A'RÂF-156

Anasayfa » A'RÂF Suresi » A'RÂF-156
share on facebook  tweet  share on google  print  

A'RÂF-156

"A'RÂF Suresi" için, toplam 1 sonuç arasından 1 - 1 arası sonuçlar

<<<<<7/A'RÂF-156>>>>>

Bismillâhirrahmânirrahîm

وَاكْتُبْ لَنَا فِي هَذِهِ الدُّنْيَا حَسَنَةً وَفِي الآخِرَةِ إِنَّا هُدْنَا إِلَيْكَ قَالَ عَذَابِي أُصِيبُ بِهِ مَنْ أَشَاء وَرَحْمَتِي وَسِعَتْ كُلَّ شَيْءٍ فَسَأَكْتُبُهَا لِلَّذِينَ يَتَّقُونَ وَيُؤْتُونَ الزَّكَاةَ وَالَّذِينَ هُم بِآيَاتِنَا يُؤْمِنُونَ

Vektub lenâ fî hâzihid dunyâ haseneten ve fîl âhıreti innâ hudnâ ileyk(ileyke), kâle azâbî usîbu bihî men eşâu ve rahmetî vesiat kulle şey’(şey’in), fe se ektubuhâ lillezîne yettekûne ve yu’tûnez zekâte vellezîne hum bi âyâtinâ yu’minûn(yu’minûne).

Bize bu dünyada ve ahirette (yevm'il âhirde, kıyâmet gününde, hayat gününde) haseneler (güzel ameller, derecat kazandıran ameller) yaz (pozitif derecelerimizi, negatif derecelerimizden daha çok kazandır). Gerçekten biz tövbe edip, Sana döndük. Allahû Tealâ, şöyle buyurdu: “Azabımı dilediğime isabet ettiririm. Ve rahmetim herşeyi kuşattı. Böylece onu (haseneyi) takva sahiplerine ve zekâtı veren kimselere yazacağım. Ve onlar ki; onlar, âyetlerimize îmân ederler (mü'minlerdir).”  
1. vektub (ve uktub) : ve yaz
2. lenâ : bize
3. fî hâzihi ed dunyâ : bu dünyada
4. haseneten : iyilik (zait dereceler), hasene
5. ve fî el âhıreti : ve ahirette
6. innâ : şüphesiz biz
7. hud-nâ : yöneldik, tövbe ettik, döndük
8. ileyke : sana
9. kâle : dedi
10. azâbî : azabım
11. usîbu : isabet ettiririm
12. bihî : ona, onunla
13. men eşâu : dilediğime, dilerim
14. ve rahmetî : ve rahmetim
15. vesiat : kapsadı, kuşattı, (geniştir) içine aldı
16. kulle şey'in : herşeyi
17. fe se ektubu-hâ : böylece onu yazacağım
18. li ellezîne : o kimselere ki
19. yettekûne : takva sahibi olurlar
20. ve yu'tûne ez zekâte : ve zekâtı verirler
21. vellezîne (ve ellezîne) : ve o kimseler ki
22. hum : onlar
23. bi âyâti-nâ : âyetlerimize
24. yu'minûne : mü'min olurlar, mü'minlerdir

AÇIKLAMA

Bismillâhirrahmânirrahîm

Allahû Tealâ, hidayetten bahsetmektedir. Hz. Musa, Allah'ın Peygamber'i olarak salâhın 7. mertebesine kadar ulaşmıştır, tasarruf takvasının sahibidir. Kavmini de Allah'a ulaştırmanın huzurunu yaşarken, onların Allah'a terkedip de, bir buzağı heykeline tapması üzerine Allahû Tealâ'ya yalvarıyor: “Yarabbi biz hidayete ermiştik. Ben bu kardeşlerimi de hidayete erdirmiştim. Ama sonra onlar, Senin yolundan saptılar. Bizi bağışla. Onlar da yaptıklarından pişmanlık duydular.”

Allahû Tealâ, azabını kime isabet ettirirse, o kişi, mutlak olarak onu hakettiği içindir. Allah, dilediğini dalâlette ve isyanları içinde şaşkın bir halde bırakır (A'râf-186).

