<<<<<13/RA'D-2>>>>>
Bismillâhirrahmânirrahîm
اللّهُ الَّذِي رَفَعَ السَّمَاوَاتِ بِغَيْرِ عَمَدٍ تَرَوْنَهَا ثُمَّ اسْتَوَى عَلَى الْعَرْشِ وَسَخَّرَ الشَّمْسَ وَالْقَمَرَ كُلٌّ يَجْرِي لأَجَلٍ مُّسَمًّى يُدَبِّرُ الأَمْرَ يُفَصِّلُ الآيَاتِ لَعَلَّكُم بِلِقَاء رَبِّكُمْ تُوقِنُونَ
Allâhullezî rafeas semavâti bi gayri amedin terevnehâ summestevâ alâl arşı ve sehharaş şemse vel kamer(kamere), kullun yecrî li ecelin musemmâ(musemmen), yudebbirul emre yufassılul âyâti leallekum bi likâi rabbikum tûkınûn(tûkınûne).
Görmekte olduğunuz semaları (gök katlarını) direksiz olarak yükselten Allah’tır. Sonra arşa istiva etti. Ve Güneş'i ve Ay'ı emri altına aldı. Hepsi belirlenmiş bir süreye kadar akıp gider. İşleri düzenleyip idare eder. Âyetleri ayrı ayrı açıklar ki; böylece Rabbinize mülâki olmaya (ölmeden evvel ruhunuzu Allah’a ulaştırmaya) yakîn hasıl edersiniz.
1. |
allâhu ellezî |
: Allah o ki |
2. |
refea es semavâti |
: gökleri yükseltti |
3. |
bi gayri |
: olmaksızın |
4. |
amedin |
: direkler |
5. |
terevne-hâ |
: onu görüyorsunuz |
6. |
summe istevâ |
: sonra istiva etti |
7. |
alel arşı (alâ el arşı) |
: arşın üzerine, arşa |
8. |
ve sehhare |
: ve emri altına aldı |
9. |
eş şemse |
: güneş |
10. |
ve el kamere |
: ve ay |
11. |
kullun |
: hepsi |
12. |
yecrî |
: akar gider (hareket eder) |
13. |
li ecelin |
: bir süreye (zamana) kadar |
14. |
musemmen |
: belirlenmiş (isimlendirilmiş) |
15. |
yudebbiru el emre |
: işleri düzenleyip dizayn eder, idare eder |
16. |
yufassılu el âyâti |
: âyetleri ayrı ayrı açıklar |
17. |
lealle-kum |
: umulur ki siz, böylece siz |
18. |
bi likâi |
: mülâki olmaya, ulaşmaya |
19. |
rabbi-kum |
: Rabbinize |
20. |
tûkınûne |
: kesin inanırsınız, yakîn hasıl edersiniz |
AÇIKLAMA
Bismillâhirrahmânirrahîm
Dünya nasıl Güneş'in etrafında dönüyorsa kâinattaki herşey, belli bir merkezin etrafında, eliptik yörüngelerde, birbirinden farklı mesafelerde hareket halindedir. Kıyâmete kadar hünnes ve künnes kanunlarına göre dönmeye devam edeceklerdir. Bütün Güneş sistemlerinde, makro âlemde, merkezde Güneş vardır.
Bundan sonra hayır, hünnese (merkezî çekim kuvvetine) yemin ederim.
Cevalan edene (merkezî çekim kuvvetinin etrafında, yörüngede dönene).
Hünnes, merkezî çekirdektir, Güneş sistemlerindeki Güneşler'dir.
Künnes, onların etrafındaki eliptik yörüngelerde dönen gezegenlerdir. Bu, makro âlemdir.
Mikro âlemde ise merkezde (nükleusta, çekirdekte) protonlar vardır. Çevrede de elektronlar dönmektedir. Mikro âlemi dizayn eden kudret eli, (O, Allahû Tealâ) makro âlemi de aynı özelliklere göre (hünnes ve künnes kanunları) dizayn etmiştir. Eliptik yörüngelerdeki hareket halindeki sistemlerin hızı ile manyetik güçlerinin çarpımı daima birbirine eşittir. Eliptik yörünge üzerinde; merkeze en uzak noktada en düşük hız, buna karşılık en yüksek manyetik güç; merkeze yakın noktalarda ise en yüksek hız ve en düşük manyetik güç oluşmaktadır.
