EN'ÂM-105

Anasayfa » EN'ÂM Suresi » EN'ÂM-105
share on facebook  tweet  share on google  print  

EN'ÂM-105

"EN'ÂM Suresi" için, toplam 1 sonuç arasından 1 - 1 arası sonuçlar

<<<<<6/EN'ÂM-105>>>>>

Bismillâhirrahmânirrahîm

وَكَذَلِكَ نُصَرِّفُ الآيَاتِ وَلِيَقُولُواْ دَرَسْتَ وَلِنُبَيِّنَهُ لِقَوْمٍ يَعْلَمُونَ

Ve kezâlike nusarriful âyâti ve li yekûlû dereste ve li nubeyyinehu li kavmin ya’lemûn(ya’lemûne).

Ve işte böyle âyetleri ayrı ayrı açıklıyoruz. Ve “Sen ders (bu ilmi) almışsın.” desinler diye ve onu, bilen bir kavme beyan etmemiz için.  
1. ve kezâlike : ve işte böylece
2. nusarrifu el âyâti : âyetleri ayrı ayrı açıklıyoruz
3. ve li yekûlû : ve derler diye
4. dereste : sen ders aldın
5. ve li nubeyyine-hu : ve onu beyan etmemiz için
6. li kavmin : bir kavme, bir topluluğa
7. ya'lemûne : biliyorlar

AÇIKLAMA

Bismillâhirrahmânirrahîm

Peygamber Efendimiz (S.A.V), dersi Allah'tan almıştır. Bütün devirlerde, ilmin Allah'tan alınması değer taşır. Başka insanların: "Sen bu dersi Allah'tan almışsın." dedirtecek olan bir bilgi içermesi gerekir. Öyleyse ilmi Allah'tan alanlar, mutlaka başkalarının söyleyebileceklerinin, insanların yazdığı kitaplardan öğrendiğinin ötesinde birşeyler söylemesi söz konusudur. Her devirde, bütün kavimlerde Allah'ın resûlleri olmuştur. Bu resûller Allah'ın öğretisini sunmuşlardır. Allah'ın kendilerine öğrettiğini ve başkalarına öğretmelerini emrettiği hususları beyan edip, açıklamışlardır.

Burada Allah'tan alınan bir ders ifade edilmektedir. Allahû Tealâ, bizim bildiklerimizin ötesini bildiğine göre: "Sen bu dersi mutlaka Allah'tan almışsın." dedirtecek olan hakikatleri söyletir. Ama insanlar da genellikle bunu demezler. Şeytan hiç boş durmaz, insanları mutlaka kandırır ve her kavimde mevcut olan resûllerin aleyhine onları harekete geçirir. Onun için Allahû Tealâ her devirde, her kavme resûllerini aralıksız ard arda gönderdiğini söylemektedir.

23/MU'MİNÛN-44: Summe erselnâ rusulenâ tetrâ, kullemâ câe ummeten resûluhâ kezzebûhu fe etbâ’nâ ba’dahum ba’dan ve cealnâhum ehâdîs(ehâdîse), fe bu’den li kavmin lâ yu’minûn(yu’minûne).

Sonra Biz, resûllerimizi ardarda (arası kesilmeksizin) gönderdik. Her ümmete resûlü geldiği zaman, her defasında onu yalanladılar. Biz de onları birbiri arkasından (helâk ettik). Ve onları efsane kıldık. Artık mü'min olmayan kavim (Allah'ın rahmetinden) uzak olsun.

O kavimlerin hiçbiri resûllerini kabul etmemişlerdir. Hepsi insanlık tarihi boyunca inkâr etmiştir, hiç istisnası olmamıştır. Öyleyse kıyâmete kadar geçecek olan bütün zamanlarda aynı şey olacaktır. Her zaman, delilleriyle ispat etmesine rağmen; insanlar, şeytanın etkisiyle, her devrede bütün ümmetlerin içinde Allahû Tealâ'nın bir resûlü olduğuna inanmazlar.

