<<<<<63/MUNÂFİKÛN-4>>>>> Bismillâhirrahmânirrahîm وَإِذَا رَأَيْتَهُمْ تُعْجِبُكَ أَجْسَامُهُمْ وَإِن يَقُولُوا تَسْمَعْ لِقَوْلِهِمْ كَأَنَّهُمْ خُشُبٌ مُّسَنَّدَةٌ يَحْسَبُونَ كُلَّ صَيْحَةٍ عَلَيْهِمْ هُمُ الْعَدُوُّ فَاحْذَرْهُمْ قَاتَلَهُمُ اللَّهُ أَنَّى يُؤْفَكُونَ Ve izâ raeytehum tu’cibuke ecsâmuhum, ve in yekûlû tesma’ li kavlihim, ke ennehum huşubun musennedetun, yahsebûne kulle sayhatin aleyhim, humul aduvvu fahzerhum, kâtelehumullâhu ennâ yu’fekûn(yû’fekûne). Onları gördüğün zaman onların cesameti (görünüşleri) seni hayran bırakır. Ve eğer konuşurlarsa, onların sözlerini dinlersin, onlar sanki duvara dayalı kütükler gibidirler. Her sayhayı (gürültüyü) kendi üzerlerine (aleyhlerine) sanırlar. Onlar düşmandırlar. Artık onlardan hazer et (sakın), Allah onları helâk etsin (kahretsin), nasıl da döndürülüyorlar. 1. | ve izâ | : ve o zaman | 2. | raeyte-hum | : onları gördün | 3. | tu'cibu-ke | : seni hayran bırakır, senin hoşuna gider, beğenirsin | 4. | ecsâmu-hum | : onların cisimleri, bedenleri, vücut yapıları | 5. | ve in | : ve eğer, ise | 6. | yekûlû | : söylerler, konuşurlar | 7. | tesma' | : dinlersin | 8. | li kavli-him | : onların sözlerini | 9. | keenne-hum | : sanki onlar gibi | 10. | huşubun | : kütükler | 11. | musennedetun | : bir tarafa dayalı, yaslanmış | 12. | yahsebûne | : zannederler | 13. | kulle | : her zaman, her seferinde | 14. | sayhatin | : sayha, yüksek ses, gürültü | 15. | aleyhim | : onlara, üzerlerine, aleyhlerine | 16. | hum(u) | : onlar | 17. | el aduvvu | : düşman | 18. | fe ahzer-hum | : artık onlardan sakının | 19. | kâtele-hum(u) | : onları öldürsün, helâk etsin, kahretsin | 20. | allâhu | : Allah | 21. | ennâ | : nasıl | 22. | yû'fekûne | : çevriliyorlar, döndürülüyorlar | AÇIKLAMA
Bismillâhirrahmânirrahîm Hz. Muhammed (S.A.V) Efendimiz'e şöyle söylüyor Allah: "İri yarı vücutları sebebiyle onları beğenirsin, konuşurlarsa dinlersin. Oysaki onlar duvara dayalı kütükler gibi hiçbir işe yaramayanlardır ve düşmandırlar. Onlardan kaçın, geri dur. Allah onları kahretsin diye dua et." 63/MUNÂFİKÛN-4 Bismillâhirrahmânirrahîm İmam İskender Ali Mihr | : | Onları gördüğün zaman onların cesameti (görünüşleri) seni hayran bırakır. Ve eğer konuşurlarsa, onların sözlerini dinlersin, onlar sanki duvara dayalı kütükler gibidirler. Her sayhayı (gürültüyü) kendi üzerlerine (aleyhlerine) sanırlar. Onlar düşmandırlar. Artık onlardan hazer et (sakın), Allah onları helâk etsin (kahretsin), nasıl da döndürülüyorlar. | Diyanet İşleri | : | Onları gördüğün zaman kalıpları hoşuna gider. Konuşurlarsa sözlerine kulak verirsin. Onlar sanki elbise giydirilmiş kereste gibidirler. Her kuvvetli sesi kendi aleyhlerine sanırlar. Onlar düşmandır, onlardan sakın! Allah onları kahretsin! Nasıl da (haktan) çevriliyorlar! | Abdulbaki Gölpınarlı | : | Ve onları gördün mü, bedenleri hoşuna gider; ve konuşurlarsa sözlerini dinlersin; sanki onlar, dayanmış kerestelerdir; her bağrışı, kendi aleyhlerine sanırlar; onlar düşmandır, artık sakın onlardan, Allah gebertsin onları, nelere de kapılıyorlar. | Adem Uğur | : | Onları