En uzakta, en düşük hız ve en yüksek manyetik güç olmasının sebebi, dönmekte olan sistemin merkezden kopmamasının, boşluğa düşmemesinin teminatıdır. En yakında, en yüksek hız ve en düşük manyetik güç olmasının sebebi ise merkezin hareket halindeki sistemi kendisine çekmemesi, merkeze yapıştırmaması içindir. Merkezde protonlar devamlı nötronlara, nötronlar da devamlı protonlara dönüşür. Veya hidrojen atomunda olduğu gibi tek bir proton vardır, etrafında bir tek elektron dönmektedir. Böylece protonların etrafında, mikro sistemde elektronlar dönerler. Ve bütün elementler bu hidrojenlerin yan yana dizilmesiyle, biraraya gelmesiyle oluşturulmuştur.
Allahû Tealâ gökleri dayanaksız yükseltmektedir. Dünya ve bütün gezegenler için 7 kat atmosfer söz konusudur. Bunun ötesinde 7 tane de gök katı vardır. Allahû Tealâ 2 yatay, 2 dikey sebîlle Kendisine ulaşan Sıratı Mustakîm'i vücuda getirmiştir. Birinci sebîl, tâbî olduğunuz noktadan itibaren ruhunuzun sizden ayrılarak tâbî olduğunuz irşad makamının dergâhına ulaştığı yolu ifade etmektedir. Ruh, buradan devrin imamının dergâhına ulaşır. Tarîk-i Mustakîm orada başlar ve seyr-i sülûktaki bütün ruhlar için oradan itibaren 7 tane gök katını içeren dikey bir yükselme söz konusu olur.
Birinci katta secde yapılır. İkinci katta suvarılma havuzları vardır. Üçüncü katta iki katlı mescitte secde yapılır. Dördüncü katta Beyt-ül Makdes'in aslı vardır. Beşinci katta Beyt-ül Haram'ın aslı vardır. Altıncı katta sıbgatullah olma işlemi tahakkuk eder. Yedinci katta 7 tane âlem geçilir, burası göğün en üst katıdır.
Yedinci kata altın bir kapıdan girilir. Burası fetih kapısıdır. Burada sadece Allah'ın cennetine gidecek olan Allah dostlarının kader hücreleri vardır. Kader hücrelerinin yedinci gök katındaki yerine "illiyyin" denmektedir. Cehenneme gideceklerin kader hücreleri ise (dünya, zemin kat olarak düşünülürse oradan) 7 kat aşağıda, emr âlemin zıddı olan zülmanî âlemin sonundaki "siccîn"dedir:
Hayır, muhakkak ki, füccarın (şeytanın fücuruna tâbî olan kâfirlerin) kitapları (kayıtları, hayat filmleri) elbette siccîndedir (zemin kattan 7 kat aşağıda olan zülmanî kader hücrelerindedir).
Hayır, muhakkak ki ebrar olanların (Allah'a ulaşmayı dileyenlerin, hidayette olanların) kitapları (kayıtları, hayat filmleri) elbette illiyyin'dedir (zemin kattan 7 kat yukarıda olan birinci âlemdeki kader hücrelerindedir).
Allahû Tealâ Güneş'i, Ay'ı, Dünya'yı emri altına almıştır. "Hepsi belirlenmiş bir süreye kadar akıp gider." buyurmaktadır. O süre, kıyâmetin koptuğu güne kadardır. Allah'ın bütün gezegenlere verdiği kinetik enerji, yani gezegenleri birbirinden ayırmaya sebep olan itiş enerjisi, kâinatı hâlâ büyütmektedir. Bir gün kinetik enerji sona erecek, büyüme duracak ve o gün kıyâmet kopacaktır. O süreye kadar onlar akışlarını devam ettirecektir. Süre bittiği zaman bütün sistemler çökecektir. Gravitasyon başlayacak, büyük kütleler küçük kütleleri çekecektir. Dünya, Ay'ı; Güneş de Dünya ile birlikte Dünya'ya yapışmış olan Ay'ı kendisine çekecektir. Başka Güneş sistemleri de bizim Güneş sistemimizi kendisine çekecektir. Bütün gezegenleri kendisine toplayan Güneş'imizle başka Güneşler birleşecek, sonra samanyolları birleşecek, neticede uzayları yok olmuş bir tek noktaya doğru kâinat küçülecektir.
