<<<<<44/DUHÂN-7>>>>>
Bismillâhirrahmânirrahîm
رَبِّ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَمَا بَيْنَهُمَا إِن كُنتُم مُّوقِنِينَ
Rabbis semâvâti vel ardı ve mâ beynehumâ, in kuntum mûkinîn(mûkinîne).
AÇIKLAMA Bismillâhirrahmânirrahîm
Yakîn sahibi herkes için Allah, göklerin ve yerin Rabbidir. Allahû Tealâ kime yakîn nasip kılarsa o, Allah'ın göklerin ve yerin Rabbi olduğunu kesin şekilde bilir ve ona inanır. Yakîn hasıl etmek için daimî zikre mutlak olarak ulaşmak lâzım. Buradaki "yakîn" den Allahû Tealâ'nın muradı, Ayn'el yakîn ve Hakk'ul yakîn kademeleridir. Asıl bilenler, Hakk'ul yakînin sahipleridir. Öyleyse bir insan Allah'a ulaşmayı dilediği andan itibaren Allahû Tealâ ona yardımcı olur. Gözlerini ve görme hassasını çalışır hale getirir. Kulaklarını ve işitme hassasını çalışır hale getirir. Kalbini ve idrak etme hassasını harekete geçirir ve kişi kör, sağır, dilsiz ve idraksizken; gören, işiten ve idrak eden birisi olur. Bu, İlm'el yakînin başlangıç noktasıdır. Bundan sonra Allah, o kişinin kalbine ulaşacaktır, kalbinin nur kapısını Allah'a çevirecektir. Onu nefs tezkiyesi yapacak hale getirecektir. Sonra kişi, nefs tezkiyesini gerçekleştirecektir. Ruhunu Allah'a ulaştıracaktır ve bu süreç içerisinde idraki giderek artacaktır. Fizik vücudunu Allah'a teslim edecektir. İlm'el yakîn, o kişinin ruhunu Allah'a ulaştırmasıyla ve ruhun Allah'ın Zat'ında yok olmasıyla sona erer. Fizik vücudun teslimi, İlm'el yakînle Ayn'el yakîn arasında bir geçittir. Kim daimî zikre ulaşırsa o, Allahû Tealâ'nın verdiği baş gözü, baş kulağı ve dünyaya açık olan idrak sahasının dışında yeni bir saha için, yani fizikötesi için gözler, kulaklar ve kalp kazanır; yani Allahû Tealâ ona gaybı göstermeye başlar. Allahû Tealâ, ona gaypten bahsetmeye başlar ve gaybı ona idrak ettirir, ona verdiği kalp gözü ve kalp kulağıyla. İşte bu kişi bu noktada Ayn'el yakînin sahibi olmuştur. Ondan sonra kişi irşad olacaktır, daha sonra iradesini Allah'a teslim edecektir ve bihakkın (hakka tukatihi) takvanın sahibi olacaktır. İradesini de Allah'a teslim edecektir. O zaman Allah'ın Zat'ını da gören bir yakîn sahibi olacaktır. Bu yakîne Kur'ân-ı Kerim "Hakk'ul yakîn" diyor. Bu takvaya "hakka tukatihi takva" diyor. Allah'ın katında Allah'ı müşahede edenler yani Allah'ın Zat'ını görenler, Hakk'ul yakînin sahipleridir.
44/DUHÂN-7
1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 47, 48, 49, 50, 51, 52, 53, 54, 55, 56, 57, 58, 59
Sure Adına Göre Sırala