YÛNUS-43

Anasayfa » YÛNUS Suresi » YÛNUS-43
share on facebook  tweet  share on google  print  

YÛNUS-43

"YÛNUS Suresi" için, toplam 1 sonuç arasından 1 - 1 arası sonuçlar

<<<<<10/YÛNUS-43>>>>>

Bismillâhirrahmânirrahîm

وَمِنهُم مَّن يَنظُرُ إِلَيْكَ أَفَأَنتَ تَهْدِي الْعُمْيَ وَلَوْ كَانُواْ لاَ يُبْصِرُونَ

Ve minhum men yanzuru ileyk(ileyke), e fe ente tehdil umye ve lev kânû lâ yubsırûn(yubsırûne).

Ve onlardan sana bakanlar var, fakat eğer onlar görmüyorlarsa (basar hassaları çalışmıyorsa) âmâları sen mi hidayete erdireceksin?  
1. ve min-hum : ve onlardan (var)
2. men yanzuru : bakan kimseler
3. ileyke : sana
4. e fe ente : artık, sen mi
5. tehdi : hidayete erdireceksin
6. el umye : kör olan, âmâ
7. ve lev : ve ise, eğer
8. kânû : oldular
9. lâ yubsırûne : görmüyorlar (basar hassaları çalışmıyor)

AÇIKLAMA

Bismillâhirrahmânirrahîm

Allahû Tealâ, bir evvelki âyet-i kerimede sağır; bu âyet-i kerimede kör olanlardan bahsetmektedir. Bakan ama görmeyen, duyan ama işitmeyen ölüler... Sağır olan insanlar, irşada, takvaya, teslime ve hidayete müteallik olan hususları işitmezler. Ve körlerin Peygamber Efendimiz (S.A.V)'e herhangibir insana bakar gibi baktıklarını, görmediklerini söylemektedir.

42. âyette, dinleyenlerin aslında işitemediklerini, mânâya varamadıklarını ifade ederken, bu âyette de Allahû Tealâ görmekten hareket etmiştir. Allahû Tealâ buyuruyor ki:

7/A'RÂF-179: Ve lekad zere’nâ li cehenneme kesîren minel cinni vel insi lehum kulûbun lâ yefkahûne bihâ ve lehum a’yunun lâ yubsırûne bihâ ve lehum âzânun lâ yesmeûne bihâ, ulâike kel en’âmi bel hum edallu, ulâike humul gâfilûn(gâfilûne).

Ve andolsun ki; cehennemi, insanların ve cinlerin çoğuna hazırladık (yarattık). Onların kalpleri vardır, onunla fıkıh (idrak) etmezler. Onların gözleri vardır, onunla görmezler. Onların kulakları vardır, onunla işitmezler. Onlar hayvanlar gibidir. Hatta daha çok dalâlettedirler. İşte onlar, onlar gâfillerdir.

35/FÂTIR-22: Ve mâ yestevîl ahyâu ve lel emvât(emvâtu), innallâhe yusmiu men yeşâu, ve mâ ente bi musmiin men fîl kubûr(kubûri).

Ve hayy (diri) olanlar ve ölüler eşit olmaz. Muhakkak ki Allah, dilediğine işittirir. Ve sen, kabirlerde (mezarlarda) olanlara işittirici değilsin.

 

