<<<<<14/İBRÂHÎM-11>>>>>
Bismillâhirrahmânirrahîm
قَالَتْ لَهُمْ رُسُلُهُمْ إِن نَّحْنُ إِلاَّ بَشَرٌ مِّثْلُكُمْ وَلَكِنَّ اللّهَ يَمُنُّ عَلَى مَن يَشَاء مِنْ عِبَادِهِ وَمَا كَانَ لَنَا أَن نَّأْتِيَكُم بِسُلْطَانٍ إِلاَّ بِإِذْنِ اللّهِ وَعلَى اللّهِ فَلْيَتَوَكَّلِ الْمُؤْمِنُونَ
Kâlet lehum rusuluhum in nahnu illâ beşerun mislukum ve lâkinnallâhe yemunnu alâ men yeşâu min ibâdih(ibâdihî), ve mâ kâne lenâ en ne’tiyekum bi sultânin illâ bi iznillâh(iznillâhi), ve alâllâhi fel yetevekkelil mu’minûn(mu’minûne).
AÇIKLAMA Bismillâhirrahmânirrahîm
Resûller bir delil, bir mucize getirmek yetkisinin sahibi değillerdir. Kavimdekiler Allah'ın emirlerine karşı geldikçe ni'met alamayacaklardır. Allah'a ulaşmayı dilemedikçe de ihsan almaları mümkün değildir. Eğer resûller, onlara Allahû Tealâ'nın müsaade vermesi ile sultan (delil) getirselerdi, kavimdekiler "bu apaçık bir sihirdir" derlerdi. Peygamber Efendimiz (S.A.V), "Ay'ı ikiye bölersen sana tâbî oluruz." diyenlere "Ben Ay'ı ikiye bölemem ama Allah'tan bunu dilerim. Eğer uygun görürse O, böler. Eğer bölerse tâbî olacak mısınız?" dediğinde hepsi: "Tâbî olacağız." demişlerdi. Ve Allahû Tealâ, Ay'ı ikiye böldü ama onlar tâbî olmayarak "Bu apaçık bir sihirdir." dediler.
14/İBRÂHÎM-11
1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 47, 48, 49, 50, 51, 52
Sure Adına Göre Sırala