Onları isyanları sebebiyle hidayete erdirmez. Sadece Allah'a ulaşmayı dileyenler kurtuluşa ulaşabilirler. Ve bir tek dilekle. Allahû Tealâ, peygamberleri, resûlleri, mürşidleri vasıtasıyla hepsine tebliğ ettirir:

“Allah'a ulaşmayı dileyin, mutlaka kurtulursunuz. Allah'a ruhunuzu ulaştırın. Mutlaka kurtulursunuz.”

Onlar da: “Hayır, biz Allah'a ulaşmayı dilemeyiz, ruhumuzu Allah'a ulaştırmayız.” diyerek isyan etmektedirler.

Mürşide 12 tane ihsanla ulaşsalar, derhal Allahû Tealâ ruhlarını vücutlarından ayırıp, Allah'a doğru yola çıkartacaktır. Ama bu insanlar, kendileri Allah'ın yolunda olmadıkları gibi başkalarını da Allah'ın yolundan alıkoymaktadırlar (Nisâ-167).

Ve onlar, Allah'ın Allah'a ulaştırılmasını emrettiği ruhlarını Allah'a ulaştırmazlar. Vuslatı keserler. İşte onlar, yeryüzünde fesat çıkaranlardır (Ra'd-25).

Sadece kendileri Allah'a ulaşmasalar kendileri, kendilerinden mesul olacaklar ve vebal almayacaklar. Onlar Allah'ın lânetine uğramayacaklar. Ama bununla kalmazlar. Başka insanları da Allah'ın yolundan men ederler. Onların da hidayete ermelerine mani olurlar. Bu sebeple omuzlarına vebal alırlar, Allah'ın lânetine uğrarlar. Kim sadece kendi günahlarını çekecekse o kimse ne vebal almıştır, ne de lânet almıştır üzerine. Ama kim başkasının da dalâlette kalmasına, cehenneme gitmesine sebebiyet verecekse, onu etkilemesi, ona negatif tesirlerde bulunması sebebiyle, o kişinin Allah'ın yoluna girmesine kim mani olacaksa, onların hepsini Allahû Tealâ, dalâlette olarak kabul ediyor. Ve onların gidecekleri yer cehennem. Ve Allahû Tealâ, bu insanlardan bahsediyor:

Kalplerinde zeyg olup, başka insanları Allah'ın yolundan ayırmaya çalışanlar, 1.

Allah'ın hakikatlerini, başka insanlardan gizlemeye çalışanlar, 2.

Ve başka insanların bu muhtevada hedefe ulaşmalarına mani olanlar. Allah'a isyan edenler, 3.

Allah'ın, dalâlette bıraktığı insanlar, Allah'a isyan etmişlerdir. İşte Allahû Tealâ bu dizayn içerisinde herşeyi gerçekleştirir. Hakedenlere sadece hakettiğini mutlaka verir. Eğer hakettiği pozitifse kat kat verir. Negatifse aynı miktarda verir. Kim Allah'tan bir ceza görecekse, mutlaka cürmüyle eşittir. Kim Allah'tan bir mükâfat görecekse bulunduğu seviyeye göre en az 10 kat alır. Her güzelliği işleyen kişi, o güzelliklerin kendisine bir tek derecat kazandıracaksa amel defterine mutlaka en az 10 derece yazılır. Ne zaman o kişi mürşidine ulaşırsa, tövbe ederse, Allah'ın yoluna girerse 100 derece yazılmaya başlar. Gök katlarına ruhu birer birer çıktıkça 200, 300, 400, 500, 600, 700 katına kadar Allahû Tealâ çoğaltır. Ve ömrü boyunca o kişiye, her kazandığı bir tek derece için, 700 katını verir. İşte Allahû Tealâ, cömerttir, hediyeleri boldur.

7/A'RÂF-186: Men yudlilillâhu fe lâ hâdiye leh(lehu), ve yezeruhum fî tugyânihim ya’mehûn(ya’mehûne).

Allah kimi dalâlette bırakırsa, artık onun için bir hidayetçi (hidayete erdiren) yoktur. Ve onları azgınlıkları (isyanları) içinde şaşkın (bir halde) terkeder (bırakır).

4/NİSÂ-167: İnnellezîne keferû ve saddû an sebîlillâhi kad dallû dalâlen baîdâ(baîden).

