A'RÂF-189

Anasayfa » A'RÂF Suresi » A'RÂF-189
share on facebook  tweet  share on google  print  

A'RÂF-189

"A'RÂF Suresi" için, toplam 1 sonuç arasından 1 - 1 arası sonuçlar

<<<<<7/A'RÂF-189>>>>>

Bismillâhirrahmânirrahîm

هُوَ الَّذِي خَلَقَكُم مِّن نَّفْسٍ وَاحِدَةٍ وَجَعَلَ مِنْهَا زَوْجَهَا لِيَسْكُنَ إِلَيْهَا فَلَمَّا تَغَشَّاهَا حَمَلَتْ حَمْلاً خَفِيفًا فَمَرَّتْ بِهِ فَلَمَّا أَثْقَلَت دَّعَوَا اللّهَ رَبَّهُمَا لَئِنْ آتَيْتَنَا صَالِحاً لَّنَكُونَنَّ مِنَ الشَّاكِرِينَ

Huvellezî halakakum min nefsin vâhıdetin ve ceale minhâ zevcehâ li yeskune ileyhâ, fe lemmâ tegaşşâhâ hamelet hamlen hafîfen fe merret bihî, fe lemmâ eskalet deavâllâhe rabbehumâ lein âteytenâ sâlihan le nekûnenne mineş şâkirîn(şâkirîne).

Sizi bir nefsten yaratan ve onunla sükûn bulmanız için, ondan onun eşini yaratan O'dur. Böylece, onu (sarılıp) örtünce, hafif bir yük yüklendi (hamile kaldı). Artık onunla dolaştı. Ağırlaştığı zaman ikisinin Rabbi Allah'a (ikisi) dua ettiler: “Eğer bize bir salih (evlât) verirsen mutlaka şükredenlerden oluruz.”  
1. huve ellezî : o ki
2. halaka-kum : sizi yarattı
3. min nefsin : bir nefsten
4. vâhıdetin : bir tek
5. ve ceale : ve kıldı, yarattı
6. min-hâ : ondan
7. zevce-hâ : eşini
8. li yeskune : meyletmesi, teskin edilmesi, tatmin olması için
9. ileyhâ : ona
10. fe lemmâ : böylece, ...olduğu zaman
11. tegaşşâ-hâ : onu (sarılıp) örttü
12. hamelet : yüklendi (hamile kaldı)
13. hamlen : bir yük (rahimdeki bebek)
14. hafîfen : hafif olarak (ilk devresindeki aşılanmış hücre)
15. fe merret : artık dolaştı, yürüdü
16. bi-hî : onunla
17. fe lemmâ : artık olduğu zaman
18. eskalet : ağırlaştı, ağır oldu
19. deavâ allâhe : ikisi Allah'a dua etti
20. rabbe-humâ : ikisinin Rabbi
21. le in : elbette, eğer, ise
22. âteyte-nâ : sen bize ver
23. sâlihan : salih olan
24. le nekûnenne : mutlaka oluruz
25. min eş şâkirîne : şükredenlerden

AÇIKLAMA

Bismillâhirrahmânirrahîm

Allahû Tealâ evvelâ Âdem (A.S)'ı yaratmıştır. Hepimizin yaratıldığı nefs, yaratıldığı vücut, Âdem(A.S)'ın vücududur. Allahû Tealâ, onun bir kaburga kemiğini kullanarak da Havva Anamız'ı yaratmıştır. Kur'ân'da bir açıklama getirilmemiş ama ondan yaratıldığı kesin. Bu sebeple, erkeklerde xy kromozomu olduğu halde kadınlarda sadece xx kromozomu vardır. Ama ikincinin birinciden geldiği kesindir. Çünkü xx, Xy'i veremez. Ama xy, x'i de verir, y'yi de verir.

