<<<<<31/LOKMÂN-13>>>>> Bismillâhirrahmânirrahîm وَإِذْ قَالَ لُقْمَانُ لِابْنِهِ وَهُوَ يَعِظُهُ يَا بُنَيَّ لَا تُشْرِكْ بِاللَّهِ إِنَّ الشِّرْكَ لَظُلْمٌ عَظِيمٌ Ve iz kâle lukmânu libnihî ve huve yaızuhu yâ buneyye lâ tuşrik billâhi, inneş şirke le zulmun azîm(azîmun). Ve Lokman, oğluna vaazederek (öğüt vererek) şöyle demişti: "Ey yavrum, Allah’a şirk koşma! Muhakkak ki şirk, azîm (çok büyük) bir zulümdür." 1. | ve iz kâle | : ve demişti | 2. | lukmânu | : Lokman | 3. | libni-hî | : oğluna | 4. | ve huve | : ve o | 5. | yaızu-hu | : ona vaazeder, öğüt verir | 6. | yâ buneyye | : ey oğlum, oğulcuğum, yavrum | 7. | lâ tuşrik | : şirk koşma | 8. | bi allâhi | : Allah'a | 9. | inne | : muhakkak ki | 10. | eş şirke | : şirk | 11. | le | : elbette | 12. | zulmun | : zulümdür | 13. | azîmun | : çok büyük | AÇIKLAMA
Bismillâhirrahmânirrahîm Sadece Allah'a ulaşmayı dileyenler şirkten kurtulurlar. Hz. Lokman oğluna: "Allah'a şirk koşma. Yani Allah'a ulaşmayı dile." demektedir. Allahû Tealâ, Rum Suresinde diyor ki:
30/RÛM-31: Munîbîne ileyhi vettekûhu ve ekîmûs salâte ve lâ tekûnû minel muşrikîn(muşrikîne). O'na (Allah'a) yönelin (Allah'a ulaşmayı dileyin) ve O'na karşı takva sahibi olun. Ve namazı ikame edin (namaz kılın). Ve (böylece) müşriklerden olmayın.
30/RÛM-32: Minellezîne ferrakû dînehum ve kânû şiyeâ(şiyean), kullu hızbin bimâ ledeyhim ferihûn(ferihûne). (O müşriklerden olmayın ki) onlar, dînlerinde fırkalara ayrıldılar ve grup grup oldular. Bütün gruplar, kendilerinde olanla ferahlanırlar.
Allah'a ulaşmayı dilemeyenler şirktedir. Şirk, genel anlamda puta tapmak anlamına geliyorsa da bu açık şirktir. Allahû Tealâ, Allah'a ulaşmayı dilemeyen herkesin şirkte (gizli şirk) olduğunu ifade etmektedir. İnsanlar farkında değiller ama ne yazık ki şeytanın kumandasındadırlar. Allahû Tealâ diyor ki:
24/NÛR-21: Yâ eyyuhellezîne âmenû lâ tettebiû hutuvâtiş şeytân(şeytâni), ve men yettebi’ hutuvâtiş şeytâni fe innehu ye’muru bil fahşâi vel munker(munkeri) ve lev lâ fadlullâhi aleykum ve rahmetuhu mâ zekâ minkum min ehadin ebeden ve lâkinnallâhe yuzekkî men yeşâu, vallâhu semî’un alîm(alîmun). Ey âmenû olanlar, şeytanın adımlarına tâbî olmayın! Ve kim şeytanın adımlarına tâbî olursa o taktirde (şeytanın adımlarına uyduğu taktirde) muhakkak ki o (şeytan), fuhşu (her çeşit kötülüğü) ve münkeri (inkârı ve Allah'ın yasak ettiklerini) emreder. Ve eğer Allah'ın rahmeti ve fazlı sizin üzerinize olmasaydı (nefsinizin kalbine yerleşmeseydi), içinizden hiçbiri ebediyyen nefsini tezkiye edemezdi. Lâkin Allah, dilediğinin nefsini tezkiye eder. Ve Allah, Sem'î'dir (en iyi işitendir) Alîm'dir (en iyi bilendir).