Bu âyet-i kerimede, ruhun ölmeden evvel Allah'a ulaştırılmasından (mülâki olmasından) Allah'ın muradı, herkesin Allah'a mülâki olmaya yakîn hasıl etmesini sağlamaktır.
Rad-2, Bakara-45 ve 46 ile illiyet rabıtası içerisindedir:
2/BAKARA-45: Vesteînû bis sabri ves salât(sâlâti), ve innehâ le kebîretun illâ alel hâşiîn(hâşiîne).
(Allah'tan) sabırla ve namazla istiane (özel yardım) isteyin. Ve muhakkak ki o (hacet namazı ile Allah'a ulaştıracak mürşidini sormak), huşû sahibi olanlardan başkasına elbette ağır gelir.
2/BAKARA-46: Ellezîne yezunnûne ennehum mulâkû rabbihim ve ennehum ileyhi râciûn(râciûne).
Onlar (o huşû sahipleri) ki, Rab'lerine (dünya hayatında) muhakkak mülâki olacaklarına ve (sonunda ölümle) O'na döneceklerine yakîn derecesinde inanırlar.
13/RA'D-2
Bismillâhirrahmânirrahîm
İmam İskender Ali Mihr |
: |
Görmekte olduğunuz semaları (gök katlarını) direksiz olarak yükselten Allah'tır. Sonra arşa istiva etti. Ve Güneş'i ve Ay'ı emri altına aldı. Hepsi belirlenmiş bir süreye kadar akıp gider. İşleri düzenleyip idare eder. Âyetleri ayrı ayrı açıklar ki; böylece Rabbinize mülâki olmaya (ölmeden evvel ruhunuzu Allah'a ulaştırmaya) yakîn hasıl edersiniz. |
Diyanet İşleri |
: |
Allah, gökleri gördüğünüz herhangi bir direk olmadan yükselten, sonra Arş’a kurulan, güneşi ve ayı buyruğu altına alandır. Bunların hepsi belli bir zamana kadar akıp gitmektedir. O, her işi (hakkıyla) düzenler, yürütür, âyetleri ayrı ayrı açıklar ki Rabbinize kavuşacağınıza kesin olarak inanasınız. |
Abdulbaki Gölpınarlı |
: |
Öyle bir Allah'tır ki görmekte olduğunuz gökleri direksiz yüceltmiştir de sonra arşa hâkim ve mutasarrıf olmuştur ve güneşi ve ayı râm etmiştir, hepsi de muayyen bir zamana dek yürür gider. Rabbinize kavuşacağınızı iyice anlamanız için işleri tedbîr ve tasarruf edip yapan odur, delilleri bildirip açıklayan o. |
Adem Uğur |
: |
Görmekte olduğunuz gökleri direksiz olarak yükselten, sonra Arş'a istivâ eden, güneşi ve ayı emrine boyun eğdiren Allah'tır. (Bunların) her biri muayyen bir vakte kadar akıp gitmektedir. O, Rabbinize kavuşacağınıza kesin olarak inanmanız için her işi düzenleyip âyetleri açıklamaktadır. |
Ahmed Hulusi |
: |
(İsmi) Allâh (olan), "HÛ"dur ki semâları (algılanan madde ötesi boyutları - bilinç {yedi nefs} mertebelerini) gördüğünüz bir şeye dayanaksız yükseltti (Farklı algılama sistemlerine dayalı farklı boyutlar meydana getirerek oluşturdu)! Sonra Arş üzerine istiva etti (Esmâ'sının özelliklerini Fiiller âleminde hükümran kıldı)! Güneş'i, Ay'ı hükmünün açığa çıkması için işlevlendirmiştir; her biri belli bir ömre sahip olarak işlevine devam eder. . . Hükmü doğrultusunda (her şeyi) oluşturur - yönlendirir; tüm detaylarıyla var eder; Rabbinizin likâsına (hakikatinizdeki Rabbinizin Esmâ'sının açığa çıkışının farkındalığına) yakîn sahibi olmanız için. |
Ahmet Tekin |
: |
