EN'ÂM-50

Anasayfa » EN'ÂM Suresi » EN'ÂM-50
share on facebook  tweet  share on google  print  

EN'ÂM-50

"EN'ÂM Suresi" için, toplam 1 sonuç arasından 1 - 1 arası sonuçlar

<<<<<6/EN'ÂM-50>>>>>

Bismillâhirrahmânirrahîm

قُل لاَّ أَقُولُ لَكُمْ عِندِي خَزَآئِنُ اللّهِ وَلا أَعْلَمُ الْغَيْبَ وَلا أَقُولُ لَكُمْ إِنِّي مَلَكٌ إِنْ أَتَّبِعُ إِلاَّ مَا يُوحَى إِلَيَّ قُلْ هَلْ يَسْتَوِي الأَعْمَى وَالْبَصِيرُ أَفَلاَ تَتَفَكَّرُونَ

Kul lâ ekûlu lekum indî hazâinullâhi ve lâ a’lemul gaybe ve lâ ekûlu lekum innî melek(melekun), in ettebiu illâ mâ yûhâ ileyy(ileyye), kul hel yestevîl a’mâ vel basîr(basîru), e fe lâ tetefekkerûn(tetefekkerûne).

De ki: “Ben size Allah’ın hazineleri yanımdadır demiyorum. Ve gaybı bilmiyorum. Size, muhakkak ki ben bir meleğim demiyorum. Ancak bana vahyedilene tâbî olurum.” “Basiretle gören ve görmeyen bir olur mu, hâlâ tefekkür etmiyor musunuz?” de. 
1. kul : de, söyle
2. lâ ekûlu lekum : size demiyorum, söylemiyorum
3. indî : benim yanımda
4. hazâinu allâhi : Allah'ın hazineleri
5. ve lâ a'lemu : ve ben bilmiyorum
6. el gaybe : gayb, bilinmeyen
7. ve lâ ekûlu : ve demiyorum, söylemiyorum
8. lekum : size
9. innî melekun : gerçekte, mutlaka ben bir meleğim
10. in ettebiu : ben ancak tâbî olurum (eğer tâbî olursam)
11. illâ mâ yuhâ : sadece vahyedilen şeye
12. ileyye : bana
13. kul : de, söyle
14. hel yestevî : eşit, bir olur mu?
15. el a'mâ : görmeyen, kör, âmâ
16. ve el basîru : ve basiretle gören
17. e fe : hâlâ, ...mı?
18. lâ tetefekkerûne : tefekkür etmiyorsunuz

AÇIKLAMA

Bismillâhirrahmânirrahîm

Allahû Tealâ, Peygamber Efendimiz (S.A.V)'e ne demesi lâzımgeldiğini bütün boyutlarıyla anlatıyor. Peygamber Efendimiz (S.A.V)'in söylediği şey sadece Allah'ın kendisine emrettiği gerçeklerdir. Vahiy aldığını söylüyor, onun ötesinde kim kendisine bir şey izafe ediyorsa, hepsini reddediyor ve “Ben bir melek değilim, ben gaybı bilmem.” diyor. Aslında bu olay peygamberliğinin başlangıç yılları için geçerlidir. Çünkü Allahû Tealâ, diyor ki: “Allah gaybı bilir, kimseye söylemez ama resûllerinden rızaya ulaşan hariç.”

72/CİNN-26: Âlimul gaybi fe lâ yuzhiru alâ gaybihî ehadâ(ehaden).

O (Allah), gaybı bilendir. Fakat O, gaybını hiç kimseye izhar etmez (açıklamaz).

72/CİNN-27: İllâ menirtedâ min resûlin fe innehu yesluku min beyni yedeyhi ve min halfihî rasadâ(rasaden).

Resûllerden razı oldukları (tasarruf rızasına ulaşmış olanları) hariç! O taktirde, muhakkak ki O (Allah), onların önünden ve arkasından gözetenler sevkeder ki,

Bu rızaya dikkat edin! Allahû Tealâ'nın hiç rızaya ulaşmamış resûlü olur mu? Allahû Tealâ 7 tane rızadan yedincisine ulaşamamış olanlardan bahsediyor. Tasarruf rızası sadece devrin imamındadır, sadece bir kişi tasarrufa ehil olur. O, devrin imamıdır. Peygamber Efendimiz (S.A.V) de tabiatıyla devrin asaleten imamıydı. Peygamberlerin olmadığı devirlerde de devrin imamları vardır. Allahû Tealâ her kavimdeki resûllerden birisini devrin imamı, huzur namazının imamı olarak tayin eder. Ama o kişi bir nebî, bir peygamber değildir, bir resûldür. Ama nebî resûl değildir, velî resûldür. Ve huzur namazının imamlığı da o kişi için bir vekâlet müessesesini ifade eder. İşte onlar, huzur namazının imamları; ister nebî resûl olsunlar, asaleten o görevi alsınlar, ister velî resûller olsunlar, vekâleten görev alsınlar, her halükârda tasarruf rızasının sahibidirler.

