EN'ÂM-90

Anasayfa » EN'ÂM Suresi » EN'ÂM-90
share on facebook  tweet  share on google  print  

EN'ÂM-90

"EN'ÂM Suresi" için, toplam 1 sonuç arasından 1 - 1 arası sonuçlar

<<<<<6/EN'ÂM-90>>>>>

Bismillâhirrahmânirrahîm

أُوْلَئِكَ الَّذِينَ هَدَى اللّهُ فَبِهُدَاهُمُ اقْتَدِهْ قُل لاَّ أَسْأَلُكُمْ عَلَيْهِ أَجْرًا إِنْ هُوَ إِلاَّ ذِكْرَى لِلْعَالَمِينَ

Ulâikellezîne hedallâhu, fe bi hudâyuhumuktedih, kul lâ es’elukum aleyhi ecrâ(ecren), in huve illâ zikrâ lil âlemîn(âlemîne).

İşte onlar, Allah'ın hidayete erdirdiği kimselerdir. Öyleyse onların hidayetine tâbî ol! “Ben, ona karşılık sizden bir ücret istemiyorum. O ancak âlemler için bir zikirdir.” de.  
1. ulâike ellezîne : işte onlar
2. hedâ allâhu : Allah hidayete erdirdi
3. fe bi hudâyu-hum ıktedih : öyleyse onların hidayetine tâbî ol
4. kul : de
5. lâ es'elu-kum : sizden istemiyorum
6. aleyhi : ona (karşılık)
7. ecren : bir ücret
8. in huve : o ise
9. illâ : ancak
10. zikrâ : bir zikirdir, hatırlatmadır, bir öğüttür
11. li el âlemîne : âlemlere, âlemler için

AÇIKLAMA

Bismillâhirrahmânirrahîm

Allahû Tealâ burada Kur'ân'ın en önemli kavramlarından biri olan hidayetten bahsetmektedir. Hidayet, Allah'a teslim olmaktır. Birinci teslim ruhu, ikinci teslim fizik vücudu, üçüncü teslim nefsi Allah'a teslim etmektir. Dördüncüsü iradeyi de Allah'a teslim etmektir. Allah'ın hidayete erdirdiği birtakım kişiler vardır. Ve Allahû Tealâ herkesin hidayete tâbî olmasını ister.

Kur'ân-ı Kerim 4 tane 7 basamak olan 28 basamaktan ibarettir. Hidayet kavramı 28 basamağın 28 tanesini de muhtevasına alır. Allah'a ulaşmayı dilemek, başlangıç hidayetidir. Allah talebi derhal işitir, bilir ve görür. Kişinin üzerine Rahmân esmasıyla tecelliye başlar. Bu tecelli Allah'ın bize 12 tane ihsan vermesine sebebiyet verir. Kalpteki hicab-ı mestureyi, kulaktaki vakrayı, kalpteki ekinneti alır, yerine ihbat koyar ve Allah, insanın nefsinin kalbine ulaşır. Kalbin şeytana dönük konumda yaratılan Rabbanî kapısını Allah'a döndürür. Göğüsten kalbe bir nur yolu açar; sonra huşûya ulaştırır ve Allahû Tealâ sözü olduğu için, mürşidi gösterir.

29/ANKEBÛT-5: Men kâne yercû likâallâhi fe inne ecelallâhi leât(leâtin), ve huves semîul alîm(alîmu).

Kim Allah'a mülâki olmayı (hayattayken Allah'a ulaşmayı) dilerse, o taktirde muhakkak ki Allah'ın tayin ettiği zaman mutlaka gelecektir (ruhu mutlaka hayattayken Allah'a ulaşacaktır). Ve O; en iyi işiten, en iyi bilendir.

İrşad makamına ulaştığımız zaman önünde diz çöküp, 12 tane ihsanla tövbe ettiğimiz için 7 tane de ni'met alırız:

  • ni'met;
      devrin imamının ruhunun başımızın üzerine gelip yerleşmesidir. Bu ruh, bizim ruhumuzun vücudumuzdan ayrılmasını temin eder.
  • ni'met;
      kalbin içine îmânı yazar.
  • ni'met;
      günahlarımızı sevaba çevirir ve Allah 1'e 10 verirken, 1'e 700'e kadar yükseltmek üzere 1'e 100 vermeye başlar.
  • ni'met;
      ruhumuz vücudumuzdan ayrılıp hidayete ermek üzere Allah'a doğru yola çıkar.
  • ni'met;
      nefs tezkiyesine başlanır.
  • ni'met;
      fizik vücudumuz da Allah'ın kulu olmaya başlar.
  • ni'met;
    irademiz güçlenmeye başlar.