gördüğün zaman kalıpları hoşuna gider, konuşurlarsa sözlerini dinlersin. Onlar sanki duvara dayanmış kütükler gibidir. Her gürültüyü kendi aleyhlerine sanırlar. Düşman onlardır. Onlardan sakın. Allah onların canlarını alsın. Nasıl bu hale geliyorlar? | Ahmed Hulusi | : | Onları gördüğünde bedenleri (görünüşleri) hoşuna gider. . . Konuşurlarsa, sözlerini dinlersin. . . Onlar (birbirine) dayandırılmış keresteler (şuursuz bedenler) gibidirler! Her yüksek sesli seslenişi kendi aleyhlerine sanırlar! Onlar düşmandır, onlardan korun! Allâh onları öldürsün (anlasınlar hakikat neymiş)! Nasıl da (hakikatlerinden) döndürülüyorlar! | Ahmet Tekin | : | Onları gördüğün zaman kalıpları hoşuna gider. Konuşurlarsa sözlerine kulak verirsin. Onlar sanki çizgili Yemen kumaşından mamul elbiseler giydirilmiş kütükler gibidirler. Her gürültüyü kendi aleyhlerine yönelik bir hareket sanırlar. Onlar katıksız hak düşmanıdırlar. Onlara karşı ihtiyatlı ol, onlardan kendini koru. Allah onları kahretsin. Nasıl da haktan ayrılıp, küfre döndürülüyorlar? | Ahmet Varol | : | Onları gördüğünde cüsseleri hoşuna gider. Konuştuklarında sözlerini dinlersin. Onlar adeta sıralanmış kütükler gibidirler. Her bağırtıyı aleyhlerine sanarlar. Onlar düşmandır, onlardan sakın. Allah onları kahretsin! Nasıl da (haktan) uzaklaştırılıyorlar! | Ali Bulaç | : | Sen onları gördüğün zaman cüsseli yapıları beğenini kazanmaktadır. Konuştukları zaman da onları dinlersin. (Oysa) Sanki onlar (sütun gibi) dayandırılmış ahşap kütük gibidirler. (Bu dayanıksızlıklarından dolayı da) her çağrıyı kendileri aleyhinde sanırlar. Onlar düşmandırlar, bu yüzden onlardan kaçınıp sakının. Allah onları kahretsin; nasıl da çevriliyorlar. | Ali Fikri Yavuz | : | Sen o münâfıkları gördüğün zaman, kalıpları hoşuna gider ve söylerlerse, dediklerine kulak verirsin. Sanki onlar, direk olmuş keresteler gibidirler. (Asker arasında çıkan) her gürültüyü, (korkularından) kendi aleyhlerinde sanırlar. Onlar düşmandırlar; onun için (kendilerine emniyet etme), onlardan sakın. Allah kahretsin onları!... Hakdan nasıl çevriliyorlar? | Bekir Sadak | : | Onlara baktigin zaman cusseleri hosuna gider; konusurlarsa sozlerini dinlersin; tipki, siralanmis kof kutuk gibidirler; her cigligi kendi aleyhlerine sayarlar; onlar dusmandir, onlardan cekin; Allah canlarini alsin, nasil da aldatilip donduruluyorlar. | Celal Yıldırım | : | Onları gördüğün zaman bedenî yapıları hoşuna gider; konuşmaya başlarlarsa, sözlerine kulak verirsin. Onlar, bir yere dayatılmış keresteler gibidirler. Her haykırışı aleyhlerine sanırlar. Asıl düşman kendileridir. Onlardan sakınıp tetik üzere olun. Allah, onları gebertip kahretsin; nereden nasıl çevriliyorlar?! | Diyanet İşleri (eski) | : | Onlara baktığın zaman cüsseleri hoşuna gider; konuşurlarsa sözlerini dinlersin; tıpkı, sıralanmış kof kütük gibidirler; her çığlığı kendi aleyhlerine sayarlar; onlar düşmandır, onlardan çekin; Allah canlarını alsın, nasıl da aldatılıp döndürülüyorlar. | Diyanet Vakfi | : | Onları gördüğün zaman kalıpları hoşuna gider, konuşurlarsa sözlerini dinlersin. Onlar