Şeytanın adımlarına tâbî olanlar, nefs tezkiyesi yapmayanlar, takva sahibi olmayanlardır. Çünkü Zumer Suresinin 17. âyet-i kerimesi şeytanın adımlarına tâbî olanları (şeytanın kullarını) Allah'a yönelmeyenler, Allah'a ulaşmayı dilemeyenler olarak ifade etmektedir: 39/ZUMER-17: Vellezînectenebût tâgûte en ya’budûhâ ve enâbû ilâllâhi lehumul buşrâ, fe beşşir ıbâd(ıbâdi). Ve onlar ki; taguta (insan ve cin şeytanlara) kul olmaktan içtinap ettiler (kaçındılar, kendilerini kurtardılar). Çünkü Allah'a yöneldiler (Allah'a ulaşmayı dilediler). Onlara müjdeler vardır. Öyleyse kullarımı müjdele!
Görülmektedir ki kim Allah'a ulaşmayı dilerse o, hem açık şirkten hem de gizli şirkten mutlak olarak kurtulmuştur. 31/LOKMÂN-13 Bismillâhirrahmânirrahîm İmam İskender Ali Mihr | : | Ve Lokman, oğluna vaazederek (öğüt vererek) şöyle demişti: "Ey yavrum, Allah'a şirk koşma! Muhakkak ki şirk, azîm (çok büyük) bir zulümdür." | Diyanet İşleri | : | Hani Lokmân, oğluna öğüt vererek şöyle demişti: “Yavrum! Allah’a ortak koşma! Çünkü ortak koşmak elbette büyük bir zulümdür.” | Abdulbaki Gölpınarlı | : | An o zamanı ki hani Lokmân, oğluna öğüt verirken oğulcağızım demişti, Allah'a şirk koşma; şüphe yok ki şirk, elbette pek büyük bir zulümdür. | Adem Uğur | : | Lokman, oğluna öğüt vererek: Yavrucuğum! Allah'a ortak koşma! Doğrusu şirk, büyük bir zulümdür, demişti. | Ahmed Hulusi | : | Hani Lukman oğluna, ona öğüt verirken dedi ki: "Ey oğulcuğum! Esmâ'sıyla hakikatin olan Allâh'a (benliğini - bedenini tanrı edinerek) şirk koşma! Kesinlikle şirk çok büyük bir zulümdür!" | Ahmet Tekin | : | Hani Lokman oğluna öğüt vererek, sorumluluklarını hatırlatarak: 'Oğulcuğum, ilâhlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında Allah’a ortak koşma, gizli şirke düşme, başka otoriteler kabul etme. Şirk büyük bir haksızlıktır, zulümdür.' demişti. | Ahmet Varol | : | Lokman oğluna öğüt vererek şöyle demişti: 'Ey oğulcağızım! Allah'a ortak koşma. Şüphesiz ortak koşmak (şirk) büyük bir zulümdür.' | Ali Bulaç | : | Hani Lukman oğluna -öğüt vererek- demişti ki; "Ey oğlum, Allah'a şirk koşma. Şüphesiz şirk, gerçekten büyük bir zulümdür." | Ali Fikri Yavuz | : | Bir vakit Lokmân, oğluna öğüd vererek şöyle demişti: “Yavrum, Allah’a ortak koşma; çünkü Allah’a ortak koşmak (şirk) çok büyük bir zulümdür.” | Bekir Sadak | : | Lokman, ogluna ogut vererek: «Ey ogulcugum! Allah'a es kosma, dogrusu es kosmak buyuk zulumdur» demisti. | Celal Yıldırım | : | Hani bir vakit Lukmân oğluna öğüt vererek dedi ki: «Oğulcağızım ! Sakın Allah'a ortak koşma. Çünkü gerçekten ortak koşmak büyük bir haksızlıktır.» | Diyanet İşleri (eski) | : | Lokman, oğluna öğüt vererek: 'Ey oğulcuğum! Allah'a eş koşma, doğrusu eş koşmak büyük zulümdür' demişti. | Diyanet Vakfi | : | Lokman, oğluna öğüt vererek: Yavrucuğum! Allah'a ortak koşma! Doğrusu