HÛD-72

Anasayfa » HÛD Suresi » HÛD-72
share on facebook  tweet  share on google  print  

HÛD-72

"HÛD Suresi" için, toplam 1 sonuç arasından 1 - 1 arası sonuçlar

<<<<<11/HÛD-72>>>>>

Bismillâhirrahmânirrahîm

قَالَتْ يَا وَيْلَتَى أَأَلِدُ وَأَنَاْ عَجُوزٌ وَهَذَا بَعْلِي شَيْخًا إِنَّ هَذَا لَشَيْءٌ عَجِيبٌ

Kâlet yâ veyletâ e elidu ve ene ecûzun ve hâzâ ba'lî şeyhâ(şeyhan), inne hâzâ le şey'un acîb(acîbun).

“Hayret, ben ihtiyar (aciz) iken mi doğuracağım? Ve (işte) bu eşim de ihtiyar. Muhakkak ki bu, elbette şaşılacak bir şeydir.” dedi.  
1. kâlet : dedi
2. yâ veyletâ : vay, heyhat, hayret
3. e elidu : ben mi doğuracağım
4. ve ene : ve ben
5. ecûzun : yaşlı, ihtiyarım
6. ve hâzâ : ve bu
7. ba'lî : kocam, zevcim
8. şeyhan : ihtiyar, şeyh
9. inne hâzâ : muhakkak ki bu
10. le şey'un : elbette bir şeydir
11. acîbun : şaşırtıcı, acayip

AÇIKLAMA

Bismillâhirrahmânirrahîm

Kur'ân-ı Kerim'de pekçok âyette Allahû Tealâ, birçok peygambere yaşlandıkları zaman çocuk müjdelemiştir. Hz. Meryem'e hiçbir erkekle, hiçbir teması olmadığı halde Hz. İsa'yı nasip kılmıştır. Allah, herşeye kaadirdir. Hz. Meryem, Cebrail (A.S)'a: "Benim hiçbir erkekle, hiçbir temasım olmadı, ben nasıl hamile olurum, nasıl çocuk doğururum?" dediği zaman, Cebrail (A.S): "Söylediğin, normal standartlarda imkânsız bir şey ama Allah için değil. Allah "ol" der, o da oluverir. Ve şimdi de Allahû Tealâ "ol" dedi. Zaten sen bunları söyleyene kadar herşey olup bitti." demiştir.

19/MERYEM-20: Kâlet ennâ yekûnu lî gulâmun ve lem yemsesnî beşerun ve lem eku bagıyyâ(bagıyyen).

(Hz. Meryem dedi ki): “Bana bir beşer dokunmamış (olduğuna göre) benim nasıl bir oğlum olabilir? Ve ben, azgın (iffetsiz) olmadım.”

19/MERYEM-21: Kâle kezâlik(kezâliki), kâle rabbuki huve aleyye heyyin(heyyinun), ve li nec’alehû âyeten lin nâsi ve rahmeten minnâ, ve kâne emren makdıyyâ(makdıyyen).

(Ruh'ûl Kudüs): “İşte böyle” dedi. Senin Rabbin: “O, Bana kolaydır ve onu, insanlara bir âyet (mucize) ve Bizden bir rahmet kılacağız.” buyurdu. Ve emir kaza edilmiştir (yerine getirilmiştir).

Allah için olmayacak hiçbir şey söz konusu değildir. Bütün kâinatı, insanları O yaratmıştır. İnsanın bırakınız fizikötesi yapılarını (nefsini ve ruhunu), fizik vücudun oluşmasında bile o kadar çok mucize birarada ki; öylesine hayran olunacak bir yaratma söz konusu ki; Allah'a insan olarak yaratıldığımız için sonsuz hamd ve şükretmeliyiz. Bir tarafta Allah var, bir tarafta biz insanlar... Bir başka ifadeyle; bir tarafta Yaratıcı, bir tarafta yaratılanlar. O zaman insanoğlu, yaratılan bir varlık, bir mahlûk olmanın tevazuuna sahip olmalıdır. Ve Allah'ın herşeye kaadir olduğunu unutmamalıdır.

