<<<<<63/MUNÂFİKÛN-3>>>>> Bismillâhirrahmânirrahîm ذَلِكَ بِأَنَّهُمْ آمَنُوا ثُمَّ كَفَرُوا فَطُبِعَ عَلَى قُلُوبِهِمْ فَهُمْ لَا يَفْقَهُونَ Zâlike bi ennehum âmenû summe keferû fe tubia alâ kulûbihim fe hum lâ yefkahûn(yefkahûne). Bu, onların (önce) âmenû olmaları (Allah’a ulaşmayı dileyerek hidayete ermeleri ve ruhlarını Allah’a ulaştırdıktan), sonra küfre düşmeleri sebebiyledir. Bu sebeple onların kalplerinin üzeri tabedildi (mühürlendi). Artık onlar fıkıh edemezler (idrak edemezler). 1. | zâlike | : işte bu | 2. | bi enne-hum | : onların ..... olmaları sebebiyle | 3. | âmenû | : âmenû olmaları, îmân etmeleri | 4. | summe | : sonra | 5. | keferû | : küfre düştüler (düşmeleri) | 6. | fe tubia | : bu sebeple tabedildi, mühürlendi | 7. | alâ | : üzeri | 8. | kulûbi-him | : onların kalpleri | 9. | fe | : artık | 10. | hum | : onlar | 11. | lâ yefkahûne | : fıkıh edemezler, idrak edemezler | AÇIKLAMA
Bismillâhirrahmânirrahîm Münafıkların önce Allah'a ulaşmayı diledikleri, sonra ruhlarını Allah'a ulaştırdıkları, sonra fıska düştükleri, sonra yeniden hidayete erdikleri, sonra da ikinci defa fıska düştükleri ve bu sebeple kalplerinin bir daha açılmamak üzere mühürlendiği açıklanıyor. Kur'ân hükümleri, kalbin tabedilmesinin (bir daha açılmamak üzere mühürlenmesinin) ancak iki defa hidayete erdikten sonra iki defa fıska düşmekle mümkün olduğunu
3/ÂLİ İMRÂN-86: Keyfe yehdillâhu kavmen keferû ba’de îmânihim ve şehidû enner resûle hakkun ve câehumul beyyinât(beyyinâtu) vallâhu lâ yehdil kavmez zâlimîn(zâlimîne). Îmânlarından sonra inkâr eden kavmi, Allah nasıl hidayete erdirir? Ve onlar, Resûl'ün Hak olduğuna şahit oldular ve onlara beyyineler (açık deliller) geldi. Ve Allah, zâlimler kavmini hidayete erdirmez.
3/ÂLİ İMRÂN-90: İnnellezîne keferû ba’de îmânihim summezdâdû kufran len tukbele tevbetuhum, ve ulâike humud dâllûn(dâllûne). Muhakkak ki, îmân ettikten sonra inkâr edenlerin ve sonra da küfürlerini artıranların, onların (üçüncü defa fıska düşenlerin) tövbeleri asla kabul edilmez. Ve işte onlar, dalâlette olanlardır.
4/NİSÂ-137: İnnellezîne âmenû, summe keferû, summe âmenû, summe keferû, summezdâdû kufran lem yekunillâhu li yagfire lehum ve lâ li yehdiyehum sebîlâ(sebîlen). Muhakkak ki onlar âmenû oldular, sonra inkâr ettiler. Sonra yine âmenû oldular sonra inkâr ettiler. Daha sonra da küfürlerini artırdılar. Allah, onları mağrifet edecek değildir ve onları yola (Allah'a ulaştıran Sıratı Mustakîm'e) hidayet edecek değildir.
