TEVBE-52

Anasayfa » TEVBE Suresi » TEVBE-52
share on facebook  tweet  share on google  print  

TEVBE-52

"TEVBE Suresi" için, toplam 1 sonuç arasından 1 - 1 arası sonuçlar

<<<<<9/TEVBE-52>>>>>

Bismillâhirrahmânirrahîm

قُلْ هَلْ تَرَبَّصُونَ بِنَا إِلاَّ إِحْدَى الْحُسْنَيَيْنِ وَنَحْنُ نَتَرَبَّصُ بِكُمْ أَن يُصِيبَكُمُ اللّهُ بِعَذَابٍ مِّنْ عِندِهِ أَوْ بِأَيْدِينَا فَتَرَبَّصُواْ إِنَّا مَعَكُم مُّتَرَبِّصُونَ

Kul hel terabbesûne binâ illâ ıhdel husneyeyn(husneyeyni) ve nahnu neterabbesu bikum en yusîbekumullâhu bi azâbin min indihî ev bi eydînâ, fe terabbasû innâ meakum muterabbisûn(muterabbisûne).

De ki: “Bizim için iki güzelliğin birinden başkasını mı bekliyorsunuz? Ve biz (de) Allah'ın, O'nun katından veya bizim elimizle size bir azap isabet ettirmesini bekliyoruz. Artık siz (de) bekleyin! Muhakkak ki; biz de sizinle beraber bekleyenleriz.  

 

1. kul : de ki
2. hel terabbesûne : bekliyor musunuz, ... mı bekliyorsunuz
3. binâ : bizim ile, bize, bizim için
4. illâ : ...'den başka
5. ıhdâ el husneyeyni : iki güzellikten birisi
6. ve nahnu : ve biz
7. neterabbesu : bekliyoruz
8. bi-kum : size
9. en yusîbe-kum allâhu : Allah'ın size isabet ettirmesi
10. bi azâbin : bir azabı
11. min indi-hi : onun indinden
12. ev : veya
13. bi eydî-nâ : bizim elimizle
14. fe terabbasû : artık bekleyin
15. innâ : muhakkak ki biz
16. mea-kum : sizlerle birlikte
17. muterabbisûne : bekleyenler

AÇIKLAMA

Bismillâhirrahmânirrahîm

Peygamber Efendimiz (S.A.V) ve sahâbe için sadece iki güzellik vardır:

      1- Savaşta şehit olmak, Allah'ın göklerinin ordularına katılmak.

    2- Gazayı savaşı hayatta iken bitirerek gazi olmak.

Her ikisi de Allah'ın elindedir. Allah; neyi, nasıl dilerse öyle yapar ve her zaman dilediğini mutlaka gerçekleştirir. Allah, herşeye kaadirdir. Her güzellik, Allah'a aittir.

Allah, kâfirlere ya direkt olarak veya İslâm ordusu eliyle bir musîbet isabet ettirir. Her ikisi de Allah'ın takdiridir. Allah, gökten meleklerini indirir veya bir sesle, bir fırtına ile, bir yağmurla, bir zelzele ile insanları mahveder. Savaşta, zaferin sadece Allah'ın talebi üzerine gerçekleştirildiğini bu âyet, son derece net olarak ifade etmektedir. Ya direkt Allah'ın eliyle veya sahâbenin eliyle bir yenilgi tattırır. Sahâbeyi, Allahû Tealâ vasıta olarak kullanır. Allah'ın dostlarına ise zaferi nasip eder. Ve Allah, düşmanlarına bu dünyada da öbür dünyada da (cehennem) mutlaka bir azap yaşatır. Bunu iki şekilde yaşatır. İnsanları kullanmadan sünnetullahı ile bir zarar dokundurur veya Allah'ın dostlarını vasıta olarak kullanır, insanlara bu negatif sonuçları ulaştırır.

Her halükârda Allah'ın dostu olmak başka, Allah'ın düşmanı olmak başka şeydir.

Allah'ın düşmanları, neden yenildiklerini bir türlü anlayamazlar. “Biz onlardan kuvvetliyiz, silâhımız çok, onları bir kaşık suda boğarız.” diyenler, bakarsınız, yenilmişlerdir.

İşte Barbaros Hayrettin Paşa ve Preveze Deniz Zaferi... Andrea Doria'nın gemileri; yüksek bordolu ve rüzgârı arkadan alıyorlar. Asker sayısı da Barbaros Hayrettin Paşa'nın askerinin 3 katı.

Ve Barbaros Hayrettin Paşa sabaha kadar uyumuyor. Allahû Tealâ'dan talepte bulunuyor. “Yarabbi, ben cihangirlik için insanları şan olsun, zafer olsun diye öldürmem. Bunu biliyorsun. Eğer böyle yapıyorsam emanetini şimdi almanı dilerim. Ama eğer öyle değilsem, Senin için yaşıyorsam, Senin rızan için ve Senin şanın için savaş veriyorsam; öyleyse Yarabbi, bana zafer nasip kıl.”

