YÛNUS-18

Anasayfa » YÛNUS Suresi » YÛNUS-18
share on facebook  tweet  share on google  print  

YÛNUS-18

"YÛNUS Suresi" için, toplam 1 sonuç arasından 1 - 1 arası sonuçlar

<<<<<10/YÛNUS-18>>>>>

Bismillâhirrahmânirrahîm

وَيَعْبُدُونَ مِن دُونِ اللّهِ مَا لاَ يَضُرُّهُمْ وَلاَ يَنفَعُهُمْ وَيَقُولُونَ هَؤُلاء شُفَعَاؤُنَا عِندَ اللّهِ قُلْ أَتُنَبِّئُونَ اللّهَ بِمَا لاَ يَعْلَمُ فِي السَّمَاوَاتِ وَلاَ فِي الأَرْضِ سُبْحَانَهُ وَتَعَالَى عَمَّا يُشْرِكُونَ

Ve ya'budûne min dûnillâhi mâ lâ yedurruhum ve lâ yenfeuhum ve yekûlûne hâulâi şufeâunâ indallâh(indallâhi), kul e tunebbiûnâllâhe bimâ lâ ya'lemu fîs semâvâti ve lâ fîl ard(ardı), subhânehu ve teâlâ ammâ yuşrikûn(yuşrikûne).

Ve onlara fayda ve zarar vermeyen Allah'tan başka şeylere (putlara) kulluk (ibadet) ediyorlar. Ve “Bunlar, Allah'ın yanında bizim şefaatçilerimiz.” diyorlar. De ki: “Yeryüzünde ve semalarda bilmediği bir şeyi Allah'a haber mi veriyorsunuz?” O, Sübhan'dır (münezzehtir), onların ortak koştuğu şeylerden yücedir.  

 

1. ve ya'budûne : ve kulluk ediyorlar, ibadet ediyorlar
2. min dûni allâhi : Allah'tan başka
3. mâ lâ yedurru-hum : onlara zarar vermeyen şey
4. ve lâ yenfeu-hum : ve onlara yarar, fayda, menfaat vermiyor
5. ve yekûlûne : ve derler
6. hâulâi : bunlar
7. şufeâu-nâ : bizim şefaatçilerimiz
8. inde allâhi : Allah'ın katında, yanında
9. kul : de
10. e tunebbiûne âllâhe : Allah'a haber mi veriyorsunuz
11. bi mâ : şey(ler)i
12. lâ ya'lemu : bilmiyor
13. fî es semâvâti : göklerde bulunan
14. ve lâ : ve olmayan
15. fî el ardı : yerde, yeryüzünde
16. subhâne-hu : o sübhandır, o münezzehtir
17. ve teâlâ : ve yücedir
18. ammâ (an mâ) : şeylerden
19. yuşrikûne : şirk koşuyorlar

AÇIKLAMA

Bismillâhirrahmânirrahîm

Allahû Tealâ diyor ki: "Tek bir Allah vardır, putlara tapmak şirktir."

Puta tapan insanlara soruyorlar: "Siz Allah'a inanıyor musunuz?"

Putperestler diyorlar ki: "Elbette inanıyoruz."

"Peki, bu putlara niye tapıyorsunuz?"

"Onlar bize Allah'ın katında şefaatçi olsun diye tapıyoruz."

Burada putlara tapanların, açık bir görüntüsü verilmiştir. İnsanlar her devirde mutlaka Allah'ın yolundan iblis tarafından saptırılmışlardır. Hepsi aynı şeyleri söyleyerek: "Biz babalarımızı böyle bulduk, onların yaptıkları şeyleri yapıyoruz." diyerek Allah'tan başka şeylere kulluk ve ibadet ediyorlar. Kâinatın tek dîni, Hz. İbrâhîm'in hanif dîni olduğu için, Allahû Tealâ: "Babanız İbrâhîm'in dîni." diyor.

Dîn açısından insanın babası, onu dünyaya getiren anne ve babası değil, hanif dîninin sahibi olan Hz. İbrâhîm'dir. O dîne tâbî olacaksınız ki, o dînin Arapça adı İslâm'dır.