Ve kısaca, Allahû Tealâ'nın Kur'ân'da söylemiş olduğu ne varsa, mutlak olarak doğruyu ifade eder. Ve Allahû Tealâ'nın yaratılış kaidesi budur. Erkeklerde xy kromozomu, kadınlarda bunlardan sadece bir tanesi... Ve hâlâ iddia ederler “insan maymundan türemiştir” diye. Acaba maymunlarda da dişilerde sadece 1, erkeklerde 2 kromozom mu var? İnsan türünün erkeğinde xy kromozomu, dişisinde bunlardan sadece bir tanesinin bulunması bile, tek başına, sadece bu bile tek başına insanın maymundan türemediğinin kesin belirtisidir. Başka hiçbir delil olmadığını düşünün, ama bu tek başına yeterlidir. Maymunlar incelendiği zaman böyle bir olayla karşılaşmıyorsunuz. O zaman eğer Âdem (A.S)'ın babası da, annesi de maymun olsaydı, o devam eden nesiller boyunca erkeklerde xy kromozomu, dişilerde de sadece bunlardan bir tanesi (x kromozomu) olması gerekirdi. Var mı böyle bir şey?

İlim ilerledikçe insanlar, ne kadar büyük hatalar yaptıklarını öğreneceklerdir. Ve tabii bu husus, bütün boyutlarıyla gizlenmektedir. İlim, sanki dîne karşı bir müesseseymiş gibi gösterilmeye çalışılmaktadır. İnsanlar, Allah'ın söylediğinin aksini ispat etmeye çalışmaktadırlar. Ama her seferinde büyük bir yara alıp, yeniden eski yerlerine geri dönmek mecburiyetinde kalıyorlar.

O, Allah!... Bu iddiada da bulunanları yaratan O, Allah... Kullarından bir kısmı, Allah'a ihanet edeceklerdir. Çünkü Allahû Tealâ, insanı serbest iradeyle yaratmıştır. Ama bu âyet-i kerime, açık ve kesin bir lisanla anlatıyor ki, öyle bir dizayn söz konusu ki, evvelâ Âdem (A.S), sonra da eşi Havva Anamız yaratılmıştır.

Öyleyse bir tek varlıktan türediğimiz, sadece bu konuyla da ispat edilir. Yani kromozomların erkekte XY, kadında sadece XX olması. Maymun türleri hâlâ devam ettiğine göre eğer aynı standartlar onlarda da olsaydı, o zaman bir iddia sahibi olmakta belki kendilerini biraz daha haklı görebilirlerdi. Ama kromozom incelemesi bunun imkânsız olduğunu söylüyor. Daha pek çok açıdan kromozomlar, genler insanın maymunlardan gelme bir varlık olmadığının kesin belirtisidir. Allah'ı inkâr etme konusundaki bu kadar gayretin sebebini Biz anlayamıyoruz. Ama onlar, böyle bir iddianın hep sahibi olmakta devam ettiler.