Ve Allahû Tealâ, “Gemilerin bordolarına; Allah, rüzgârı dilediği zaman başka istikametten estirir, âyet-i kerimesini yazın.” buyuruyor. Ve yazıyorlar.

Andrea Doria tedirgin. Ve arkadaşları: “Neden tedirginsin? Senin askerlerin onun 3 katı, gemilerin yüksek bordalı ve rüzgârı arkadan alıyorsun, onları bir kaşık suda boğar, mahvedersin.” dediklerinde:

“Siz, onları tanımıyorsunuz. Onlar ölüme koşa koşa giderler. Şehit olmak diye bir şey var. Ne olduğunu hâlâ anlayabilmiş değilim. Ama bu adamlar, düğüne gider gibi ölüme gidiyor.” diyor.

Allahû Tealâ'nın indinde, öğleden sonraya kadar rüzgâr hep Andrea Doria'ya yardım ediyor. Osmanlı donanması büyük zayiat veriyor. Pekçok leventimiz şehit oluyor. Ama ikindiye doğru rüzgâr değişiyor, ne olacaksa ondan sonra oluyor. Ve Allah'ın yardımı Osmanlı donanmasının üzerinde olduğu için Barbaros Hayrettin Paşa akşama doğru düşmanı yeniyor.

İşte Allah'ın yardımı üzerinde olduğu sürece Osmanlı, zaferden zafere koşmuştur.

Öyleyse Allahû Tealâ, Barbaros Hayrettin Paşa'nın leventleri eliyle düşmanı cezalandırmıştır. Burada da aynı şey söz konusudur.

 

