<<<<<32/SECDE-3>>>>>
Bismillâhirrahmânirrahîm
أَمْ يَقُولُونَ افْتَرَاهُ بَلْ هُوَ الْحَقُّ مِن رَّبِّكَ لِتُنذِرَ قَوْمًا مَّا أَتَاهُم مِّن نَّذِيرٍ مِّن قَبْلِكَ لَعَلَّهُمْ يَهْتَدُونَ
Em yekûlûnefterâhu, bel huvel hakku min rabbike li tunzire kavmen mâ etâhum min nezîrin min kablike leallehum yehtedûn(yehtedûne).
AÇIKLAMA Bismillâhirrahmânirrahîm
Peygamber Efendimiz (S.A.V)'den sonra gelen peygamberlerden (nebîlerden) hiçbirisi Arap değillerdi. Genellikle yahudi kavminden olmakla beraber Semud kavminden de, ad kavminden de peygamber çıktığını söylüyor Allahû Tealâ. Burada nezir, peygamber istikametinde kullanılmıştır. Nezir bazen nebî mânâsında, bazen resûl mânâsında, bazen resûl olmamış olan ama uyarmakla görevli olan daha küçük topluluklarda vazifeli kılınan velîler mânâsında kullanılmıştır Kur'ân-ı Kerim'de. Mulk Suresinin 8 ve 9. âyet-i kerimelerinde geçen nezir, bir resûlü ifade etmektedir:
(Cehennem) nerede ise öfkesinden çatlayacak gibi olur. Oraya herbir grup atılışında onun (cehennemin) bekçileri onlara: “Size nezir (uyarıcı) gelmedi mi?” diye sordu.
Onlar (cehenneme atılanlar) dediler ki: “Evet, bize nezir gelmişti. Fakat biz onu yalanladık ve Allah hiçbir şey indirmemiştir, siz ancak büyük bir dalâlet içindesiniz, dedik.” Allahû Tealâ her karyeye nezir göndereceğine göre bunlar resûl olamazlar. Nezirin oradaki mânâsı, o karyeye, köye göndereceği mürşid hüviyetindedir. Ama peygamber de resûl de mürşid de bir nezirdir. Nezir, uyarıcı demektir. Allah resûllerini âmenû olanları müjdelesinler, diğerlerini uyarsınlar diye gönderir.
32/SECDE-3
1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30
Sure Adına Göre Sırala