 

6/EN'ÂM-105

Bismillâhirrahmânirrahîm

İmam İskender Ali Mihr : Ve işte böyle âyetleri ayrı ayrı açıklıyoruz. Ve “Sen ders (bu ilmi) almışsın.” desinler diye ve onu, bilen bir kavme beyan etmemiz için.
Diyanet İşleri : Onlar, “Sen iyi ders almışsın” desinler diye ve bir de bilen bir toplum için onu (Kur’an’ı) açıklayalım diye âyetleri değişik biçimlerde işte böylece açıklıyoruz.
Abdulbaki Gölpınarlı : Sen bunu öğrenmişsin dememeleri için delilleri çeşit-çeşit bildirmede ve bilen topluluğa apaçık anlatmadayız.
Adem Uğur : Böylece biz âyetleri geniş geniş açıklıyoruz ki, "Sen ders almışsın" desinler de biz de anlayan toplum için Kur'an'ı iyice açıklayalım.
Ahmed Hulusi : İşte biz, işaretleri çeşitli şekillerde evirip çevirip açıklıyoruz. "Sen gerekeni öğrenmişsin" desinler ve bilen bir toplum için de, onu iyice açıklayalım diye.
Ahmet Tekin : İşte böylece vaatlerimizle ve tehditlerimizle ilgili âyetleri onlara delil olarak ileri sürmen ve ibret almaları için:
'Sen bunları başkalarından öğrendin' diyememeleri, iddialarına son vermeleri için, ilimde ilerlemeye devam eden bilgi toplumlarına Kur’ân’ı iyice ayrıntılı hale getirelim diye çok yönlü açıklıyoruz.
Ahmet Varol : İşte böylece ayetleri etraflıca açıklıyoruz ki, onlar 'sen ders almışsın' desinler ve biz de bilen bir topluluğa bunu açıkça bildirmiş olalım.
Ali Bulaç : İşte biz, ayetleri çeşitli biçimlerde böyle açıklıyoruz. Öyle ki sana: "Sen ders almışsın" desinler ve biz de bilebilen bir topluluğa onu açıkça göstermiş olalım.
Ali Fikri Yavuz : İşte biz, âyetleri beyan eder ve halden hale çeviririz ki, Mekke’liler: “- Sen ders görmüşsün, çok okumuşsun” desinler (küfürde ısrar etsinler). Biz, Kur’an’ı, anlayanlara beyan eder ve açıklarız.
Bekir Sadak : Sana, «Sen okumussun» derler; oysa Biz, ogrenecek kimselere ayetleri boylece turlu turlu aciklamaktayiz.
Celal Yıldırım : İşte biz böylece âyetleri çeşit çeşit açıklayıp şekilden şekile çeviririz. O kadar ki, «sen okumuş öğrenim yapmışsın» derler; biz de Onu (Ku'ân'ı) bilip anlayabilen bir millete açıklayalım (diye çeşitli açıklamalar yapıyoruz).
Diyanet İşleri (eski) : Sana, 'Sen okumuşsun' derler; oysa Biz, öğrenecek kimselere ayetleri böylece türlü türlü açıklamaktayız.
Diyanet Vakfi : Böylece biz âyetleri geniş geniş açıklıyoruz ki, «Sen ders almışsın» desinler de biz de anlayan toplum için Kur'an'ı iyice açıklayalım.
Edip Yüksel : 'Sen ders almışsın,' demeleri için ve bilen bir topluma açıklamak için ayetleri böyle sergiliyoruz.
Elmalılı Hamdi Yazır : yine âyetleri böyle şekilden şekle koyuyoruz ki hem o körlük edenler sana ders almışsın desinler, hem onu ilmi şânından olanlar için tebyîn edelim
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : İşte ayetleri böyle çeşitli şekillerde sunuyoruz ki, o körlük edenler sana: «Bunları bir yerlerden okuyup öğrenmişsin.» desinler, hem de onu bilen bir toplum için iyice açıklayalım.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : İşte böylece âyetleri türlü türlü çevirip açıklıyoruz ki, onlar sana: «Sen bunları bir yerlerden okuyup öğrenmişsin» desinler ve bilen bir toplum için de onu iyice beyan edelim.
Fizilal-il Kuran : Kimileri sana «Sen bir yerden ders almışsın» desinler ve bilenlere de iyice anlatalım diye ayetlerimizi çeşitli açılardan açıklıyoruz.