9/TEVBE-52

Bismillâhirrahmânirrahîm

İmam İskender Ali Mihr : De ki: “Bizim için iki güzelliğin birinden başkasını mı bekliyorsunuz? Ve biz (de) Allah'ın, O'nun katından veya bizim elimizle size bir azap isabet ettirmesini bekliyoruz. Artık siz (de) bekleyin! Muhakkak ki; biz de sizinle beraber bekleyenleriz.
Diyanet İşleri : De ki: “Bizim için siz, (şehitlik veya zafer olmak üzere) ancak iki güzellikten birini bekleyebilirsiniz. Biz de, Allah’ın kendi katından veya bizim ellerimizle size ulaştıracağı bir azabı bekliyoruz. Haydi bekleyedurun. Şüphesiz biz de sizinle birlikte beklemekteyiz.”
Abdulbaki Gölpınarlı : De ki: Bizim ya gazi yahut şehît olmamızdan, o iki güzel âkibetten birine uğramamızdan başka bir şey mi gözetmedesiniz? Ve biz de sizin ya Allah katından, yahut da bizim elimizle, bizim tarafımızdan bir azâba uğramanızı gözleyip beklemedeyiz. Haydi siz gözetleyedurun, biz de sizinle berâber gözetlemekteyiz.
Adem Uğur : De ki: Siz bizim için ancak iki iyilikten birini beklemektesiniz. Biz de, Allah'ın, ya kendi katından veya bizim elimizle size bir azap vermesini bekliyoruz. Haydi bekleyin; şüphesiz biz de sizinle beraber beklemekteyiz.
Ahmed Hulusi : De ki: "İki güzellikten (ganimet veya şehîd olmak) hangisi gelecek diye mi bizi izliyorsunuz? Biz de, Allâh'ın, kendi indînden (içinizden, hastalık vs. ) yahut bizim ellerimiz olarak bir azap vermesini bekliyoruz. . . O hâlde umutla bekleyin (başımıza gelmesini istediğinizi); biz de sizinle beraber bekleyenleriz. "
Ahmet Tekin : 'Siz, bizim için, ancak iki iyilikten, zafer veya şehadetten birini beklemektesiniz. Biz de, Allah’ın, ya kendi katından veya bizim ellerimizle size bir ceza vermesini bekliyoruz. Haydi bekleyin. Biz de sizinle beraber beklemekteyiz.' de.
Ahmet Varol : De ki: 'Siz bize iki iyilikten biri dışında bir şeyin gelmesini mi bekliyorsunuz? [5] Bizse Allah'ın ya kendi katından veya bizim ellerimizle sizi bir azaba uğratmasını bekliyoruz. Haydi bekleyin, biz de sizinle birlikte beklemekteyiz!'
Ali Bulaç : De ki: "Siz bizim için iki güzellikten (şehidlik veya zaferden) birinin dışında başkasını mı bekliyorsunuz? Oysa biz de, Allah'ın ya kendi katından veya bizim elimizle size bir azab dokunduracağını bekliyoruz. Öyleyse siz bekleyedurun, kuşkusuz biz de sizlerle birlikte bekleyenleriz."
Ali Fikri Yavuz : Münafıklara şöyle de: “- Siz bize, ancak iki güzelliğin (zafer ile şehitliğin) birini gözetleyip bekliyorsunuz. Biz ise, Allah’ın kendi tarafından veya bizim elimizle size bir azab indirmesini gözetliyoruz. Haydi bekleyin durun, biz de sizinle beraber gözetleyeciyiz. “
Bekir Sadak : De ki: «Bize iki iyiden, gazilik ve sehidlikten baska bir seyin gelmesini mi bekliyorsunuz? Oysa biz Allah'in kendi katindan veya elimizle, sizi bir azaba ugratmasini bekliyoruz. Bekleyiniz, dogrusu biz de sizinle birlikte beklemekteyiz.»
Celal Yıldırım : De ki: Bizim hakkımızda bekleyedurduğunuz, gözetleyip beklediğiniz, iki iyilikten başkası mıdır ? (Yo gazi, ya da şehîd olmak). Biz de Allah'ın kendi tarafından veya bizim elimizle size bir azâb dokunduracağını bekliyoruz. Siz de bekleyin ; doğrusu biz de sizinle beraber beklemekteyiz.
Diyanet İşleri (eski) : De ki: 'Bize iki iyiden, gazilik ve şehidlikten başka bir şeyin gelmesini mi bekliyorsunuz? Oysa biz Allah'ın kendi katından veya elimizle, sizi bir azaba uğratmasını bekliyoruz. Bekleyiniz, doğrusu biz de sizinle birlikte beklemekteyiz.'
Diyanet Vakfi : De ki: Siz bizim için ancak iki iyilikten birini beklemektesiniz. Biz de, Allah'ın, ya kendi katından veya bizim elimizle size bir azap vermesini bekliyoruz. Haydi bekleyin; şüphesiz biz de sizinle beraber beklemekteyiz.
Edip Yüksel : De ki: 'Biz sizin için, ALLAH'ın, ya kendi tarafından veya bizim elimizle sizi cezalandırmasını umarken siz bizim için ancak iki güzelden birini (gazilik veya şehitlik) umabilirsiniz. Umutla bekleyin, biz de umutla bekliyoruz.
Elmalılı Hamdi Yazır : De ki: siz, bize ancak iki güzelliğin birini gözetebilirsiniz, biz ise size Allahın kendi tarafından veya bizim ellerimizle bir azâb indirmesini gözetiyoruz, onun için gözetin çünkü biz beraberinizde gözetiyoruz
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : De ki: «Siz, bizim için ancak iki güzel şeyden birini bekleyebilirsiniz. Biz ise size, Allah'ın kendi katından veya bizim elimizle bir azap indirmesini bekliyoruz. O halde bekleyin, biz de sizinle birlikte bekliyoruz!»
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : De ki: «Siz bizde iki güzelliğin (zafer veya şehitliğin) birinden başkasını mı gözetirsiniz? Biz ise size Allah'ın kendi katından veya bizim elimizle bir azap indirmesini gözetiyoruz. Haydi siz gözetedurun, biz de sizinle beraber gözetmekteyiz.»
