<<<<<14/İBRÂHÎM-27>>>>>
Bismillâhirrahmânirrahîm
يُثَبِّتُ اللّهُ الَّذِينَ آمَنُواْ بِالْقَوْلِ الثَّابِتِ فِي الْحَيَاةِ الدُّنْيَا وَفِي الآخِرَةِ وَيُضِلُّ اللّهُ الظَّالِمِينَ وَيَفْعَلُ اللّهُ مَا يَشَاء
Yusebbitullâhullezîne âmenû bil kavlis sâbiti fil hayâtid dunyâ ve fil âhıreh(âhıreti), ve yudıllullâhuz zâlimîne ve yef’alullâhu mâ yeşâ’(yeşâu).
AÇIKLAMA Bismillâhirrahmânirrahîm
Allahû Tealâ, âmenû olanlardan bahsetmektedir. âmenû olmak, yedi kademedir:
Allahû Tealâ'nın âmenû olan kişiye onu mutlaka Kendisine ulaştıracağına dair sözü vardır. Kişinin Allah'a ulaşmayı dilemesi, Allah'ın cennetine girmeyi haketmesi demektir. Âmenû olanların gideceği yer, mutlaka Allah'ın cennetidir. Allahû Tealâ ile olan ilişkinizde Allah'ın sözlerine dikkatle bakın: "Kim Bana ulaşmayı dilemezse, onun gideceği yer, kazandığı dereceler itibariyle ateştir.""Kim âmenû olursa, onun gideceği yer, altlarından ırmaklar akan cennettir." "Kim Allah'a ulaşmayı dilerse, Allah'ın tayin ettiği o gün mutlaka gelecektir. O kişi mutlaka Allah'ın Zat'ına ulaşacaktır."Allah, Kendisine ulaşmayı dileyen kişiye 12 ihsan vermekte, onu mürşidine ulaştırmakta, tâbiiyetini sağlamakta ve mü'min kılmaktadır. Bundan sonra dört hidayet başlar. Allah, kişinin ruhunu Kendisine ulaştırarak kişiyi evliyası yapar. Bu da yine Allah'ın sözüdür. İşte o sabit sözle Allahû Tealâ onları güçlü kılmaktadır. Bu noktaya ulaşanların %90'ından fazlası mutlaka daha öteye geçerler. Allah, o kişi sebat etmese de ruhunu mutlaka Kendisine ulaştıracaktır. "İşte bu Allah'ın sabit sözüdür. Ve hem dünya hayatında sebat ettiririz hem de ahiret hayatında." diyor. Kişi, cennet saadetine sahip olacaktır ama dünya saadetinin sadece yarısını elde edecektir. Ve sabit olanlar, gayretlerini Allah yolunda devam ettirenler daha da öteye geçerek fizik vücutlarını da nefslerini de iradelerini de Allah'a teslim edeceklerdir. İşte bu, Allah yolunda sebat etmenin neticesidir. Zalim, kendisine ve başkalarına zulmedendir. Kişi Allah'a ulaşmayı dilemeyerek kendi nefsine zulmeder. Gideceği yerin cehennem olduğunu öğrenmesine rağmen Allah'a ulaşmayı dilemiyorsa bu konunun çözümü yoktur. Allahû Tealâ, Kendisine ulaşmayı dilemeyenlere "zalimler" diyerek, onları dalâlette bırakmaktadır. Çünkü Allah'ın emirlerini yerine getirmemiş ve cehennemi haketmiştir:
Muhakkak ki inkâr edenler ve Allah'ın yolundan alıkoyanlar (saptırmış olanlar), (mürşidlerine ulaşmadıkları için) uzak bir dalâletle sapmışlardır.
Muhakkak ki inkâr edenleri ve zulmedenleri (başkalarını da mürşide ulaşmaktan men edip saptıranları), Allah mağfiret edecek değildir ve yola (Allah'a ulaştıran Sıratı Mustakîm'e) hidayet edecek değildir.Zalimlerin dalâlette kaldığı bu âyet-i kerimelerde bellidir. Bu âyet-i kerime, Nisa Suresinin 167. ve 168. âyet-i kerimeleriyle birinci dereceden bir illiyet rabıtasıyla ilişkilidir.
14/İBRÂHÎM-27
1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 47, 48, 49, 50, 51, 52
Sure Adına Göre Sırala