EN'ÂM-43

Anasayfa » EN'ÂM Suresi » EN'ÂM-43
share on facebook  tweet  share on google  print  

EN'ÂM-43

"EN'ÂM Suresi" için, toplam 1 sonuç arasından 1 - 1 arası sonuçlar

<<<<<6/EN'ÂM-43>>>>>

Bismillâhirrahmânirrahîm

فَلَوْلا إِذْ جَاءهُمْ بَأْسُنَا تَضَرَّعُواْ وَلَكِن قَسَتْ قُلُوبُهُمْ وَزَيَّنَ لَهُمُ الشَّيْطَانُ مَا كَانُواْ يَعْمَلُونَ

Fe lev lâ iz câehum be’sunâ tedarraû ve lâkin kaset kulûbuhum ve zeyyene lehumuş şeytânu mâ kânû ya’melûn(ya’melûne).

Böylece onlara darlığımız geldiği zaman yalvarsalardı olmaz mıydı? Fakat onların kalpleri kasiyet bağladı (katılaştı). Şeytan, onlara yapmış oldukları şeyleri süsledi (güzel gösterdi). 
1. fe lev lâ : böylece olmaz mıydı
2. iz câe-hum : onlara geldiği zaman
3. be'su-nâ : azâbımız, darlığımız, sıkıntımız
4. tedarraû : yalvarıp yakarırsınız
5. ve lâkin : ve lâkin, fakat
6. kaset : katılaştı, kasiyet bağladı
7. kulûbu-hum : onların kalpleri
8. ve zeyyene : ve süsledi, güzel gösterdi
9. lehum : onlara
10. eş şeytânu : şeytan
11. mâ kânû : oldukları şey
12. ya'melûne : yapıyorlar

AÇIKLAMA

Bismillâhirrahmânirrahîm

Allahû Tealâ bazı kavimlere yardım ederken, birtakım kavimleri de cezalandırır. Burada Allah'ın istediği, bütün insanların Allah'ın direktiflerine uygun hareket etmeleri, birbirleriyle dost olmaları, herkesin birbirine yardım etmesi, başkalarının varlığından huzur duymaları, mutluluk duymalarıdır. Başkalarına yardım ederek, mutluluğu, huzuru yaşamalarıdır. Eğer insanlar bunları yapmazlarsa, aksine davranırlarsa, zalim insanlar olmuşlarsa, başkalarını üzüyorlarsa, başkaları için bir mutluluk kaynağı değil de, bir üzüntü kaynağı oluyorlarsa, işte o zaman Allahû Tealâ onları fakirlikle, darlıkla cezalandırır.

Ama Allahû Tealâ "yalvarsalardı" diyor. O zaman belki de onları affederdi ve onlar kurtulurlardı. Ama diyor ki: “Onların kalpleri kasiyet bağladı.” Kişi Allah'ı zikretmediği taktirde, o insanın kalbi mutlaka kasiyet bağlar. Öyleyse, insanın kalbinin kasiyet bağladığı bir devre var. Kişi eğer Allahû Tealâ'nın yoluna girmezse, nefs tezkiyesi yapması mümkün olmayacağı için kalbi mutlaka kasiyet bağlayacaktır, kararacaktır ve sertleşecektir.

Kalbin kasiyet bağlaması iki faktörü beraber getirir:

  1. Kalp kararır.
  2. Kalp sertleşir.

Kalbin yumuşamasının ilâcı zikirdir; Allahû Tealâ'nın ismini, “Allah, Allah, Allah, Allah” diye zikretmek. Eğer zikrederseniz, kalbiniz mutlaka hem yumuşayacaktır, hem de aydınlanacaktır. Böylece kalbiniz mutmain olacaktır.

89/FECR-28: İrciî ilâ rabbiki râdıyeten mardıyyeh(mardıyyeten).

Rabbine dön (Allah'tan) razı olarak ve Allah'ın rızasını kazanmış olarak!

13/RA'D-28: Ellezîne âmenû ve tatmainnu kulûbuhum bi zikrillâh(zikrillâhi) e lâ bi zikrillâhi tatmainnul kulûb(kulûbu).

Onlar, âmenûdurlar ve kalpleri, Allah'ı zikretmekle mutmain olmuştur. Kalpler ancak; Allah'ı zikretmekle mutmain olur, öyle değil mi?

Öyleyse kimdir kalpleri kasiyet bağlamış insanlar? Allah'ın yoluna girmeyenler, zikir yapmayanlardır. O zaman bu insanların nefslerindeki afetlerin hepsi ayaktadır ve afetler, birçok yanlış şeyi ardarda yaptırır. Bu sebeple hem derecat kaybederler, hem de yaptıklarının karşılığını Allahû Tealâ onlara iki kat azap olarak mutlaka ödettiği için devamlı huzursuz ve sıkıntılıdırlar. Şeytan da devamlı o insanlara yaptıkları kötü şeyleri bir marifetmiş gibi gösterir, süsler.