16/NAHL-106: Men kefere billâhi min ba’di îmânihî illâ men ukrihe ve kalbuhu mutmainnun bil îmâni ve lâkin men şereha bil kufri sadran fe aleyhim gadabun minallâh(minallâhi), ve lehum azâbun azîm(azîmun). Kalbi îmânla mutmain olmuş olduğu halde zorlanan kimse hariç, fakat kim îmânından (hidayete erdikten) sonra Allah'ı inkâr ederse ve kim küfre göğüs açarsa (irşad makamından şüphe edip fıska düşerse, kişinin küfrü talebi sebebiyle, Allahû Tealâ, onun göğsünü küfre açar, şerheder), artık Allah'tan bir gazap onların üzerinedir ve onlar için azîm azap vardır.
63/MUNÂFİKÛN-3 Bismillâhirrahmânirrahîm İmam İskender Ali Mihr | : | Bu, onların (önce) âmenû olmaları (Allah'a ulaşmayı dileyerek hidayete ermeleri ve ruhlarını Allah'a ulaştırdıktan), sonra küfre düşmeleri sebebiyledir. Bu sebeple onların kalplerinin üzeri tabedildi (mühürlendi). Artık onlar fıkıh edemezler (idrak edemezler). | Diyanet İşleri | : | Bu, onların önce iman edip sonra inkâr etmeleri, bu yüzden de kalplerine mühür vurulması sebebiyledir. Artık onlar anlamazlar. | Abdulbaki Gölpınarlı | : | Bu da, hiç şüphesiz, inandıklarından, sonra kâfir olduklarındandır; derken Allah, gönüllerini mühürlemiştir; gerçekten de onlar, anlamayan bir topluluktur. | Adem Uğur | : | Bunun sebebi, onların önce iman edip sonra inkâr etmeleridir. Bu yüzden kalpleri mühürlenmiştir. Artık onlar hiç anlamazlar. | Ahmed Hulusi | : | Bunun sebebi şudur: İman ettiler, sonra küfür ettiler (iman ettik dedikleri gerçeği inkâr ettiler). . . Bu yüzden kalpleri (anlayışları) kilitlendi! Bu yüzden, (inkârları kilitlenmeyi oluşturduğu için) onlar (Risâlet işlevini) kavrayamazlar! | Ahmet Tekin | : | Bu, onların, önce sözde iman etmeleri, sonra inkârda ısrar etmeleri, küfre saplanmaları sebebiyledir. Böylece de, Allah onların kalplerini, kafalarını anlayışsız hale getirdi. Onlar derin düşünemez oldular. | Ahmet Varol | : | Bu onların iman edip sonra inkâr etmeleri dolayısıyladır. Bu yüzden kalplerine mühür vuruldu. Artık onlar anlamazlar. | Ali Bulaç | : | Bu, onların iman etmeleri sonra inkâr etmeleri dolayısıyla böyledir. Böylece kalplerinin üzerini mühürlemiştir, artık onlar kavrayamazlar. | Ali Fikri Yavuz | : | Bu kötü halleri şundan: Çünkü onlar görünüşte iman ettiler, sonra (kalbleri ile) inkâr ettiler. Bu yüzden kalbleri mühürlenmiş de artık anlamaz olmuşlardır onlar. | Bekir Sadak | : | Bu, once inanip sonra inkar etmis olmalarindandir. Bu yuzden kalbleri muhurlenmistir; artik anlamazlar. | Celal Yıldırım | : | Bu böyledir. Çünkü onlar önce inanıp sonra inkâr ettiler. Bu yüzden kalbleri mühürlendi, o sebeple onlar (hakkı) anlamazlar. | Diyanet İşleri (eski) | : | Bu, önce inanıp sonra inkar etmiş olmalarındandır. Bu yüzden kalbleri mühürlenmiştir; artık anlamazlar. | Diyanet Vakfi | : | Bunun sebebi, onların önce iman edip sonra inkâr etmeleridir. Bu yüzden kalpleri mühürlenmiştir. Artık onlar hiç anlamazlar. | Edip Yüksel | : | Çünkü