Muhakkak ki inkâr edenler ve Allah'ın yolundan alıkoyanlar (saptırmış olanlar), (mürşidlerine ulaşmadıkları için) uzak bir dalâletle sapmışlardır.

13/RA'D-25: Vellezîne yankudûne ahdallâhi min ba’di mîsâkıhi ve yaktaûne mâ emerallâhu bihi en yûsale ve yufsidûne fîl ardı ulâike lehumul la’netu ve lehum sûud dâr(dâri).

Onlar, misaklerinden sonra (ruhlarını, vechlerini, nefslerini ve iradelerini teslim edeceklerine dair ezelde Allah'a misak verdikten sonra) Allah'ın ahdini bozarlar (ruhlarını, vechlerini, nefslerini ve iradelerini Allah'a teslim etmezler). Ve Allah'ın, O'na (Allah'a) ulaştırılmasını emrettiği şeyi keserler (ruhlarını Allah'a ulaştırmazlar). Ve yeryüzünde fesat çıkarırlar (başka insanların da Sıratı Mustakîm'e ulaşmalarına mani oldukları için fesat çıkarırlar). Lânet onlar içindir. Ve yurdun kötüsü (cehennem) onlar içindir.

 

7/A'RÂF-156

Bismillâhirrahmânirrahîm

İmam İskender Ali Mihr : Bize bu dünyada ve ahirette (yevm'il âhirde, kıyâmet gününde, hayat gününde) haseneler (güzel ameller, derecat kazandıran ameller) yaz (pozitif derecelerimizi, negatif derecelerimizden daha çok kazandır). Gerçekten biz tövbe edip, Sana döndük. Allahû Tealâ, şöyle buyurdu: “Azabımı dilediğime isabet ettiririm. Ve rahmetim herşeyi kuşattı. Böylece onu (haseneyi) takva sahiplerine ve zekâtı veren kimselere yazacağım. Ve onlar ki; onlar, âyetlerimize îmân ederler (mü'minlerdir).”
Diyanet İşleri : “Bizim için bu dünyada da bir iyilik yaz, ahirette de. Çünkü biz sana varan doğru yola yöneldik.” Allah, şöyle dedi: “Azabım var ya, dilediğim kimseyi ona uğratırım. Rahmetim ise her şeyi kapsamıştır. Onu, bana karşı gelmekten sakınanlara, zekâtı verenlere ve âyetlerimize inananlara yazacağım.”
Abdulbaki Gölpınarlı : Şu dünyâda da iyilikler ver bize, âhirette de ve şüphesiz ki sana yöneldik biz. Tanrı, dilediğimi azâbıma uğratırım dedi, fakat rahmetim, her şeyi kaplamıştır da çekinenleri, zekât verenleri ve âyetlerime inananları rahmetime mazhar ederim.
Adem Uğur : Bize, bu dünyada da iyilik yaz ahirette de. Şüphesiz biz sana döndük." Allah buyurdu ki: Kimi dilersem onu azabıma uğratırım; rahmetim ise her şeyi kuşatır. Onu, sakınanlara, zekâtı verenlere ve âyetlerimize inananlara yazacağım.
Ahmed Hulusi : "Bize hem şu dünyada güzellik yaz hem sonsuz gelecek yaşamında. . . Doğrusu biz sana yöneldik". . . Buyurdu ki: "Azabımı, kime dilersem ona isâbet ettiririm. . . Rahmetim her şeyi kapsar! Onu, korunanlara, zekâtı verenlere ve işaretlerimizdeki hakikate iman edenlere yazacağım. "
Ahmet Tekin : 'Bize bu dünyada bir bayrak altında yaşamayı, sağlıklı olmayı, zenginliği, sâlih ameller işlemeyi, iyilikler yapmayı, âhirette, ebedî yurtta da mükâfatlandırılmayı divan defterine yaz. Biz isyandan vazgeçtik, tevbe ederek sana yöneldik.' dedi. Allah:
'Azâbım var, sünnetim, düzenimin yasaları ve irademin tecellisi içinde onu dilediğime isabet ettiririm. Rahmetim de var, her şeyi kucaklamıştır. Rahmetimi bana sığınanlar, emirlerime yapışanlar, günahlardan arınıp, azaptan korunanlar, kulluk ve sorumluluk şuuruyla, haklarına ve özgürlüklerine sahip çıkarak şahsiyetli davrananlar, dinî ve sosyal görevlerinin bilincinde olanlar, vicdanlarını, servetlerini, sosyal bünyelerini arındıran, berekete vesile olan zekâtı verenler, özellikle âyetlerimize iman edenler için vâcip kılıp yazacağım.' buyurdu.
Ahmet Varol : Bizim için bu dünyada da ahirette de iyilik yaz. Biz sana yöneldik.' (Allah) dedi ki: 'Azabıma dilediğimi uğratırım. Rahmetim ise her şeyi kuşatmıştır. Onu sakınan, zekatı veren ve ayetlerimize iman edenlere yazacağım.
Ali Bulaç : Bize bu dünyada da, ahirette de iyilik yaz, şüphesiz ki biz Sana yöneldik. Dedi ki: "Azabımı dilediğime isabet ettiririm, rahmetim ise her şeyi kuşatmıştır; onu korkup sakınanlara, zekatı verenlere ve bizim ayetlerimize iman edenlere yazacağım."
