TEVBE-22

Anasayfa » TEVBE Suresi » TEVBE-22
share on facebook  tweet  share on google  print  

TEVBE-22

"TEVBE Suresi" için, toplam 1 sonuç arasından 1 - 1 arası sonuçlar

<<<<<9/TEVBE-22>>>>>

Bismillâhirrahmânirrahîm

خَالِدِينَ فِيهَا أَبَدًا إِنَّ اللّهَ عِندَهُ أَجْرٌ عَظِيمٌ

Hâlidîne fîhâ ebedâ(ebeden), innallâhe indehû ecrun azîm (azîmun).

(Onlar), orada ebedî (sonsuz) kalıcıdırlar. Muhakkak o Allah ki; O'nun katında, ecrul azîm (büyük bir ecir, bedel) vardır.  
1. hâlidîne : kalacak olanlardır
2. fî hâ : onun içinde, orada
3. ebeden : ebediyen, ebedî
4. inne allâhe : muhakkak ki Allah
5. inde-hu : onun katında
6. ecrun : bir ecir, ücret, bedel
7. azîmun : azîm, büyük

AÇIKLAMA

Bismillâhirrahmânirrahîm

Bütün sahâbe hazzül azîmin, ecrul azîmin, fevz-ül azîmin sahibidir. İster muhacirîn olsun, ister ensar olsun, her hâlükârda bütün sahâbe; kendisine tâbî olunan, irşad makamının, hakka tukatihi takvanın, bihakkın takvanın, Hakku'l yakînin sahipleridir ve Allah'ı görenlerdir:

9/TEVBE-100: Ves sâbikûnel evvelûne minel muhâcirîne vel ensâri vellezînettebeûhum bi ıhsânin radıyallâhu anhum ve radû anhu ve eadde lehum cennâtin tecrî tahtehel enhâru hâlidîne fîhâ ebedâ(ebeden), zâlikel fevzul azîm(azîmu).

O sabikûn-el evvelîn (evvelki hayırlarda yarışanlardan salâh makamında iradesini Allah'a teslim ederek irşada memur ve mezun kılınanlar): Onların bir kısmı muhacirînden (Mekke'den Medine'ye göç edenlerden) bir kısmı ensardan (Medine'deki yardımcılardan) ve bir kısmı da onlara (ensar ve muhacirîne) ihsanla tâbî olanlardandı. (Sahâbe irşad makamına sahip oldukları için onlara tâbî olundu). Allah, onlardan razı ve onlar da O'ndan (Allah'tan) razıdır. Onlara Allah, altlarından ırmaklar akan cennetler hazırladı ve orada ebediyyen kalacaklardır. İşte bu, en büyük (azîm) mükâfattır.

Allah'ın en büyük 3 tane ni'meti vardır. Sahâbe hepsine ehil ve lâyık olmuştur.

Sahâbe, hazzül azîmin; daha ötesi olmayan, hazların sonsuzunun sahipleridir:

41/FUSSİLET-35: Ve mâ yulakkâhâ illellezîne saberû, ve mâ yulakkâhâ illâ zû hazzın azîm(azîmin).

Ona (kötülüğü iyilikle karşılama hasletine), sabredenlerden ve hazzul azîm (en büyük haz) sahiplerinden başkası ulaştırılmaz.

Sahâbe, ecrul azîmin; ücretlerin, ecirlerin azîm olanının, en çoğunun sahipleridir:

48/FETİH-29: Muhammedun resûlullâh(resûlullâhi), vellezîne meahû eşiddâu alel kuffâri ruhamâu beynehum terâhum rukkean succeden yebtegûne fadlen minallâhi ve rıdvânen sîmâhum fî vucûhihim min eseris sucûd(sucûdi), zâlike meseluhum fît tevrât(tevrâti), ve meseluhum fîl incîl(incîli), ke zer’in ahrece şat’ehu fe âzerehu festagleza festevâ alâ sûkıhî yu’cibuz zurrâa, li yagîza bihimul kuffâr(kuffâra), vaadallâhullezîne âmenû ve amilûs sâlihâti minhum magfireten ve ecren azîmâ(azîmen).

Allah'ın Resûl'ü Hz. Muhammed (S.A.V) ve O'nunla beraber olanlar, kâfirlere karşı çok şiddetli; kendi aralarında çok merhametlidirler. Onları rükû ederken, secde ederken ve Allah'dan fazl ve rıza isterken görürsün. Onların alâmetleri yüzlerindeki secde izleridir. İşte bunlar, onların Tevrat'taki ve İncil'deki vasıflarıdır. Filizini çıkaran sonra onu kuvvetlendiren, böylece kalınlaşan, sonunda gövdesi üzerinde yükselen, çiftçilerin hoşuna giden ekin gibidir. Onlarla kâfirleri öfkelendirmek içindir. Ve Allah, onlardan âmenû olanlara (Allah'a ulaşmayı dileyenlere) ve salih amel (nefs tezkiyesi) yapanlara mağfiret ve büyük ecir vaadetti.

Sahâbe, fevz-ül azîmin; fevzlerin, mükâfatların en büyüğünün sahibidir (Tevbe-100).