Allah gökleri, görebildiğiniz direkler koymadan, denge ve çekim kanunu işleterek yükseltip tutan, bir de, Arş üzerinde, sınırsız kudret ve iktidar makamında hükümranlığını kuran, güneşi ve ayı emrine, kurduğu düzene boyun eğdirendir. Her biri belirli vakte kadar yörüngesinde akıp gidiyor. Allah kâinat ve içindeki varlıklarla, dünya ve ötesi ile ilgili ilâhî planlamayı yapıp yürütüyor, hayatın devamını ve aslî düzeni sağlıyor. Birliğini ve kudretini gösteren âyetleri, delilleri ayrıntılarıyla açıklıyor, umulur ki, diriltilerek Rabbinizin huzurunda hesaba çekileceğinizi, mükâfat ve cezanın varlığını, delilleriyle ve gerekçeleriyle bilerek, kesinlikle inanmanıza vesile olur. |
Ahmet Varol |
: |
Allah O'dur ki; gökleri görmekte olduğunuz şekilde direksiz yükseltti, [1] sonra Arş üzerine istiva etti; güneşi ve ayı da buyruğu altına aldı. (Bunların) hepsi belli bir süre için akıp gitmektedir. İşleri O idare ediyor ve belki Rabbinize kavuşacağınıza kesin olarak inanırsınız diye ayetleri açıklıyor. |
Ali Bulaç |
: |
Allah O'dur ki, gökleri dayanak olmaksızın yükseltti; onları görmektesiniz. Sonra arşa istiva etti ve güneş ile aya boyun eğdirdi, her biri adı konulmuş bir süreye kadar akıp gitmektedirler. Her işi evirip düzenler, ayetleri birer birer açıklar. Umulur ki, Rabbinize kavuşacağınıza kesin bilgiyle inanırsınız. |
Ali Fikri Yavuz |
: |
Allah, gökleri, gördüğünüz şekilde, direksiz olarak yükseltendir. Sonra, kudretiyle Arş’ı istilâ etti, güneşi ve ayı da kulların menfaatına tabi (bağlı) kıldı. Bunlardan (güneş ile aydan) her biri belirli bir vakta kadar dolaşıyor. Bütün işleri O idare ediyor; âyetleri açıklıyor ki, sizler Rabbinize kavuşacağınızı şüphesiz bilesiniz. |
Bekir Sadak |
: |
Gokleri, gordugunuz gibi, direksiz yukselten, sonra arsa hukmeden herbiri belli bir sureye kadar hareket edecek olan gunes ve ay'i buyrugu altina alan, isleri yuruten, ayetleri uzun uzun aciklayan Allah'tir; ola ki Rabbinize kavusacaginiza kesin olarak inanÙrsÙnÙz. |
Celal Yıldırım |
: |
Allah, öyle bir kudrettir ki, gökleri, gördüğünüz şekilde direksiz yükseltmiş, sonra ARŞ üzerinde ilâhî saltanatını kurmuş ; Güneş ve Ay'ı (belli kanunlara bağlayıp) emrine başeğdirmiştir —ki, bunlardan her biri belirlenmiş bir süreye kadar (kendi yörüngelerinde) hareketlerini sağlar—. İşi plânlı biçimde kusursuz yürütür ve âyetleri (varlığına delâlet eden belgeleri) bir bir açıklar; tâ ki, 'Rabbinize kavuşacağınıza kesin bilgi edinesiniz. |
Diyanet İşleri (eski) |
: |
Gökleri, gördüğünüz gibi, direksiz yükselten, sonra arşa hükmeden, her biri belli bir süreye kadar hareket edecek olan Güneş ve Ay'ı buyruğu altına alan, işleri yürüten, ayetleri uzun uzun açıklayan Allah'tır; ola ki Rabbinize kavuşacağınıza kesin olarak inanırsınız. |
Diyanet Vakfi |
: |
Görmekte olduğunuz gökleri direksiz olarak yükselten, sonra Arş'a istivâ eden, güneşi ve ayı emrine boyun eğdiren Allah'tır. (Bunların) her biri muayyen bir vakte kadar akıp gitmektedir. O, Rabbinize kavuşacağınıza kesin olarak inanmanız için her işi düzenleyip âyetleri açıklamaktadır. |
Edip Yüksel |
: |