10/YÛNUS-18

Bismillâhirrahmânirrahîm

İmam İskender Ali Mihr : Ve onlara fayda ve zarar vermeyen Allah'tan başka şeylere (putlara) kulluk (ibadet) ediyorlar. Ve “Bunlar, Allah'ın yanında bizim şefaatçilerimiz.” diyorlar. De ki: “Yeryüzünde ve semalarda bilmediği bir şeyi Allah'a haber mi veriyorsunuz?” O, Sübhan'dır (münezzehtir), onların ortak koştuğu şeylerden yücedir.
Diyanet İşleri : Allah’ı bırakıp, kendilerine ne zarar, ne de fayda verebilecek şeylere tapıyorlar ve “İşte bunlar Allah katında bizim şefaatçılarımızdır” diyorlar. De ki: “Siz, Allah’a göklerde ve yerde O’nun bilmediği bir şeyi mi haber veriyorsunuz!? O, onların ortak koştukları şeylerden uzaktır, yücedir.”.
Abdulbaki Gölpınarlı : Ve Allah'ı bırakırlar da kendilerine ne bir zarar edebilecek, ne bir fayda verebilecek şeylere taparlar ve bunlar derler, Allah katında şefâatçilerimiz bizim. De ki: Allah'a, göklerde ve yeryüzünde bilmediği birşeyi mi haber vermedesiniz? O, müşriklerin şirk koştukları şeylerden tamamıyla münezzehtir ve çok yücedir.
Adem Uğur : Onlar Allah'ı bırakıp kendilerine ne zarar ne de fayda verebilecek şeylere tapıyorlar ve: Bunlar, Allah katında bizim şefaatçılarımızdır, diyorlar. De ki: "Siz Allah'a göklerde ve yerde bilemeyeceği bir şeyi mi haber veriyorsunuz? Hâşâ! O, onların ortak koştuklarından uzak ve yücedir."
Ahmed Hulusi : Allâh dûnundakilere tapınırlar; oysa onlar ne zararı ne de faydası olmayan şeylerdir! Üstelik: "İşte bunlar Allâh indînde bizim şefaatçilerimiz" derler. . . De ki: "Siz, Allâh'a, semâlar ve arzda bilmediği bir şeyi mi haber veriyorsunuz?" Subhan'dır O; onların ortak koştuklarından münezzeh ve yücedir.
Ahmet Tekin : Onlar, Allah’ı bırakıp, kulları durumundakilerden kendilerine zarar vermeyen ve fayda da sağlamayan şeylere tapıyorlar.
'Bunlar bizim Allah katındaki aracılarımız, şefaatçilerimiz' diyorlar. Sen de:
'Siz, Allah’a, göklerde ve yerde, O’nun bilemeyeceği şeyleri mi haber veriyorsunuz?' de. Allah ilâhlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında onların ortak koştukları varlıklardan münezzeh ve yücedir.
Ahmet Varol : Allah'ı bırakıp kendilerine bir zararı veya yararı olmayan şeylere ibadet ediyor ve: 'Bunlar Allah katında bizim şefaatçilerimizdir' diyorlar. De ki: 'Siz Allah'a, göklerde ve yerde bilmediği bir şeyi mi bildiriyorsunuz?' Allah onların ortak koştuklarından münezzeh ve yücedir.
Ali Bulaç : Allah'ı bırakıp kendilerine zarar vermeyecek ve yararları dokunmayacak şeylere kulluk ederler ve: "Bunlar Allah katında bizim şefaatçilerimizdir" derler. De ki: "Siz, Allah'a, göklerde ve yerde bilmediği bir şey mi haber veriyorsunuz? O, sizin şirk koştuklarınızdan uzak ve yücedir."
Ali Fikri Yavuz : Allah’ı bırakıp kendilerine ne bir zarar, ne de bir menfaat vermeyecek şeylere (putlara) tapıyorlar ve bir de: “-Bu putlar, Allah katında bizim şefaatçılarımızdır.” diyorlar. De ki: “-Siz, Allah’a, göklerde ve yerde bilmediği bir şeyi mi haber vereceksiniz?” Haşa, Allah, onların ortak koştukları her şeyden çok uzakatır, çok yücedir.
Bekir Sadak : Onlar, Allah'i birakarak, kendilerine fayda da zarar da veremeyen putlara taparlar: «Bunlar, Allah katinda bizim sefaatcilarimizdir» derler. De ki: «Goklerde ve yerde, Allah'in bilmedigi bir seyi mi O'na haber veriyorsunuz?» Allah, onlarin ortak kosmalarÙndan munezzeh ve yucedir.
Celal Yıldırım : Onlar (inkarcı putperestler), Allah'ı bırakıp kendilerine zarar ve yarar veremiyen cisimlere tapıyorlar ve «Bunlar Allah yanında şefaatçilerimizdir» diyorlar. De ki: Allah'a göklerde ve yerde bilmediği bir şeyi mi haber veriyorsunuz ?! O, onların ortak koştuklarından münezzehtir ve çok yücedir.