onlar inandıktan sonra inkar ettiler; bu yüzden kalpleri mühürlendi; onlar anlamazlar. | Elmalılı Hamdi Yazır | : | O şundan: Çünkü onlar iymana gelmişler, sonra küfre gitmişlerdir de o kâlblerine tab'olunmuş da artık anlamaz olmuşlardır | Elmalılı (sadeleştirilmiş) | : | O şu yüzdendir; onlar önce imana gelmişler sonra küfre gitmişlerdir de o kalpleri mühürlenmiştir; artık anlamaz olmuşlardır. | Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) | : | Bunun sebebi şudur: Onlar inandılar, sonra inkar ettiler, bu yüzden kalblerinin üzeri mühürlendi. Artık onlar anlamazlar. | Fizilal-il Kuran | : | Bunun sebebi, onların önce iman edip sonra inkar etmeleridir. Bu yüzden kalpleri mühürlenmiştir artık onlar hiç anlamazlar. | Gültekin Onan | : | Bu, onların inanmaları, sonra küfretmeleri dolayısıyla böyledir. Böylece kalplerinin üzerini mühürlemiştir, artık onlar kavrayamazlar (la yefkahun). | Hasan Basri Çantay | : | Bu (kötü amelleri şundandır:) Çünkü onlar (zaahiren) îman etdiler. (Fakat) sonra (kalbleriyle) kâfir oldular. Bu yüzden kalblerinin üstüne (küfür) mühr (ü) basıldı. Onun için onlar (îmanın hakıykatını) anlamazlar. | Hayrat Neşriyat | : | Bu, şübhesiz onların îmân edip sonra inkâr etmeleri yüzündendir; bunun üzerine kalbleri mühürlenmiştir; artık onlar (hakkı) anlamazlar. | İbni Kesir | : | Bu, önce iman edip sonra küfretmiş olmalarındandır. Bunun üzerine kalbleri mühürlenmiştir, artık hiç anlamazlar. | Muhammed Esed | : | böyledir, çünkü onlar imana erdi(klerini iddia eder)ler, halbuki (içlerinde) hakikati inkar ederler ve böylece, kalplerine bir mühür vurulmuştur, artık (neyin doğru, neyin yanlış olduğunu) anlayamazlar. | Ömer Nasuhi Bilmen | : | O, şunun içindir ki, şüphe yok onlar (zahiren) imân ettiler, sonra kâfir oldular, imdi kalblerinin üzeri mühürlendi, artık onlar anlayamazlar. | Ömer Öngüt | : | Çünkü onlar, imana girdiler, sonra kâfir oldular. Bunun üzerine kalpleri mühürlendi de, onlar artık anlamaz bir toplum oldular. | Şaban Piriş | : | Bu, onların iman edip, sonra da inkar etmiş olmalarındandır. Onların kalpleri paslanmıştır. Onun için anlamazlar. | Suat Yıldırım | : | Çünkü onlar önce inandıklarını iddia ettiler, sonra inkâra gittiler. Bu sebeple kalpleri mühürlendi. Artık onlar hakkı anlamazlar. | Süleyman Ateş | : | (Bu davranışlarının) Sebebi şudur: İnandılar, sonra inkâr ettiler, bu yüzden kalblerinin üzeri mühürlendi, artık onlar anlamazlar. | Tefhim-ul Kuran | : | Bu, onların iman etmeleri sonra küfretmeleri dolayısıyla böyledir. Böylece kalplerinin üzerine damga vurulmuştur, artık onlar kavrayamazlar. | Ümit Şimşek | : | Çünkü önce iman etmiş, sonra kâfir olmuşlar, ondan sonra da Allah onların kalplerini mühürlemiştir; artık birşey anlayacak durumda değillerdir. | Yaşar Nuri Öztürk | : | Bu durumun sebebi şudur: Onlar iman ettiler, sonra küfre saptılar da kalpleri üzerine mühür basıldı. Artık onlar incelikleri anlamazlar. |
|