EN'ÂM-124

Anasayfa » EN'ÂM Suresi » EN'ÂM-124
share on facebook  tweet  share on google  print  

EN'ÂM-124

"EN'ÂM Suresi" için, toplam 1 sonuç arasından 1 - 1 arası sonuçlar

<<<<<6/EN'ÂM-124>>>>>

Bismillâhirrahmânirrahîm

وَإِذَا جَاءتْهُمْ آيَةٌ قَالُواْ لَن نُّؤْمِنَ حَتَّى نُؤْتَى مِثْلَ مَا أُوتِيَ رُسُلُ اللّهِ اللّهُ أَعْلَمُ حَيْثُ يَجْعَلُ رِسَالَتَهُ سَيُصِيبُ الَّذِينَ أَجْرَمُواْ صَغَارٌ عِندَ اللّهِ وَعَذَابٌ شَدِيدٌ بِمَا كَانُواْ يَمْكُرُونَ

Ve izâ câethum âyetun kâlû len nu’mine hattâ nu’tâ misle mâ ûtiye rusulullâh(rusulullâhi), allâhu a’lemu haysu yec’alu risâletehu, se yusîbullezîne ecremû sagârun indallâhi ve azâbun şedîdun bimâ kânû yemkurûn(yemkurûne).

Onlara bir âyet geldiği zaman: “Allah’ın resûllerine verilen şeyin aynısı bize de verilmedikçe (verilinceye kadar) asla inanmayız.” dediler. Risaletini kime vereceğini Allah, en iyi bilendir. Cürüm işleyen (günah işleyen) kimselere, yapmış oldukları hile(ler) sebebiyle yakında Allah’ın huzurunda bir zillet (küçüklük, aşağılık) ve şiddetli azap isabet edecektir (gelecektir). 
1. ve izâ : ve, olduğu zaman
2. câet-hum : onlara geldi
3. âyetun : bir âyet
4. kâlû : dediler
5. len nu'mine : asla îmân etmeyiz
6. hattâ : oluncaya kadar, ... olmadıkça
7. nu'tâ : bize verilsin
8. misle : gibi, aynısı
9. mâ ûtiye : verilen şey
10. rusulu allâhi : Allah'ın elçileri, resûlleri
11. allâhu : Allah
12. a'lemu : en iyi (çok iyi) bilir
13. haysu : hangisine, kime
14. yec'alu : yapar, kılar, verir
15. risâlete-hu : risaletini, elçiliğini
16. se yusîbu ellezîne : yakında isabet edecek ki onlar
17. ecremû : cürüm işlediler, günah işlediler
18. sagârun : küçüklük, zelillik, aşağılık, zillet
19. inde allâhi : Allah'ın yanında, huzurunda
20. ve azâbun : ve bir azap
21. şedîdun : şiddetli
22. bi-mâ : ...'den dolayı, sebebiyle
23. kânû yemkurûne : hile, sahtekârlık yapmış oldular

AÇIKLAMA

Bismillâhirrahmânirrahîm

Allahû Tealâ her devirde, insanları mutlu etmek için resûller beas eder, vazifeli kılar. Eğer onlara, herhangi bir devirde Allahû Tealâ âyetler verirse, bu verdiği âyetlerin aynısı kendilerine gelmedikçe "Biz o âyetlere îmân etmeyiz." derler. İnsanların inanmamaları sadece onların Allah'ın katında azap çekmelerine sebebiyet verir, kaybeden onlardır. İnanmayan, inanmaz ama inanmadığı zaman bunun sonucuna da hak kazanır. Bir insan, Allah'ın âyetlerine îmân etmezse elbette o âyetlerin gereğini yerine getirmeyecektir. Yerine getirmiyorsa, kendisine gerekli olmadığını düşünüyorsa, o zaman böyle bir dizaynda o sadece kaybedenlerden olur. Çünkü Allah'ın farzlarını gerçekleştirmeyecektir. Meselâ Allah'a ulaşmayı dilemeyecektir ve gideceği yeri kendisi seçmiş olacaktır: "Cehennem"

Allah, dilediğini resûl olarak seçer. Seçim için kimseye sormaz. İnsanlar hep Allah'ın seçtiği resûllerin eşraftan, ileri gelenlerden olmadığını ve ileri gelenlerin aslında mekir sahipleri mücrimler, günahkârlar olduğunu genel anlamıyla bilmezler. Bu insanlar, inanmadıkları zaman kendilerine ne kadar büyük bir kötülük yaptıklarını bilmeden bu dünyadan bir gün gideceklerdir. Ve gidecekleri yer cehennemdir. Üstelik bu insanlar, bu dünyada da mutluluğu hiçbir şekilde yaşamamış olacaklardır.