Diyanet İşleri (eski) : Onlar, Allah'ı bırakarak, kendilerine fayda da zarar da veremeyen putlara taparlar: 'Bunlar, Allah katında bizim şefaatçılarımızdır' derler. De ki: 'Göklerde ve yerde, Allah'ın bilmediği bir şeyi mi O'na haber veriyorsunuz?' Allah, onların ortak koşmalarından münezzeh ve yücedir.
Diyanet Vakfi : Onlar Allah’ı bırakıp kendilerine ne zarar ne de fayda verebilecek şeylere tapıyorlar ve: Bunlar, Allah katında bizim şefaatçılarımızdır, diyorlar. De ki: «Siz Allah’a göklerde ve yerde bilemeyeceği bir şeyi mi haber veriyorsunuz? Hâşâ! O, onların ortak koştuklarından uzak ve yücedir.»
Edip Yüksel : ALLAH'ı bırakıp, kendilerine ne zarar ne de yarar veremiyenlere tapıyorlar ve 'Bunlar, ALLAH yanında bize şefaat edecekler,' diyorlar. De ki: 'ALLAH'ın göklerde ve yerde bilmediği şeyleri mi O'na bildiriyorsunuz? O çok yücedir, ortak koştuklarınızdan uzaktır.'
Elmalılı Hamdi Yazır : Allahı bırakıyorlar da kendilerine ne zarar, ne menfaat veremiyecek şeylere tapıyorlar, ve «ha, onlar bizim Allah yanında şefaatçilerimizdir» diyorlar, de ki: siz Allaha Göklerde ve Yerde bilmediği bir şey mi haber vereceksiniz? Hâşâ o onların isnad ettikleri ortaklıklardan münezzeh sübhan, yüksek çok yüksektir
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Allah'ı bırakıyorlar da kendilerine ne zarar, ne de fayda vermeyecek şeylere tapıyorlar ve: «Ha, onlar bizim Allah yanında şefaatçılarımız!» diyorlar. De ki: «Siz Allah'a göklerde ve yerde bilmediği birşey mi haber vereceksiniz?» Haşa! O, onların ortak koştukları şeylerin hepsinden münezzeh, yüksek çok yüksektir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Allah'ı bırakıyorlar da, kendilerine ne fayda, ne de zarar verebilecek olan şeylere tapıyorlar ve «Bunlar bizim Allah katında şefaatçilerimizdir.» diyorlar. De ki, «Siz Allah'a göklerde ve yerde O'nun bilmediği bir şeyi mi haber veriyorsunuz?» Allah onların ortak koştukları şeylerin hepsinden münezzehtir.
Fizilal-il Kuran : Onlar Allah'ı bırakarak kendilerine ne zarar ve ne de yarar dokunduramayan putlara tapıyorlar ve «Bunlar Allah katında bizim aracılarımızdır» diyorlar. Onlara de ki; «Göklerde ve yerde Allah'ın bilmediği bir şeyi mi O'na haber veriyorsunuz? Allah onların koştukları ortaklardan uzak ve yücedir.
Gültekin Onan : Tanrı'yı bırakıp kendilerine zarar vermeyecek, yararları da dokunmayacak şeylere kulluk ederler ve: «Bunlar Tanrı katında bizim şefaatçilerimizdir» derler. De ki: "Siz, Tanrı'ya, göklerde ve yerde bilmediği bir şey mi haber veriyorsunuz? O, sizin şirk koştuklarınızdan uzak ve yücedir."
Hasan Basri Çantay : Onlar Allâhı bırakıb, kendilerine ne bir zarar, kendilerine ne bir fâide veremeyecek olan şeylere taparlar. Bir de: «bunlar (bu putlar) Allah yanında bizim şefâatcılarımızdır» derler. De ki: «Siz, Allaha göklerde ve yerde bilmeyeceği bir şey mi haber veriyorsunuz»? Haaşâ, O, eş tutmakda oldukları her şeyden çok uzakdır, çok yücedir.
Hayrat Neşriyat : Allah’ı bırakıp da kendilerine ne zararı dokunacak, ne de fayda verecek şeylere(putlara) tapıyorlar ve: 'Bunlar, Allah katında bizim şefâatçilerimizdir' diyorlar. De ki: 'Allah’a göklerde ve yerde bilemeyeceği bir şeyi mi haber veriyorsunuz?' O, onların ortak koşmakta oldukları şeylerden pek münezzeh ve pek yücedir.
İbni Kesir : Onlar Allah'ı bırakarak; kendilerine fayda da, zarar da vermeyen şeylere taparlar. Bunlar, Allah katında bizim şefaatçılarımızdır, derler. De ki: Siz, Allah'a göklerde ve yerde bilmediği bir şey mi bildiriyorsunuz? Allah, onların ortak koşmalarından münezzeh ve yücedir.
