EN'ÂM-61

Anasayfa » EN'ÂM Suresi » EN'ÂM-61
share on facebook  tweet  share on google  print  

EN'ÂM-61

"EN'ÂM Suresi" için, toplam 1 sonuç arasından 1 - 1 arası sonuçlar

<<<<<6/EN'ÂM-61>>>>>

Bismillâhirrahmânirrahîm

وَهُوَ الْقَاهِرُ فَوْقَ عِبَادِهِ وَيُرْسِلُ عَلَيْكُم حَفَظَةً حَتَّىَ إِذَا جَاء أَحَدَكُمُ الْمَوْتُ تَوَفَّتْهُ رُسُلُنَا وَهُمْ لاَ يُفَرِّطُونَ

Ve huvel kâhiru fevka ibâdihî ve yursilu aleykum hafazah(hafazaten), hattâ izâ câe ehadekumul mevtu teveffethu rusulunâ ve hum lâ yuferritûn(yuferritûne).

Ve O, kullarının üstünde kahhardır (kuvvet ve güç sahibidir).Ve üzerinize muhafaza edici (koruyucu) gönderir. Sizden birinize ölüm gelince, onu resûllerimiz vefat ettirir. Onlar (bunu yaparken) kusur etmezler.  

 

1. ve huve : ve O
2. el kâhiru : kahhar, yakalayan, kuvvet ve güç sahibi
3. fevka : üzerinde
4. ibâdi-hî : (O'nun) kulları
5. ve yursilu : ve gönderir
6. aleykum : sizin üzerinize
7. hafazaten : muhafaza edici (koruyucu olarak)
8. hattâ : ...oluncaya kadar
9. izâ câe : geldiği zaman
10. ehade-kum : sizden birisi
11. el mevtu : ölüm
12. teveffet-hu : onu vefat ettirir
13. rusulu-nâ : bizim elçilerimiz
14. ve hum : ve onlar
15. lâ yuferritûne : kusur etmezler

AÇIKLAMA

Bismillâhirrahmânirrahîm

Allahû Tealâ, “teveffethu; onu vefat ettirir” diyor. Buradaki vefatın, ölüm olduğunu görü-yoruz. Aynı kelime, 60. âyet-i kerimede uykuya giriş, bu âyette ölmek anlamını taşımaktadır. Görülüyor ki kelime yapısından hareket edildiği zaman aynı kelimeler başka başka âyetlerde aynı mânâyı vermemektedir. Allahû Tealâ'nın aynı kelimelerden hareketle aynı kökten gelen kelimeleri kullanmak suretiyle hangi mânâyı vermek istediğini, Allah'ın ne demek istediğini anlamak, en doğru şekilde Allah'tan öğrenmekle mümkündür.

Bu iki âyet-i kerimede kalın çizgilerle olaylar çok bellidir. Allahû Tealâ bizleri ecelimiz tamamlandığı zaman öldürür. Ecel, vade demektir. Vademiz tamamlandığı zaman ölüm vuku bulmaktadır.

Münafıklar diyorlar ki: “Kardeşlerimiz Uhud Savaşı'na iştirak etmeselerdi ölmeyeceklerdi.” Bu şayia yayılır yayılmaz, Allahû Tealâ âyetini indirir; “Hayır öyle değil! Onlar sürüklene, sürüklene evlerinden alınıp o öldükleri noktaya getirileceklerdi ve orada ve o an öleceklerdi.”

Öyleyse ölüm, hem zaman koordinatı olan; yılın, ayın, günün, saatin, dakikanın, saniyenin belli olduğu ve kesinleştiği, hem de mekân koordinatı olan paralel ve meridyenin belli olduğu bir koordinatlar sistemidir. Ölümün hangi paralel ve meridyenin kesişme noktasında, hangi ülkenin, hangi şehrinin, hangi mahallesinin, hangi sokağında olduğu, hem dikey ordinatı (meridyen), hem de yatay ordinatı (paralel) belli bir noktayı oluşturur. Bütün dizaynlarda ölüm, hem zaman açısından, hem de mekân açısından bize mutlaka koordinatları verir.

Öyleyse ölüm dediğimiz zaman, Allahû Tealâ'nın bir "ecel-i müsemması" var. İsmi konulmuş ve vadesi tayin edilmiş olan bir muhtevadır. Bir evvelki âyet-i kerimede ecel-i müsemmayı (vadesi konulmuş) gördük. Hem zaman konusundan, hem mekân konusundan koordinatları tayin edilmiş, ismi konulmuş. Ecel-i müsemma, bu açıdan kesin bir olgudur. Başka bir âyet-i kerimesinde Allahû Tealâ diyor ki: “Ne bir dakika evvele alınır, ne bir dakika geriye alınır.” O kişinin vadesi dolduğu zaman o dakika, o saniyede koordinatları belli olan, enlem ve boylamı belli olan yerde, kişi orada, o anda ölecektir.