10/YÛNUS-43

Bismillâhirrahmânirrahîm

İmam İskender Ali Mihr : Ve onlardan sana bakanlar var, fakat eğer onlar görmüyorlarsa (basar hassaları çalışmıyorsa) âmâları sen mi hidayete erdireceksin?
Diyanet İşleri : İçlerinden sana bakanlar da vardır. Fakat körlere, hele gerçeği görmüyorlarsa, sen mi doğru yolu göstereceksin?
Abdulbaki Gölpınarlı : Onlardan sana bakan da var, fakat sen, üstelik bir de kör olanlara doğru yolu gösterebilir misin hiç?
Adem Uğur : Onlardan sana bakan da vardır. Fakat -hele (gerçeği) göremiyorlarsa- körleri sen mi doğru yola ileteceksin?
Ahmed Hulusi : Onlardan sana bakanlar da vardır. . . Körlere doğru yolu gösterebilir misin, basîretten yoksunlarsa?
Ahmet Tekin : İnanmayanlar arasında, senin peygamberlik alâmetlerini müşahede edip de seni tasdik etmeyenler de var. Sen, hakikati görmek istemeyerek kör kesilenlere, üstelik basîretleri de yoksa, hak yolu gösterebilir misin?
Ahmet Varol : Onlardan sana bakanlar da var. Eğer görmüyorlarsa sen körleri doğru yola iletebilecek misin?
Ali Bulaç : Ve sana bakacak olanlar vardır. Ama kör olanları -üstelik basiretleri de yoksa- sen mi doğru yola ulaştıracaksın?
Ali Fikri Yavuz : İçlerinden sana bakanlar (Peygamberliğine delâlet eden mûcizeleri gördükleri halde iman etmiyenler) de var. Fakat anlayış gözleri de yokken körlere sen mi hidâyet edeceksin?
Bekir Sadak : Aralarinda sana bakan vardir. Sen korleri, gormezlerken dogru yola iletebilir misin?
Celal Yıldırım : İçlerinden bir kısmı da sana bakar; sen körlere —hele bir de göremiyorlarsa— yol gösterebilir misin ?
Diyanet İşleri (eski) : Aralarında sana bakan vardır. Sen körleri, görmezlerken doğru yola iletebilir misin?
Diyanet Vakfi : Onlardan sana bakan da vardır. Fakat -hele (gerçeği) göremiyorlarsa- körleri sen mi doğru yola ileteceksin?
Edip Yüksel : Onlardan sana bakanlar da var; görüşü olmayan körleri sen mi doğruya ileteceksin?
Elmalılı Hamdi Yazır : İçlerinden sana bakanlar da var, fakat basıretleri de yokken körlere sen mi hidayet edeceksin?
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : İçlerinden sana bakanlar da var; ama basiretleri de yokken sen mi hidayet edeceksin?
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : İçlerinden sana bakanlar da var. Fakat sen, körlere, üstelik basiretleri de yoksa hidayet edip yol gösterebilecek misin?
Fizilal-il Kuran : Onların arasında sana bakanlar da vardır. Fakat görme yeteneğinden bütünü ile yoksun körleri, sen doğru yola iletebilir misin?
Gültekin Onan : Ve sana bakacak olanlar vardır. Ama kör olanları -üstelik basiretleri de yoksa- sen mi doğru yola ulaştıracaksın.
Hasan Basri Çantay : İçlerinden sana bakanlar da vardır. Fakat körlere sen mi doğru yolu göstereceksin? Hele (kalb gözlerinden de) görmez olurlarsa!.
Hayrat Neşriyat : Onlardan sana bakan(lar) da vardır. Fakat (görmek istemeyen) o körleri, üstelik(kalb gözleriyle de) görmüyorlarsa, sen mi hidâyete erdireceksin?
İbni Kesir : İçlerinde sana bakanlar da vardır. Körlere sen mi yol göstereceksin? Üstelik hiç görmüyorlarsa.
Muhammed Esed : Ve yine onların aralarında sana bakıyormuş gibi yapanlar var; ama, eğer göremiyorlarsa, sen hiç körlere doğru yolu gösterebilir misin?
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve onlardan sana bakanlar da vardır. Ya sen körlere, göremez kimseler de olsalar doğru yolu gösterebilir misin?
Ömer Öngüt : İçlerinden sana bakanlar da vardır. Fakat körlere sen mi doğru yolu göstereceksin? Üstelik de hiç görmüyorlarsa!
Şaban Piriş : -Onlardan sana bakanlar vardır. Basiretlerini kaybetmişlerse körlere sen mi yol göstereceksin?
Suat Yıldırım : Onların arasında sana bakanlar da var. Fakat gözleri görmeyenlere sen nasıl doğru yolu gösterebilirsin, hele basiretleri de yoksa!
Süleyman Ateş : İçlerinden sana bakanlar da var. Fakat körleri sen mi yola götüreceksin? Hele sezgileriyle de görmüyorlarsa?
Tefhim-ul Kuran : Ve onlardan sana bakacak olanlar vardır. Ama kör olanları -üstelik basiretleri de yoksa- sen mi doğru yola ulaştıracaksın?
Ümit Şimşek : Onlardan sana bakanlar da vardır. Fakat körlere, üstelik kalp gözleri de görmüyorsa, sen yol gösterebilir misin?
Yaşar Nuri Öztürk : Onlardan sana bakanlar da vardır. Peki, körlere sen mi kılavuzluk edeceksin? Hele, kalp gözleriyle de görmüyorlarsa!
Kaynak : İmam İskender Ali Mihr
Tür : Diğer Tarih : 4.11.2018
[ Tüm yazılara ulaşmak için burayı tıklayınız. ]

1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 47, 48, 49, 50, 51, 52, 53, 54, 55, 56, 57, 58, 59, 60, 61, 62, 63, 64, 65, 66, 67, 68, 69, 70, 71, 72, 73, 74, 75, 76, 77, 78, 79, 80, 81, 82, 83, 84, 85, 86, 87, 88, 89, 90, 91, 92, 93, 94, 95, 96, 97, 98, 99, 100, 101, 102, 103, 104, 105, 106, 107, 108109

Sure Adına Göre Sırala

 

 

 

 

 

Sayfa Ziyaret Sayacı
60.055