Fizilal-il Kuran : De ki; «Bizim için beklediğiniz sonuç iki iyiden, yani zaferden veya şehit düşmekten biri değil mi? Biz ise Allah'ın sizi ya doğrudan doğruya kendi tarafından ya da bizim elimizle azaba uğratmasını bekliyoruz. Bekleyiniz bakalım, biz de sizinle birlikte bekliyoruz.»
Gültekin Onan : De ki: "Siz bizim için iki güzellikten (şehidlik veya zaferden) birinin dışında başkasını mı bekliyorsunuz? Oysa biz de, Tanrı'nın ya kendi katından veya bizim elimizle size bir azab dokunduracağını bekliyoruz. Öyleyse siz bekleyedurun, kuşkusuz biz de sizlerle birlikte bekleyenleriz."
Hasan Basri Çantay : De ki: «Siz bizde iki güzelliğin birinden başkasını mı gözetiyorsunuz? Halbuki biz Allahın size ya kendi katından, yahud bizim elimizle bir azâb getireceğini bekliyoruz. Haydi siz (bizim akıbetimizi) gözetleye durun, biz de sizinle beraber (kendi feci' akıbetlerinizi) bekleyiciyiz».
Hayrat Neşriyat : De ki: '(Siz) bizim için iki iyiliğin (zafer veya şehâdetin) birinden başkasını mı bekliyorsunuz? Biz ise sizin için, Allah’ın ya kendi katından veya bizim ellerimizle size bir azab vermesini bekliyoruz. Öyleyse bekleyin, doğrusu biz de (Allah’ın size nasıl muâmele edeceğini görmek üzere) sizinle berâber bekleyicileriz!'
İbni Kesir : De ki: Bize iki güzelliğin birinden başka bir şeyin gelmesini mi bekliyorsunuz? Halbuki biz, Allah'ın kendi katından veya bizim elimizle size bir azab getireceğini bekliyoruz. Öyleyse bekleyin, doğrusu biz de sizinle beraber bekleyenlerdeniz.
Muhammed Esed : De ki: "Bize (olması mümkün) iyiler iyisi iki şeyden birisi değil de, ille de (kötü) bir şey olmasını mı umup gözlüyorsunuz? Fakat, bilin ki, sizin kadar biz de gözlüyoruz, Allahın (ya) kendi katından ya da bizim elimizle sizi bir azaba uğratmasını! O halde, umutla gözleyin; bilin ki, biz de sizinle birlikte gözleyeceğiz!"
Ömer Nasuhi Bilmen : De ki: «Siz bizim hakkımızda iki güzellikten birinden başkasını mı beklersiniz? Ve bizler ise size Cenâb-ı Hakk'ın katından veya bizim ellerimizle bir azabın isabetini bekliyoruz. Artık bekleyiniz. Biz de sizinle beraber bekleyicileriz.»
Ömer Öngüt : De ki: “Siz bize iki güzellikten başka bir şeyin gelmesini mi bekliyorsunuz? Halbuki biz Allah'ın kendi katından veya bizim ellerimizle size bir azap getireceğini bekliyoruz. Öyleyse bekleyedurun. Biz de sizinle beraber bekleyenleriz. ”
Şaban Piriş : De ki: -Bize iki iyiden başka bir şeyin gelmesini mi bekliyorsunuz? Oysa biz, Allah’ın kendi katından veya bizim elimizle sizi bir azaba uğratmasını bekliyoruz. Bekleyin siz, biz de sizinle bekleyenleriz!
Suat Yıldırım : Münafıklara de ki: "Bizim hakkımızda bekleyip gözlediğiniz, iki güzel şeyden, yani zaferden veya şehid olmaktan başka bir şey midir?Biz ise Allah’ın, ya kendi tarafından veya bizim ellerimizle sizi azaba uğratmasını bekliyoruz. Bekleyin bakalım, biz de bekliyoruz!
Süleyman Ateş : De ki: "Bize yalnız iki iyilikten (ya gâzilik veya şehidlikten) birini gözetmiyor musunuz? Ama biz, Allâh'ın size ya kendi tarafından veya bizim ellerimizle bir azâb ulaştırmasını gözetiyoruz. Haydi gözetin, biz de sizinle beraber gözetenleriz."
Tefhim-ul Kuran : De ki: «Siz bizim için iki güzellikten (şehidlik veya zaferden) birinin dışında başkasını mı beklemektesiniz? Oysa biz de, Allah'ın ya kendi katından veya bizim elimizle size bir azab dokunduracağını beklemekteyiz. Öyleyse siz bekleyedurun, kuşkusuz biz de sizlerle birlikte bekleyenleriz.»
Ümit Şimşek : De ki: Bizim hakkımızda bekleyip durduğunuz şey, iki güzellikten biridir. Sizin hakkınızda bizim beklediğimiz şey ise, Allah'ın size bir azap göndermesidir-ya kendi katından, ya da bizim elimizle. Siz bekleyedurun; sizinle beraber biz de bekliyoruz.
Yaşar Nuri Öztürk : De ki: "Bizim için iki güzelliğin birinden başkasını mı bekliyorsunuz? Biz de size Allah'ın, kendi katından veya bizim ellerimizle bir azap çarptırmasını bekliyoruz. Artık bekleyin, sizinle beraber biz de bekliyoruz."
Kaynak : İmam İskender Ali Mihr
Tür : Diğer Tarih : 4.11.2018
[ Tüm yazılara ulaşmak için burayı tıklayınız. ]

1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 47, 48, 49, 50, 51, 52, 53, 54, 55, 56, 57, 58, 59, 60, 61, 62, 63, 64, 65, 66, 67, 68, 69, 70, 71, 72, 73, 74, 75, 76, 77, 78, 79, 80, 81, 82, 83, 84, 85, 86, 87, 88, 89, 90, 91, 92, 93, 94, 95, 96, 97, 98, 99, 100, 101, 102, 103, 104, 105, 106, 107, 108, 109, 110, 111, 112, 113, 114, 115, 116, 117, 118, 119, 120, 121, 122, 123, 124, 125, 126, 127, 128129

Sure Adına Göre Sırala

 

 

 

 

Sayfa Ziyaret Sayacı
70.217