A'RÂF-58

Anasayfa » A'RÂF Suresi » A'RÂF-58
share on facebook  tweet  share on google  print  

A'RÂF-58

"A'RÂF Suresi" için, toplam 1 sonuç arasından 1 - 1 arası sonuçlar

<<<<<7/A'RÂF-58>>>>>

Bismillâhirrahmânirrahîm

وَالْبَلَدُ الطَّيِّبُ يَخْرُجُ نَبَاتُهُ بِإِذْنِ رَبِّهِ وَالَّذِي خَبُثَ لاَ يَخْرُجُ إِلاَّ نَكِدًا كَذَلِكَ نُصَرِّفُ الآيَاتِ لِقَوْمٍ يَشْكُرُونَ

Vel beledut tayyibu yahrucu nebâtuhu bi izni rabbih(rabbihi), vellezî habuse lâ yahrucu illâ nekidâ(nekiden), kezâlike nusarriful âyâti li kavmin yeşkurûn(yeşkurûne).

Ve güzel belde (toprağı verimli ülke), Rabbinin izniyle nebatı çıkarır. Ve kötü (verimsiz, çorak) olan ise, faydasız, kıt bitkilerden başka bir şey çıkarmaz. İşte böylece şükreden bir kavme âyetlerimizi açıklıyoruz.  
1. ve el beledu : ve şehir, belde
2. et tayyibu : temiz
3. yahrucu : çıkar (çıkarır)
4. nebâtu-hu : onun bitkisi, nebatı
5. bi izni rabbihi : Rabbinin izni ile
6. ve ellezî habuse : ve kötü olan ki
7. lâ yahrucu : çıkmaz
8. illâ : başka
9. nekiden : kıt mahsul, kavruk ot, faydasız bitki
10. kezâlike : işte bunun gibi
11. nusarrifu el âyâti : âyetleri açıklarız
12. li kavmin : bir kavim için, bir kavme
13. yeşkurûne : şükrederler

AÇIKLAMA

Bismillâhirrahmânirrahîm

Allahû Tealâ, toprağı iki cins olarak mütâlea ediyor:

1- Verimsiz, kavruk toprak.

2- Verimli (tayyib) toprak.

Tayyib, temiz güzel demektir. Eğer Allah'tan güzellik dilerseniz, o güzelliği elde etme yolunda Allah'ın emirlerine inkıyad ederseniz, o emirleri beklerseniz, onlara riayet etmek, daha güzele ulaşmak üzere Allahû Tealâ, size o güzel beldelerdeki yağmur gibi rahmetini gönderir. Rahmet, Türkçe'de aynı zamanda yağmur anlamına gelir. Rahmetin görüntüsü, yağmurun aynısıdır. Kesintili bir biçimde yağmur damlaları aşağıya doğru inerler.

Öyleyse kendinizi hangi şartlara göre hazırlarsanız, o şartlara göre Allah size verir. Üzerinize yıldırımlar çekmek, kötülükler yapmak istiyorsanız yapabilirsiniz. Bunun karşılığında üzerinize yıldırımları alırsınız, sağanak halinde yağmur alırsınız. Var olan toprağınızı da götürür. Allahû Tealâ diyor ki: “Biz yıldırımlar da indiririz, şimşekler de çaktırırız. Sağanak halinde yağmur gönderip, tarlanızın topraklarını bile alırız. Ya da siz, öyle bir insan olursunuz ki size yağmurun rahmetin en güzelini indiririm. Sizi (fizik vücudunuzu bir belde olarak kabul edin), tayyib belde yaparım.”

Herbir sözün Kur'ân-ı Kerim'de mutlaka manevî bir mânâsı da beraberinde gelir. Siz kendinizi verimsiz bir toprak haline de, Allah'ın bütün ni'metlerini üzerine çeken güzel, tayyib bir belde haline de getirebilirsiniz. Allah size yardım etmeye hazırdır. Kanunları gereğince neye lâyıksanız onu verir.

Liyâkat = Mükâfat

Neye lâyıksanız onun mükâfatını (yüz üzerinden yüz) Allahû Tealâ anında size verir. Ama lâyık olduğunuz şey tayyib ya da habis (kötü) bir şeydir. Tayyible (temiz) necis (pis) birbirinin karşıtlarıdır. Tayyib aynı zamanda iyi, güzel anlamlarını da içerir. Bu açıdan tayyibin tersi habis kelimesidir. (Kötü) anlamına gelir.

Habis insanlar vardır; başkalarına kötülük etmek için yaşarlar, hayatları öyle geçer. Tayyib insanlar vardır; başkalarına en güzelini vermek üzere yaşarlar, hayatlarını başkalarını mutlu etmeye adamışlardır.

Öyleyse siz, siz olun, Allah'ın yolunda en güzele ulaşın. En güzeli sizin olsun.