Ali Fikri Yavuz : Bize, hem bu dünyada bir iyilik, hem de âhirette bir iyilik ver. Gerçekten biz tevbe edip sana döndük. (Allah şöyle) buyurmuştur: “- Ben azabımı kullarımdan dilediğime isabet ettiririm. Rahmetim dünyada her şeyi kuşatmıştır (mümine de kâfire de şamildir). Fakat âhirette onu, küfürden sakınanlara, zekâtı verenlere ve âyetlerimize iman etmiş olanlara has kılacağım.”
Bekir Sadak : (156-15) 7 «Bu dunyada ve ahirette bizim icin guzel olani yaz; biz Sana yoneldik» dedi. Allah : «Azabima diledigim kimseyi ugratirim, rahmetim herseyi kaplamistir; bunu Allah'a karsi gelmekten sakinanlara, zekat verenlere, ayetlerimize inanip, yanlarindaki Tevrat ve Incil'de yazili bulduklari, okuyup yazmasi olmayan peygambere uyanlara yazacagiz. O peygamber, onlara, uygun olani emreder ve fenaliktan meneder, temiz seyleri helal, murdar seyleri haram kilar, onlarin agir yuklerini indirir, zor tekliflerini hafifletir. Bu peygambere inanan, hurmet eden, yardim eden, onunla gonderilen nura uyanlar yok mu? Iste onlar saadete erenlerdir» dedi. *
Celal Yıldırım : Bizim için şu dünyada da, Âhirette de iyilik yaz. Doğrusu biz sana yönelip geldik.» Allah da: «Azabıma kimi dilersem onu uğratırım; rahmetim ise her şeyi kapsayıp kuşatmıştır. Onu Allah'tan korkup kötülüklerden sakınanlara, zekâtını verip âyetlerimize dosdoğru imân edenlere yazacağım.»
Diyanet İşleri (eski) : (156-157) 'Bu dünyada ve ahirette bizim için güzel olanı yaz; biz Sana yöneldik' dedi. Allah: 'Azabıma dilediğim kimseyi uğratırım, rahmetim herşeyi kaplamıştır; bunu Allah'a karşı gelmekten sakınanlara, zekat verenlere, ayetlerimize inanıp, yanlarındaki Tevrat ve İncil'de yazılı buldukları, okuyup yazması olmayan peygambere uyanlara yazacağız. O peygamber, onlara, uygun olanı emreder ve fenalıktan meneder, temiz şeyleri helal, murdar şeyleri haram kılar, onların ağır yüklerini indirir, zor tekliflerini hafifletir. Bu peygambere inanan, hürmet eden, yardım eden, onunla gönderilen nura uyanlar yok mu? İşte onlar saadete erenlerdir' dedi.
Diyanet Vakfi : Bize, bu dünyada da iyilik yaz ahirette de. Şüphesiz biz sana döndük.» Allah buyurdu ki: Kimi dilersem onu azabıma uğratırım; rahmetim ise her şeyi kuşatır. Onu, sakınanlara, zekâtı verenlere ve âyetlerimize inananlara yazacağım.
Edip Yüksel : 'Bu dünyada da bizim için iyilik yaz, ahirette de... Biz sana yöneldik.' Dedi ki: 'Azabım dilediğim kimseye dokunacaktır. Rahmetim ise her şeyi kapsamıştır; onu özellikle: erdemli bir hayat sürenlere, zekatı verenlere ve ayetlerimize inananlara yazacağım.'
Elmalılı Hamdi Yazır : Ve bize hem bu Dünyada bir hasene yaz hem Âhırette, biz sana cidden tevbe ile rücua geldik. Buyurdu ki azâbım, onunla dilediğimi musâb kılarım, rahmetim ise her şey'e vâsi'dir, ileride onu bilhâssa onlar için yazacağım ki korunurlar ve zekât verirler, hem onlar ki âyetlerimize iyman ederler
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Ve bize bu dünyada da, ahirette de bir iyilik yaz! Biz gerçekten tevbe edip sana yöneldik!» Buyurdu ki: «Azabıma, kimi dilersem onu uğratırım; rahmetim ise herşeyi kapsamıştır. İleride onu özellikle, kötülükten sakınanlara, zekatını verenlere ve ayetlerimize inananlara yazacağım.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : «Ve bize hem bu dünyada bir iyilik yaz, hem de ahirette. Biz gerçekten de tevbe edip senin hidayetine döndük.» Buyurdu ki, azabım var, onu dilediğime isabet ettiririm, rahmetim de vardır , o ise her şeyi kaplamış ve kuşatmıştır. Onu da özellikle korunanlara, zekatını verenlere ve âyetlerimize inananlara mahsus kılacağım.
Fizilal-il Kuran : Bize bu dünyada da ahirette de iyi olanı yaz. Biz sana yöneldik.» Allah dedi ki, «Azabıma dilediğimi çarptırırım. Fakat rahmetim her şeyi kapsamına almıştır. Onu günahlardan sakınanlara, zekâtı verenlere ve ayetlerimize inananlara yazacağım.»
