip Yüksel : İşte bu benim dosdoğru yolumdur. Ona uyun, başka yollara uymayın; çünkü onlar, sizi O'nun yolundan ayırırlar. Bunlar, dinlersiniz diye O'nun size verdiği öğütlerdir.
Elmalılı Hamdi Yazır : bir de şu: benim dosdoğru yolum, hep onu ta'kıb edin, başka yollar ta'kıb etmeyin ki sizi onun yolundan saptırıb parçalamasınlar, duydunuz a işte size o bunu ferman buyurdu gerektir ki korunur, müttekı olursunuz
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Bir de bu Benim dosdoğru yolumdur; hep onu takip edin, sizi onun yolundan saptırıp parçalayacak başka yolları takip etmeyin! Duydunuz ya, O, korunup takva sahibi olasınız diye bunları size emretti.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : İşte benim doğru yolum budur; ona uyun. Sizi O'nun yolundan ayıracak başka yollara uymayın. (Azabından) korunmanız için Allah size böyle tavsiye etmiştir.
Fizilal-il Kuran : İşte benim dosdoğru yolum budur, bu yola uyunuz. Sakın sizi Allah'ın yolundan ayrı düşürecek yollara girmeyiniz. İşte Allah, kötülüklerden sakınasınız diye size bu direktifi veriyor.
Gültekin Onan : Bu benim dosdoğru olan yolumdur. Şu halde ona uyun. Sizi O'nun yolundan ayıracak (başka) yollara uymayın. Bununla size tavsiye etti, umulur ki korkup sakınırsınız.
Hasan Basri Çantay : Şübhesiz ki (emrettiğim) bu (yol) benim dosdoğru yolumdur. O halde ona uyun. (Başka aykırı) yollara tâbi olmayın. Sonra sizi Onun (Allahın) yolundan ayırır. İşte (Allah) size bunları emretdi ki (kötülükden sakınasınız.
Hayrat Neşriyat : Ve şübhesiz bu, benim dosdoğru yolumdur; öyle ise ona tâbi' olun! Ve (başka)yollara tâbi' olmayın! Sonra sizi O’nun (Allah’ın) yolundan ayırır(lar). İşte bunlar(Allah’ın) size o emrettiği (şeyler)dir; tâ ki (günahlardan) sakınasınız.
İbni Kesir : Ve şüphesiz ki bu; Benim dosdoğru yolumdur. Ona hemen uyun. Başka yollara uymayın ki; sonra sizi O'nun yolundan ayırır. İşte, sakınasınız diye size bunları emretti.
Muhammed Esed : Ve (bilin ki bu, dosdoğru Bana yönelen bir yoldur: Öyleyse bunu izleyin ve diğer yollardan gitmeyin ki sizi Onun yolundan saptırmasınlar. Allah (bütün) bunları size emretti ki Ona karşı sorumluluğunuzun bilincine varasınız.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve şüphesiz ki, bu Benim müstakim yolumdur. Artık ona tâbi olunuz, başka yolları takib etmeyiniz. Sonra bunlar sizi Cenâb-ı Hakk'ın yolundan ayırır. İşte size bununla tavsiyede bulundu. Gerektir ki, siz sakınasınız.
Ömer Öngüt : Şüphesiz bu benim dosdoğru yolumdur, siz ona uyunuz. Başkaca yollara gidip de onlar sizi Allah'ın yolundan ayırmasın. Allah size bunları sakınasınız diye vasiyet etmiştir.
Şaban Piriş : İşte bu, benim dosdoğru yolumdur. Buna uyun, sizi O’nun yolundan ayıracak yollara uymayın. Kendinizi korumanız için işte size böyle tavsiye ediyor.
Suat Yıldırım : Bir de şu: "İşte benim dosdoğru yolum. Ona tâbi olun. Yoksa başka yollara uymayın ki sizi O’nun yolundan ayırmasın. İşte kötülüklerden sakınasınız diye Allah, size bunları emretti."
Süleyman Ateş : İşte benim doğru yolum budur, ona uyun, (başka) yollara uymayın ki, sizi O'nun yolundan ayırmasın! Korunmanız için (Allâh) size böyle tavsiye etti.
Tefhim-ul Kuran : Bu benim dosdoğru olan yolumdur, şu halde ona uyun. Sizi O'nun yolundan ayıracak (başka) yollara uymayın. Bununla size tavsiye etti, umulur ki korkup sakınırsınız.
Ümit Şimşek : İşte Benim dosdoğru yolum budur; ona uyun. Başka yollara takılmayın ki sizi Onun yolundan saptırıp parçalamasınlar. Sakınırsınız diye, Rabbiniz size işte bunları emretti.
Yaşar Nuri Öztürk : Bu benim dosdoğru yolumdur, onu izleyin, başka yolları izlemeyin! Yoksa bu hal sizi O'nun yolundan uzaklaştırıp parçalara böler. Sakınıp korunasınız diye O bunu önermiştir size.
Kaynak : İmam İskender Ali Mihr
Tür : Diğer Tarih : 31.10.2018
[ Tüm yazılara ulaşmak için burayı tıklayınız. ]

1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 47, 48, 49, 50, 51, 52, 53, 54, 55, 56, 57, 58, 59, 60, 61, 62, 63, 64, 65, 66, 67, 68, 69, 70, 71, 72, 73, 74, 75, 76, 77, 78, 79, 80, 81, 82, 83, 84, 85, 86, 87, 88, 89, 90, 91, 92, 93, 94, 95, 96, 97, 98, 99, 100, 101, 102, 103, 104, 105, 106, 107, 108, 109, 110, 111, 112, 113, 114, 115, 116, 117, 118, 119, 120, 121, 122, 123, 124, 125, 126, 127, 128, 129, 130, 131, 132, 133, 134, 135, 136, 137, 138, 139, 140, 141, 142, 143, 144, 145, 146, 147, 148, 149, 150, 151, 152, 153, 154, 155, 156, 157, 158, 159, 160, 161, 162, 163, 164165

Sure Adına Göre Sırala

 

 

 

 

Sayfa Ziyaret Sayacı
91.587