TEVBE-9

Anasayfa » TEVBE Suresi » TEVBE-9
share on facebook  tweet  share on google  print  

TEVBE-9

"TEVBE Suresi" için, toplam 1 sonuç arasından 1 - 1 arası sonuçlar

<<<<<9/TEVBE-9>>>>>

Bismillâhirrahmânirrahîm

اشْتَرَوْاْ بِآيَاتِ اللّهِ ثَمَنًا قَلِيلاً فَصَدُّواْ عَن سَبِيلِهِ إِنَّهُمْ سَاء مَا كَانُواْ يَعْمَلُونَ

İşterev bi âyâtillâhi semenen kalîlen fe saddû an sebîlih(sebîlihî),innehum sâe mâ kânû ya'melûn(ya'melûne).

Allah'ın âyetlerini az bir bedele sattılar. Böylece O'nun (Allah'ın) yolundan (insanları) men ettiler (Sıratı Mustakîm'e insanların ulaşmasına mani oldular). Muhakkak ki; onların yapmış oldukları kötü (fena) bir şey (muhakkak ki; onlar, kötü bir şey yapmış oldular).  
1. işterev : sattılar
2. bi âyâti allâhi : Allah'ın âyetlerini
3. semenen : bedel
4. kalîlen : az
5. fe saddû : böylece mani oldular, alıkoydular, men ettiler
6. an sebîli-hi : onun yolundan
7. inne-hum : muhakkak onlar
8. sâe : kötü, fena
9. : şey
10. kânû : oldular
11. ya'melûne : yapıyorlar

AÇIKLAMA

Bismillâhirrahmânirrahîm

"Allah'ın âyetlerinin az bir bedele satılması", insanların Sıratı Mustakîm'den men edilmesiyle sonuçlanıyor. Allah'ın vasiyeti, 4 tane teslimi içerir. Allahû Tealâ, bütün insanlara ruhlarını ölmeden evvel Allah'a ulaştırmalarını, fizik vücutlarını, nefslerini ve iradelerini Allah'a teslim etmelerini farz kılmıştır. Allahû Tealâ, burada birtakım âlimlerden; "Allah'ın âyetlerini az bir bedele satan insanlar" olarak bahsetmektedir. O devirde de bu insanların var olduğu kesinlik kazanıyor. Bütün devirlerde, Allah emrini vermiş, nebî (peygamber) resûller de, velî resûller de emri tebliğ etmişlerdir. Bütün devirlerde, her kavmin içinde Allah'ın resûlleri mutlaka vardır.

Görülüyor ki; 1400 sene evvel inen Kur'ân-ı Kerim'de, aslında Allahû Tealânın söyledikleri yeni bir şey değil. İslâm'ın karşısındakiler yahudiler ise onların da peygamberi aynı güzellikleri yaşadı. Onunla beraber olanların hepsi ruhlarını da, vechlerini de, nefslerini de, iradelerini de Allah'a teslim ettiler. İslâm'ın karşısındakiler hristiyanlar ise onların da Hz. İsa zamanındaki olayları da aynıydı. Onlar da ruhlarını, vechlerini, nefslerini ve iradelerini Allah'a teslim etmişlerdi. Ama Hz. İsa'dan 600, Hz. Musa'dan 1000 seneden daha fazla bir zaman sonra insanlar, kendi dînlerini, Allah'ın âyetlerini az bir bedele satanlar sebebiyle unutmuşlardır. Bu insanlar, Allah'ın indirdiği mukaddes kitaplarda, beyyinelerle ispat etmesine rağmen gene de hidayeti gizlemektedirler. İnsanların Sıratı Mustakîm'e ulaşmasını engellemektedirler:

2/BAKARA-159: İnnellezîne yektumûne mâ enzelnâ min el beyyinâti vel hudâ min ba’di mâ beyyennâhu lin nâsi fîl kitâbi, ulâike yel’anuhumullâhu ve yel’anuhumul lâinûn(lâinûne).

Muhakkak ki, beyyinelerden indirdiğimiz şeyleri ve hidayeti (ölmeden evvel ruhun Allah'a ulaştırılmasını) Kitap'ta insanlara açıklamamızdan sonra gizleyenlere, işte onlara, Allah lânet eder ve lânet ediciler de onlara lânet eder.

