<<<<<14/İBRÂHÎM-18>>>>>
Bismillâhirrahmânirrahîm
مَّثَلُ الَّذِينَ كَفَرُواْ بِرَبِّهِمْ أَعْمَالُهُمْ كَرَمَادٍ اشْتَدَّتْ بِهِ الرِّيحُ فِي يَوْمٍ عَاصِفٍ لاَّ يَقْدِرُونَ مِمَّا كَسَبُواْ عَلَى شَيْءٍ ذَلِكَ هُوَ الضَّلاَلُ الْبَعِيدُ
Meselullezîne keferû bi rabbihim a’mâluhum ke remâdinişteddet bihir rîhu fî yevmin âsıf(âsıfin), lâ yakdirûne mimmâ kesebû alâ şey’(şey’in), zâlike huved dalâlul baîd(baîdu).
AÇIKLAMA Bismillâhirrahmânirrahîm
Allahû Tealâ, uzak dalâlet için buyuruyor:
Muhakkak ki inkâr edenler ve Allah'ın yolundan alıkoyanlar (saptırmış olanlar), (mürşidlerine ulaşmadıkları için) uzak bir dalâletle sapmışlardır.
Muhakkak ki inkâr edenleri ve zulmedenleri (başkalarını da mürşide ulaşmaktan men edip saptıranları), Allah mağfiret edecek değildir ve yola (Allah'a ulaştıran Sıratı Mustakîm'e) hidayet edecek değildir.
Ancak cehennem yoluna (hidayet eder, ulaştırır), onlar orada ebediyyen kalacak olanlardır. Ve bu, Allah için kolaydır.Rab'lerini inkâr eden, kâfir olan; başka insanların da Sıratı Mustakîm'in üzerinde olmasını engelleyen bu insanların amelleri "fırtınaya savrulan kül" gibidir. Nasıl ki külün her zerresi fırtına esnasında etrafa savrulup, elde hiçbir şey kalmazsa bu insanlar da iktisab ettiklerinden hiçbir şeye kaadir olamazlar. Bu, derecat açısından kazançsızlıktır. Allah onlara asla mağfiret etmeyecektir, günahlarını sevaba çevirmeyecektir. Bütün uzak dalâlettekiler için aynı şey geçerlidir. Ellerinde avuçlarında hiçbir şey kalmayacaktır. O, kendileri Allah'ın yoluna girmeyip de başkalarını da Allah'ın yolundan men eden insanlar, uzak bir dalâlet içinde olacaklardır. Uzak dalâletin 3 vasfı vardır:
14/İBRÂHÎM-18
1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 47, 48, 49, 50, 51, 52
Sure Adına Göre Sırala