6/EN'ÂM-124

Bismillâhirrahmânirrahîm

İmam İskender Ali Mihr : Onlara bir âyet geldiği zaman: “Allah'ın resûllerine verilen şeyin aynısı bize de verilmedikçe (verilinceye kadar) asla inanmayız.” dediler. Risaletini kime vereceğini Allah, en iyi bilendir. Cürüm işleyen (günah işleyen) kimselere, yapmış oldukları hile(ler) sebebiyle yakında Allah'ın huzurunda bir zillet (küçüklük, aşağılık) ve şiddetli azap isabet edecektir (gelecektir).
Diyanet İşleri : Onlara bir âyet geldiği zaman, “Allah elçilerine verilenin bir benzeri bize de verilinceye kadar asla inanmayacağız” derler. Allah, elçilik görevini kime vereceğini çok iyi bilir. Suç işleyenlere Allah katından bir aşağılık ve yapmakta oldukları hilekârlık sebebiyle çetin bir azap erişecektir.
Abdulbaki Gölpınarlı : Bir âyet geldi mi, Allah'ın peygamberlerine geldiği gibi bize de bir âyet gelmedikçe kesin olarak inanmayız derler. Peygamberliğini kime vereceğini Allah bilir. O suç işleyenlere, hîlekârlıkları yüzünden Allah katından bir horluk ve çetin bir azap gelip çatacaktır.
Adem Uğur : Onlara bir âyet geldiğinde, Allah'ın elçilerine verilenin benzeri bize de verilmedikçe kesinlikle inanmayız, dediler. Allah, peygamberliğini kime vereceğini daha iyi bilir. Suç işleyenlere, yapmakta oldukları hilelere karşılık Allah tarafından aşağılık ve çetin bir azap erişecektir.
Ahmed Hulusi : Onlara bir delil geldiğinde: "Allâh Rasûllerine verilenin benzeri bize verilmedikçe asla iman etmeyeceğiz" dediler. . . Allâh, risâletini nerede açığa çıkaracağını en mükemmel bilendir! Suçlulara yaptıkları hilelerinden dolayı Allâh indînden aşağılanma ve şiddetli azap yaşatılacaktır!
Ahmet Tekin : Onlara bir âyet geldiğinde:
'Allah’ın Rasullerine verilen görevlerin benzeri bize de verilmedikçe, kesinlikle inanmayız' dediler. Allah peygamberlik görevini liyakata göre vereceğini herkesten iyi bilir. İslâm’a planlı cephe alarak müslümanlığı, müslüman nesilleri yozlaştırma, yok etme suçu işleyen güç ve iktidar sahibi âsiler, suçlular, yapmakta oldukları sinsi hilelere, planlara, soygunlarına, asılsız iddialarına karşılık, Allah huzurunda, zillete maruz kalacaklar ve şiddetli bir azâba uğrayacaklar.
Ahmet Varol : Onlara her ne zaman bir ayet (mucize) gelse: 'Allah'ın peygamberlerine verilenin benzeri bize de verilmedikçe iman etmeyeceğiz' derler. Allah peygamberlik görevini kime vereceğini daha iyi bilir. Suç işleyenler Allah katında aşağılığa uğratılacak ve hile yapmalarından dolayı şiddetli bir azaba çarptırılacaklardır.
Ali Bulaç : Onlara ne zaman bir ayet gelse, derler ki: "Allah'ın elçilerine verilenin bir benzeri bize de verilene kadar biz kesin olarak inanmayacağız." Allah, elçiliğini nereye vereceğini daha iyi bilir. Bu, suçlu günahkarlara, kurdukları hileli düzenleri nedeniyle şiddetli bir azab ve Allah katında bir küçüklük isabet edecektir.
Ali Fikri Yavuz : Bu Mekke kâfirlerine bir âyet gelip tebliğ edildiği zaman: “- Allah’ın Peygamberlerine verilenler gibi, bize de verilmedikçe asla iman etmeyiz”, diyorlar. Allah, elçiliğini (Peygamberliği) nereye vereceğini çok iyi bilendir. Hilekârlıklarından ötürü suç işleyenlere, yarın kıyamette, Allah katında hem bir horluk, hem de pek şiddetli azab isabet edecektir.
Bekir Sadak : Onlara bir ayet geldigi zaman, «Allah'in peygamberlerine verilen size de verilmedikce inanmayiz» derler. Allah, peygamberligini verecegi kimseyi daha iyi bilir. Suc isleyenlere Allah katindan bir asagilik ve hilelerinden oturu de siddetli bir azap eri_ecektir.
Celal Yıldırım : Kendilerine bir âyet (mucize, Kur'ân'dan açık bir belge) geldiği zaman, «Allah'ın peygamberine verilen (şeref ve itibarın) bir benzeri bize verilmedikçe aslâ imân etmeyiz !» dediler. Allah ise peygamberlik görevini nereye (kime) sunacağını daha iyi bilir. Suç işleyen o kimselere —hilelerinden ve kirli işlerinden dolayı— Allah katından hem aşağılık, hem şiddetli bir azâb dokunacaktır.
