HİCR-26

Anasayfa » HİCR Suresi » HİCR-26
share on facebook  tweet  share on google  print  

HİCR-26

"HİCR Suresi" için, toplam 1 sonuç arasından 1 - 1 arası sonuçlar

<<<<<15/HİCR-26>>>>>

Bismillâhirrahmânirrahîm

وَلَقَدْ خَلَقْنَا الإِنسَانَ مِن صَلْصَالٍ مِّنْ حَمَإٍ مَّسْنُونٍ

Ve lekad halaknâl insâne min salsâlin min hamein mesnûn(mesnûnin).

Andolsun ki; Biz insanı, “hamein mesnûn olan salsalinden” (standart insan şekli verilmiş ve organik dönüşüme uğramış salsalinden) yarattık. 
1. ve lekad : ve andolsun
2. halaknâ : biz yarattık
3. el insâne : insan
4. min : ...den
5. salsâlin : toprak (inorganik maddeler) ve su karışımından meydana gelmiş, zamanla sıcakta suyu uçup kurumuş ve içinde havanın dolaşabileceği, sese dönüşebileceği boşluk olan cisim (Al-i İmran-59, Rahmân-14)
6. min : ...den
7. hamein : (organik) dönüşüme uğramış
8. mesnûnin : standart (belli) bir şekil verilmiş

AÇIKLAMA

Bismillâhirrahmânirrahîm

"Hamein", inorganik maddelerin bazılarının, özel şartlarda bir süre sonra organik madde dönüşümüne uğramış halidir. "Mesnûn" da belli bir şeklin standardize edilmiş halidir (standart insan şekli). Toprakta bulunan inorganik azotu, organik azota çevirir. Böylece biyolojik bedenin iç yapı taşı olan aminoasitlerin amin grubunu NH2 oluşturur. Karbon atomuyla su, amino asidin asit grubu olan karboksil grubunu COOH meydana getirir. Canlı DNA (desoksiribonükleik asit)'in 4 ana amino asidi olan adenin, tionin, guanin ve sitozinin yapısının esasını organik karbon (C) ve organik azot (N) oluşturur. Toprağa gömülen cesedin parçalanması, organik azot ve organik karbonun tekrar inorganik karbon ve inorganik azota dönüşmesi esasına dayanır. Burada Allahû Tealâ, insanın inorganik sistemden organik sisteme geçen temel yapısının standartlarını iki basit ifadeyle (hamein ve salsalin) vermiştir.

Salsalin, aslında çamurken sonra kurumuş ve standart bir şekil verilmiş topraktır.

Hamein, organik dönüşüme uğramıştır ve nefsi de şekillendirmiştir.

Allahû Tealâ, zaman içerisinde toprağın inorganik standartlarının organik standartlara dönüşmesini temin ederek insanı yaratmıştır. Muhtevada; inorganik maddelerin organik maddeye, organik maddelerin de inorganik maddelere dönüşmesi dünyada devamlı bir hüviyet kazanır. İnsanın vücuda gelmesinde çamur azot tatbikatıyla, bakterilerin tesiriyle inorganik azot, organik azota çevrilir. Ve böyle bir sistemde önce aminoasitlerin birincisi amin grubu teşekkül eder ve daha sonra da desoksiribonükleik asidin (DNA) diğer 4 ana amino asidi adım adım gelişir: Adenin, tionin, guanin ve sitozin.

Allahû Tealâ inorganik maddelere (hayatla alâkası olmayan malzemeye) yavaş yavaş hayatı tutabilecek olan yeni bir hüviyet kazandırır.

Allahû Tealâ, hayatı verdiği zaman o hayatın üstlenebileceği, yerleşebileceği bir muhtevayı (aminoasitler grubunu) da oluşturmuş, sonra da insana hayat vermiştir. Bu statüyü oluştururken, sistemin inorganik başlangıcından organik başlangıca ulaşması, hayatın başlaması değildir. Organik bir sistemde hayat yoktur. Ama organik sistem hayat gelirse, o hayatı kabul edecek ve devam ettirecek olan bir vasıf taşımaktadır. İnsana hayatı veren ve "akıl" adı verilen bir mahlûkuyla insanı ne yapacağını bilen bir hüviyete sokan, Allah'tır.

"Allah'a gerek yoktur, herşey kendi kendine oluşmuştur." tezi, Allah'ın kanunları karşısında hiçbir şey ifade etmez. Birtakım âlimler ilimden biraz bir şeyler öğrendikleri zaman Allah'ın söylediklerini yalanlamaya çalışırlar. Allah'ın onlara verdiği ilim, onları Allah'a daha çok yaklaştıracak bir ilim olmasına rağmen onları Allah'ın yokluğunu iddia edecek bir hedefe yöneltmektedir. Bunun arkasında sadece şeytan vardır. İnsanlar ilerleyen günlerde, aylarda, yıllarda şeytanı ve onun takımını çok daha iyi tanıyacaklardır.