7/A'RÂF-189

Bismillâhirrahmânirrahîm

İmam İskender Ali Mihr : Sizi bir nefsten yaratan ve onunla sükûn bulmanız için, ondan onun eşini yaratan O'dur. Böylece, onu (sarılıp) örtünce, hafif bir yük yüklendi (hamile kaldı). Artık onunla dolaştı. Ağırlaştığı zaman ikisinin Rabbi Allah'a (ikisi) dua ettiler: “Eğer bize bir salih (evlât) verirsen mutlaka şükredenlerden oluruz.”
Diyanet İşleri : Allah, sizi bir tek nefisten yaratan ve kendisi ile huzur bulsun diye eşini de ondan var edendir. (İnsan) eşiyle birleşince eşi hafif bir yük yüklenir (gebe kalır) ve (bir müddet) onu taşır. Gebeliği ağırlaşınca her ikisi de Rableri Allah’a, “Eğer bize iyi ve sağlıklı bir çocuk verirsen, elbette şükredenlerden olacağız” diye dua ederler.
Abdulbaki Gölpınarlı : Öyle bir mabuttur ki sizi tek bir kişiden yarattı, ülfet ve ünsiyet etmesi için ondan da eşini halketti. Derken erkek eşine yaklaşınca eşi, hafif bir yük taşımaya ve onunla gidip gelmeye başladı. O yük ağırlaşınca ikisi de, bize âzâsı tam ve iyi bir evlât verirsen şüphe yok ki biz de şükredenlerden oluruz diye Rablerine duâ ettiler.
Adem Uğur : Sizi bir tek candan (Âdem'den) yaratan, ondan da yanında huzur bulsun diye eşini (Havva'yı) yaratan O'dur. Eşi ile (birleşince) eşi hafif bir yük yüklendi (hamile kaldı). Onu bir müddet taşıdı. Hamileliği ağırlaşınca, Rableri Allah'a: Andolsun bize kusursuz bir çocuk verirsen muhakkak şükredenlerden olacağız, diye dua ettiler.
Ahmed Hulusi : "HÛ" ki, sizi TEK bir nefsten - benlikten (makro planda: Hakikat-i Muhammedî - Akl-ı evvel; mikro planda: insanlık şuuru - Akl-ı küll) yarattı ve ondan da eşini (makro planda: evreni; mikro planda: beyni) oluşturdu; ona yerleşsin diye. . . Onu (eşini) örtüp bürüyünce, (eşi) hafif bir yük yüklendi, onu taşıdı. . . Ağırlaştığında, ikisi birden Rableri olan Allâh'a: "Andolsun ki, eğer bize bir sâlih verirsen, mutlaka biz değerlendirenlerden oluruz" diye dua ettiler. (Bu âyet, hem âlemlerin oluşuyla ilgili olarak anlaşılabilir, hem de insanın oluşumuyla. )
Ahmet Tekin : O sizi bir nefisten yaratan, yanında sükûnet ve huzur bulsun diye, kendisinden eşini var edendir. O eşini koynuna alınca, eşi hafif bir yük yüklenir. Bir müddet böyle geçer, derken yükü ağırlaşır. O vakit ikisi birden Rableri Allah’a:
'Eğer bize sağlıklı, dindar, ahlâklı, hayır-hasenât sahibi, müslüman sâlih bir evlat verirsen mutlaka şükredenlerden oluruz' diye dua ederler.
Ahmet Varol : O sizi tek bir candan yarattı; ondan kendisiyle huzur bulması için eşini var etti. Eşiyle birleşince eşi hafif bir yük yüklendi ve onu gezdirdi. Yükü, ağırlaşınca Rabbleri Allah'a: 'Eğer bize sağlıklı (bir çocuk) verirsen sana şükredenlerden olacağız' diye dua ettiler.
Ali Bulaç : O, sizi tek bir nefisten yarattı ve kendisiyle durulup yatışması için ondan eşini var etti. Onu (eşini) örtüp bürüyünce, o da bir yük yüklendi de bununla (bir süre) gezindi. Nitekim ağırlaşınca, ikisi Rableri olan Allah'a dua ettiler: "Eğer bize salih (bir çocuk) verirsen, andolsun şükredenlerden olacağız."
Ali Fikri Yavuz : Sizi bir nefisten (Âdem’den) yaratan ve bu nefisten de, gönlü kendisine meyledip rahat etsin diye zevcesini (Havva’yı) yaratan O’dur. Âdem, eşiyle münasebette bulununca, zevcesi hafif bir yük yüklendi (hâmile oldu). Bir müddet bu hafiflikle geçti. Nihayet gebeliği ağırlaşınca, her ikisi Rableri Allah’a şöyle dua ettiler; “-Eğer bize salih bir çocuk (teşekkülü tam olarak) verirsen yemin ederiz ki, şükreden kimselerden olacağız.
Bekir Sadak : Sizi bir nefisten yaratan ave gonlunun huzura kavusacagi esini de ondan var eden Allah'tir. Esine yaklasinca, esi hafif bir yuk yuklendi ve bu halde bir muddet tasidi. Hamileligi agirlasinca, kari koca, Rableri olan Allah'a: «Bize kusursuz bir cocuk verirsen, and olsun ki sukredenlerden oluruz» diye yalvardilar.