 

6/EN'ÂM-43

Bismillâhirrahmânirrahîm

İmam İskender Ali Mihr : Böylece onlara darlığımız geldiği zaman yalvarsalardı olmaz mıydı? Fakat onların kalpleri kasiyet bağladı (katılaştı). Şeytan, onlara yapmış oldukları şeyleri süsledi (güzel gösterdi).
Diyanet İşleri : Hiç olmazsa onlara azabımız geldiği zaman yakarıp tövbe etselerdi ya.. Fakat (onu yapmadılar) kalpleri katılaştı. Şeytan da yapmakta olduklarını zaten onlara süslü göstermişti.
Abdulbaki Gölpınarlı : Onlara azâbımız geldiği vakit olsun, yalvarmaları gerekirdi, fakat yalvarmadılar bile, kalpleri katılaştı ve Şeytan, yaptıkları şeyleri süsleyip hoş gösterdi onlara.
Adem Uğur : Hiç olmazsa, onlara bu şekilde azabımız geldiği zaman boyun eğselerdi! Fakat kalpleri iyice katılaştı ve şeytan da onlara yaptıklarını câzip gösterdi.
Ahmed Hulusi : Bari azabımız onlara geldiğinde alçak gönüllülük ile yaklaşsalardı ya! Fakat kalpleri katılaştı (bilinçleri kilitlendi) ve şeytan da (vehimleri de) yaptıkları amelleri kendilerine süslü gösterdi.
Ahmet Tekin : Hiç olmazsa, baskımız, azâbımız kendilerine geldiği zaman yalvarsalardı ya! Nerede? Fakat kafaları kalınlaştı, kalpleri katılaştı ve şeytan, şeytan tıynetli ahlâksız azgınlar, şeytanî güçler, işlemeye devam ettikleri amelleri kendilerine süsleyip güzel gösterdi.
Ahmet Varol : Hiç olmazsa verdiğimiz darlık başlarına geldiğinde yalvarıp yakarsalardı! Ama kalpleri katılaştı ve şeytan da yaptıklarını kendilerine süslü gösterdi.
Ali Bulaç : Onlara, zorlu azabımız geldiği zaman yalvarmaları gerekmez miydi? Ama onların kalpleri katılaştı ve şeytan onlara yapmakta olduklarını çekici (süslü) gösterdi.
Ali Fikri Yavuz : Hiç olmazsa, böyle şiddetimiz onlara geldiği zaman, bâri yalvarsaydılar! Fakat kalbleri katılaşmış, Şeytan da bütün yaptıklarını, kendilerine süslü göstermişti.
Bekir Sadak : Hic degilse, onlara siddetimiz geldigi zaman yalvarip yakarmali degil miydiler? Lakin kalbleri katilasti, seytan da yaptiklarini onlara guzel gosterdi.
Celal Yıldırım : Onlara darlık ve sıkıntımız geldiği zaman yalvarıp yakarsaydılar ya.. Ama nerede, kalbleri katılaşmış ve yapageldikleri şeyleri şeytan onlara süsleyip çekici duruma getirmiştir.
Diyanet İşleri (eski) : Hiç değilse, onlara şiddetimiz geldiği zaman yalvarıp yakarmalı değil miydiler? Lakin kalbleri katılaştı, şeytan da yaptıklarını onlara güzel gösterdi.
Diyanet Vakfi : Hiç olmazsa, onlara bu şekilde azabımız geldiği zaman boyun eğselerdi! Fakat kalpleri iyice katılaştı ve şeytan da onlara yaptıklarını câzip gösterdi.
Edip Yüksel : Hiç olmazsa başlarına musibetimiz geldiğinde yalvarsalardı! Fakat kalpleri katılaştı ve şeytan işlerini kendilerine süslü gösterdi
Elmalılı Hamdi Yazır : Hiç olmazsa böyle tazyikımız geldiği vakıt bâri yalvarsaydılar ve lâkin kalbleri katılaşmış, Şeytan da her ne yapıyorlar ise kendilerine süslü göstermişti
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Hiç olmazsa kendilerine baskımız geldiği vakit yalvarsaydılar bari. Fakat kalpleri katılaşmış, şeytan da bütün yaptıklarını kendilerine güzel göstermişti.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Hiç olmazsa kendilerine baskınımız geldiği zaman olsun, yalvarmalı değiller miydi? Fakat kalbleri katılaştı ve şeytan yaptıklarını kendilerine güzel gösterdi.