Gültekin Onan : İşte biz ayetleri çeşitli biçimlerde böyle açıklıyoruz. Öyle ki sana: "Sen ders almışsın" desinler ve biz de bilebilen bir topluluğa onu açıkça göstermiş olalım.
Hasan Basri Çantay : İşte biz âyetleri böylece türlü türlü beyan ederiz. Tâki onlar: «Sen okumuşsun» desinler ve biz onu (Kur'ânı) bilecek zümrelere besbelli edelim.
Hayrat Neşriyat : İşte (ey Resûlüm!) Âyetleri böyle açıklıyoruz ki (ibret alsınlar), hem (o kâfirler): 'Sen ders almışsın!' desinler, hem de (hikmetlerini) bilecek bir kavim için onu (o Kur’ân’ı)açıklayalım.
İbni Kesir : İşte Biz, ayetleri sana böylece türlü türlü açıklarız. Ta ki onlar; sen okumuşsun, desinler ve Biz onu bilen bir kavme besbelli edelim.
Muhammed Esed : Böylece Biz mesajlarımızı çok yönlü olarak dile getiriyoruz ki "Sen (bütün bunlardan) iyi ders almışsın!" diyebilsinler ve mesajları, onları kavrama yeteneğine sahip insanlara açıklayabilelim.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve işte Biz âyetleri böyle türlü türlü beyan ederiz. Tâ ki onlar, «Sen ders almışsın,» desinler. Ve Biz onu bilir olan bir kavim için açıkça beyan edelim.
Ömer Öngüt : İşte biz âyetleri böylece türlü türlü açıklıyoruz. Tâ ki onlar sana: “Sen ders almışsın!” desinler ve biz onu anlayan bir topluluk için apaçık gösterelim.
Şaban Piriş : İşte “sen ders almışsın" desinler diye ve bilen bir topluma da iyice açıklayalım diye ayetleri ayrıntılı olarak ortaya koyuyoruz.
Suat Yıldırım : İşte Biz, âyetleri iyice anlayıp kavramaları için farklı üslûplarla, türlü türlü beyan ederiz. Biliyoruz ki onlar neticede "Sen ders almışsın!" diyeceklerdir.Âyetleri böyle türlü türlü açıklamamız, bilmek isteyen kimselere, Kur’ân’ı iyice beyan etmek içindir.
Süleyman Ateş : İşte böylece âyetleri döne döne açıklıyoruz ki (onlar sana): "Sen ders almışsın (bunları bir yerden okumuş, öğrenmişsin)" desinler ve bilen bir toplum için de onu iyice açıklayalım.
Tefhim-ul Kuran : İşte biz, ayetleri çeşitli biçimlerde böyle açıklamaktayız. Öyle ki onlar sana: «Sen ders almışsın» desinler ve biz de bilebilen bir topluluğa onu açıkça göstermiş olalım.
Ümit Şimşek : Âyetleri Biz böyle çeşitli şekillerde anlatırız-tâ ki onlar 'Sen bunu bir yerden ders almışsın' desinler, Biz de bilen bir topluluğa onu iyice açıklamış olalım.
Yaşar Nuri Öztürk : Ayetleri bu şekilde, çeşitli başlıklarla veriyoruz ki, "Sen ders aldın!" desinler, biz de ilimden nasiplenen bir toplum için onu iyice açıklayalım.
Kaynak : İmam İskender Ali Mihr
Tür : Diğer Tarih : 31.10.2018
[ Tüm yazılara ulaşmak için burayı tıklayınız. ]

1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 47, 48, 49, 50, 51, 52, 53, 54, 55, 56, 57, 58, 59, 60, 61, 62, 63, 64, 65, 66, 67, 68, 69, 70, 71, 72, 73, 74, 75, 76, 77, 78, 79, 80, 81, 82, 83, 84, 85, 86, 87, 88, 89, 90, 91, 92, 93, 94, 95, 96, 97, 98, 99, 100, 101, 102, 103, 104, 105, 106, 107, 108, 109, 110, 111, 112, 113, 114, 115, 116, 117, 118, 119, 120, 121, 122, 123, 124, 125, 126, 127, 128, 129, 130, 131, 132, 133, 134, 135, 136, 137, 138, 139, 140, 141, 142, 143, 144, 145, 146, 147, 148, 149, 150, 151, 152, 153, 154, 155, 156, 157, 158, 159, 160, 161, 162, 163, 164165

Sure Adına Göre Sırala

 

 

 

 

Sayfa Ziyaret Sayacı
91.547