FURKÂN-27

Anasayfa » FURKÂN Suresi » FURKÂN-27
share on facebook  tweet  share on google  print  

FURKÂN-27

"FURKÂN Suresi" için, toplam 1 sonuç arasından 1 - 1 arası sonuçlar

<<<<<25/FURKÂN-27>>>>>

Bismillâhirrahmânirrahîm

وَيَوْمَ يَعَضُّ الظَّالِمُ عَلَى يَدَيْهِ يَقُولُ يَا لَيْتَنِي اتَّخَذْتُ مَعَ الرَّسُولِ سَبِيلًا

Ve yevme yeadduz zâlimu alâ yedeyhi yekûlu yâ leytenîttehaztu mear resûli sebîlâ(sebîlen).

Ve o gün, zalim ellerini ısırır: “Keşke resûlle beraber (Allah’a giden) bir yol ittihaz etseydim.” der. 
1. ve yevme : ve (o) gün
2. yeaddu : öfkeden, pişmanlıktan ısırır
3. ez zâlimu : zalim, zulmeden
4. alâ yedey-hi : ellerini
5. yekûlu : söyler, der
6. yâ leyte-nî : keşke ben
7. ittehaztu : ben edindim
8. mea : beraber
9. er resûli : resûl
10. sebîlen : sebîl, yol

AÇIKLAMA

Bismillâhirrahmânirrahîm

Burada pişmanlığın acı bir sonucu verilmektedir. Zalimler o gün ellerini ısırırlar. İfade çok açık ve kesin: "O gün resûlle beraber kendime yol edinseydim." Bu Resûl, Mehdî Resûl'dür.

Bu sebîl, ruhu Allah'a ulaştıran yoldur. Sadece adı geçen Mehdi Resûl'e tâbiiyette Allah'a ulaştıran sebîle varılabilir. Nebe Suresinde Allahû Tealâ buyuruyor ki:

78/NEBE-39: Zâlikel yevmul hakk(hakku), femen şâettehaze ilâ rabbihî meâbâ(meâben).

İşte o gün (mürşidin eli Hakk'a ulaşmak üzere öpüldüğü ve ona tâbî olunduğu gün), Hakk günüdür. Dileyen (Allah'a ulaşmayı dileyen) kişi, kendisine Rabbine ulaştıran (yolu, Sıratı Mustakîm'i) yol ittihaz eder. (Allah'a ulaşan kişiye Allah) meab (sığınak, melce) olur.

Meab, sığınak anlamındadır. Allah'a doğru yola çıkıldığı gün Allahû Tealâ buyuruyor:

3/ÂLİ İMRÂN-73: Ve lâ tu’minû illâ li men tebia dînekum, kul innel hudâ hudallâhi en yu’tâ ehadun misle mâ ûtîtum ev yuhâccûkum inde rabbikum, kul innel fadla bi yedillâh(yedillâhi), yu’tîhi men yeşâ’(yeşâu), vallâhu vâsiun alîm(alîmun).

Ve (Ehli Kitap): “Sizin dîninize tâbî olandan başkasına inanmayın.” (dediler). (Habibim onlara) De ki: “Muhakkak ki hidayet Allah'a ulaşmaktır. (İnsanın ruhunun ölmeden önce Allah'a ulaşmasıdır.) Size verilenin bir benzerinin, bir başkasına verilmesidir.” Yoksa onlar, Rabbiniz'in huzurunda, sizinle çekişiyorlar mı? (Onlara) De ki: “Muhakkak ki fazl Allah'ın elindedir. Onu dilediğine verir.” Ve Allah, Vâsi'dir (ilmi geniştir, herşeyi kapsar), Alîm'dir (en iyi bilendir).

İşte Allah'a ulaşmak için tutulan o yolun adı sebîldir.

Fazl, Resûle tâbiiyetten sonra, zikrullah ile Allah'ın müridin kalbine gönderdiği nur'un adıdır.

 