Âyette geçen “üzerinize muhafaza edici, koruyucu gönderir” demekle devrin imamının ruhunu ifade ediyor.

40/MU'MİN-15: Refîud derecâti zul arş(arşi), yulkır rûha min emrihî alâ men yeşâu min ıbâdihî li yunzire yevmet telâk(telâkı).

Dereceleri yükselten ve arşın sahibi olan Allah, kullarından (Kendisine ulaştırmayı) dilediği kişinin (Allah'a ulaşmayı dilediği için Allah'ın da Kendisine ulaştırmayı dilediği kişinin) üzerine (başının üzerine) Allah'a ulaşma gününün geldiğini (o kişinin ruhuna) ihtar etmek için, emrinden (Allah'ın emrini tebliğ edecek) bir ruh (devrin imamının ruhunu) ulaştırır.

58/MUCÂDELE-22: Lâ tecidu kavmen yû’munûne billâhi vel yevmil âhîri yuvâddûne men hâddallâhe ve resûlehu ve lev kânû âbâehum ve ebnâehum ve ihvânehum ev aşîretehum, ulâike ketebe fî kulûbihimul îmâne ve eyyedehum bi rûhin minh(minhu), ve yudhıluhum cennâtin tecrî min tahtihel enhâru hâlidîne fîhâ, radıyallâhu anhum ve radû anh(anhu), ulâike hizbullâh(hizbullâhi), e lâ inne hizbullâhi humul muflihûn(muflihûne).

Allah'a ve ahiret gününe (ölmeden önce Allah'a ulaşmaya) îmân eden bir kavmi, Allah'a ve O'nun Resûl'üne karşı gelenlere muhabbet duyar bulamazsın. Ve onların babaları, oğulları, kardeşleri veya kendi aşiretleri olsa bile. İşte onlar ki, (Allah) onların kalplerinin içine îmânı yazdı. Ve onları, Kendinden bir ruh ile destekledi (orada eğitilmiş olan, devrin imamının ruhu onların başlarının üzerine yerleşir). Ve onları, altından nehirler akan cennetlere dahil edecek. Onlar orada ebediyyen kalacak olanlardır. Allah, onlardan razı oldu. Ve onlar da O'ndan (Allah'tan) razı oldular. İşte onlar, Allah'ın taraftarlarıdır. Gerçekten Allah'ın taraftarları, onlar, felâha erenler değil mi?

 