Gültekin Onan : "Bize bu dünyada da, ahirette de iyilik yaz, kuşkusuz ki biz sana yöneldik." De ki: "Azabımı dilediğime isabet ettiririm, rahmetim ise her şeyi kuşatmıştır; onu korkup sakınanlara, zekatı verenlere ve bizim ayetlerimize inananlara yazacağım."
Hasan Basri Çantay : «Dünyâda da, âhiretde de bize iyilik yaz. Biz hiç şübhesiz (tevbe ederek) sana döndük». Buyurdu: «Ben azabıma kimi dilersem onu dûçâr ederim. Benim rahmetim ise her şey'i kuşatmışdır. Onu (rahmetimi, küfürden, masıyetden) sakınmakda, zekâtı vermekde, bir de âyetlerimize îman etmekde olanlar (yok mu?) işte onlara has olmak üzere tesbît edeceğim».
Hayrat Neşriyat : Ve (Mûsâ:) 'Bize bu dünyada da, âhirette de iyilik yaz; şübhesiz ki biz sana yöneldik.' (dedi). (Allah ise) buyurdu ki: 'Azâbımı, (kötülük yapanlardan) dilediğime isâbet ettiririm. Rahmetim ise herşeyi kaplamıştır. Fakat (âhirette) onu (günahlardan)sakınanlara, zekâtı verenlere ve âyetlerimize îmân edenlere yazacağım!'
İbni Kesir : Ve bize; hem bu dünyada bir iyilik yaz, hem de ahirette. Biz sana döndük.
Muhammed Esed : Bizim için bu dünyada da, ahirette de iyi ve güzel olanı yaz. Bak işte, pişmanlık içinde Sana yöneldik!" (Allah) şöyle karşılık verdi: "Azabıma dilediğim kimseyi uğratabilirim, ama rahmetim her şeyi kuşatır, bunun içindir ki onu Bana karşı sorumluluk bilincine sahip olan, arınmak için verilmesi gerekeni veren ve ayetlerimize inanan kimselere pay olarak ayıracağım;
Ömer Nasuhi Bilmen : «Ve bizim için bu dünyada da ve ahirette de bir iyilik yaz. Biz muhakkak ki Sana döndük.» Buyurdu ki: «Azabımdır. Bununla dilediğimi mus'ab ederim. Rahmetim ise herşeyi kuşatmıştır. Onu ittikada bulunanlar ve zekâtlarını verenler ve Bizim âyetlerimize imân edenler için elbette yazacağım.»
Ömer Öngüt : “Bize dünyada da iyilik yaz, ahirette de. Biz sana yöneldik. ” Allah buyurdu ki: “Ben kimi dilersem onu azabıma uğratırım. Rahmetim ise her şeyi kuşatmıştır. Ben onu Allah'tan korkup kötülükten sakınanlara, zekâtını verenlere ve âyetlerimize imân etmiş olanlara yazacağım. ”
Şaban Piriş : Bize bu dünyada ve ahirette iyilik yaz; biz sana yöneldik. Allah: -Dilediğime azabım dokunur. Rahmetim ise her şeyi kuşatmıştır. Onunla ayetlerimize iman etmiş olarak korkanlar, günahtan kaçanlar ve zekat verenleri yazacağım, dedi.
Suat Yıldırım : "Bize bu dünyada da, âhirette de iyilik nasib et. Biz Sana yöneldik, Senin yolunu tuttuk." Hak Teâlâ da şöyle buyurdu: "Ben dilediğim kimseyi cezalandırırım. Rahmetim ise her şeyi kaplar. Rahmetimi (âhirette) Allah’a karşı gelmekten korunan, zekât veren ve özellikle Bizim âyetlerimize iman edenlere nasib edeceğim."
Süleyman Ateş : "Bize bu dünyâda da iyilik yaz, âhirette de. Biz sana yöneldik." (Alah) buyurdu ki: "Azâbıma, dilediğimi uğratırım; rahmetim ise her şeyi kaplamıştır. Onu, korunanlara, zekâtı verenlere ve âyetlerimize inananlara yazacağım."
Tefhim-ul Kuran : Bize bu dünyada da, ahirette de iyilik yaz, şüphesiz ki biz Sana yöneldik. Dedi ki: «Azabımı dilediğime isabet ettiririm, rahmetim ise her şeyi kapsamıştır onu korkup sakınanlara, zekâtı verenlere ve bizim ayetlerimize iman edenlere yazacağım.»
Ümit Şimşek : 'Bize bu dünyada da, âhirette de güzellik yaz. Biz Senin yolunu tuttuk.' Allah buyurdu ki: Ben azabı dilediğime veririm. Rahmetim ise herşeyi kaplamıştır; onu da sakınanlara, zekâtı veren ve âyetlerimize iman edenlere yazacağım.
Yaşar Nuri Öztürk : "Bize hem bu dünyada güzellik yaz hem de ahirette. Dönüp dolaşıp sana geldik." Buyurdu ki: "Azabıma dilediğimi çarptırırım. Rahmetime gelince, o herşeyi çepeçevre kuşatmıştır. Ben onu; sakınıp korunanlara, zekatı verenlere, ayetlerimize inananlara yazacağım."
Kaynak : İmam İskender Ali Mihr
Tür : Diğer Tarih : 1.11.2018
[ Tüm yazılara ulaşmak için burayı tıklayınız. ]