Allah dilediğini, dilediği istikamette vücuda getirir. Sadece "ol" dediği an herşey olur. Onun için Hz. İbrâhîm'e, onun ve hanımının ihtiyarlığında, Hz. İshak'ı ve Yâkub'u müjdelemiştir. Bu da Allahû Tealâ'ya göre hiçbir zorluğu olmayan, gerçekleştirmesi kolay bir şeydir.

 

11/HÛD-72

Bismillâhirrahmânirrahîm

İmam İskender Ali Mihr : “Hayret, ben ihtiyar (aciz) iken mi doğuracağım? Ve (işte) bu eşim de ihtiyar. Muhakkak ki bu, elbette şaşılacak bir şeydir.” dedi.
Diyanet İşleri : Karısı, “Vay başıma gelenler! Ben bir kocakarı ve bu kocam da bir ihtiyar iken çocuk mu doğuracağım? Gerçekten bu, çok şaşılacak bir şey!” dedi.
Abdulbaki Gölpınarlı : O, eyvahlar olsun dedi, ben mi doğuracağım? Ben bir kocakarıyım, şu kocam da ihtiyar. Şüphe yok ki bu, pek şaşılacak bir şey.
Adem Uğur : (İbrahim'in karısı:) Olacak şey değil! Ben bir kocakarı, bu kocam da bir ihtiyar iken çocuk mu doğuracağım? Bu gerçekten şaşılacak bir şey! dedi.
Ahmed Hulusi : (İbrahim'in karısı) dedi ki: "Vay bana! Ben bir yaşlı (âdetten kesilmiş) kadın ve şu kocam da ihtiyar iken doğuracak mıyım? Muhakkak ki bu şaşılacak bir şeydir!"
Ahmet Tekin : İbrâhim’in karısı:
'Vay başıma gelenlere! Ben bir kocakarı, kocam da bir ihtiyar iken çocuk mu doğuracağım. Bu tuhaf bir şey.' dedi.
Ahmet Varol : 'Vay halime! Ben böyle kocamış bir kadın kocam da bir ihtiyar iken ben doğuracak mıyım? Bu gerçekten şaşırtıcı bir şey!' dedi.
Ali Bulaç : "Vay bana" dedi (kadın). "Ben kocamış bir kadın iken ve şu kocam da bir ihtiyar iken doğuracak mıyım? Gerçekten bu, şaşırtıcı bir şey!.."
Ali Fikri Yavuz : (İbrâhim’in hanımı) şöyle dedi: “- Ay! Ben doğuracak mıyım? Ben ihtiyar bir kadın ve bu kocam da bir ihtiyar iken!... Doğrusu bu, çok şaşılacak bir şey!...
Bekir Sadak : «Vay basima gelenler! Ben bir kocakari, kocam da ihtiyar olmusken nasil dogurabilirim? Dogrusu bu sasilacak bir sey» dedi.
Celal Yıldırım : Vay, dedi, doğuracak mıyım ? Oysa ben bir kocakarı, şu kocam da bir ihtiyar. Doğrusu bu şaşılacak şey !
Diyanet İşleri (eski) : 'Vay başıma gelenler! Ben bir kocakarı, kocam da ihtiyar olmuşken nasıl doğurabilirim? Doğrusu bu şaşılacak bir şey' dedi.
Diyanet Vakfi : (İbrahim'in karısı:) Olacak şey değil! Ben bir kocakarı, bu kocam da bir ihtiyar iken çocuk mu doğuracağım? Bu gerçekten şaşılacak bir şey! dedi.
Edip Yüksel : 'Vay başıma gelenler,' dedi, 'Ben bir yaşlı kadın ve kocam da ihtiyar bir adam iken çocuk mu doğuracağım? Bu çok garip bir şey!'
Elmalılı Hamdi Yazır : Vay, dedi, doğuracak mıyım? Ben bir acuz, kocam da bu bir pir iken, her halde bu çok acîb bir şey
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Vay dedi zevcesi, «Ben bir kocakarı, kocam da bir ihtiyar iken doğurabilir miyim? Gerçekten bu çok şaşılacak bir şey !