6/EN'ÂM-61

Bismillâhirrahmânirrahîm

İmam İskender Ali Mihr : Ve O, kullarının üstünde kahhardır (kuvvet ve güç sahibidir).Ve üzerinize muhafaza edici (koruyucu) gönderir. Sizden birinize ölüm gelince, onu resûllerimiz vefat ettirir. Onlar (bunu yaparken) kusur etmezler.
Diyanet İşleri : O, kullarının üstünde mutlak hâkimiyet sahibidir. Üzerinize de koruyucu melekler gönderir. Nihayet birinize ölüm geldiği vakit (görevli) elçilerimiz onun canını alır ve onlar görevlerinde asla kusur etmezler.
Abdulbaki Gölpınarlı : Odur kullarından yüce tasarruf ve kudret sahibi ve size, amellerinizi hıfz ve kaydeden melekler göndermiştir. Nihâyet birinizin ölümü geldi mi elçilerimiz, onu öldürürler ve onlar, artık ve eksik iş görmezler.
Adem Uğur : O, kullarının üstünde yegâne kudret ve tasarruf sahibidir. Size koruyucular gönderir. Nihayet birinize ölüm geldi mi elçilerimiz (görevli melekler) onun canını alırlar. Onlar vazifede kusur etmezler.
Ahmed Hulusi : "HÛ"dur, kullarının fevkinde (boyutsal derinliğinden açığa çıkan bir yolla) Kaahir! İrsâl eder üzerinize hafazayı (koruyucu kuvveleri). . . Nihayet sizden birinin ölüm vakti geldiğinde, Rasûllerimiz (kuvvelerimiz - işlevlendirdiklerimiz) onu vefat ettirir! Onlar geç kalmazlar!
Ahmet Tekin : O, kulları üstünde yegâne kudret ve tasarruf sahibidir. Sizin üzerinizde koruyucu melekler, korumalar görevlendirir. Nihâyet herhangi birinize ölüm gelip çatınca da, elçilerimiz, görevli meleklerimiz onun ruhunu alarak ölümünü gerçekleştirirler. Onlar görevde kusur etmezler.
Ahmet Varol : Kullarının üstünde mutlak güç ve hakimiyete sahip olan O'dur. Size koruyucular gönderir. Nihayet birinize ölüm geldiğinde elçilerimiz onun canını alırlar ve onlar görevlerini yerine getirmede asla kusur etmezler.
Ali Bulaç : O, kulları üzerinde kahredici (kahhar) olandır. Size koruyucular gönderiyor. Sonunda sizden birinize ölüm gelip çattığı zaman, elçilerimiz onun 'hayatına son verirler.' Onlar (bu işte, ne eksik ne fazla) kusur etmezler.
Ali Fikri Yavuz : Kulların üstünde galip O’dur ve üzerinize amellerinizi yazan Hafeze melekleri gönderir. Sonunda, sizden birinize ölüm geldiği vakit, gönderdiğimiz melekler (elçilerimiz) onun ruhunu alırlar ve onlar, (melekler) görevlerinde noksanlık etmezler.
Bekir Sadak : (61-62) O, kullarin ustunde yegane Hakim'dir, size koruyucular gonderir. Artik birinize olum gelince elcilerimiz, bir eksiklik yapmaksizin onun canini alirlar, sonra gercek Mevlalarina dondururler. Haberiniz olsun, hukum O'nundur. O, hesap gorenlerin en sratlisidir.
Celal Yıldırım : Kulları üzerinde kudret ve saltanatiyle hep O üstündür. Size Hafeze (işlediklerinizi yazıp koruyan melekler) gönderir, sizden birinize ölüm geldiğinde, elçilerimiz onun canını alırlar ve onlar (görevlerinde) bir eksiklik yapmazlar.
Diyanet İşleri (eski) : (61-62) O, kulların üstünde yegane Hakim'dir, size koruyucular gönderir. Artık birinize ölüm gelince elçilerimiz, bir eksiklik yapmaksızın onun canını alırlar, sonra gerçek Mevlalarına döndürürler. Haberiniz olsun, hüküm O'nundur. O, hesap görenlerin en süratlisidir.
Diyanet Vakfi : O, kullarının üstünde yegâne kudret ve tasarruf sahibidir. Size koruyucular gönderir. Nihayet birinize ölüm geldi mi elçilerimiz (görevli melekler) onun canını alırlar. Onlar vazifede kusur etmezler.
Edip Yüksel : O, kulları üzerinde egemendir ve üzerinize koruyucu melekler gönderir. Sizden birine ölüm geldiği zaman elçilerimiz onun canını hiç vakit geçirmeden alırlar.
Elmalılı Hamdi Yazır : Kullarının fevkında kahir o, üzerinize harekâtınızı zabteden hafaza gönderir, hattâ birinize ölüm geldiği vakit onu gönderdiğimiz Melekler kabzederler ve onlar vazifelerinde kusûr etmezler
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : O, kulları üzerinde hükümranlığını sürdürür ve üzerinize hareketlerinizi kaydeden koruyucular gönderir. Sonunda birinize ölüm geldiği vakit, gönderdiğimiz ve görevlerinde kusur yapmayan melekler canını alırlar.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : O, kulları üzerinde hükümranlığı sürdürür ve size koruyucular gönderir, sonunda sizden birinize ölüm geldiği vakit elçilerimiz, hiç eksiklik yapmadan, onun canını alırlar.