Muhammed Esed : ve (ne de) Allah'la beraber, kendilerine ne bir yarar ne de zarar verebilecek durumda olmayan şeylere veya varlıklara kulluk edip (kendi kendilerine), "Bunlar bizim Allah katındaki kayırıcılarımızdır" diyen (kimse)ler!.. De ki: "Göklerde ve yerde Allah'ın bilmediği bir şeyi mi O'na haber verebileceğinizi sanıyorsunuz? (Yoo,) kudret ve egemenliğinde sınırsız olan O'dur, ve insanların O'na, ilahlığında ortak yakıştırdıkları her şeyden sonsuzcasına yücedir.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve onlar, Allah Teâlâ'nın gayrı, kendilerine ne mazarrat ve ne de menfaat veremiyecek olanlara ibadet ederler ve derler ki: «Bunlar Allah Teâlâ'nın yanında bizim şefaatçilerimizdir.» De ki: «Allah Teâlâ'ya ne göklerde ve ne de yerde bilmediği bir şeyi mi haber veriyorsunuz? O (Hâlik-ı Azîm) onların şirk koştukları şeylerden münezzehtir, müteâlidir.»
Ömer Öngüt : Onlar Allah'ı bırakıp kendilerine ne zarar ne de fayda vermeyen şeylere taparlar ve: “Bunlar Allah katında bizim şefaatçılarımızdır. ” derler. De ki: “Siz Allah'a göklerde ve yerde bilmediği bir şeyi mi haber veriyorsunuz?” Allah onların koştukları ortaklardan yüce ve münezzehtir.
Şaban Piriş : Kendilerine fayda da zarar da veremeyen şeylere: -Bunlar Allah katında bizim şefaatçilerimizdir, diyerek Allah’tan başkalarına kulluk ederler. De ki: -Allah’a, göklerde ve yerde bilmediği bir şeyi mi haber veriyorsunuz? Allah, koştukları şirklerden münezzeh ve yücedir.
Suat Yıldırım : Onlar, Allah’tan başka kendilerine ne zarar ne de fayda veremeyen birtakım nesnelere ibadet ediyor ve "Onlar Allah katında bizim şefaatçilerimizdir." diyorlar. De ki: Böyle bir şey olacak da Allah bilmeyecek ha!Ne o, yoksa siz Allah’a göklerde ve yerde olup da bilmediği şeylerin varlığını mı haber vereceğinizi iddia ediyorsunuz?Hâşâ! O, onların iddia ettikleri her türlü ortaktan münezzehtir, yücedir.
Süleyman Ateş : Allâh'ı bırakıp kendilerine ne zarar, ne de yarar veremeyen şeylere tapıyorlar ve: "Bunlar Allâh katında bizim şefâ'atçilerimizdir!" diyorlar. De ki: "Allâh'ın, göklerde ve yerde bilmediği bir şeyi mi Allah'a haber veriyorsunuz?" O, onların koştukları ortaklardan uzak ve yücedir.
Tefhim-ul Kuran : Allah'ı bırakıp kendilerine zarar vermeyecek, yararları da dokunmayacak şeylere kulluk ederler ve: «Bunlar Allah katında bizim şefaatçilerimizdir» derler. De ki: «Siz, Allah'a göklerde ve yerde bilmediği bir şey mi haber veriyorsunuz? O, sizin şirk katmakta olduklarınızdan uzak ve yücedir.»
Ümit Şimşek : Onlar, Allah'ın yanı sıra, kendilerine yararı veya zararı dokunmayan şeylere kulluk ediyor ve 'Bunlar bizim Allah katındaki şefaatçilerimiz' diyorlar. De ki: Göklerde veya yerde bilmediği birşeyi mi Allah'a haber veriyorsunuz? Allah, onların ortak koştukları şeylerden münezzeh ve yücedir.
Yaşar Nuri Öztürk : Allah'ın yanında bir de kendilerine zarar veremeyen, yarar sağlayamayan şeylere kulluk ediyorlar ve şöyle diyorlar: "Bunlar bizim Allah katındaki şefaatçılarımızdır." De onlara: "Allah'a, göklerde ve yerde bilmediği şeyleri mi haber veriyorsunuz?" Şanı yücedir O'nun, ortak koştuklarından arınmıştır O.
Kaynak : İmam İskender Ali Mihr
Tür : Diğer Tarih : 4.11.2018
[ Tüm yazılara ulaşmak için burayı tıklayınız. ]

1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 47, 48, 49, 50, 51, 52, 53, 54, 55, 56, 57, 58, 59, 60, 61, 62, 63, 64, 65, 66, 67, 68, 69, 70, 71, 72, 73, 74, 75, 76, 77, 78, 79, 80, 81, 82, 83, 84, 85, 86, 87, 88, 89, 90, 91, 92, 93, 94, 95, 96, 97, 98, 99, 100, 101, 102, 103, 104, 105, 106, 107, 108109

Sure Adına Göre Sırala

 

 

 

 

 

Sayfa Ziyaret Sayacı
60.103