FURKÂN-29

Anasayfa » FURKÂN Suresi » FURKÂN-29
share on facebook  tweet  share on google  print  

FURKÂN-29

"FURKÂN Suresi" için, toplam 1 sonuç arasından 1 - 1 arası sonuçlar

<<<<<25/FURKÂN-29>>>>>

Bismillâhirrahmânirrahîm

لَقَدْ أَضَلَّنِي عَنِ الذِّكْرِ بَعْدَ إِذْ جَاءنِي وَكَانَ الشَّيْطَانُ لِلْإِنسَانِ خَذُولًا

Lekad edallenî aniz zikri ba’de iz câenî, ve kâneş şeytânu lil insâni hazûlâ(hazûlen).

Andolsun ki; bana zikir (Kur’ân’daki ilim) geldikten sonra beni zikirden saptırdı ve şeytan, insana yardımı engelleyendir. 
1. lekad : andolsun
2. edalle-nî : beni saptırdı
3. an ez zikri : zikirden
4. ba'de : sonra
5. iz câe-nî : bana gelmişti
6. ve kâne : ve oldu, ...dır
7. eş şeytânu : şeytan
8. li el insâni : insana
9. hazûlen : yardımsız bırakan, yardımı engelleyen

AÇIKLAMA

Bismillâhirrahmânirrahîm

Zikrullah, Allah'ın adını "Allah, Allah, Allah, Allah, Allah..." diyerek zikretmektir. Aynı zamanda Allah'ın adını hatırlamak, Kur'ân okumak, namaz kılmak da birer zikirdir. Burada zikirden Allahû Tealâ'nın muradı, Allah'ın Kur'ânı'ndaki manevî öğretisidir.

Bir önceki âyet-i kerimede "keşke ben falanı dost edinmeseydim" diyen kişinin edindiği dost ona Kur'ân'daki ilim açıklandığı halde, onu o zikirden saptırmayı başarmıştır. Bu kişi, zikretmiyor ve başka insanların da Allah'ın yoluna girmesine engel oluyor. Onun da engel olduğu kişinin de gideceği yer cehennemdir. Engel olunan kişi isteseydi, iradesiyle ona karşı çıkabilirdi. Söylediklerini kabul etmezdi. Dolayısıyla suçlu olan sadece onu zikirden saptıran değildir. Asıl suçlu olan saptıranlara inanan ve dalâlette kalan kişidir.

Allahû Tealâ bu sebeple Kur'ân-ı Kerimi'nde kişisel iradeye büyük bir değer vermiştir. Bir kişi kendi iradesiyle Allah'a ulaşmayı dilemedikçe, cehennemden kurtuluşu hiçbir zaman mümkün değildir. Cehennemden kurtulup insanı cennete alacak olan temel başlangıç noktası, Allah'a ulaşmayı dileme noktasıdır. Herkes kendi iradesiyle bunu gerçekleştirmek zorundadır. Ya gerçekleştirecektir, kendisini cehennemden kurtaracaktır veya gerçekleştirmeyecektir o zaman cehenneme girmeyi hakedecektir.

Nahl Suresinin 36. âyet-i kerimesinde Allahû Tealâ buyuruyor ki:

16/NAHL-36: Ve le kad beasnâ fî kulli ummetin resûlen eni’budûllâhe vectenibût tâgût(tâgûte), fe minhum men hedallâhu ve minhum men hakkat aleyhid dalâleh(dalâletu), fe sîrû fîl ardı fanzurû keyfe kâne âkıbetul mukezzibîn(mukezzibîne).

Ve andolsun ki Biz, bütün ümmetlerin (milletlerin, kavimlerin) içinde resûl beas ettik (hayata getirdik, vazifeli kıldık). (Allah'a ulaşmayı dileyerek) Allah'a kul olsunlar ve taguttan (insan ve cin şeytanlardan) içtinap etsinler (sakınıp kurtulsunlar) diye. Onlardan bir kısmını, (Resûlün daveti üzerine Allah'a ulaşmayı dileyenleri) Allah hidayete erdirdi ve bir kısmının (dilemeyenlerin) üzerine dalâlet hak oldu. Artık yeryüzünde gezin. Böylece yalanlayanların akıbetinin, nasıl olduğuna bakın (görün).