1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 47, 48, 49, 50, 51, 52, 53, 54, 55, 56, 57, 58, 59, 60, 61, 62, 63, 64, 65, 66, 67, 68, 69, 70, 71, 72, 73, 74, 75, 76, 77, 78, 79, 80, 81, 82, 83, 84, 85, 86, 87, 88, 89, 90, 91, 92, 93, 94, 95, 96, 97, 98, 99, 100, 101, 102, 103, 104, 105, 106, 107, 108, 109, 110, 111, 112, 113, 114, 115, 116, 117, 118, 119, 120, 121, 122, 123, 124, 125, 126, 127, 128, 129, 130, 131, 132, 133, 134, 135, 136, 137, 138, 139, 140, 141, 142, 143, 144, 145, 146, 147, 148, 149, 150, 151, 152, 153, 154, 155, 156, 157, 158, 159, 160, 161, 162, 163, 164, 165, 166, 167, 168, 169, 170, 171, 172, 173, 174, 175, 176, 177, 178, 179, 180, 181, 182, 183, 184, 185, 186, 187, 188, 189, 190, 191, 192, 193, 194, 195, 196, 197, 198, 199, 200, 201, 202, 203, 204, 205206

Sure Adına Göre Sırala

 

 

 

 

Sayfa Ziyaret Sayacı
109.737