Görebileceğiniz bir direk olmadan gökleri yükselten, sonra tüm yönetime egemen olan, güneşi ve ayı buyruk altına alan ALLAH'tır. Hepsi belli bir süre için akıp gitmektedir. Tüm işleri kontrol eder ve ayetleri detaylı olarak açıklar ki Rabbinizle kavuşma konusunda kuşkunuz kalmasın |
Elmalılı Hamdi Yazır |
: |
Allah odur ki Semalara direksiz irtifa' verdi, onları görüyorsunuz, sonra Arş üzerine istivâ buyurdu ve Şems-ü Kameri teshır eyledi, her biri müsemmâ bir ecel için cereyan ediyor, emri tedbir, âyetleri tafsıl eyliyor ki sizler rabbınızın likasına yakîn hasıl edesiniz |
Elmalılı (sadeleştirilmiş) |
: |
Allah O'dur ki görüyorsunuz gökleri direksiz yükseltti, sonra Arş üzerine hükümranlığını kurdu, güneşi ve ayı emrine boyun eğdirdi; herbiri belirli bir vakte kadar akıp gidiyor; herşeyi yönetiyor ve ayetleri açıklıyor ki, Rabbinizin huzuruna çıkacağınıza kesin olarak inanasınız. |
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) |
: |
Allah O'dur ki, gökleri direksiz yükseltti, onu görüyorsunuz, sonra arş üzerine istiva etti, güneşi ve ayı emrine boyun eğdirdi. Her biri belli bir vakte kadar akar gider. Bütün işleri O yönetiyor. Âyetleri O açıklıyor ki, Rabbinizin huzuruna çıkacağınızı iyi bilesiniz. |
Fizilal-il Kuran |
: |
Allah gökleri, gördüğünüz gibi, direksiz olarak yükseltti. Sonra Arş'a kuruldu, güneş ile ayı buyruğu altına aldı, her biri belli bir sürenin sonuna kadar yörüngesinde hareket eder, o bütün bu gelişmeleri düzenler. Rabbinizin karşısına çıkacağınıza kesinlikle inanasınız diye O, size ayetlerini ayrıntılı biçimde açıklar.. |
Gültekin Onan |
: |
Tanrı O'dur ki, gökleri dayanak olmaksızın yükseltti; onları görmektesiniz. Sonra arşa istiva etti ve güneş ile aya boyun eğdirdi, her biri adı konulmuş bir ecele kadar akıp gitmektedirler. Her buyruğu evirip düzenler, ayetleri birer birer açıklar. Umulur ki rabbinize kavuşacağınıza kesin bilgiyle inanırsınız. |
Hasan Basri Çantay |
: |
Allah Odur ki gökleri (şu) görmekde olduğunuz (şekilde) direksiz yükseltmişdir, sonra (emri) arş üzerinde hükümran olmuşdur, güneşi, ayı da teshir etmişdir ki (bunların) her biri muayyen vakta kadar (seyr ve) cereyan eder. Her işi yerli yerinde O tedbîr (ve idare) eder, âyetleri O açıklar. Tâki Rabbinize kavuşacağınızı iyice bilesiniz. |
Hayrat Neşriyat |
: |
Allah, o gördüğünüz gökleri direksiz yükselten, sonra arşa hükmeden, güneşi ve ayı da emrine boyun eğdirendir. Herbiri belirli bir vakte kadar akıp gider. (O, her) işi idâre eder; âyetleri açıklar ki, Rabbinize kavuşacağınıza kat'î olarak inanasınız! |
İbni Kesir |
: |
Allah O'dur ki; gökleri gördüğünüz gibi yükseltmiş, sonra Arş'a hükmetmiştir. Güneşi ve ayı buyruğu altına almıştır. Bunların her biri belli bir süreye kadar hareket edecektir. İşleri yürütür. Rabbınızla karşılaşacağınıza kesin olarak inanmanız için ayetleri uzun uzun açıklar. |
Muhammed Esed |
: |