Sıratı Mustakîm üzerinden ruhlarını, vechlerini, nefslerini Allah'a teslim etmelerini engelliyorlar, gizliyorlar. Doğruyu biliyorlar; ama nefslerindeki o kibir afeti, doğruyu söylemelerine mani oluyor. Her devirde, insanlar arasında popüler olan, her konunun ileri gelenlerine Allahû Tealâ "sâdatlar" diyor. Bu sâdatlar, dînin de o sahadaki ileri gelenleridir:

33/AHZÂB-67: Ve kâlû rabbenâ innâ ata’nâ sâdetenâ ve kuberâenâ fe edallûnes sebîl(sebîlâ).

Ve cehennemde olanlar derler ki: "Yarabbi, muhakkak ki biz, sâdatlarımıza (dînde ileri gidenlerimize) ve küberamıza (büyüklerimize) itaat ettik. Ve böylece Senin yolundan (Sıratı Mustakîmi'nden) saptık."

33/AHZÂB-68: Rabbenâ âtihim dı’feyni minel azâbi vel anhum la’nen kebîrâ(kebîren).

Rabbimiz, onlara iki kat azap ver ve onları büyük bir lânetle lânetle.

Onlar Allah'ın âyetlerini az bir bedele satarak, yani nefslerini üstün çıkarmak için Allah'ın âyetlerini değiştirerek, mânâlarını farklı yorumlara tâbî tutarak, insanların ruhlarını Allah'a doğru yola çıkarmalarına engel olmuşlardır. Bu insanlar kâfirlerdir ve Allah'ın yolundan insanları saptırırlar. Onlar, uzak bir dalâlet içindedirler:

4/NİSÂ-167: İnnellezîne keferû ve saddû an sebîlillâhi kad dallû dalâlen baîdâ(baîden).

Muhakkak ki inkâr edenler ve Allah'ın yolundan alıkoyanlar (saptırmış olanlar), (mürşidlerine ulaşmadıkları için) uzak bir dalâletle sapmışlardır.

Uzak dalâlet içinde olanlar, Allah'a ulaşmayı dilemeyenlerden başka insanları Allah'ın yolundan men edenlerdir.

Bu âyet-i kerime, ruhu Allah'a ulaştırmanın farz kılındığı 12 tane âyet-i kerime ve Nisa-167, Ahzab-67,68, Bakara-159, Kehf-104,105, A'raf-146,147 ile illiyet rabıtası içindedir.

18/KEHF-104: Ellezîne dalle sa’yuhum fîl hayâtid dunyâ ve hum yahsebûne ennehum yuhsinûne sun’â(sun’an).

Onlar, dünya hayatında amelleri (çalışmaları) sapmış (kaybettikleri dereceler, kazandıkları derecelerden daha fazla) olanlardır. Ve onlar, güzel ameller işlediklerini zannediyorlar.

18/KEHF-105: Ulâikellezîne keferû bi âyâti rabbihim ve likâihî fe habitat a’mâluhum fe lâ nukîmu lehum yevmel kıyameti veznâ(veznen).

İşte onlar, Rab'lerinin âyetlerini ve O'na mülâki olmayı (ölmeden evvel ruhun Allah'a ulaşmasını) inkâr ettiler. Böylece onların amelleri heba oldu (boşa gitti). Artık onlar için kıyâmet günü mizan tutmayız.

7/A'RÂF-146: Seasrifu an âyâtiyellezîne yetekebberûne fîl ardı bi gayril hakkı ve in yerev kulle âyetin lâ yu’minu bihâ ve in yerev sebîler ruşdi lâ yettehızûhu sebîlen ve in yerev sebilel gayyi yettehızûhu sebîl(sebîlen), zâlike bi ennehum kezzebû bi âyâtinâ ve kânû anhâ gâfilîn(gâfilîne).

Yeryüzünde haksız yere kibirlenen kimseleri, âyetlerimizden çevireceğim. Bütün âyetleri görseler, ona inanmazlar. Eğer rüşd yolunu görseler, onu yol edinmezler. Ve gayy yolunu görseler, onu yol edinirler. Bu; onların, âyetlerimizi yalanlamaları ve ondan gâfil olmaları sebebiyledir.