Vücudumuzdan ayrılan ruhumuz hidayetine başlar. Allah'a doğru Sıratı Mustakîm üzerinde yaptığı yolculukla (seyr-i sülûk) 7 tane gök katını aşıp Allah'ın Zat'ına ulaşır ve Allah'a teslim olur. Böylece vuslat olayı tahakkuk eder. Birinci hidayet olan ruhun hidayeti gerçekleşir.

Aynı anda nefsimiz de hidayete başlamıştır. Tezkiye olmaya başlar. Zikrimize paralel olarak nefsin kalbindeki afetlerin azalmaya başladığı nokta burasıdır. Fazıllar gelip nefsin kalbine yerleşir ve afetler nefsin kalbini terkeder. Böylece Allah'ın güzellikleri adım adım daha çok yaşanmaya başlanır.

Ve kişi yaptığı zikirle, nefsin kalbinde:

      İlk %7 nur birikimiyle
Nefs-i Emmare
      'ye ulaşır.

      İkinci %7 nur birikimi
Nefs-i Levvame
      'dedir, nefsini kınar.

      Üçüncü %7 nur birikimi
Nefs-i Mülhime
      'dedir, Allah'tan ilham alır.

      Dördüncü %7 nur birikimi
Nefs-i Mutmainne
      'de doyuma ulaşır.

      Beşinci defa %7 nur birikimi
Nefs-i Radiye
      , kişi Allah'tan razıdır.

      Altıncı %7 nur birikimi
Nefs-i Mardiyye
      , Allah da kişiden razıdır.

Nefs-i Tezkiye
    'de nefsin kalbinde %7'den fazla nur birikimi gerçekleşir.

Nefs %50'den fazla tezkiye olup temizlenmiştir. Fizik vücut Allah'ın emirlerine yarıdan fazla itaat etmeye, yasak ettiği fiilleri de yarıdan fazla işlememeye başlamıştır.

Daha sonra beka makamında Allahû Tealâ ruha bir taht ihsan eder. Zühd makamında zikrimiz günün yarısını aşar. Fizik vücudumuz da 4. velâyet makamında Allah'a teslim olur. Bu, fizik vücudun hidayete ermesidir ve 25. basamakta gerçekleşir. 26. basamakta daimî zikre ulaşırız, nefsimizdeki bütün afetler yok olur ve nefsimiz de hidayete erer. Daha sonra salâh makamında irade de Allahû Tealâ'ya teslim edilir.

Öyleyse birinci hidayet ruhun, ikinci hidayet fizik vücudun, üçüncü hidayet nefsin, dördüncü hidayet iradenin hidayetidir. Bir başka deyişle, ruhun Allah'a teslimi, fizik vücudun Allah'a teslimi, nefsin Allah'a teslimi ve en sonra da iradenin Allah'a teslimi, hidayetlerdir. Görülüyor ki; 3. basamaktan 28. basamağa kadar bütün bu basamakları, hidayet müessesesi muhtevasına almıştır.

 

