ENFÂL-32

Anasayfa » ENFÂL Suresi » ENFÂL-32
share on facebook  tweet  share on google  print  

ENFÂL-32

"ENFÂL Suresi" için, toplam 1 sonuç arasından 1 - 1 arası sonuçlar

<<<<<8/ENFÂL-32>>>>>

Bismillâhirrahmânirrahîm

وَإِذْ قَالُواْ اللَّهُمَّ إِن كَانَ هَذَا هُوَ الْحَقَّ مِنْ عِندِكَ فَأَمْطِرْ عَلَيْنَا حِجَارَةً مِّنَ السَّمَاء أَوِ ائْتِنَا بِعَذَابٍ أَلِيمٍ

Ve iz kâlûllâhumme in kâne hâzâ huvel hakka min indike fe emtir aleynâ hıcâreten mines semâi evi'tinâ bi azâbin elîm(elîmin).

Ve onlar: “Allah'ım şâyet bu (Kur'ân-ı Kerim), o hak olan (Kitap), Senin indinden ise o zaman üzerimize semadan taş yağdır veya bize acı azabı getir.” demişlerdi.  

 

1. ve iz : ve olmuştu
2. kâlû allâhumme : onlar "Allah'ım" dediler
3. in : eğer, ise
4. kâne : idi, oldu
5. hâzâ : bu
6. huve el hakka : o hak, gerçek
7. min indi-ke : senin katından
8. fe emtir : o zaman yağdır
9. aleynâ : üzerimize
10. hıcâraten : taş
11. min es semâi : gökten, semadan
12. ev i'ti-nâ : veya bize getir
13. bi azâbin elîmin : acı azabı

AÇIKLAMA

Bismillâhirrahmânirrahîm

Kâfirler ve putperestler, şeytana tapanlar hep azabı istemişlerdir. Allahû Tealâ, böyle konularda bir kısım kavmi anında cezalandırmış, bir kısmının da cezasını geriye bırakmıştır. Peygamber Efendimiz (S.A.V) devrinde münafıkların, bu tarzda açık bir beyanları hiçbir zaman olmamıştır. İsrail kavmi, Hud kavmi, Lut kavmi konusunda Hz. Nuh, Hz. Musa zamanında da birçok cezayı, Allah'ın dîninin karşısında olan kâfirlerin hepsine Allahû Tealâ mutlaka ulaştırmıştır.

Allahû Tealâ'nın bir tek dîni vardır: Hz. İbrâhîm'in dîni olan hanif dîni. Hz. Musa da Hz. İsa da, Peygamber Efendimiz (S.A.V) de aynı dîni yaşamışlardır. Aynı özelliklerin sahibi olmuşlardır. Her peygamber zamanında aynı dîn mutlaka yaşanmış, sonra da insanlar tarafından adım adım unutulmuştur.

Son defa indirilen aynı dîn, Peygamber Efendimiz (S.A.V)'e aynı esasları öğretmiştir. Allahû Tealâ, Hz. İbrâhîm'in, Hz. Musa'nın, Hz. İsa'nın şeriatini aynen Peygamber Efendimiz (S.A.V)'e de şeriat yapmıştır. Hz. Musa'ya da Hz. İbrâhîm'in şeriatini şeriat olarak vermiş, Hz. İsa'ya da Hz. İbrâhîm'in şeriatini şeriat olarak vermiş, Peygamber Efendimiz (S.A.V)'e de Hz. İbrâhîm'in şeriatini vermiştir. Birbirleri arasında hiçbir farklılık yoktur ve karşılarına çıkanlar da genel anlamda Allahû Tealâ tarafından hep cezalandırılmışlardır.