Gökleri, görülebilir herhangi bir destek, dayanak olmadan yükselten ve sonra da kudret ve hükümranlık tahtına kurulan Allah'tır; her biri -(O'nun tarafından) belirlenmiş bir süre için- kendi seyrini sürdüren güneşi ve ayı (koyduğu yasalara) tabi tutan O'dur; var olan her şeyi (yöneten), çekip çeviren de O. Bütün bu mesajları açık açık dile getiriyor ki, (Yargı Günü'nde) Rabbinizin huzuruna çıkacağınıza yürekten kesin bir biçimde inanasınız. |
Ömer Nasuhi Bilmen |
: |
Allah, o zâtı-ı akdestir ki, gökleri görüyorsunuz, direksiz olarak yükseltmiştir. Sonra arş üzerine istivada bulunmuştur ve güneşi de, kameri de musahhar kılmıştır ki, herbiri bir malum vakit için cereyan eder. (O Hâlık-i Kerîm) Her işi tedbir eder, âyetleri mufassalan beyan buyurur. Tâ ki Rabbinize kavuşacağınızı yakînen bilesiniz. |
Ömer Öngüt |
: |
Allah O'dur ki, gökleri gördüğünüz gibi direksiz yükseltti. Sonra Arş'ı istivâ etti (Arş üzerinde hükümran oldu). Güneşi ve ay'ı musahhar kılmıştır. Bunların her biri, muayyen bir vakte kadar akıp gitmektedir. O her işi düzenler, âyetlerini birer birer açıklar. Tâ ki, Rabbinize kavuşacağınıza kesin bilgi edinesiniz. |
Şaban Piriş |
: |
Allah, gökleri gördüğünüz gibi direksiz olarak yükseltti. Sonra arşı istiva etti. Her biri belli bir süreye kadar hareket edecek olan güneş ve ayı buyruğu altına aldı. Kesin olarak Rabbinizle buluşacağınıza inanmanız için buyruğunu yürütüp, ayetleri uzun uzun açıklıyor. |
Suat Yıldırım |
: |
Allah O’dur ki gökleri, sizin de görüp durduğunuz gibi, direksiz yükseltti. Sonra da Arşının üstünde kuruldu. Güneşi ve Ay’ı hizmet etmeleri için sizin emrinize verdi. Bunlardan her biri belirli bir vakte kadar dolaşmaktadır. Bütün işleri O yönetir. Âyetleri size açıklar ki Rabbinize kavuşacağınıza iman edesiniz. |
Süleyman Ateş |
: |
Allâh odur ki gökleri, görebileceğiniz bir direk olmadan yükseltti, sonra Arş üzerine istivâ etti (mülkünün tahtına oturdu), güneşi ve ay'ı irâdesine boyun eğdirdi. Her biri, belli bir süre için akıp gitmektedir. (Yaratma) işi(ni) düzenler, âyetleri açıklar ki, Rabbinizle karşılaşacağınıza kesin olarak inanasınız. |
Tefhim-ul Kuran |
: |
Allah O'dur ki, gökleri dayanak olmaksızın yükseltti; onları görmektesiniz. Sonra arşa istiva etti ve güneş ile aya boyun eğdirdi, her biri adı konulmuş bir süreye kadar akıp gitmektedirler. Her işi evirip düzenler, ayetleri birer birer açıklar. Umulur ki, Rabbinize kavuşacağınıza kesin bilgiyle inanırsınız. |
Ümit Şimşek |
: |
O Allah ki, gökleri, gördüğünüz gibi, direksiz yükseltti, sonra da Arş üzerine kuruldu, Güneşi ve Ayı emrine boyun eğdirdi. Onların hepsi de belirlenmiş bir vakte kadar akıp gitmektedir. O herşeyi yerli yerince tedbir ve idare eder; Rabbinize kavuşacağınızı kesin olarak bilmeniz için de âyetleri iyice açıklar. |
Yaşar Nuri Öztürk |
: |
Allah odur ki, gökleri direksiz yükseltmiştir; görüyorsunuz onları... Sonra arş üzerine egemen olmuştur. Güneş'i ve Ay'ı da boyun eğdirmiştir. Bunların tümü belirlenmiş bir vakte kadar akar dururlar. Oluşu yönlendirir, çekip çevirir O... Ayetleri birer birer gözler önüne serer ki, Rabbinize kavuşacağınıza açık seçik inanasınız. |
|