Celal Yıldırım : Sizi bir tek nefsten yaratan, ondan da gönlünün ısınıp yatışması için eşini vücuda getiren Allah'tır. Ne var ki, o eşine sarmaşdolaş olup yaklaştı, derken eşi hafif bir yük yüklendi ve bir süre böyle geçip gitti de ağırlaştı. Karı koca, Rableri olan Allah'a duâ ettiler: Eğer bize düzenli, elverişli, uygun bir çocuk verirsen elbette şükredenlerden oluruz, dediler.
Diyanet İşleri (eski) : Sizi bir nefisten yaratan ve gönlünün huzura kavuşacağı eşini de ondan var eden Allah'tır. Eşine yaklaşınca, eşi hafif bir yük yüklendi ve bu halde bir müddet taşıdı. Hamileliği ağırlaşınca, karı-koca, Rableri olan Allah'a: 'Bize kusursuz bir çocuk verirsen, and olsun ki şükredenlerden oluruz' diye yalvardılar.
Diyanet Vakfi : Sizi bir tek candan (Âdem'den) yaratan, ondan da yanında huzur bulsun diye eşini (Havva'yı) yaratan O'dur. Eşi ile (birleşince) eşi hafif bir yük yüklendi (hamile kaldı). Onu bir müddet taşıdı. Hamileliği ağırlaşınca, Rableri Allah'a: Andolsun bize kusursuz bir çocuk verirsen muhakkak şükredenlerden olacağız, diye dua ettiler.
Edip Yüksel : O sizi bir tek nefisten (aynı genetik özellikten) yarattı. Ondan da eşini yarattı ki dinginlik bulsun. Eşine yaklaşınca, hafif bir yükle yüklendi ve onunla gezindi. Yükü ağırlaşınca her ikisi Rab'leri ALLAH'a: 'Bize kusursuz bir çocuk verirsen şükredenlerden olacağız,' diye yalvardılar.
Elmalılı Hamdi Yazır : O odur ki sizi bir tek nefisten yarattı, eşini de ondan yaptı ki gönlü buna ısınsın, onun için vaktaki bunu derâğûş eyledi, bu hafifçe bir hamlin hâmili oldu, bir müddet bununla geçti, derken ağırlaştı, o vakıt ikisi bir kendilerini yetiştiren Allaha şöyle dua ettiler: bize yaraşıklı bir çocuk ihsan edersen yemin ederiz ki elbet şükreden kullarından oluruz
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : O, o zattır ki sizi bir tek nefisten yarattı, eşini de ondan yarattı ki gönlü buna ısınsın. Onun için eşine yaklaşınca o hafif bir yükle hamile kaldı, bir müddet böyle geçti, derken yükü ağırlaştı. O vakit ikisi birden kendilerini yetiştiren Allah'a şöyle dua ettiler: «Bize salih yaraşıklı bir çocuk ihsan edersen, yemin ederiz ki, kesinlikle şükreden kullarından oluruz!»
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Sizi bir tek nefisten yaratan, onunla sükûnet bulsun diye eşini de ondan yaratan Allah'tır. O, eşini kucaklayıp sarılınca (ona yaklaşınca), eşi hafif bir yük yüklendi (hâmile kaldı). Bir müddet böyle geçti, derken yükü ağırlaştı. O vakit ikisi birden Rableri olan Allah'a şöyle dua ettiler: «Eğer bize salih bir evlat verirsen, biz muhakkak şükredenlerden olacağız.»
Fizilal-il Kuran : O ki, sizi bir tek kişiden türetti, o tek kişinin beraberliğinde huzura ereceği eşini de kendi özünden yarattı, eşini kucaklayıp sarınca, hafif bir yük yüklendi. Onu bir süre taşıdı, sonra yükü ağırlaşınca, eşler birlikte «eğer bize sağlıklı bir çocuk verirsen, kesinlikle sana şükredenlerden oluruz» diye Allah'a dua ettiler.
Gültekin Onan : O sizi tek bir nefisten yarattı ve kendisiyle durulup yatışması için ondan eşini var etti. Onu (eşini) örtüp bürüyünce, o bir yük yüklendi de bununla (bir süre) gezindi. Nitekim ağırlaşınca, ikisi rableri olan Tanrı'ya dua ettiler: "Eğer bize salih (bir çocuk) verirsen, andolsun şükredenlerden olacağız."
Hasan Basri Çantay : O, sizi bir candan (Âdemden) yaratan, bundan da, (gönlü) kendisine (yatıb) ısınsın diye, eşini yapan Odur (Allahdır). Vaktâ ki o, (eşini) örtüb bürüdü, o da hafif bir yük yüklendi de (bir müddet) bununla gidip geldi. Nihayet (gebeliği) ağırlaşıncâ ikisi de Rablerine şöyle düâ etdiler: «Eğer bize düzgün (hilkati tam) bir çocuk verirsen andolsun ki her halde şükredenlerden olacağız».