Allahû Tealâ daha sonra Peygamber Efendimiz (S.A.V)'e gaybı göstermekle kalmadı, Kendi Zat'ını da gösterdi. Biliyorsunuz ki Peygamber Efendimiz (S.A.V) hayattayken miraç'a, Allah'ın Zat'ına ulaştı. Ve Allahû Tealâ, Kur'ân'da şöyle yazıyor: “Kalbi gördüklerini tekzip etmedi.” Allahû Tealâ gaybı, bütün gök katlarını ve Zat'ını O'na evvelce göstermişti. Öyleyse miraca davet olunduğu, miraca gittiği zaman Peygamber Efendimiz (S.A.V) gaybı zaten biliyordu. Ama bu âyet indiği zaman henüz Allahû Tealâ ona gaybı göstermemişti.

Allahû Tealâ: “Ve hakikati söyle onlara.” diyor.

 

6/EN'ÂM-50

Bismillâhirrahmânirrahîm

İmam İskender Ali Mihr : De ki: “Ben size Allah'ın hazineleri yanımdadır demiyorum. Ve gaybı bilmiyorum. Size, muhakkak ki ben bir meleğim demiyorum. Ancak bana vahyedilene tâbî olurum.” “Basiretle gören ve görmeyen bir olur mu, hâlâ tefekkür etmiyor musunuz?” de.
Diyanet İşleri : De ki: “Ben size, ‘Allah’ın hazineleri benim yanımdadır’ demiyorum. Ben gaybı da bilmem. Size ‘Ben bir meleğim’ de demiyorum. Ben sadece, bana gönderilen vahye uyuyorum.” De ki: “Görmeyenle gören bir olur mu? Siz hiç düşünmez misiniz?”
Abdulbaki Gölpınarlı : De ki: Ben size, Allah'ın hazineleri yanımda da demiyorum, gaibi bilirim, ben bir meleğim de demiyorum. Ben, yalnız bana vahyedilen şeye uymadayım. De ki: Körle gözü açık kişi bir olur mu hiç? Ne diye hâlâ düşünmezsiniz?
Adem Uğur : De ki: Ben size, Allah'ın hazineleri benim yanımdadır, demiyorum. Ben gaybı da bilmem. Size, ben bir meleğim de demiyorum. Ben, sadece bana vahyolunana uyarım. De ki: Kör ile gören hiç bir olur mu? Hiç düşünmez misiniz?
Ahmed Hulusi : De ki: "Size, Allâh'ın hazineleri benim yanımdadır, demiyorum. . . Gaybı da bilmem! Size 'Muhakkak ki ben bir meleğim' de demiyorum. . . Ben, sadece bana vahyolunana tâbi olurum". . . De ki: "Hiç âmâ ile gören eşit olur mu? Hâlâ tefekkür etmiyor musunuz?"
Ahmet Tekin : Onlara:
'Size Allah’ın hazineleri benim yanımdadır, demiyorum. Fizik ve bilgi alanı ötesini, gayb âlemini de bilmiyorum. Size, ben bir meleğim de demiyorum. Ben sadece bana vahy olunana, Kur’ân’a tâbi oluyorum' de. Yine onlara:
'Hiç önünü görmeyen kâfir ile doğruları ve ilerisini gören mü’min bir olur mu? Düşünmeyecek misiniz?' de.
Ahmet Varol : De ki: 'Ben size 'Allah'ın hazineleri yanımdadır' demiyorum. Gaybı da bilmiyorum. Size benim melek olduğumu da söylemiyorum. Sadece bana vahyedilene uyuyorum.' De ki: 'Görmeyenle gören bir olur mu? Düşünmüyor musunuz?'
Ali Bulaç : De ki: "Size Allah'ın hazineleri yanımdadır demiyorum, gaybı da bilmiyorum ve ben size bir meleğim de demiyorum. Ben, bana vahyedilenden başkasına uymam." De ki: "Kör olanla, gören bir olur mu? Yine de düşünmeyecek misiniz?"
Ali Fikri Yavuz : De ki: “- Ben, Allah’ın hazineleri yanımdadır, diye size söylemiyorum, gaybı da bilmem. Size, “Melek’im” de demiyorum. Ben, ancak bana vahyolunan Kur’an’a uyarım. De ki:”- Gözü kör olanla gören, bir olur mu? Artık düşünmez misiniz?