 

7/A'RÂF-58

Bismillâhirrahmânirrahîm

İmam İskender Ali Mihr : Ve güzel belde (toprağı verimli ülke), Rabbinin izniyle nebatı çıkarır. Ve kötü (verimsiz, çorak) olan ise, faydasız, kıt bitkilerden başka bir şey çıkarmaz. İşte böylece şükreden bir kavme âyetlerimizi açıklıyoruz.
Diyanet İşleri : (Toprağı) iyi ve elverişli beldenin bitkisi, Rabbinin izniyle bol ve bereketli çıkar. (Toprağı) kötü ve elverişsiz olandan ise, faydasız bitkiden başkası çıkmaz. Şükredecek bir toplum için biz âyetleri işte böyle değişik biçimlerde açıklıyoruz.
Abdulbaki Gölpınarlı : Temiz ülkenin nebatı, Rabbinin izniyle çıkar, çorak yerdense pek az bir mahsul elde edilir. İşte biz, şükreden topluluğa delillerimizi bu çeşit tekrar edip durmadayız.
Adem Uğur : Rabbinin izniyle güzel memleketin bitkisi (güzel) çıkar; kötü olandan ise faydasız bitkiden başka birşey çıkmaz. İşte biz, şükreden bir kavim için âyetleri böyle açıklıyoruz.
Ahmed Hulusi : Tayyib beldenin nebatı (o beldenin) Rabbinin izni ile (Bi - izni RabbiHİ) çıkar. . . Habisten ise, faydasız olandan başkası çıkmaz. . . İşte böyle, değerlendiren bir kavim için işaretleri evirip çevirip anlatıyoruz.
Ahmet Tekin : Yaratan, yetiştiren Rabbinin bilgisi, planı, iradesi dahilinde verimli toprakların, güzel arazinin bitkisi de güzel biter. Kötü ve verimsiz olan arazide de, faydasız, çer çöpten başka bir şey çıkmaz. İşte biz şükredecek bir kavim için inkârı mümkün olmayan kudreti ve örnek şeriatı anlatan âyetleri çok yönlü açıklıyoruz.
Ahmet Varol : Güzel bir beldenin bitkisi Rabbinin izniyle çıkar. Çoraklaşmış olan beldeden ise ancak çok zorlukla (veya yararsız) bitki çıkar. Şükreden bir topluluk için ayetleri işte böyle genişçe açıklarız.
Ali Bulaç : Güzel şehrin bitkisi, Rabbinin izniyle çıkar; kötü olandan ise kavruktan başkası çıkmaz. İşte biz, şükreden bir topluluk için ayetleri böyle çeşitli biçimlerde açıklıyoruz.
Ali Fikri Yavuz : Toprağı verimli olan güzel bir memleketin nebâtı, Rabbinin izniyle çıkar (ve yetişir) fena ve verimsiz olan bir yerin nebâtı ise çıkmaz; çıkan da bir şeye yaramaz. İşte âyetleri, şükredecek bir kavim için böyle açıklarız.
Bekir Sadak : Iyi toprak Rabbinin izniyle bitki verir, corak toprak kavruk bitki cikarir. sukredecek millet icin boylece ayetleri yerli yerince aciklariz. *
Celal Yıldırım : (Toprağı verimli) hoş memleketin bitkisi Rabbının izniyle (yeşerip) çıkar. Kötü yerin bitkisi ise işe yaramaz, çıksa da hayırsız çıkar. İşte şükreden bir millet için âyetlerimizi böylece açık seçik bildiririz.
Diyanet İşleri (eski) : İyi toprak Rabbinin izniyle bitki verir, çorak toprak kavruk bitki çıkarır. Şükredecek millet için böylece ayetleri yerli yerince açıklarız.
Diyanet Vakfi : Rabbinin izniyle güzel memleketin bitkisi (güzel) çıkar; kötü olandan ise faydasız bitkiden başka birşey çıkmaz. İşte biz, şükreden bir kavim için âyetleri böyle açıklıyoruz.
Edip Yüksel : İyi arazi, Rabbinin izniyle bitki verir. Kötü olanı ise, pek yararlı bir şey vermez. Şükreden bir topluluk için ayetleri böyle açıklarız
Elmalılı Hamdi Yazır : Hoş memleketin nebatı rabbının izniyle çıkar, fenasının ise çıkmaz, çıkan da bir şey'e yaramaz, şükredecek bir kavm için âyetleri böyle tasrif ederiz
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Güzel memleketin bitkisi, Rabbinin izniyle çıkar. Kötüsünün ise çıkmaz, çıkan da birşeye yaramaz. Biz, şükreden bir topluluğa ayetlerimizi böyle türlü şekillerle açıklıyoruz.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Güzel memleketin bitkisi, Rabbinin izniyle çıkar; kötü olandan ise yararsız bitkiden başka bir şey çıkmaz. İşte biz, şükreden bir toplum için âyetleri böyle açıklarız.
Fizilal-il Kuran : Verimli yöre, Allah'ın izni ile, ürünü cömertçe verir. Kıraç yöre ise cılız ürün verir. Biz şükredenler için ayetlerimizi böyle farklı açılardan açıklarız.
Gültekin Onan : Güzel şehrin bitkisi rabbinin izniyle çıkar; kötü olandan ise kavruktan başkası çıkmaz. İşte biz, şükreden bir topluluk için ayetleri böyle çeşitli biçimlerde açıklıyoruz.
Hasan Basri Çantay : (Toprağı verimli) güzel memleketin nebatı, Rabbinin izniyle (bol) çıkar. Fena olandan ise fâidesi pek az bir şeyden başkası çıkmaz. İşte şükredecek bir kavm için âyetleri böyle çeşidli olarak açıklarız.
Hayrat Neşriyat : (Toprağı) iyi olan beldeye gelince, onun bitkisi, Rabbinin izniyle, (güzel) çıkar. Kötü olanın ise ancak zor çıkar (çıksa da pek faydası olmaz). Şükredecek bir kavim için âyetleri böyle açıklıyoruz.
İbni Kesir : İyi ve temiz memleketin bitkisi; Rabbının izniyle çıkar. Kötü olandan ise; faydası çok az olandan başkası çıkmaz. Şükreden bir kavim için ayetleri işte böyle yerli yerince açıklarız.
Muhammed Esed : Bereketli toprak (gibi) ki, onun ekini, Rabbinin izniyle (bolluk içinde) fışkırır; oysa kötü toprağınki ancak cılız bir ekin verir. Şükreden bir topluluk(un yararlanması) için ayetlerimizi işte böyle çok yönlü olarak dile getiriyoruz!
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve temiz bir beldenin ekinleri Rabbinin izniyle çıkar (meydana gelir). Kötüsünün ise çıkmaz. Meğer ki külfetle, (meşakkatle) olsun. İşte Biz âyetleri şükreder bir kavim için böylece tekrar tekrar beyan ederiz.
Ömer Öngüt : Güzel olan beldenin bitkisi Rabbinin izniyle çıkar, kötü olan beldeden ise faydasız bitkiden başka bir şey çıkmaz. İşte biz şükreden bir topluluk için âyetleri böyle açıklıyoruz.
Şaban Piriş : Verimli bölgenin bitkisi Rabbinin izniyle bol çıkar. Verimsiz olandan ise faydası çok az bir şeyden başkası çıkmaz. Şükreden bir toplum için işte ayetleri böyle çeşitli şekillerde açıklıyoruz.
Suat Yıldırım : Toprağı verimli, güzel bir diyarın bitkisi, Rabbinin izniyle yeşerip çıkar.Çorak, verimsiz olan bir yerin bitkisi ise çıkmaz, çıkan da bir şeye yaramaz. İşte şükredecek kimseler için Biz, âyetleri böyle farklı üsluplarla tekrar tekrar açıklarız.
Süleyman Ateş : Güzel olan ülkenin bitkisi, Rabbinin izniyle çıkar; kötü olandan ise yararsız bitkiden başka bir şey çıkmaz. İşte biz, şükreden bir toplum için âyetleri böyle döndürüp (tekrar tekrar) açıklarız.
Tefhim-ul Kuran : Güzel şehrin bitkisi, Rabbinin izniyle çıkar; kötü olandan ise kavruktan başkası çıkmaz. İşte biz, şükreden bir topluluk için ayetleri böyle çeşitli biçimlerde açıklıyoruz.
Ümit Şimşek : Verimli beldenin bitkisi Rabbinin izniyle çıkar. Çorak beldeden ise birşey çıkmaz, çıksa da güçlükle ve pek az çıkar. Şükreden bir topluluk için âyetlerimizi böyle açıklıyoruz.
Yaşar Nuri Öztürk : Güzel ve temiz beldenin bitkisi Rabbinin izniyle çıkar. Pis ve çorak beldeden ise zararlı bitkiden başkası çıkmaz. Şükreden bir topluluk için ayetleri işte böyle çeşitli şekillerde sergiliyoruz.
Kaynak : İmam İskender Ali Mihr
Tür : Diğer Tarih : 3.11.2018
[ Tüm yazılara ulaşmak için burayı tıklayınız. ]