Hayrat Neşriyat : Sizi tek bir nefisten (Âdem’den) yaratan ve ondan da gönlü ona ısınsın diyeeşini (Havvâ’yı) yaratan O’dur. İşte ne zaman ki (o) onu örtüp bürüdü, (eşi) hafif bir yük yüklendi de onu (bir müddet) gezdirdi. Nihâyet (yükü) ağırlaşınca Rablerine şöyle duâ ettiler: 'Yemîn olsun ki, eğer bize kusursuz bir çocuk verirsen, elbette (bu ni'metine de)şükredenlerden oluruz!'
İbni Kesir : O'dur, sizi tek bir nefisten yaratan ve ondan da gönlünün ısınacağı eşini vareden. Eşini örtüp bürüyünce; o, hafif bir yük yüklendi ve onunla bir müddet gider gelirdi. Nihayet ağırlaşınca; karı koca Rabbları olan Allah'a: Eğer bize salih bir çocuk verirsen andolsun ki şükredenlerden oluruz, diye dua ettiler.
Muhammed Esed : Sizi (hepinizi) bir tek candan yaratan, Ve (sevgiyle) kadına meyletsin diye ona kendi özünden eş var edip çıkaran Odur. Öyle ki, o eşini kucaklayınca, eşi (ilkin) hafif bir yük yüklenir ve taşır o yükü. Sonra (kadın) gün gelip (çocuğun yüküyle) iyice ağırlaşınca, her ikisi birden Allaha, Rablerine yalvarırlar: "Bize gerçekten kusursuz bir (çocuk) bahşedersen, muhakkak ki sana şükreden kimselerden olacağız!"
Ömer Nasuhi Bilmen : O, o (Zât-ı Ecell-i Âlâ)dır ki, sizi bir nefisten yaratmıştır ve eşini ondan yapmıştır ki onunla ünsiyette buluna. Vaktâ ki ona mukarenette bulundu, hafif bir yük yüklendi. Bir müddet bununla gidip geldi. O zaman ki, ağırlaştı. Allah Teâlâ'ya, Rablerine dua ettiler ki eğer bize bir sâlih çocuk verir isen andolsunki, biz elbette şakirlerden oluruz.
Ömer Öngüt : Sizi bir tek candan yaratan ve ondan da gönlünün ısınıp huzura kavuşacağı eşini vâreden Allah'tır. Ne vakit ki o, eşini örtüp bürüyünce hafif bir yük yüklendi. Onu bir müddet taşıdı. Hamileliği ağırlaşınca, karı-koca Rableri olan Allah'a: “Eğer bize sâlih bir çocuk verirsen muhakkak ki şükredenlerden olacağız. ” diye duâ ettiler.
Şaban Piriş : Sizi tek bir kişiden yaratan ve kendisiyle huzur bulması için ondan eşini var eden O’dur. İnsan, eşini bürüdüğü zaman hafif bir yük yüklenir. Onunla bir süre geçer. Yükü ağırlaşınca Rab’leri olan Allah’a dua ederek: -Eğer bize sağlam bir çocuk verirsen sana şükredenlerden oluruz, derler.
Suat Yıldırım : O’dur ki sizi bir tek candan yarattı ve bundan da, gönlü kendisine ısınsın diye eşini inşa etti. Erkek eşini sarıp bürüdü, o da hafif bir yük yüklendi, hamile kaldı. Onu bir müddet taşıdı. Hamileliği ağırlaşınca her ikisi de Rab’leri olan Allah’a yönelip "Eğer bize sağlıklı, kusursuz bir evlat verirsen mutlaka Sana şükreden kullarından oluruz" diye yalvardılar.
Süleyman Ateş : O'dur ki sizi bir tek nefisten yarattı, gönlü ısınsın diye ondan eşini var eti; eşini sarıp örtünce (eşiyle birleşince) eşi, hafif bir yük yüklendi, onu gezdirdi. (Yükü) ağırlaşınca ikisi beraber Rableri Allah'a du'â ettiler: "Eğer bize iyi, güzel bir çocuk verirsen elbette şükredenlerden oluruz!" (dediler).
Tefhim-ul Kuran : O, sizi tek bir nefisten yarattı ve kendisiyle durulup yatışması için ondan da eşini var etti. Onu (eşini) örtüp bürüyünce, o da bir yük yüklendi ve bununla (bir süre) gezindi. Nitekim ağırlaşınca, ikisi Rableri olan Allah'a dua ettiler: «Eğer bize salih (bir çocuk) verirsen, andolsun şükredenlerden olacağız.»
Ümit Şimşek : Sizi tek bir candan yaratan, gönlünün ısınacağı eşini de aynı şeyden yaratan Odur. Nihayet o eşine sarıldığında, eşi hafif bir yük yüklendi ve onu beraberinde taşımaya başladı. Yükü ağırlaştığında, ikisi de Rablerine 'Bize eli yüzü düzgün bir çocuk verirsen biz şükredenlerden oluruz' diye yalvardılar.
Yaşar Nuri Öztürk : O, odur ki, sizi bir tek canlıdan yarattı, eşini de ondan vücuda getirdi ki, gönlü buna ısınsın. Eşini sarıp kucaklayınca o, hafif bir yük yüklendi de bir süre onu gezdirdi. Ağırlaştığında ikisi birden Rablerine şöyle dua ettiler: "Bize iyi huylu, yakışıklı bir çocuk verirsen yemin ederiz, şükredenlerden olacağız."
Kaynak : İmam İskender Ali Mihr
Tür : Diğer Tarih : 1.11.2018
[ Tüm yazılara ulaşmak için burayı tıklayınız. ]