15/HİCR-26

Bismillâhirrahmânirrahîm

İmam İskender Ali Mihr : Andolsun ki; Biz insanı, “hamein mesnûn olan salsalinden” (standart insan şekli verilmiş ve organik dönüşüme uğramış salsalinden) yarattık.
Diyanet İşleri : Andolsun, biz insanı kuru bir çamurdan, şekillendirilmiş bir balçıktan yarattık.
Abdulbaki Gölpınarlı : Andolsun ki biz Âdem'i, kuru, kokmuş, şekil ve sûret verilmiş balçıktan yarattık.
Adem Uğur : Andolsun biz insanı, (pişmiş) kuru bir çamurdan, şekillenmiş kara balçıktan yarattık.
Ahmed Hulusi : Andolsun ki, biz insanı dönüşüp gelişen hücresel yapıdan (toprak + su + hava) halkettik.
Ahmet Tekin : Andolsun biz, insanı ses veren, şekillendirilebilen kuru çamurdan, kokmuş değişken kara balçıktan yarattık.
Ahmet Varol : Andolsun biz insanı kuru bir çamurdan, şekillenmiş bir balçıktan yarattık.
Ali Bulaç : Andolsun, insanı kuru bir çamurdan, şekillenmiş bir balçıktan yarattık.
Ali Fikri Yavuz : Andolsun ki, biz insanı kuru bir çamurdan, şekillenmiş bir balçıktan yarattık.
Bekir Sadak : And olsun ki, insani kuru balciktan, islenebilen kara topraktan yarattik.
Celal Yıldırım : Şanıma and olsun ki, insanı pişmedik balçıktan yarattık.
Diyanet İşleri (eski) : And olsun ki, insanı kuru balçıktan, işlenebilen kara topraktan yarattık.
Diyanet Vakfi : Andolsun biz insanı, (pişmiş) kuru bir çamurdan, şekillenmiş kara balçıktan yarattık.
Edip Yüksel : İnsanı, kurumuş, yıllanmış balçıktan yarattık.
Elmalılı Hamdi Yazır : Filhakika biz insanı bir «salsâl» den, mesnun bir balçıktan yarattık
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Gerçekten Biz, insanı kuru bir çamurdan, biçimlendirilmiş bir balçıktan yarattık.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Andolsun ki biz insanı kuru bir çamurdan, şekillenmiş bir balçıktan yarattık.
Fizilal-il Kuran : Gerçekten biz insanı kara çamurdan oluşmuş kuru balçıktan yarattık.
Gültekin Onan : Andolsun insanı kuru bir çamurdan, şekillenmiş bir balçıktan yarattık.
Hasan Basri Çantay : Andolsun, biz insanı kuru bir çamurdan, suuretlenmiş bir balçıkdan yaratdık.
Hayrat Neşriyat : Şübhesiz insanı, kuru bir çamurdan, şekillenmiş bir balçıktan yarattık.
İbni Kesir : Andolsun ki Biz; insanı, kuru bir çamurdan, şekillenmiş bir balçıktan yarattık.
Muhammed Esed : Gerçek şu ki, Biz insanı ses veren balçıktan, biçim verilebilir, özlü, kara bir balçıktan yarattık.
Ömer Nasuhi Bilmen : Muhakkak ki, Biz insanı kuru bir çamurdan, tegayyür etmiş bir balçıktan yarattık.
Ömer Öngüt : Andolsun ki biz insanı pişmemiş çamurdan, işlenebilen kara balçıktan yarattık.
Şaban Piriş : İnsanı, kuru bir çamurdan, olgunlaşmış bir balçıktan yarattık.
Suat Yıldırım : Biz insanı kara çamurdan, şekillenmiş bir balçıktan yarattık.
Süleyman Ateş : Andolsun biz insanı pişmemiş çamurdan, değişmiş cıvık balçıktan yarattık.
Tefhim-ul Kuran : Andolsun, insanı kuru bir çamurdan, şekillenmiş bir balçıktan yarattık.
Ümit Şimşek : Biz insanı biçimlenip kupkuru hal almış bir balçıktan yarattık.
Yaşar Nuri Öztürk : Yemin olsun, biz insanı; kuru çamurdan, değişken, cıvık bir balçıktan yarattık.
Kaynak : İmam İskender Ali Mihr
Tür : Diğer Tarih : 5.11.2018
[ Tüm yazılara ulaşmak için burayı tıklayınız. ]

1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 47, 48, 49, 50, 51, 52, 53, 54, 55, 56, 57, 58, 59, 60, 61, 62, 63, 64, 65, 66, 67, 68, 69, 70, 71, 72, 73, 74, 75, 76, 77, 78, 79, 80, 81, 82, 83, 84, 85, 86, 87, 88, 89, 90, 91, 92, 93, 94, 95, 96, 97, 9899

Sure Adına Göre Sırala

 

 

 

 

Sayfa Ziyaret Sayacı
50.478