Fizilal-il Kuran : Bari sıkıntılarımız başlarına gelince bize yalvarsalardı ya! Fakat kalbleri katılaştı ve şeytan yaptıkları her şeyi onlara cazip gösterdi.
Gültekin Onan : Onlara zorlu azabımız geldiği zaman yalvarmaları gerekmez miydi? Ama onların kalpleri katılaştı ve şeytan onlara yapmakta olduklarını çekici (süslü) gösterdi.
Hasan Basri Çantay : İşte onlar kendilerine (öyle) bir azabımız gelib çatdığı zaman olsun yalvarmalı değil miydiler? Fakat yürekleri katılaşmış, şeytan da yapmakda oldukları (ma'siyetleri) süsleyib püslemişdi.
Hayrat Neşriyat : Hiç olmazsa onlara azâbımız geldiği zaman (îmân edip) yalvarsalardı! Fakatkalbleri katılaştı ve şeytan onlara yapmakta olduklarını süsledi (câzib gösterdi).
İbni Kesir : Onlar, hiç değilse kendilerine bir azabımız geldiği zaman; yalvarmalı değiller miydi? Fakat kalbleri katılaşmış, şeytan da onlara yaptıklarını süsleyip püslemişti.
Muhammed Esed : Ama tarafımızdan takdir edilen bir sıkıntıya uğratıldıkları zaman tevazu göstermediler, tersine kalplerinin katılığı arttı, çünkü Şeytan bütün yaptıklarını onlara güzel gösterdi.
Ömer Nasuhi Bilmen : Artık Bizim azabımız onlara geldiği zaman yalvarmalı değil miydiler? Fakat onların gönülleri katılaşmış ve şeytan onlara yapar oldukları şeyleri süslemiş idi.
Ömer Öngüt : Hiç değilse, kendilerine bu şekilde azabımız geldiği zaman yalvarıp yakarmalı değil miydiler? Fakat kalpleri iyice katılaştı, şeytan da yaptıklarını onlara câzip gösterdi.
Şaban Piriş : Hiç olmazsa azabımız kendilerine gelince yalvarmaları gerekmez miydi? Fakat, kalpleri katılaşmış ve şeytan, yaptıklarını kendilerine güzel göstermişti.
Suat Yıldırım : Bâri, kendilerine şiddetimiz geldiği vakit yalvarsaydılar, tövbe etseydiler! Fakat heyhât! Onların kalpleri kaskatı olmuş, şeytan da yapmakta oldukları mâsiyet ve günahları kendilerine süslemiş, cazip göstermişti.
Süleyman Ateş : Hiç olmazsa kendilerine böyle baskınımız geldiği zaman yalvarsalardı! Fakat kalbleri katılaştı ve şeytân da onlara yaptıklarını süslü gösterdi.
Tefhim-ul Kuran : Onlara, zorlu azabımız geldiği zaman yalvarmaları gerekmez miydi? Ama onların kalpleri katılaştı ve şeytan onlara yapmakta olduklarını çekici (süslü) gösterdi.
Ümit Şimşek : Hiç olmazsa onlara azabımız geldiğinde yalvarsaydılar! Fakat kalpleri katılaşmış, şeytan da onlara yaptıklarını hoş göstermişti.
Yaşar Nuri Öztürk : Zorluğumuz kendilerine gelip çattığında bir sığınabilselerdi! Ne yazık ki kalpleri katılaştı; şeytan, yapmakta olduklarını onlara süslü-püslü gösterdi.
Kaynak : İmam İskender Ali Mihr
Tür : Diğer Tarih : 31.10.2018
[ Tüm yazılara ulaşmak için burayı tıklayınız. ]

1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 47, 48, 49, 50, 51, 52, 53, 54, 55, 56, 57, 58, 59, 60, 61, 62, 63, 64, 65, 66, 67, 68, 69, 70, 71, 72, 73, 74, 75, 76, 77, 78, 79, 80, 81, 82, 83, 84, 85, 86, 87, 88, 89, 90, 91, 92, 93, 94, 95, 96, 97, 98, 99, 100, 101, 102, 103, 104, 105, 106, 107, 108, 109, 110, 111, 112, 113, 114, 115, 116, 117, 118, 119, 120, 121, 122, 123, 124, 125, 126, 127, 128, 129, 130, 131, 132, 133, 134, 135, 136, 137, 138, 139, 140, 141, 142, 143, 144, 145, 146, 147, 148, 149, 150, 151, 152, 153, 154, 155, 156, 157, 158, 159, 160, 161, 162, 163, 164165

Sure Adına Göre Sırala

 

 

 

 

Sayfa Ziyaret Sayacı
91.475