 

9/TEVBE-22

Bismillâhirrahmânirrahîm

İmam İskender Ali Mihr : (Onlar), orada ebedî (sonsuz) kalıcıdırlar. Muhakkak o Allah ki; O'nun katında, ecrul azîm (büyük bir ecir, bedel) vardır.
Diyanet İşleri : Onlar orada ebedî kalacaklardır. Şüphesiz, Allah katında büyük bir mükâfat vardır.
Abdulbaki Gölpınarlı : Orada ebedî kalırlar. Şüphe yok ki pek büyük mükâfât, Allah katındadır.
Adem Uğur : Onlar orada ebedî kalacaklardır. Şüphesiz ki Allah katında büyük mükâfat vardır.
Ahmed Hulusi : Onlar orada sonsuza dek kalırlar. . . Allâh ki, çok büyük mükâfat O'nun indîndedir!
Ahmet Tekin : Onlar orada ebedî yaşarlar. Kesinlikle büyük mükâfatlar Allah katındadır.
Ahmet Varol : Orada sonsuza kadar kalıcıdırlar. Muhakkak ki büyük ecir Allah katındadır.
Ali Bulaç : Onda ebedi kalıcıdırlar. Şüphesiz Allah, büyük mükafaat katında olandır.
Ali Fikri Yavuz : Onlar, cennetlerde ebedî olarak kalıcıdırlar. Muhakkak ki, en büyük mükâfat Allah katındadır.
Bekir Sadak : (21-22) Rableri onlara katindan bir rahmet, hosnutluk ve icinde tukenmez nimetler bulunan cennetleri mujdeler. Dogrusu buyuk ecir Allah katindadir.
Celal Yıldırım : Onlar orada devamlı kalıcılardır. Şüphesiz ki en büyük mükâfat Allah katındadır.
Diyanet İşleri (eski) : (21-22) Rableri onlara katından bir rahmet, hoşnutluk ve içinde tükenmez nimetler bulunan cennetleri müjdeler. Doğrusu büyük ecir Allah katındadır.
Diyanet Vakfi : Onlar orada ebedî kalacaklardır. Şüphesiz ki Allah katında büyük mükâfat vardır.
Edip Yüksel : Orada ebedi kalıcılar. Büyük ödül ALLAH katındadır.
Elmalılı Hamdi Yazır : Ebedî kalmak üzere orada onlar, çünkü Allah, onun yanındadır ancak azîm bir ecir
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Sonsuza dek sürekli kalacaklar onlar orada; çünkü en büyük mükafat ancak Allah katındadır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Onlar orada ebedi kalırlar. Çünkü en büyük mükâfat Allah katındadır.
Fizilal-il Kuran : Onlar orada ebedi olarak kalacaklardır. Hiç şüphesiz büyük ödül Allah katındadır.
Gültekin Onan : Onda ebedi kalıcıdırlar. Şüphesiz Tanrı, büyük mükafaat katında olandır.
Hasan Basri Çantay : Onlar orada ebedî ve sermedî kalıcıdırlar. Çünkü Allah katında büyük ecir (ve mükâfatlar) vardır muhakkak.
Hayrat Neşriyat : (Onlar) orada ebedî olarak devamlı kalıcıdırlar. Şübhesiz ki (en) büyük mükâfât Allah katındadır.
İbni Kesir : Orada temelli kalıcıdırlar. Muhakkak ki Allah katında büyük mükafat vardır.
Muhammed Esed : İçlerinde ebediyyen yerleşip kalacakları (bahçelerle). Demek ki, katında en büyük ödülü koyan Allahtır!
Ömer Nasuhi Bilmen : (Onlar) Orada ebedîyyen bâki kalacaklardır. Şüphe yok ki, Allah Teâlâ'nın indinde pek büyük bir mükâfaat vardır.
Ömer Öngüt : Onlar orada ebedî kalacaklardır. Hiç şüphesiz ki Allah katında büyük bir mükâfat vardır.
Şaban Piriş : (21-22) Rab’leri onlara katından bir rahmet, hoşnutluk ve içinde tükenmez nimetler bulunan, içlerinde ebedi ve sürekli kalacakları cennetleri müjdeler! Doğrusu büyük mükafat Allah katındadır.
Suat Yıldırım : Onlar o cennetlerde ebediyyen kalacaklardır. Muhakkak ki en büyük mükâfat Allah’ın yanındadır.
Süleyman Ateş : Orada ebedi kalacaklardır. Şüphesiz büyük mükâfât Allâh katındandır!
Tefhim-ul Kuran : Onda ebedi kalıcıdırlar. Hiç şüphesiz Allah, büyük mükâfat katında olandır.
Ümit Şimşek : Onlar orada ebediyen kalacaklardır. Gerçekten de Allah katında pek büyük bir ödül vardır.
Yaşar Nuri Öztürk : Onlara orada sonsuza dek kalacaklardır. Hiç kuşkusuz, Allah'ın katında büyük bir ödül daha vardır.
Kaynak : İmam İskender Ali Mihr
Tür : Diğer Tarih : 4.11.2018
[ Tüm yazılara ulaşmak için burayı tıklayınız. ]

1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 47, 48, 49, 50, 51, 52, 53, 54, 55, 56, 57, 58, 59, 60, 61, 62, 63, 64, 65, 66, 67, 68, 69, 70, 71, 72, 73, 74, 75, 76, 77, 78, 79, 80, 81, 82, 83, 84, 85, 86, 87, 88, 89, 90, 91, 92, 93, 94, 95, 96, 97, 98, 99, 100, 101, 102, 103, 104, 105, 106, 107, 108, 109, 110, 111, 112, 113, 114, 115, 116, 117, 118, 119, 120, 121, 122, 123, 124, 125, 126, 127, 128129

Sure Adına Göre Sırala

 

 

 

 

Sayfa Ziyaret Sayacı
70.224