25/FURKÂN-27

Bismillâhirrahmânirrahîm

İmam İskender Ali Mihr : Ve o gün, zalim ellerini ısırır: “Keşke resûlle beraber (Allah'a giden) bir yol ittihaz etseydim.” der.
Diyanet İşleri : O gün zalim kimse, (çaresizlik içinde) ellerini ısırıp şöyle diyecektir: “Ne olurdu ben de peygamberle beraber aynı yolu tutsaydım!”
Abdulbaki Gölpınarlı : O gün zâlim, ellerini ısırıp duracak da ne olurdu diyecek, ben de Peygamberle aynı yolu tutsaydım.
Adem Uğur : O gün, zalim kimse (pişmanlıktan) ellerini ısırıp şöyle der: Keşke o peygamberle birlikte bir yol tutsaydım!
Ahmed Hulusi : O süreçte nefsine zulmeden (orijin benin hakikatinin gereğini yaşamamış olan) ellerini ısırıp: "Keşke Rasûl ile beraber yürüseydim" der.
Ahmet Tekin : Baskı, zulüm ve işkenceyle, temel hak ve hürriyetleri, Allah yolunu, Allah yolundaki faaliyetleri engelleyen, hakka riayet etmeyen zâlimin, pişmanlıktan ellerini ısıracağı gün:
'Keşke ilâhî hükümleri icraya, ülkeyi imara, dünya düzenini kurmaya, sağlamaya memur tek yetkili Rasulullah ile birlikte bir yol, İslâmî bir hayat tarzı tutsaydım' der.
Ahmet Varol : O gün zalim kişi ellerini ısırarak der ki: 'Ah keşke Peygamberle birlikte bir yol edinmiş olsaydım.
Ali Bulaç : O gün, zulmeden, ellerini (hınçla) ısırarak (şöyle) der: "Ah keşke, elçiyle birlikte bir yol edinmiş olsaydım,"
Ali Fikri Yavuz : Zalimlerden her biri (pişmanlığından) iki elini ısırdığı o günde, şöyle diyecektir: “ - Ne olurdu, ben, O Peygamberle beraber bir kurtuluş yolu edineydim!...
Bekir Sadak : (27-29) O gun, zalim kimse ellerini isirip: «Keski Peygamberle beraber bir yol tutsaydim, vay basima gelene; keski falancayi dost edinmeseydim. And olsun ki beni, bana gelen Kuran'dan o saptirdi. seytan insani yalniz ve yardimcisiz birakiyor» der.
Celal Yıldırım : O gün zâlim zorba, ellerini ısırıp «keşke Peygamberle beraber bir yol tutsaydım !» diyecek.
Diyanet İşleri (eski) : (27-29) O gün, zalim kimse ellerini ısırıp: 'Keşke Peygamberle beraber bir yol tutsaydım, vay başıma gelene; keşke falancayı dost edinmeseydim. And olsun ki beni, bana gelen Kuran'dan o saptırdı. Şeytan insanı yalnız ve yardımcısız bırakıyor' der.
Diyanet Vakfi : O gün, zalim kimse (pişmanlıktan) ellerini ısırıp şöyle der: Keşke o peygamberle birlikte bir yol tutsaydım!
Edip Yüksel : O gün zalim kimse (üzüntüden) elini ısırıp şöyle der: 'Keşke, elçi ile birlikte aynı yolu tutsaydım.'
Elmalılı Hamdi Yazır : Hem o gün ki zalim ellerini ısıracak eyvah diyecek keşke Peygamberin maıyyetinde bir yol tutaydım
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : O gün zalim kimse ellerini ısıracak ve şöyle diyecek: «Eyvah! Keşke peygamberin maiyyetinde bir yol tutsaydım!
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : O gün zalim kimse ellerini ısıracak: «Eyvah!» diyecek, «keşke Peygamberin yanında bir yol tutsaydım!»
Fizilal-il Kuran : O gün her zalim öfkesinden parmaklarını ısırarak şöyle der; «Keşki Peygamber'in yoldaşı olsaydım.»
Gültekin Onan : O gün, zulmeden, ellerini (hınçla) ısırarak (şöyle) der: "Ah keşke, elçiyle birlikte bir yol edinmiş olsaydım."
Hasan Basri Çantay : O gün (her) zaalim (nedametle) iki elini ısırıb: «Ne olurdu, ben o peygamberin maiyyetinde (Allaha) bir yol edineyim» diyecekdir.
Hayrat Neşriyat : O gün zâlim kimse, ellerini ısırıp şöyle der: 'Keşke ben, peygamberle berâber biryol tutsaydım!'
İbni Kesir : O gün; zalim kimse iki elini ısırarak: Ne olurdu ben de peygamberle beraber bir yol tutsaydım, diyecektir.
Muhammed Esed : o Gün ki, (vaktiyle) haksızlığı kendisine yol edinmiş olan kişi ellerini kemirip, "Ah, n'olurdu, Rasul'ün gösterdiği yolu tutmuş olsaydım!" diyecek,
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve o gün ki, zalim iki elini ısırır, der ki: «Keşke ben Peygamber ile beraber bir yol tutmuş olsa idim.»
Ömer Öngüt : O gün zâlimlerden her biri ellerini ısırarak: “Ne olurdu, ben de Peygamber'in maiyyetinde bir yol edineydim!” der.
Şaban Piriş : O gün, zalim parmaklarını ısıracak ve şöyle diyecektir: -Ah ne olurdu, ben de Peygamber’le aynı yolu tutmuş olsaydım!
Suat Yıldırım : (27-29) O gün zalim, parmaklarını ısırır "Eyvah! der, keşke o Peygamberle birlikte yol tutsaydım. Eyvah! Keşke falanı dost edinmeseydim! Vallahi bana gelen öğütten (Kur’ân’dan) beni o uzaklaştırdı. Zaten şeytan, insanı (işte böyle uçuruma sürükleyip sonra da) yüzüstü, yalnız bırakır."
Süleyman Ateş : O gün zâlim ellerini ısırıp: "Nolaydı, keşke ben elçiyle beraber bir yol edineydim!" der.
Tefhim-ul Kuran : O gün, zulme sapan, ellerini (hınçla) ısırarak (şöyle) der: «Ah keşke, peygamberle birlikte bir yol edinmiş olsaydım,»
Ümit Şimşek : O gün zalim parmağını kemirir de 'Ne olurdu,' der, 'Peygamberle birlikte bir yol tutaydım!
Yaşar Nuri Öztürk : O gün zalim, ellerini ısırarak diyecek ki: "Ne olurdu, resulle birlikte bir yol tutsaydım."

 

 

 

 

Kaynak : İmam İskender Ali Mihr
Tür : Diğer Tarih : 6.11.2018
[ Tüm yazılara ulaşmak için burayı tıklayınız. ]

1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 47, 48, 49, 50, 51, 52, 53, 54, 55, 56, 57, 58, 59, 60, 61, 62, 63, 64, 65, 66, 67, 68, 69, 70, 71, 72, 73, 74, 75, 7677

Sure Adına Göre Sırala

 

 

 

 

Sayfa Ziyaret Sayacı
34.389