Bekir Sadak : De ki: «Size Allah'in hazineleri elimdedir, demiyorum; gaybi da bilmiyorum; size, ben melegim demiyorum, ben ancak bana vahyolunana uyuyorum.» De ki: «Gorenle gormeyen bir midir? Dusunmuyor musunuz?» *
Celal Yıldırım : De ki: Ben size Allah'ın hazineleri benim yanımdadır, demiyorum. Gaybı da bilmem. Size, elbette ben bir meleğim de demiyorum. Ben ancak bana vahyedilene uyarım. De ki: Görmeyenle gören bir midir ? Artık düşünmez misiniz ?
Diyanet İşleri (eski) : De ki: 'Size Allah'ın hazineleri elimdedir, demiyorum; gaybı da bilmiyorum; size, ben meleğim demiyorum, ben ancak bana vahyolunana uyuyorum.' De ki: 'Görenle görmeyen bir midir? Düşünmüyor musunuz?'
Diyanet Vakfi : De ki: Ben size, Allah'ın hazineleri benim yanımdadır, demiyorum. Ben gaybı da bilmem. Size, ben bir meleğim de demiyorum. Ben, sadece bana vahyolunana uyarım. De ki: Kör ile gören hiç bir olur mu? Hiç düşünmez misiniz?
Edip Yüksel : De: 'ALLAH'ın hazineleri benim yanımda demiyorum size. Gizlilikleri de bilmiyorum. Size, bir melek olduğumu da söylemiyorum. Sadece bana vahyedileni izliyorum.' Şunu da söyle: 'Kör ile gören bir mi?'
Elmalılı Hamdi Yazır : De ki «ben size Allahın hazineleri benim yanımdadır demem gaybı da bilmem, size ben melekim de demem, ben ancak bana verilen vahye ittiba' ederim»; de ki: «Kör, görenle bir olur mu? Artık bir düşünmez misiniz?»
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : De ki: «Ben size «Allah'ın hazineleri benim yanımdadır.» demiyorum; gaybı da bilmem, size «Ben meleğim.» de demiyorum; ben ancak bana verilen vahye uyarım.» De ki: «Kör ile gören bir olur mu? Artık biraz düşünmez misiniz?
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : De ki: «Size Allah'ın hazineleri benim yanımdadır, demiyorum. Gaybı da bilmiyorum. Ve size, ben bir meleğim de demiyorum. Ben sadece bana vahyolunana uyuyorum.» De ki: «Kör ile gören bir olur mu? Hiç düşünmez misiniz?»
Fizilal-il Kuran : De ki; «Ben size Allah'ın hazineleri elimin altındadır» demiyorum. Size meleğim de demiyorum. Sadece bana indirilen vahye uyuyorum. Hiç kör ile gören bir olur mu? Düşünmüyor musunuz?»
Gültekin Onan : De ki: "Size Tanrı'nın hazineleri yanımdadır demiyorum, gaybı da bilmiyorum ve ben size bir meleğim de demiyorum. Ben, bana vahyedilenden başkasına uymam." De ki: "Kör olanla gören bir olur mu? Yine de düşünmüyor musunuz (tetefekkerun)?"
Hasan Basri Çantay : De ki: «Size benim yanımda Allahın hazîneleri var demiyorum. Ben gaybı bilmem. Size hakıykat ben bir meleğim de demiyorum. Ben, bana vahyolunmakda olan (Kur'an) dan başkasına uymam. De ki: «Görmeyenle gören bir olur mu? Hiç düşünmüyor musunuz»?
Hayrat Neşriyat : De ki: 'Size, 'Allah’ın hazîneleri benim yanımdadır!’ demiyorum; gaybı da bilmem; size, 'Şübhesiz ben bir meleğim’ de demiyorum! (Ben) ancak bana vahyolunana tâbi' olurum.' De ki: 'Kör ile gören (kâfir ile mü’min) bir olur mu?' Hiç düşünmez misiniz?
İbni Kesir : De ki: Size, Allah'ın hazineleri benim yanımdadır, demiyorum. Ben, gaybı da bilmem. Ve size bir melek olduğumu da söylemiyorum. Ben; bana vahyolunandan başkasına uymam. De ki: Hiç görenle görmeyen bir olur mu? Hiç düşünmüyor musunuz?