Diyanet İşleri (eski) : Onlara bir ayet geldiği zaman, 'Allah'ın peygamberlerine verilen bize de verilmedikçe inanmayız' derler. Allah, peygamberliğini vereceği kimseyi daha iyi bilir. Suç işleyenlere Allah katından bir aşağılık ve hilelerinden ötürü de şiddetli bir azab erişecektir.
Diyanet Vakfi : Onlara bir âyet geldiğinde, Allah'ın elçilerine verilenin benzeri bize de verilmedikçe kesinlikle inanmayız, dediler. Allah, peygamberliğini kime vereceğini daha iyi bilir. Suç işleyenlere, yapmakta oldukları hilelere karşılık Allah tarafından aşağılık ve çetin bir azap erişecektir.
Edip Yüksel : Kendilerine bir mucize geldiğinde: 'ALLAH'ın elçilerine verilenlerin benzeri bize verilmedikçe inanmayız,' derler. ALLAH mesajını nereye koyacağını daha iyi bilir. Yaptıkları hilelerden ötürü suçlulara ALLAH katından bir aşağılama ve çetin bir azap dokunacaktır.
Elmalılı Hamdi Yazır : Bunlara bir âyet geldiği zaman Allahın Peygamberlerine verilen risâlet ayniyle bizlere verilmedikçe sana asla iymân etmeyiz diyorlar, Allah, risâletini nereye tevdi' edeceğini daha iyi bilir, mekkârlıklarından dolayı öyle mücrimlere yarın Allah yanında hem bir küçüklük hem pek şiddetli bir azab ısâbet edecek
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Onlara bir ayet geldiği zaman, «Allah'ın peygamberlerine verilen peygamberlik aynen bizlere verilmedikçe sana asla inanmayacağız.» diyorlar. Allah, peygamberliğini kime vereceğini en iyi bilendir. Hilekarlıklarından dolayı, öyle günahkarlara, yarın Allah yanında hem bir küçüklük hem de çok çetin bir azap isabet edecek.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Onlara bir âyet geldiği zaman: «Allah'ın peygamberlerine verilenin aynısı bize de verilmedikçe iman etmeyiz» derler. Allah peygamberliğini kime vereceğini daha iyi bilir. Suçlu olanlara, yaptıkları hilelerinden dolayı Allah katından bir zillet ve şiddetli bir azap erişecektir.
Fizilal-il Kuran : Onlara bir ayet gelince, «Allah'ın peygamberlerine verilen vahiy aynen bize de verilmedikçe asla inanmayız» derler. Oysa Allah peygamberlik görevini kime vereceğini herkesten iyi bilir. Bu azılı günahkârlar düzenledikleri komplolardan ötürü Allah katında aşağılanmaya ve ağır azaba çarpılacaklardır.
Gültekin Onan : Onlara ne zaman bir ayet gelse derler ki: "Tanrı'nın elçilerine verilenin bir benzeri bize de verilene kadar biz kesin olarak inanmayacağız." Tanrı elçiliğini nereye vereceğini daha iyi bilir. Bu suçlu günahkarlara, kurdukları hileli düzenleri nedeniyle şiddetli bir azab ve Tanrı katında bir küçüklük (aşağılanma) isabet edecektir.
Hasan Basri Çantay : Onlara bir âyet gel (ib tebliğ edil) diği zaman derler ki: «Allahın peygamberlerine verilenler gibi bize de verilinceye kadar asla îman etmeyeceğiz». Allah, elçiliğini nereye vereceğini çok iyi bilendir. Cürüm işleyen onları, yapageldikleri hıylekârlıklar sebebiyle, Allah katından bir horluk ve çetin bir azâb çarpacakdır.
Hayrat Neşriyat : Onlara bir âyet geldiği zaman da: 'Allah’ın peygamberlerine verilenlerin benzeri, bize de verilmedikçe aslâ îmân etmeyeceğiz!' dediler. Allah, peygamberlik vazîfesini nereye vereceğini en iyi bilendir. Günah işleyenlere, kurmakta oldukları (tuzak) dolayısıyla, Allah katında bir zillet ve şiddetli bir azab yakında isâbet edecektir!
İbni Kesir : Onlara bir ayet geldiği zaman; derler ki: Allah'ın peygamberlerine verilen bize de verilmedikçe asla iman etmeyiz. Allah, risaletini nereye vereceğini en iyi bilendir. Suç işleyenlere; yapageldikleri hilekarlık yüzünden Allah katında bir horluk ve şiddetli bir azab erişecektir.