8/ENFÂL-32

Bismillâhirrahmânirrahîm

İmam İskender Ali Mihr : Ve onlar: “Allah'ım şâyet bu (Kur'ân-ı Kerim), o hak olan (Kitap), Senin indinden ise o zaman üzerimize semadan taş yağdır veya bize acı azabı getir.” demişlerdi.
Diyanet İşleri : Hani onlar, “Ey Allah’ım, eğer şu (Kur’an) senin katından inmiş hak (kitap) ise hemen üzerimize gökten taş yağdır veya bize elem dolu bir azap getir” demişlerdi.
Abdulbaki Gölpınarlı : Hani Allah'ım demişlerdi, bu, senin katındansa ve gerçekse başımıza gökten taş yağdır, yahut da bize elemli bir azap ver.
Adem Uğur : Hani (o kâfirler) bir zaman da: Ey Allah'ım! Eğer bu Kitap senin katından gelmiş bir gerçekse üzerimize gökten taş yağdır, yahut bize elem verici bir azap getir! demişlerdi.
Ahmed Hulusi : Hani, "Ey Allâhım. . . Eğer bu senin indînden Hakk'ın kendisi ise, (o takdirde) gökten üstümüze taşlar yağdır! Yahut bize acı bir azap ver" demişlerdi.
Ahmet Tekin : Hani bir zaman da kâfirler:
'Allah’ım, eğer bu senin katından gelmiş hak bir kitapsa, üzerimize gökten taş yağdır, yahut bize can yakıp inleten müthiş bir ceza ver' demişlerdi.
Ahmet Varol : Bir zaman: 'Ey Allah'ım! Bu senin katından gönderilme bir gerçekse bizim üzerimize gökten taş yağdır veya bize acıklı bir azap gönder' demişlerdi.
Ali Bulaç : Bir de: "Ey Allah'ımız, eğer bu (Kur'an) bir gerçek olarak Senin katından ise, gökyüzünden üstümüze taş yağdır veya acı bir azab getir (bakalım)." demişlerdi.
Ali Fikri Yavuz : Bir vakit de, “- Ey Allah! Eğer bu senin tarafından gelmiş hak bir kitap ise, hemen üzerimize gökten taş yağdır, veya bize daha acıklı bir azap ver”, demişlerdi.
Bekir Sadak : «Allah'imiz! Eger bu Kitap, gercekten Senin katindan ise bize gokten tas yagdir veya can yakici bir azab ver» demislerdi.
Celal Yıldırım : Hani bir zaman da onlar, «Ey Allahımız ! Eğer bu Kur'ân hakikaten senden ise, üzerimize gökten taş yağdır veya bize acıklı bir azâb getir» demişlerdi.
Diyanet İşleri (eski) : 'Allah'ımız! Eğer bu Kitap, gerçekten Senin katından ise bize gökten taş yağdır veya can yakıcı bir azab ver' demişlerdi.
Diyanet Vakfi : Hani (o kâfirler) bir zaman da: Ey Allah'ım! Eğer bu Kitap senin katından gelmiş bir gerçekse üzerimize gökten taş yağdır, yahut bize elem verici bir azap getir! demişlerdi.
Edip Yüksel : Hatta, 'Rabbimiz, bu senden gelen bir gerçek ise, üstümüze gökten taşlar yağdır, veya başımıza acıklı bir azap getir,' diyorlardı.
Elmalılı Hamdi Yazır : Bir vakıt da ey Allah, eğer bu, senin tarafından gelmiş hak kitâb ise durma üzerimize gökten taşlar yağdır veya bize daha elîm bir azâb ver demişlerdi
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Bir zaman da onlar: «Ey Allah, eğer senin tarafından gelmiş bir hak kitap ise, durma üzerimize gökten taşlar yağdır veya bize daha acı bir azap ver!» demişlerdi.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Bir vakit de, «Ey Allah, eğer bu Senin katından gelmiş bir hak kitap ise, hiç durma üstümüze gökten taşlar yağdır veya bize daha acı bir azap ver» demişlerdi.
Fizilal-il Kuran : Hani onlar «Allah'ımız, eğer bu Kur'an senin tarafından gönderilmiş gerçek bir kitap ise, başımıza gökten taş yağdır ya da bizi acıklı bir azaba çarptır» dediler.
Gültekin Onan : Bir de: "Ey Tanrı'mız, eğer bu (Kuran) bir gerçek olarak Senin katından ise, gökyüzünden üstümüze taş yağdır veya acı bir azab getir (bakalım)" demişlerdi.
Hasan Basri Çantay : Hani bir zaman da: «Ey Allah, eğer bu, Senin katından (gelmiş) hak (kitâb) ın kendisi ise durma bizim üstümüze gökden taş yağdır, yahud bize (daha) acıklı bir azâb getir» demişlerdi.
Hayrat Neşriyat : Bir vakit de: 'Ey Allah! Eğer bu (Kur’ân), senin katından hak (bir Kitab) ise, haydi üzerimize gökten taş yağdır veya bize elemli bir azab getir!' demişlerdi.
İbni Kesir : Hani demişlerdi ki: Ey Allah'ımız; eğer bu, gerçekten Senin katından ise; bize gökten taş yağdır, yahut acıklı bir azab getir.
Muhammed Esed : Ve bir de şöyle derlerdi: "Ey Allahımız, eğer bu gerçekten Senin katından (indirilen) hakkın kendisi ise, o zaman gökten taş yağdır başımıza, yahut (daha) can yakıcı bir azap çıkar karşımıza!"
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve bir vakit dediler ki: «Ey Allah! Eğer senin tarafından hak olan bu ise hemen üzerimize gökten taşlar yağdır ve bize pek elemli bir azap getir.»
Ömer Öngüt : Hani bir zaman da onlar: “Ey Allah'ım! Eğer bu kitap gerçekten senin katından ise üzerimize gökten taş yağdır veya bize acıklı bir azap getir. ” demişlerdi.
Şaban Piriş : “Ve Allah’ım, eğer bu senin yanından gelmiş gerçekse başımıza gökten taş yağdır, yahut bize acı bir azap ver!”
Suat Yıldırım : Hani bir zaman da onlar: "Ya Rabbî, eğer bu Kur’ân senin tarafından gelmiş hak bir kitap ise hemen üzerimize gökten taş yağdır, yahut bize acı bir azap ver!" demişlerdi.
Süleyman Ateş : Ve: "Allâh'ım, eğer bu, senin yanından gelmiş gerçekse başımıza gökten taş yağdır, yahut bize acı bir azâb getir!" demişlerdi.
Tefhim-ul Kuran : Bir de: «Ey Allah'ımız, eğer bu (Kur'an) bir gerçek olarak Senin katından ise, gök yüzünden üstümüze taş yağdır veya acıklı bir azab getir (bakalım) .» demişlerdi.
Ümit Şimşek : Bir vakit de onlar 'Ey Allah, eğer bu Kur'ân Senin katından gelen hak kitap ise, üzerimize gökten taş yağdır veya bize acı bir azap ver' demişlerdi.
Yaşar Nuri Öztürk : Şunu da söylemişlerdi: "Allahımız! Eğer bu, senin katından gelmiş gerçeğin kendisiyse, gökten üstümüze taş yağdır. Yahut bize korkunç bir azap musallat et."
Kaynak : İmam İskender Ali Mihr
Tür : Diğer Tarih : 3.11.2018
[ Tüm yazılara ulaşmak için burayı tıklayınız. ]

1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 47, 48, 49, 50, 51, 52, 53, 54, 55, 56, 57, 58, 59, 60, 61, 62, 63, 64, 65, 66, 67, 68, 69, 70, 71, 72, 73, 7475

Sure Adına Göre Sırala

 

 

 

 

Sayfa Ziyaret Sayacı
40.006