6/EN'ÂM-90

Bismillâhirrahmânirrahîm

İmam İskender Ali Mihr : İşte onlar, Allah'ın hidayete erdirdiği kimselerdir. Öyleyse onların hidayetine tâbî ol! “Ben, ona karşılık sizden bir ücret istemiyorum. O ancak âlemler için bir zikirdir.” de.
Diyanet İşleri : İşte, o peygamberler, Allah’ın doğru yola ilettiği kimselerdir. (Ey Muhammed!) Sen de onların tuttuğu yola uy. De ki: “Bu tebliğe karşı sizden bir ücret istemiyorum. O (Kur’an), bütün âlemler için ancak bir uyarıdır.”
Abdulbaki Gölpınarlı : Onlar, Allah'ın doğru yola sevkettiği kimselerdir, sen de onların yoluna uy. De ki: Ben, yaptığıma karşılık sizden bir ücret istemiyorum, bu, ancak âlemlere bir öğüt.
Adem Uğur : İşte o peygamberler Allah'ın hidayet ettiği kimselerdir. Sen de onların yoluna uy. De ki: Ben buna (peygamberlik görevime) karşılık sizden bir ücret istemiyorum. Bu (Kur'an) âlemler için ancak bir öğüttür.
Ahmed Hulusi : İşte bunlar, Allâh'ın hidâyet ettiği kimselerdir. . . Sen de onların gerçekliğine uy! De ki: "Ona (tebliğ etmeye) karşılık sizden bir ecir istemiyorum. . . O sadece insanlara (âlemlere) hatırlatmadır!"
Ahmet Tekin : İşte o peygamberler de, Allah’ın hidâyet rehberiyle doğru yolu gösterdiği kimselerdir. Sen de onların ümmetlerine gösterdiği doğru yolu, tek hak dini, din ve tevhid anlayışını, sana vahyedilen kitapta ibka edilen şeriatlarını ümmetine anlatarak, öğreterek onların takipçisi ol.
'Ben Kur’ân’a ve tebliğ görevime karşılık sizden bir ücret istemiyorum. Bu Kuran âlemler için, insanlar ve cinler için kesinlikle bir öğüttür.' de.
Ahmet Varol : Bunlar Allah'ın doğru yola eriştirdikleridir ki sen de onların doğru yollarına uy. De ki: 'Buna karşılık ben sizden bir ücret istemiyorum. Bu sadece alemlere bir hatırlatmadır.'
Ali Bulaç : İşte Allah'ın hidayet verdikleri bunlardır; öyleyse sen de onların bu hidayetlerine uy. De ki: "Ben bunun için sizden bir ücret istemiyorum. O (Kur'an), alemlere bir 'öğüt ve hatırlatmadan' başkası değildir."
Ali Fikri Yavuz : O Peygamberler, Allah’ın hidayetine eriştirdiği kimselerdir. Sen de onların gittiği yoldan yürü. (Onların tevhid yolunda bulun.) De ki: “-sizi bu tevhide (Kur’an’a) çağırmama sizden bir ücret istemem. O Kur’an, âlemler için (insan ve cinleri irşad için) ancak bir öğüddür.
Bekir Sadak : Iste bunlar Allah'in dogru yola eristirdikleridir, onlarin yoluna uy, «Sizden buna karsilik bir ucret istemem, bu sadece herkes icin bir hatirlatmadir» de. *
Celal Yıldırım : İşte bunlar Allah'ın doğru yola eriştirdiği kimselerdir; sen de onların yoluna uy. De ki: Buna karşılık sizden bir mükâfat istemem. O (Kur'ân) âlemler için ancak bir öğüt, bir hatırlatmadır.
Diyanet İşleri (eski) : İşte bunlar Allah'ın doğru yola eriştirdikleridir, onların yoluna uy, 'Sizden buna karşılık bir ücret istemem, bu sadece herkes için bir hatırlatmadır' de.
Diyanet Vakfi : İşte o peygamberler Allah'ın hidayet ettiği kimselerdir. Sen de onların yoluna uy. De ki: Ben buna (peygamberlik görevime) karşılık sizden bir ücret istemiyorum. Bu (Kur'an) âlemler için ancak bir öğüttür.
Edip Yüksel : Bunlar, ALLAH'ın doğru yola ulaştırdıklarıdır. Onların yoluna uy. De ki: 'Ben buna karşılık sizden bir ücret istemiyorum. Bu, sadece tüm halklara bir mesajdır.'
Elmalılı Hamdi Yazır : İşte o Peygamberler Allahın hidayetine iriştirdiği kimseler, sen de onların gittiği yoldan yürü, ben, de: Buna karşı sizden bir ecr istemem, o mahzâ âlemîni irşad için ilâhî bir yadigârdır
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : İşte o peygamberler, Allah'ın kendilerini doğrudan yola eriştirdiği kimselerdir. Sen de onların gittiği yoldan yürü! De ki: «Ben buna karşılık sizden bir ücret istemiyorum. O Kur'an sadece alemleri irşad için ilahi bir hatıradır.»
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Bunlar, Allah'ın hidayet ettiği kimselerdir. Sen de onların hidayetine uy. De ki: «Ben ona karşılık sizden bir ücret istemiyorum. O, sadece bütün âlemlere bir öğüttür.»