Muhammed Esed : De ki (ey Peygamber:) "Ben size 'Allahın hazineleri bendedir! demiyorum; ne insan idrakini aşan şeyleri bildiğimi söylüyorum ve ne de size 'Ben bir meleğim! diyorum: Ben sadece bana vahyedileni yerine getiriyorum". De ki: "Hiç gören ile görmeyen bir olur mu? Siz düşünmez misiniz?"
Ömer Nasuhi Bilmen : De ki: «Ben size demiyorum ki, benim yanımda Allah Teâlâ'nın hazineleri vardır. Ve ben gaybı da bilmem ve size 'Ben hakikaten meleğim' de demiyorum. Ben bana vahyolunandan başkasına tâbi olmam.» De ki: «Kör ile görür kimse müsavî olur mu? Hiç düşünmez misiniz?»
Ömer Öngüt : De ki: “Ben size 'Allah'ın hazineleri benim yanımdadır. ' demiyorum. Gaybı da bilmem. Ve size bir melek olduğumu da söylemiyorum. Ben sadece bana vahyedilene uyarım. ” De ki: “Hiç kör ile gören bir olur mu? Hiç düşünmez misiniz?”
Şaban Piriş : De ki: -Size, yanımda Allah’ın hazinelerinin olduğunu söylemiyorum. Gaybı bilmem; size, bir melek olduğumu da söylemiyorum. Ben, ancak bana vahyedilene tabi oluyorum. De ki: “Hiç görmeyen ile gören bir olur mu? Hiç düşünmüyor musunuz?
Suat Yıldırım : De ki: "Ben, size Allah’ın hazîneleri benim yanımdadır" demiyorum. Yok, "Ben gaybı bilirim." Yok, "Ben meleğim." de demiyorum. Bana ne vahyediliyorsa, ben ancak ona tabi olurum" De ki: "Kör, görenle bir olur mu? Hiç düşünmüyor musunuz?"
Süleyman Ateş : De ki: "Ben size, Allâh'ın hazineleri yanımdadır, demiyorum. Gaybı da bilmem. Size 'Ben meleğim' de demiyorum. Ben sadece bana vahyolunana uyuyorum." De ki: "Körle, gören bir olur mu? Düşünmüyor musunuz?"
Tefhim-ul Kuran : De ki: «Size Allah'ın hazineleri yanımdadır demiyorum, gaybı da bilmiyorum ve ben size bir meleğim de demiyorum. Ben, bana vahyedilenden başkasına uymam.» De ki: «Kör olanla, gören bir olur mu? Yine de düşünmeyecek misiniz?»
Ümit Şimşek : De ki: Ben size 'Allah'ın hazineleri benim yanımda' veya 'Ben gaybı bilirim' demiyorum. 'Ben bir meleğim' de demiyorum. Ben ancak bana vahyolunana uyarım. 'Kör ile gören bir olur mu?' de. Hiç düşünmüyor musunuz?
Yaşar Nuri Öztürk : Onlara şunu söyle: "Ben size Allah'ın hazineleri yanımdadır demiyorum. Gaybı da bilmem ben! Size ben bir meleğim de demiyorum. Yalnız bana vahyedilene uyarım ben!" Sor onlara: "Körle gören bir olur mu? Hâlâ düşünmüyor musunuz?"
Kaynak : İmam İskender Ali Mihr
Tür : Diğer Tarih : 31.10.2018
[ Tüm yazılara ulaşmak için burayı tıklayınız. ]

1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 47, 48, 49, 50, 51, 52, 53, 54, 55, 56, 57, 58, 59, 60, 61, 62, 63, 64, 65, 66, 67, 68, 69, 70, 71, 72, 73, 74, 75, 76, 77, 78, 79, 80, 81, 82, 83, 84, 85, 86, 87, 88, 89, 90, 91, 92, 93, 94, 95, 96, 97, 98, 99, 100, 101, 102, 103, 104, 105, 106, 107, 108, 109, 110, 111, 112, 113, 114, 115, 116, 117, 118, 119, 120, 121, 122, 123, 124, 125, 126, 127, 128, 129, 130, 131, 132, 133, 134, 135, 136, 137, 138, 139, 140, 141, 142, 143, 144, 145, 146, 147, 148, 149, 150, 151, 152, 153, 154, 155, 156, 157, 158, 159, 160, 161, 162, 163, 164165

Sure Adına Göre Sırala

 

 

 

 

Sayfa Ziyaret Sayacı
91.536