7/A'RÂF-147: Vellezîne kezzebû bi âyâtinâ ve likâil âhireti habitat a’mâluhum, hel yuczevne illâ mâ kânû ya’melûn(ya’melûne).

Ve âyetlerimizi ve ahirete ulaşmayı (hayatta iken ruhun Allah'a ulaşmasını) inkâr eden kimselerin amelleri, heba oldu (boşa gitti). Onlar, yaptıklarından başka bir şeyle mi cezalandırılır (karşılık verilir)?

 

9/TEVBE-9

Bismillâhirrahmânirrahîm

İmam İskender Ali Mihr : Allah'ın âyetlerini az bir bedele sattılar. Böylece O'nun (Allah'ın) yolundan (insanları) men ettiler (Sıratı Mustakîm'e insanların ulaşmasına mani oldular). Muhakkak ki; onların yapmış oldukları kötü (fena) bir şey (muhakkak ki; onlar, kötü bir şey yapmış oldular).
Diyanet İşleri : Allah’ın âyetlerini az bir karşılığa değiştiler de insanları O’nun yolundan alıkoydular. Bunların yapmakta oldukları şeyler gerçekten ne kötüdür!
Abdulbaki Gölpınarlı : Allah'ın âyetlerini satarlar da karşılık olarak pek az ve âdî bir şey elde ederler ve halkı Allah yolundan menederler. Gerçekten de yaptıkları şey, ne de kötü şeydir.
Adem Uğur : Allah'ın âyetlerine karşılık az bir değeri (dünya malını ve nefsânî istekleri) satın aldılar da (insanları) O'nun yolundan alıkoydular. Gerçekten onların yapmakta oldukları şeyler ne kötüdür!
Ahmed Hulusi : (Onlar) Allâh işaretlerini az bir değer (dünyalık zevkler) karşılığında sattılar da O'nun yolundan engellediler. Yapmakta oldukları gerçekten ne kötüdür!
Ahmet Tekin : Onlar, Allah’ın âyetlerini, servet, makam, mevki gibi geçici dünya menfaatlerine birkaç pula değiştiler. İnsanları Allah yolundan, İslâm’a girmekten alıkoydular. İslâmî hayatı yaşamalarına, İslâmî faaliyet göstermelerine engel oldular. İşlemeye devam ettikleri ameller ne kötüdür.
Ahmet Varol : Allah'ın ayetlerini az bir değere sattılar ve O'nun yolundan alıkoydular. Onların yaptıkları gerçekten ne kadar kötüdür!
Ali Bulaç : Allah'ın ayetlerine karşılık az bir değeri satın aldılar, böylece O'nun yolunu engellediler. Onların yaptıkları gerçekten ne kötüdür.
Ali Fikri Yavuz : Onlar, Allah’ın âyetlerini (Kur’an’ı) az bir bahaya (nefis arzusuna karşılık) sattılar da, insanları Allah yolundan çevirdiler. Gerçekten, onların yaptıkları şeyler ne kötüdür!...
Bekir Sadak : Allah'in ayetlerini az bir degere degisip, O'nun yolundan alikoydular. Onlarin isledikleri gercekten ne kotudur!
Celal Yıldırım : Allah'ın âyetlerine karşılık az bir değeri satın aldılar da Allah yolundan alıkoydular. Bunlar gerçekten ne kötü şeyler işlemektedirler!
Diyanet İşleri (eski) : Allah'ın ayetlerini az bir değere değişip, O'nun yolundan alıkoydular. Onların işledikleri gerçekten ne kötüdür!
Diyanet Vakfi : Allah'ın âyetlerine karşılık az bir değeri (dünya malını ve nefsânî istekleri) satın aldılar da (insanları) O'nun yolundan alıkoydular. Gerçekten onların yapmakta oldukları şeyler ne kötüdür!
Edip Yüksel : ALLAH'ın ayetlerini az bir fiyata satıp onun yolundan saptılar. Yaptıkları ne kadar da kötüdür.
Elmalılı Hamdi Yazır : Allahın âyetlerini bir semeni kalile sattılar da Allah yolundan men'ettiler, hakıkat bunlar ne fena şeyler yapmaktalar!