Resûl, o insanlara Allah'a ulaşmayı dilemelerini emrettiğinde dilerlerse Zumer Suresinin 17. âyet-i kerimesine göre kurtulacaklardır. Dilemezlerse kurtulamayacaklardır. Bu arada şeytanın, insanlara ulaşan bu ilmi engellemekte çok önemli bir rolü olduğu da kesindir.

39/ZUMER-17: Vellezînectenebût tâgûte en ya’budûhâ ve enâbû ilâllâhi lehumul buşrâ, fe beşşir ıbâd(ıbâdi).

Ve onlar ki; taguta (insan ve cin şeytanlara) kul olmaktan içtinap ettiler (kaçındılar, kendilerini kurtardılar). Çünkü Allah'a yöneldiler (Allah'a ulaşmayı dilediler). Onlara müjdeler vardır. Öyleyse kullarımı müjdele!

 

25/FURKÂN-29

Bismillâhirrahmânirrahîm

İmam İskender Ali Mihr : Andolsun ki; bana zikir (Kur'ân'daki ilim) geldikten sonra beni zikirden saptırdı ve şeytan, insana yardımı engelleyendir.
Diyanet İşleri : “Andolsun, Kur’an bana geldikten sonra beni ondan o saptırdı. Zaten şeytan insanı yardımcısız bırakıverir.”
Abdulbaki Gölpınarlı : Andolsun beni Kur'ân'dan saptıran, hem de bana tebliğ edildikten sonra saptıran odur; ve Şeytan, insanı yardımcısız, hor hakir bir halde bırakıverir.
Adem Uğur : Çünkü zikir (Kur'an) bana gelmişken o, hakikaten beni ondan saptırdı. Şeytan insanı (uçuruma sürükleyip sonra) yüzüstü bırakıp rezil rüsvay eder.
Ahmed Hulusi : "Andolsun ki, gelen Zikir'den (hakikatimi hatırlatan hakikat bilgisinden) saptırdı. . . Şeytan (vehim - bilincin kendini beden kabulü) insan için hazuldur (güçsüz, ortada bırakan). "
Ahmet Tekin : 'Andolsun ki, Kur’ân bana geldikten sonra, beni, okunması ibadet olan övünç kaynağı Kur’ân’dan, şeriattan, Allah’ı zikirden ayırıp uzaklaştırarak, başıma buyruk hale getirip, dalâleti, bozuk düzeni, helâki tercihime imkân sağladı. Şeytan, şeytan tıynetli ahlâksız azgınlar, şeytanî güçler insanı yüzüstü bırakıp rezil ediyor.'
Ahmet Varol : Andolsun o beni, bana geldikten sonra zikirden (Kur'an'dan) saptırdı. Şeytan da insanı yalnız ve yardımsız bırakır.'
Ali Bulaç : "Çünkü o, gerçekten bana geldikten sonra beni zikirden (Kur'an'dan) saptırmış oldu. Şeytan da insanı 'yapayalnız ve yardımsız" bırakandır."
Ali Fikri Yavuz : Vallahi, o sapıttı beni zikirden, (Allah’ı anmaktan ve Kur’ân ahkâmına bağlanmaktan), bana Kur’ân gelmişken... Şeytan, insanı helâke düşürendir.”
Bekir Sadak : (27-29) O gun, zalim kimse ellerini isirip: «Keski Peygamberle beraber bir yol tutsaydim, vay basima gelene; keski falancayi dost edinmeseydim. And olsun ki beni, bana gelen Kuran'dan o saptirdi. seytan insani yalniz ve yardimcisiz birakiyor» der.
Celal Yıldırım : And olsun ki bana Kur'ân geldikten sonra o dost (dediğim kimse) beni saptırdı. Şeytan ise insanı aşağılık halde yapayalnız bırakandır.
Diyanet İşleri (eski) : (27-29) O gün, zalim kimse ellerini ısırıp: 'Keşke Peygamberle beraber bir yol tutsaydım, vay başıma gelene; keşke falancayı dost edinmeseydim. And olsun ki beni, bana gelen Kuran'dan o saptırdı. Şeytan insanı yalnız ve yardımcısız bırakıyor' der.
Diyanet Vakfi : Çünkü zikir (Kur'an) bana gelmişken o, hakikaten beni ondan saptırdı. Şeytan insanı (uçuruma sürükleyip sonra) yüzüstü bırakıp rezil rüsvay eder.