Fizilal-il Kuran : İşte onlar Allah'ın doğru yola ilettiği kimselerdir. Sen de onların yolunu izle ve de ki; «Ben bu Kur'an'a karşılık sizden hiçbir ücret istemiyorum, o bütün alemlere yönelik bir hatırlatmadan başka bir şey değildir.»
Gültekin Onan : İşte Tanrı'nın hidayet verdikleri bunlardır; öyleyse sen de onların bu hidayetlerine uy. De ki: "Ben bunun için sizden bir ücret istemiyorum. O (Kuran), alemlere bir 'öğüt ve hatırlatmadan' başkası değildir."
Hasan Basri Çantay : Onlar (o peygamberler) Allahın hidâyet etdiği kimselerdir. O halde sen de onların gitdiği doğru yolu tutub ona uy. De ki: «Ben buna karşı (bu risâlet vazifesini ifâ etmeme mukaabil) sizden hiç bir ücret istemiyorum. O (Kur'an), âlemler için öğüdden başka bir şey değildir».
Hayrat Neşriyat : İşte onlar (o peygamberler), Allah’ın hidâyete erdirdiği kimselerdir; (Habîbim, yâ Muhammed!) Artık (sen de) onların hidâyetine tâbi' ol! De ki: '(Ben) ona (Kur’ân’a) karşı sizden bir ücret istemiyorum! O, ancak âlemler (ve bütün asırlar) için bir nasîhattir.'
İbni Kesir : İşte bunlar; Allah'ın hidayet ettikleridir. Öyleyse sen de onların hidayetine uy. De ki: Ben bunlara karşı sizden hiçbir ücret istemem. Bu, ancak alemler için bir öğüttür.
Muhammed Esed : Allahın doğru yola ulaştırdığı insanlara. Öyleyse onların rehberliğine uy (ve) de ki: "Sizden bu (hakikat bilgisi) için hiçbir karşılık istemiyorum. Unutmayın ki o bütün insanlığa bir öğütten ibarettir!"
Ömer Nasuhi Bilmen : İşte onlar, Allah Teâlâ'nın hidâyet ettiği zâtlardır. Sen de onların bu tarik-i hidayetini takip et. De ki: «Sizden bunun üzerine bir ücret istemem, o âlemler için bir mev'izeden başka değildir.»
Ömer Öngüt : O peygamberler Allah'ın hidayet ettiği kimselerdir. O halde sen de onların gittiği doğru yolu tutup onlara uy, o yoldan yürü. De ki: “Ben buna karşılık sizden hiçbir ücret istemiyorum. ” Bu, âlemler için ancak bir öğüttür.
Şaban Piriş : Onlar, Allah’ın hidayet ettiği kimselerdir. Bu nedenle sen de onların yoluna tabi ol ve “Ben, sizden bir ücret istemiyorum” de, “bu sadece, toplumlar için bir uyarı/öğüttür."
Suat Yıldırım : İşte onlar Allah’ın hidâyet verdiği kimselerdir. Sen de onların yolundan yürü ve de ki: "Ben risaleti tebliğden dolayı sizden bir ücret beklemiyorum. O, bütün milletler için bir öğütten, irşaddan ibarettir."
Süleyman Ateş : İşte onlar, Allâh'ın hidâyet ettiği kimselerdir. Onların yoluna uy ve de ki: "Ben ona karşılık sizden bir ücret istemiyorum. O, sadece âlemlere bir öğüttür."
Tefhim-ul Kuran : İşte Allah'ın hidayet verdikleri bunlardır; öyleyse sen de onların bu hidayetlerine uy. De ki: «Ben bunun için sizden bir ücret istemiyorum. O (Kur'an), alemlere bir 'öğüt ve hatırlatmadan' başkası değildir.»
Ümit Şimşek : Onlar, Allah'ın hidayet verdiği kimselerdir; sen de onların yolundan yürü. De ki: Tebliğime karşılık sizden bir ücret istemiyorum. Bu Kur'ân, bütün çağlara ve bütün milletlere bir öğüttür.
Yaşar Nuri Öztürk : İşte böyleleri, Allah'ın yol gösterdiği kimselerdir. Sen de onların yolunu izle ve şöyle söyle: "Ben şu yaptığıma karşılık sizden bir ücret istemiyorum. O sadece âlemlere bir öğüttür."
Kaynak : İmam İskender Ali Mihr
Tür : Diğer Tarih : 31.10.2018
[ Tüm yazılara ulaşmak için burayı tıklayınız. ]

1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 47, 48, 49, 50, 51, 52, 53, 54, 55, 56, 57, 58, 59, 60, 61, 62, 63, 64, 65, 66, 67, 68, 69, 70, 71, 72, 73, 74, 75, 76, 77, 78, 79, 80, 81, 82, 83, 84, 85, 86, 87, 88, 89, 90, 91, 92, 93, 94, 95, 96, 97, 98, 99, 100, 101, 102, 103, 104, 105, 106, 107, 108, 109, 110, 111, 112, 113, 114, 115, 116, 117, 118, 119, 120, 121, 122, 123, 124, 125, 126, 127, 128, 129, 130, 131, 132, 133, 134, 135, 136, 137, 138, 139, 140, 141, 142, 143, 144, 145, 146, 147, 148, 149, 150, 151, 152, 153, 154, 155, 156, 157, 158, 159, 160, 161, 162, 163, 164165

Sure Adına Göre Sırala

 

 

 

 

Sayfa Ziyaret Sayacı
91.525