şirk, büyük bir zulümdür, demişti. | Edip Yüksel | : | Lokman oğluna öğüt verirken şunu demişti: 'Sevgili oğlum, ALLAH'a ortak koşma, kuşkusuz şirk (Tanrı'ya ortak koşmak) büyük bir zulümdür.' | Elmalılı Hamdi Yazır | : | Hani Lokman da oğluna demişti, ona va'zediyordu; Yavrum, Allaha şirk koşma, çünkü şirk çok büyük bir zulümdür | Elmalılı (sadeleştirilmiş) | : | Hani Lokman da oğluna öğüt vererek demişti: «Yavrum! Allah'a ortak koşma; çünkü ortak koşmak büyük bir zulümdür! | Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) | : | Hani bir zaman Lokman, oğluna öğüt vererek demişti ki: «Yavrucuğum! Allah'a ortak koşma, çünkü Allah'a ortak koşmak (şirk), elbette büyük bir zulümdür.» | Fizilal-il Kuran | : | Lokman oğluna öğüt vererek; «Ey oğulcuğum! Allah'a ortak koşma, çünkü ortak koşmak, büyük bir zulümdür.» | Gültekin Onan | : | Hani Lokman oğluna -öğüt vererek- demişti ki; "Ey oğlum, Tanrı'ya şirk koşma. Şüphesiz şirk, gerçekten büyük bir zulümdür." | Hasan Basri Çantay | : | Hani Lukman, oğluna — o ona öğüd verirken — (şöyle) demişdi: «Oğulcağızım, Allaha ortak koşma. Çünkü şirk elbette büyük bir zulümdür». | Hayrat Neşriyat | : | Ve bir zaman Lokmân oğluna, kendisi ona nasîhat ederken şöyle demişti: 'Ey oğulcuğum! Allah’a şirk koşma! Muhakkak ki şirk, gerçekten (pek) büyük bir zulümdür!' | İbni Kesir | : | Hani Lokman; oğluna öğüt vererek demişti ki: Oğulcuğum; Allah'a şirk koşma, doğrusu şirk, büyük bir zulümdür. | Muhammed Esed | : | Lokman, oğluna öğüt verirken şöyle konuştu: "Ey Benim sevgili oğlum! Allah'tan başkasına ilahi sıfatlar yakıştırma! Bil ki, böyle (düzmece) ortaklık yakıştırmalar, gerçekten büyük bir zulümdür! | Ömer Nasuhi Bilmen | : | Ve yâd et o vakti ki, Lokman, oğluna nasihat ederek ona demişti ki: «Allah'a şerik koşma, şüphe yok ki, şirk elbette pek büyük bir zulümdür.» | Ömer Öngüt | : | Lokman oğluna öğüt vererek şöyle demişti: “Oğulcuğum! Allah'a şirk koşma, doğrusu şirk koşmak çok büyük bir zulümdür. ” | Şaban Piriş | : | Lokman, oğluna öğüt vererek demişti ki: -Yavrucuğum, Allah’a şirk koşma, çünkü şirk çok büyük bir zulümdür. | Suat Yıldırım | : | Lokman oğluna nasihat ederken: "Evladım!" dedi, "sakın Allah’a eş, ortak uydurma! Çünkü şirk pek büyük bir zulümdür." | Süleyman Ateş | : | Lokman oğluna öğüt vererek demişti ki: "Yavrum, Allah'a ortak koşma, çünkü ortak koşmak, büyük bir zulümdür." | Tefhim-ul Kuran | : | Hani Lokman oğluna -öğüt vererek- demişti ki; «Ey oğlum, Allah'a şirk koşma. Hiç şüphe yok şirk; gerçekten büyük bir zulümdür.» | Ümit Şimşek | : | Lokman oğluna öğüt verirken dedi ki: 'Oğlum, Allah'a ortak koşma. Çünkü şirk büyük bir zulümdür.' | Yaşar Nuri Öztürk | : | Hani, Lukman, oğluna öğüt vererek şöyle demişti: "Oğulcuğum, Allah'a ortak koşma! Çünkü Allah'a ortak koşmak, gerçekten büyük bir zulümdür." |
|