<<<<<14/İBRÂHÎM-1>>>>>
Bismillâhirrahmânirrahîm
الَر كِتَابٌ أَنزَلْنَاهُ إِلَيْكَ لِتُخْرِجَ النَّاسَ مِنَ الظُّلُمَاتِ إِلَى النُّورِ بِإِذْنِ رَبِّهِمْ إِلَى صِرَاطِ الْعَزِيزِ الْحَمِيدِ
Elif lâm râ kitâbun enzelnâhu ileyke li tuhricen nâse minez zulûmâti ilân nûri bi izni rabbihim ilâ sırâtıl azîzil hamîd(hamîdi).
AÇIKLAMA Bismillâhirrahmânirrahîm
Allahû Tealâ, insanları karanlıklardan nura ulaştırması için Peygamber Efendimiz (S.A.V)'e Kur'ân-ı Kerim'i indirmiştir. Kâinatı saran karanlık, insanlar için "cehalet" adını alır. İnsanlar bilmedikleri için karanlıktadırlar. Öğrenen her insan, öğrendiklerini tatbik sahasına sokabilirse, mutlaka zulmetten nura çıkar. İlim, faydalı ve faydasız olmak üzere ikiye ayrılır. Eğer bir ilim, insanı Allah'a yaklaştıramıyor, cennet ve dünya saadetine ulaştıramıyorsa Allahû Tealâ'nın indinde "faydasız ilim" sayılmaktadır. Peygamber Efendimiz (S.A.V): "Faydasız ilimden Allah'a sığınırım." buyurmaktadır. Kur'ân-ı Kerim bir bütündür. Pek çok ilim adamı, Kur'ân-ı Kerim'i bildiğini iddia etmekte ama Allah'a ulaşmayı dilememektedir. Bundan dolayı mürşidlerine ulaşıp tâbî olamamakta; ruhlarını Allah'a ulaştıramamakta; fizik vücutlarını, nefslerini, iradelerini Allah'a teslim ederek irşada ulaşamamaktadırlar. İblis, Allahû Tealâ'nın insanları karanlıktan nura ulaştırsın diye indirdiği Kur'ân-ı Kerim'i tatbikattan çıkarmayı başarmıştır. Kur'ân-ı Kerim, Allah'ın izni ile insanları Sıratı Mustakîm'e ulaştırmak için indirilmiştir. Sıratı Mustakîm; ruhun ölmeden evvel Allah'a ulaştırılacağı yoldur. Fizik vücudun Sıratı Mustakîm'i; onun Allah'a ahsen olarak teslim edilmesi süresince kemâl derecelerinde olgunlaşmanın yoludur. Nefsin Sıratı Mustakîm'i; nefsin bütün afetlerden kurtulmasını temin edecek olan, kemâl derecelerinde olgunlaşma yoludur. İradenin Sıratı Mustakîm'i; nefsin afetleri yok oldukça iradenin güçlenmesinin ve neticede iradî yapının en sağlam bir statüde Allah'a teslim edilmesinin yoludur. Nefsin kalbi başlangıçta kapkaranlıktır. Nefs tezkiyesiyle nefsin kalbine gelen fazilet nurları "îmân" kelimesinin etrafında toplandıkça nefsin kalbini karanlıklardan aydınlığa çevirir. Daimî zikre ulaşılınca batmayan bir güneş, nefsin kalbini tamamen aydınlatır. Bu, nefsin kalbinde hiç afet kalmaması halidir. Cehaletten ilmin üst seviyelerine ulaşmak, karanlıktan aydınlığa ulaşmaktır. Karanlıktan aydınlığa ulaşmak, Allah'ın nurlarını, nefsin kalbine yüzde yüz dolduracak hüviyete ulaşmak 2 kademelidir. Nefs tezkiyesinde nurlar yarıyı aşar. Bu yarı yarıya karanlıktan aydınlığa ulaşmaktır. Daimî zikirde ise nefsinizin kalbi yüzde yüz nurlarla dolar. Allah'ın hedefi de nefs tezkiyesiyle yarı yarıya aydınlanan nefs kalbinin, daimî zikirle yüzde yüz nurlarla dolmasıdır. Bu sonuç nefsin tasfiyesidir.
14/İBRÂHÎM-1
1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 47, 48, 49, 50, 51, 52
Sure Adına Göre Sırala