1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 47, 48, 49, 50, 51, 52, 53, 54, 55, 56, 57, 58, 59, 60, 61, 62, 63, 64, 65, 66, 67, 68, 69, 70, 71, 72, 73, 74, 75, 76, 77, 78, 79, 80, 81, 82, 83, 84, 85, 86, 87, 88, 89, 90, 91, 92, 93, 94, 95, 96, 97, 98, 99, 100, 101, 102, 103, 104, 105, 106, 107, 108, 109, 110, 111, 112, 113, 114, 115, 116, 117, 118, 119, 120, 121, 122, 123, 124, 125, 126, 127, 128, 129, 130, 131, 132, 133, 134, 135, 136, 137, 138, 139, 140, 141, 142, 143, 144, 145, 146, 147, 148, 149, 150, 151, 152, 153, 154, 155, 156, 157, 158, 159, 160, 161, 162, 163, 164, 165, 166, 167, 168, 169, 170, 171, 172, 173, 174, 175, 176, 177, 178, 179, 180, 181, 182, 183, 184, 185, 186, 187, 188, 189, 190, 191, 192, 193, 194, 195, 196, 197, 198, 199, 200, 201, 202, 203, 204, 205206

Sure Adına Göre Sırala

 

 

 

 

Sayfa Ziyaret Sayacı
109.787