Muhammed Esed : Ne zaman onlara bir (ilahi) mesaj gelse, "Allahın peygamberlerine verdiklerinin benzeri bize verilmedikçe inanmayız!" derler. (Ama) mesajını kime tevdi edeceğini en iyi Allah bilir. Suç işleyenler, Allah katında aşağılanmaya ve entrikacı eğilimlerinden dolayı şiddetli bir azaba uğratılacaklardır.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve onlara bir âyet geldiği zaman derler ki, «Allah'ın peygamberlerine verilmiş olanın misli bizlere verilinceye kadar biz imân etmeyiz.» Allah Teâlâ peygamberliği nereye tevcih edeceğini ziyâdesiyle bilendir. Elbette günahkâr olanlara yapar oldukları mekr ve hileden dolayı Hak Teâlâ'nın indinde bir mezellet ve şiddetli bir azap isabet edecektir.
Ömer Öngüt : Onlara bir âyet geldiği zaman: “Allah'ın peygamberlerine verilenin aynısı bize de verilmedikçe aslâ iman etmeyiz!” derler. Allah peygamberliğini kime vereceğini daha iyi bilir. Suç işleyenlere, Allah katından horluk ve yaptıkları hilelerinden dolayı şiddetli bir azap erişecektir.
Şaban Piriş : Onlara bir ayet geldiği zaman; -Allah’ın Resullerine verilen, bize de verilmedikçe iman etmeyeceğiz” derler. Allah, kime peygamberlik vereceğini daha iyi bilir. Suç işleyenlere Allah katından bir aşağılanma ve hile yapmalarına karşılık şiddetli bir azap erişecektir.
Suat Yıldırım : Bir âyet gelip de bu kâfirlere tebliğ edilince "Allah’ın resullerine verilen risaletin benzeri bize verilmedikçe, sana asla iman etmeyiz." derler. Allah peygamberliği kime vereceğini pek iyi bilir. Yaptıkları hîleler sebebiyle, suç işleyenlere, Allah tarafından bir zillet ve şiddetli bir azap erişecektir.
Süleyman Ateş : Onlara bir âyet gelince: "Allâh'ın elçilerine verilenin aynı bize de verilmedikçe kat'iyyen inanmayız!" dediler. Allâh, mesajını koyacağı yeri (elçilik görevini kime vereceğini) bilir. Suç işleyenlere Allâh katında bir aşağılık ve yaptıkları hileye karşı çetin bir azâb erişecektir.
Tefhim-ul Kuran : Onlara ne zaman bir ayet gelse, derler ki: «Allah'ın elçilerine verilenin bir benzeri bize de verilene kadar biz kesin olarak inanmayacağız.» Allah, elçiliğini nereye vereceğini daha iyi bilir. Bu, suçlu günahkârlara, kurdukları hileli düzenleri nedeniyle şiddetli bir azab ve Allah katında bir küçüklük isabet edecektir.
Ümit Şimşek : Onlara bir âyet geldiğinde, 'Allah'ın peygamberlerine verilenin aynısı bize de verilmedikçe iman etmeyiz' dediler. Allah, peygamberliği kime vereceğini herkesten iyi bilir. Suç işleyenlere, kurmakta oldukları tuzaklar yüzünden, Allah katından bir zillet ve şiddetli bir azap isabet edecektir.
Yaşar Nuri Öztürk : Onlara bir ayet geldiğinde şöyle demişlerdi: "Allah resullerine verilenin tıpkısı bize de verilmedikçe asla inanmayacağız." Allah resullük görevini nereye vereceğini daha iyi bilir. Suç işleyenlere, oynadıkları oyunlar yüzünden Allah katında bir küçüklük ve şiddetli bir azap öngörülmüştür.
Kaynak : İmam İskender Ali Mihr
Tür : Diğer Tarih : 31.10.2018
[ Tüm yazılara ulaşmak için burayı tıklayınız. ]

1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 47, 48, 49, 50, 51, 52, 53, 54, 55, 56, 57, 58, 59, 60, 61, 62, 63, 64, 65, 66, 67, 68, 69, 70, 71, 72, 73, 74, 75, 76, 77, 78, 79, 80, 81, 82, 83, 84, 85, 86, 87, 88, 89, 90, 91, 92, 93, 94, 95, 96, 97, 98, 99, 100, 101, 102, 103, 104, 105, 106, 107, 108, 109, 110, 111, 112, 113, 114, 115, 116, 117, 118, 119, 120, 121, 122, 123, 124, 125, 126, 127, 128, 129, 130, 131, 132, 133, 134, 135, 136, 137, 138, 139, 140, 141, 142, 143, 144, 145, 146, 147, 148, 149, 150, 151, 152, 153, 154, 155, 156, 157, 158, 159, 160, 161, 162, 163, 164165

Sure Adına Göre Sırala

 

 

 

 

Sayfa Ziyaret Sayacı
91.465