Edip Yüksel : 'Beni, bana ulaşan mesajdan saptırdı. Gerçekten, şeytan insanı yarı yolda bırakır.'
Elmalılı Hamdi Yazır : Vallahi o sapıttı beni zikirden, bana gelmiş iken, öyle ya Şeytan insana çok hızlânkâr bulunuyor
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Bana geldikten sonra Kur'an, vallahi o beni saptırdı.» Öyle ya şeytan insanı yapayalnız, yardımsız bırakır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Çünkü zikir (Kur'ân) bana gelmişken o, hakikaten beni ondan saptırdı.» Şeytan insanı (uçuruma sürükleyip sonra) yapayalnız ve yardımcısız bırakmaktadır.
Fizilal-il Kuran : Bana Kur'anın mesajı geldikten sonra o beni Allah'ı anmaktan alıkoydu. Zaten şeytan, insanı ayarttıktan sonra yüzüstü bırakır.
Gültekin Onan : "Çünkü o, gerçekten bana geldikten sonra beni zikirden (Kuran'dan) saptırmış oldu. Şeytan da insanı 'yapayalnız ve yardımsız' bırakandır."
Hasan Basri Çantay : «Andolsun ki beni zikirden, hem o (bir devlet gibi) bana (Allah tarafından) geldikden sonra, o sapdırdı. Şeytan insanı (başına bir belâ gelince) yapayalınız ve yardımsız bırakandır».
Hayrat Neşriyat : 'Yemîn olsun ki, (o) bana geldikten sonra beni Zikir’den (Kur’ân’dan), saptırdı.' Şeytan ise, insanı (işte o gün, böyle) yardımsız bırakır.
İbni Kesir : Andolsun ki; bana gelen zikirden beni, o saptırdı. Şeytan; insanı yapayalnız ve yardımsız bırakandır.
Muhammed Esed : Gerçekte, bana uyarıcı, hatırlatıcı mesaj geldikten sonra, beni (Allah'ı) hatırlamaktan o uzaklaştırdı!" Zaten, Şeytan (işte böyle) yalnız ve çaresiz bırakır insanı.
Ömer Nasuhi Bilmen : «Andolsun ki, beni zikirden sapıttırdı, (o zikir) bana geldikten sonra ve şeytan insan için yardımcı olmayıp (onu) zelilâne bir halde terkeder olmuştur.»
Ömer Öngüt : “Andolsun ki beni zikirden, bana Kur'an gelmişken o saptırdı. Şeytan insanı yapayalnız ve yardımcısız bırakıyor. ”
Şaban Piriş : Andolsun ki bana gelen zikir’den beni o saptırdı. Şeytan, insanı yapayalnız bırakıp, rezil ediyor.
Suat Yıldırım : (27-29) O gün zalim, parmaklarını ısırır "Eyvah! der, keşke o Peygamberle birlikte yol tutsaydım. Eyvah! Keşke falanı dost edinmeseydim! Vallahi bana gelen öğütten (Kur’ân’dan) beni o uzaklaştırdı. Zaten şeytan, insanı (işte böyle uçuruma sürükleyip sonra da) yüzüstü, yalnız bırakır."
Süleyman Ateş : O beni, bana gelen Zikirden saptırdı. Zaten şeytân, insanı yapayalnız ve yardımcısız bırakır."
Tefhim-ul Kuran : «Çünkü o, gerçekten bana gelmiş bulunduktan sonra beni zikirden (Kur'an'dan) saptırmış oldu. Şeytan da insanı 'yapayalnız ve yardımsız' bırakandır.»
Ümit Şimşek : 'Bana gelen öğütten o beni uzaklaştırdı.' İşte, Şeytan insanı böyle ortada bırakıverir.
Yaşar Nuri Öztürk : "Zikir/Kur'an bana geldikten sonra, o saptırdı beni ondan. Şeytan, insan için bir rezil edicidir."

 

 

 

 

Kaynak : İmam İskender Ali Mihr
Tür : Diğer Tarih : 6.11.2018
[ Tüm yazılara ulaşmak için burayı tıklayınız. ]

1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 47, 48, 49, 50, 51, 52, 53, 54, 55, 56, 57, 58, 59, 60, 61, 62, 63, 64, 65, 66, 67, 68, 69, 70, 71, 72, 73, 74, 75, 7677

Sure Adına Göre Sırala

 

 

 

 

Sayfa Ziyaret Sayacı
34.402