sanki duvara dayanmış kütükler gibidir. Her gürültüyü kendi aleyhlerine sanırlar. Düşman onlardır. Onlardan sakın. Allah onların canlarını alsın. Nasıl bu hale geliyorlar? | Edip Yüksel | : | Onları gördüğün zaman, görünüşleri hoşuna gider. Konuşurlarsa sözlerini dinlersin. Onlar, dikilip dayanmış kütükler gibidir. Her gürültüyü kendi aleyhlerine sanarlar; onlar gerçek düşmandır; onlardan sakın. ALLAH onları kahretsin; nasıl da çevriliyorlar! | Elmalılı Hamdi Yazır | : | Sen onları gördüğün vakıt cisimleri tuhafına gider ve söylerlerse dediklerine kulak verirsin, sanki «Huşubi müsennede» dayanmış keresteler gibidirler, her sayhayı sanırlar ki aleyhlerindedir, onlar düşmandırlar, onun için onlardan sakın, onları Allah gebertsin nereden çevriliyorlar | Elmalılı (sadeleştirilmiş) | : | Sen onları gördüğün zaman cisimleri (fiziki görüntüleri) tuhafına gider; konuşurlarsa dediklerine kulak verirsin. Sanki onlar dayanmış keresteler gibidirler. Her bağırışı aleyhlerine sanırlar. Onlar düşmandırlar, onlardan sakın! Allah gebertsin onları, nereden çevriliyorlar! | Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) | : | Onları gördüğün zaman kalıpları hoşuna gider, konuşurlarsa sözlerini dinlersin. Onlar sanki dayanmış keresteler gibidirler. Her gürültüyü kendi aleyhlerine sanırlar. Onlar düşmandır, onlardan sakın. Allah onları kahretsin! Nasıl olup da döndürülüyorlar? | Fizilal-il Kuran | : | Onları gördüğün zaman kalıpları hoşuna gider, konuşurlarsa onların sözlerini dinlediğin zaman sanki elbise giydirilmiş (bir yere dayandırılmış) kütük gibidirler. Her gürültüyü kendi aleyhlerine sanırlar. Onlar düşmandır; onlardan sakın. Allah onları kahretsin! Nasıl da Hak'tan döndürülüyorlar? | Gültekin Onan | : | Sen onları gördüğün zaman cüsseli yapıları beğenini kazanmaktadır. Konuştukları zaman da onları dinlersin. (Oysa) Sanki onlar (sütun gibi) dayandırılmış ahşap kütük gibidirler. (Bu dayanıksızlıklarından dolayı da) her çağrıyı kendileri aleyhinde sanırlar. Onlar düşmandırlar, bu yüzden onlardan kaçınıp sakının. Tanrı onları kahretsin; nasıl da çevriliyorlar. | Hasan Basri Çantay | : | Onları gördüğün zaman gövdeleri (kalıpları, kıyafetleri belki) hoşuna gider. Eğer söylerlerse sözlerini dinlersin. (Halbuki) onlar (çubuklu Yemen kumaşı) giydirilmiş (kocaman) odunlar gibidir. Her gürültüyü kendi aleyhlerinde sanırlar. (Asıl) düşman onlardır. O halde onlardan sakın. Allah gebertsin onları. Nasıl olub da (Hakdan) döndürülüyorlar? | Hayrat Neşriyat | : | Onları gördüğünde cüsseleri hoşuna gider. Ve konuşurlarsa sözlerini dinlersin. Sanki onlar (duvara) dayanmış keresteler gibidirler! Her (kuvvetli) sesi (nifaklarından dolayı)aleyhlerinde sanırlar. Onlar düşmandır; artık onlardan sakın! Allah onları kahretsin! (Haktan)nasıl çevriliyorlar? | İbni Kesir | : | Onlara baktığında; gövdeleri hoşuna gider, konuşurlarsa; sözlerini dinlersin. Onlar giydirilmiş odunlar gibidir. Her gürültüyü kendi aleyhlerinde sanırlar. Düşman onlardır, sakın onlardan. Allah, canlarını alsın. Nasıl olup da döndürülüyorlar. | Muhammed Esed | : | Şimdi sen