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Allah'ın ayetlerini az bir değer karşılığında sattılar ve Allah yolundan alıkoydular. Gerçekten bunlar, ne kötü şeyler yapmaktalar!
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Allah'ın âyetlerini az bir çıkara değiştirdiler de Allah yolundan engellediler. Gerçekten de bunlar ne fena şeyler yapageldiler.
Fizilal-il Kuran : Allah'ın ayetlerini birkaç paraya sattılar ve insanları O'nun yolundan alıkoydular. Onların yaptıkları ne kadar kötüdür!
Gültekin Onan : Tanrı'nın ayetlerine karşılık az bir değeri satın aldılar, böylece O'nun yolunu engellediler. Onların yaptıkları gerçekten ne kötüdür.
Hasan Basri Çantay : Onlar Allahın âyetleri mukaabilinde az bir bahâyı satın aldılar da onun yolundan (halkı zorla) men'etdiler. Hakıykat, onların yapa geldikleri şeyler ne kötüdür!..
Hayrat Neşriyat : Allah’ın âyetlerini az bir bedel karşılığında sattılar da (insanları) O’nun yolundan men' ettiler. Muhakkak ki onların yapmakta oldukları ne kötüdür!
İbni Kesir : Onlar, Allah'ın ayetlerini az bir değere değişip O'nun yolundan alıkoydular. Gerçekten onların yapageldikleri şey ne kötüdür.
Muhammed Esed : Basit bir kazanç uğruna Allahın ayetlerini gözden çıkarıyor ve böylece Onun yolundan dönü dönüveriyorlar: bakın, ne çirkin bütün bu yapageldikleri,
Ömer Nasuhi Bilmen : (Onlar) Allah Teâlâ'nın âyetlerini az bir bedel mukabilinde sattılar. Sonra da onun yolundan çevirdiler. Şüphesiz ki onların yapar oldukları şey ne kadar fenadır.
Ömer Öngüt : Allah'ın âyetlerini az bir dünya menfaati karşılığında sattılar da insanları O'nun yolundan alıkoydular. Onların yaptıkları gerçekten ne kötüdür!
Şaban Piriş : Allah’ın ayetlerini az bir değere değişip, insanları O’nun yolundan alıkoydular. Onların yaptıkları gerçekten ne kötüdür!
Suat Yıldırım : Onlar Allah’ın âyetlerini az bir dünya menfaati karşılığında sattılar da Allah’ın yolundan insanları alıkoydular. Gerçekten onlar ne fena iş yapıyorlar!
Süleyman Ateş : Allâh'ın âyetlerini az bir paraya sattılar da O'nun yoluna engel oldular. Onların yaptıkları, gerçekten ne kötüdür!
Tefhim-ul Kuran : Allah'ın ayetlerine karşılık az bir değeri satın aldılar, böylece O'nun yolunu engellediler. Onların yapmakta oldukları gerçekten ne kötüdür.
Ümit Şimşek : Onlar Allah'ın âyetlerini az bir paraya satarak halkı Onun yolundan alıkoydular. Ne kötü birşeydir onların yaptıkları!
Yaşar Nuri Öztürk : Allah'ın ayetlerini nasıl basit bir ücret karşılığı sattılar da Allah'ın yolundan alıkoydular. Gerçekten ne fena şeylerdir onların yapmakta oldukları.
Kaynak : İmam İskender Ali Mihr
Tür : Diğer Tarih : 4.11.2018
[ Tüm yazılara ulaşmak için burayı tıklayınız. ]

1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 47, 48, 49, 50, 51, 52, 53, 54, 55, 56, 57, 58, 59, 60, 61, 62, 63, 64, 65, 66, 67, 68, 69, 70, 71, 72, 73, 74, 75, 76, 77, 78, 79, 80, 81, 82, 83, 84, 85, 86, 87, 88, 89, 90, 91, 92, 93, 94, 95, 96, 97, 98, 99, 100, 101, 102, 103, 104, 105, 106, 107, 108, 109, 110, 111, 112, 113, 114, 115, 116, 117, 118, 119, 120, 121, 122, 123, 124, 125, 126, 127, 128129

Sure Adına Göre Sırala

 

 

 

 

Sayfa Ziyaret Sayacı
70.268