Fizilal-il Kuran : O, kulları üzerinde kesin egemendir. Size koruyucu melekler gönderir. Sonunda birinize ölüm gelince, elçilerimiz hiçbir görev kusuru yapmaksızın onun canını alırlar.
Gültekin Onan : O, kulları üzerinde kahhar olandır. Size koruyucular gönderiyor. Sonunda sizden birine ölüm gelip çattığı zaman, elçilerimiz onun 'hayatına son verirler'. Onlar (bu işte ne eksik, ne fazla) kusur etmezler.
Hasan Basri Çantay : O, kullarının üzerine (yegâne) kahr-u galebe (ve tasarruf) saahibidir. Size bekçi (melek) ler yolluyor. Nihayet her hangi birinize ölüm geldi mi (o) elçilerimiz, onlar artık ve eksik bir şey yapmaksızın, onun ruhunu alırlar.
Hayrat Neşriyat : Hem O, kullarının üstünde mutlak galibdir ve üzerinize (amellerinizi) muhâfaza edici (Kirâmen Kâtibîn denilen yazıcı) melekler gönderir. Nihâyet birinize ölüm geldiği zaman, elçilerimiz (olan melekler) onun canını alırlar; ve onlar (vazîfelerini aslâ) ihmâl etmezler.
İbni Kesir : O, kulları üzerinde yegane hakimdir. Ve size, koruyucular yollar. Nihayet herhangi birinize ölüm gelince; elçilerimiz bir eksiklik yapmaksızın onun canını alırlar.
Muhammed Esed : Yalnız Odur kulları üzerinde hüküm sahibi olan. Ve O, birinize ölüm yaklaştığında elçilerimiz onun canını alıncaya kadar sizi gözetlemek için semavi güçler gönderir: ve bu güçler (hiç kimseyi) atlamazlar.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve o kullarının üzerinde kahirdir. Ve sizin üzerinize hafaza meleklerini gönderir. Nihâyet sizden birinize ölüm gelince onun ruhunu Bizim gönderdiğimiz melekler kabzederler, ve onlar vazifelerinde kusur etmezler.
Ömer Öngüt : Ve O, kullarının üzerinde yegâne kudret ve tasarruf sahibidir. Size koruyucu (melekler) gönderir. Nihayet herhangi birinize ölüm geldiğinde elçilerimiz onun canını alırlar. Onlar (bu hususta) hiç geri kalmazlar.
Şaban Piriş : Kulları üzerinde yegane hakim odur. Size gözetleyiciler (melekler) gönderir. Sonunda birinize ölüm geldiği zaman, elçilerimiz hiç bir kusur etmeden onun canını alırlar.
Suat Yıldırım : O kullarının üstünde de tek hâkimdir. O üzerinize, hareketlerinizi kaydeden hafaza meleklerini gönderir. Nihayet sizden birine ölüm vakti geldiğinde elçilerimiz hiç geciktirmeksizin ve hiçbir işi aksatmaksızın onun ruhunu alırlar.
Süleyman Ateş : O, kulların üstünde tek hâkimdir. Size koruyucu(melek)ler gönderir, nihâyet birinize ölüm gelince elçilerimiz onun canını alırlar, onlar (bu hususta) hiç geri kalmazlar.
Tefhim-ul Kuran : O, kulları üzerinde kahredici (kahhar) olandır. Size koruyucular gönderiyor. Sonunda sizden birinize ölüm gelip çattığı zaman, elçilerimiz onun 'hayatına son verirler'. Onlar (bu işte, ne eksik ne fazla) kusur etmezler.
Ümit Şimşek : O, kullarının üzerinde mutlak kudret ve egemenlik sahibidir. Yaptıklarınızı kaydeden melekleri O size gönderir. Nihayet sizden birine ölüm eriştiğinde, elçilerimiz hiç kusur etmeksizin onun canını alırlar.
Yaşar Nuri Öztürk : Kulları üzerinde egemenlik sahibi Kaahir'dir O. Üzerinize koruyucular gönderir. Nihayet ölüm birinize geldiğinde, elçilerimiz onu vefat ettirirler. Ne vaktinden önce iş yaparlar onlar ne de vaktinden sonra.
Kaynak : İmam İskender Ali Mihr
Tür : Diğer Tarih : 31.10.2018
[ Tüm yazılara ulaşmak için burayı tıklayınız. ]

1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 47, 48, 49, 50, 51, 52, 53, 54, 55, 56, 57, 58, 59, 60, 61, 62, 63, 64, 65, 66, 67, 68, 69, 70, 71, 72, 73, 74, 75, 76, 77, 78, 79, 80, 81, 82, 83, 84, 85, 86, 87, 88, 89, 90, 91, 92, 93, 94, 95, 96, 97, 98, 99, 100, 101, 102, 103, 104, 105, 106, 107, 108, 109, 110, 111, 112, 113, 114, 115, 116, 117, 118, 119, 120, 121, 122, 123, 124, 125, 126, 127, 128, 129, 130, 131, 132, 133, 134, 135, 136, 137, 138, 139, 140, 141, 142, 143, 144, 145, 146, 147, 148, 149, 150, 151, 152, 153, 154, 155, 156, 157, 158, 159, 160, 161, 162, 163, 164165

Sure Adına Göre Sırala

 

 

 

 

Sayfa Ziyaret Sayacı
91.529