onları gördüğünde dış görünüşleri hoşuna gider; ve konuştuklarında ne söylediklerine kulak vermek istersin. Onlar, yere (sağlam şekilde) dikilmiş kütükler gibi (olduklarına emin görünseler de) her çığlığı kendilerine (yönelik) sanırlar. Onlar (bütün inançlara) düşmandırlar, öyleyse onlara karşı dikkatli ol. (Ve bedduayı hak ederler:) "Allah onları kahretsin!" Akılları nasıl da (hakikatten) sapıyor! | Ömer Nasuhi Bilmen | : | Ve onları gördüğün vakit onların cisimleri seni taaccübe düşürür ve söyleyecek olurlarsa onların lâkırdılarını dinlersin, onlar sanki dayatılmış odunlardır. Onlar her gürültüyü kendi aleyhlerinde zannederler. Düşman olan onlardır, artık onlardan sakın. Allah, onları helâk etsin, nasıl oluyor da (Hak'tan) çevriliyorlar? | Ömer Öngüt | : | Sen o münafıkları gördüğün zaman, kalıpları hoşuna gider ve söylerlerse dediklerine kulak verirsin. Sanki onlar direk olmuş keresteler gibidirler. Ve her gürültüyü, korkularından aleyhlerinde sanırlar. Onlar düşmandırlar, onun için (kendilerine emniyet etme) onlardan sakın. Allah kahretsin onları! Hakk'tan nasıl çevriliyorlar? | Şaban Piriş | : | Onları gördüğünde dıştan hoşuna gider. Konuşurlarsa sözlerini dinlersin. Onlar elbise giydirilmiş kereste gibidir. Her çığlığı kendi aleyhlerine sanırlar. Onlar, düşmandır, onlardan uzak dur. Allah onları kahretsin, nasıl da yalan söylüyorlar. | Suat Yıldırım | : | Onları gördüğünde kalıpları kıyafetleri senin hoşuna gider, onları beğenirsin. Konuştuklarında sözlerine kulak verirsin. Gerçekte ise onlar, âdeta duvara dayatılan, ruhsuz kütüklere benzerler. İçleri boş, ödlek olduklarından çıkan her sesten pirelenir, her yeni haberi kendi aleyhlerinde sanırlar. Onlar düşmandır, onlardan sakın! Allah belalarını versin onların! Nasıl da hakikatten vazgeçiriliyorlar. | Süleyman Ateş | : | Onları gördüğün zaman cisimleri hoşuna gider (çünkü gösterişli adamlardır,) konuşsalar sözlerini dinlersin, onlar dayatılmış odunlar gibidirler. Her bağırtıyı kendi aleyhlerinde sanırlar. Onlar düşmandır, onlardan sakın. Allâh onları kahretsin, nasıl da (haktan) döndürülüyorlar? | Tefhim-ul Kuran | : | Sen onları gördüğün zaman cüsseli yapıları beğenini kazanmaktadır. Konuştukları zaman da onları dinlersin. (Oysa) Sanki onlar, (sütun gibi) dayandırılmış ahşap kütük gibidirler. (Bu dayanıksızlıklarından dolayı da) her çağrıyı kendileri aleyhinde sanırlar. Onlar düşmandırlar, bu yüzden onlardan kaçınıp sakın. Allah onları kahretsin, nasıl da çevriliyorlar. | Ümit Şimşek | : | Onları gördüğünde kalıpları hoşuna gider. Konuştuklarında sözlerine kulak verirsin. Onlar elbise giydirilmiş keresteler gibidir. Her gürültüyü aleyhlerinde sanırlar. Onlar düşmandır; sakının. Allah kahretsin onları, nasıl da dönüveriyorlar! | Yaşar Nuri Öztürk | : | Onları gördüğünde gövdeleri hoşuna gider. Bir şey konuşsalar sözlerine kulak verirsin. Onlar birbirine dayandırılmış keresteler/Hint kumaşı giydirilmiş kütük parçaları gibidirler. Her bağırtıyı aleyhlerinde zannederler. Düşmandır onlar; sakın onlardan! Allah onları kahretsin! Nasıl da aldatıp döndürülüyorlar! |
|