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : «Vay başıma gelene!» dedi, «Ben bir kocakarıyım, kocam da yaşlı bir adam. Bu gerçekten çok tuhaf bir şey!»
Fizilal-il Kuran : Aman Allah'ım! Doğum mu yapacağım? Oysa ben yaşlı bir kadınım, şu eşim de ihtiyar bir adamdır. Bu şaşılacak bir şey!
Gültekin Onan : "Vay bana" dedi (kadın). "Ben kocamış bir kadın iken ve şu kocam da bir ihtiyar iken doğuracak mıyım? Gerçekten bu, şaşırtıcı bir şey!.."
Hasan Basri Çantay : «(Kadın) vay, dedi, kendim bir koca karı, şu zevcim de bir ihtiyar iken ben mi doğuracak mışım? Bu, cidden pek şaşılacak bir şey»!
Hayrat Neşriyat : (İbrâhîm’in hanımı Sâre:) 'Vay bana! Ben ihtiyar bir kadın, bu kocam da yaşlı bir kimse iken mi doğuracağım? Doğrusu bu gerçekten şaşılacak bir şey!' dedi.
İbni Kesir : Vay başıma gelenler, ben mi doğuracağım? Ben kocamış biri, şu erim de bir ihtiyar iken. Doğrusu bu, şaşılacak bir şey, dedi.
Muhammed Esed : "Vah bana!" dedi, "Ben yaşlı bir kadın, kocam da yaşlı bir adam iken, hala çocuk mu doğuracağım? Doğrusu, yadırganacak bir şey bu!"
Ömer Nasuhi Bilmen : Dedi ki: «Vay halime! Ben çocuk doğurabilir miyim? Ben bir koca kadınım, kocam da bir ihtiyardır. Şüphe yok ki bu acaip bir şeydir.»
Ömer Öngüt : “Vay hâlime! Ben bir kocakarı, bu kocam da bir ihtiyar iken çocuk mu doğuracağım? Bu gerçekten şaşılacak bir şey!” dedi.
Şaban Piriş : -Vay başıma gelenler, Ben ihtiyar bir kadınım, kocam da yaşlı olduğu halde nasıl doğurabilirim? Bu şaşılacak bir şey! dedi.
Suat Yıldırım : İbrâhim’in hanımı: "Ay! dedi, ben bir kocakarı, kocam da bir pir iken ben mi doğuracağım! Doğrusu bu çok şaşılacak bir şey!"
Süleyman Ateş : "Vay, dedi, ben bir kocakarı, bu kocam da bir pir iken doğuracak mıyım? Bu, cidden şaşılacak bir şey!"
Tefhim-ul Kuran : «Vay bana» dedi (kadın) . «Ben kocamış bir kadın iken ve şu kocam da bir ihtiyar iken doğuracak mıyım? Gerçekten bu, şaşırtıcı bir şey!..»
Ümit Şimşek : 'Eyvahlar olsun!' dedi. 'Bu kocamış halimle mi doğuracağım? Üstelik kocam da bir pir-i fani iken! Bu çok tuhaf birşey!'
Yaşar Nuri Öztürk : "Vay başıma, dedi. Doğuracak mıyım ben? Kendim bir kocakarı, kocam bir ihtiyar. Gerçekten şaşılacak şey bu."
Kaynak : İmam İskender Ali Mihr
Tür : Diğer Tarih : 4.11.2018
[ Tüm yazılara ulaşmak için burayı tıklayınız. ]

1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 47, 48, 49, 50, 51, 52, 53, 54, 55, 56, 57, 58, 59, 60, 61, 62, 63, 64, 65, 66, 67, 68, 69, 70, 71, 72, 73, 74, 75, 76, 77, 78, 79, 80, 81, 82, 83, 84, 85, 86, 87, 88, 89, 90, 91, 92, 93, 94, 95, 96, 97, 98, 99, 100, 101, 102, 103, 104, 105, 106, 107, 108, 109, 110, 111, 112, 113, 114, 115, 116, 117, 118, 119, 120, 121, 122123

Sure Adına Göre Sırala

 

 

 

 

 

Sayfa Ziyaret Sayacı
64.682