1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 47, 48, 49, 50, 51, 52, 53, 54, 55, 56, 57, 58, 59, 60, 61, 62, 63, 64, 65, 66, 67, 68, 69, 70, 71, 72, 73, 74, 75, 76, 77, 78, 79, 80, 81, 82, 83, 84, 85, 86, 87, 88, 89, 90, 91, 92, 93, 94, 95, 96, 97, 98, 99, 100, 101, 102, 103, 104, 105, 106, 107, 108, 109, 110, 111, 112, 113, 114, 115, 116, 117, 118, 119, 120, 121, 122, 123, 124, 125, 126, 127, 128, 129, 130, 131, 132, 133, 134, 135, 136, 137, 138, 139, 140, 141, 142, 143, 144, 145, 146, 147, 148, 149, 150, 151, 152, 153, 154, 155, 156, 157, 158, 159, 160, 161, 162, 163, 164, 165, 166, 167, 168, 169, 170, 171, 172, 173, 174, 175, 176, 177, 178, 179, 180, 181, 182, 183, 184, 185, 186, 187, 188, 189, 190, 191, 192, 193, 194, 195, 196, 197, 198, 199, 200, 201, 202, 203, 204, 205206

Sure Adına Göre Sırala

 

 

 

 

Sayfa Ziyaret Sayacı
109.761