CİNN-8

Anasayfa » CİNN Suresi » CİNN-8
share on facebook  tweet  share on google  print  

CİNN-8

"CİNN Suresi" için, toplam 1 sonuç arasından 1 - 1 arası sonuçlar

<<<<<72/CİNN-8>>>>>

Bismillâhirrahmânirrahîm

وَأَنَّا لَمَسْنَا السَّمَاء فَوَجَدْنَاهَا مُلِئَتْ حَرَسًا شَدِيدًا وَشُهُبًا

Ve ennâ le mesnâs semâe fe vecednâhâ muliet harasen şedîden ve şuhubâ(şuhuben).

Ve gerçekten biz semaya, elbette dokunduk. O zaman onu çok güçlü bekçiler ve şihaplarla (yakıcı ışınlarla) doldurulmuş bulduk. 
1. ve ennâ : ve gerçekten biz
2. le : elbette
3. mesnâ : dokunduk (kulak hırsızlığı yapmak için) temasa geçtik yokladık, yükseldik
4. es semâe : sema, gökyüzü
5. fe : o zaman
6. vecednâ-hâ : onu bulduk
7. muliet : doldurulmuş
8. haresen : koruyucular, bekçiler
9. şedîden : şiddetli, kuvvetli, çok güçlü
10. ve şuhuben : ve şihaplar, yakıcı ışınlar, kayan yıldızlar, ateş şuleleri

AÇIKLAMA

Bismillâhirrahmânirrahîm

Cinler konuşmalarına devam ediyor: "Ve gerçekten biz semaya elbette dokunduk (kulak hırsızlığı yapmak üzere dokunduk). O zaman semayı çok güçlü bekçiler ve yakarak yok eden ışınlarla (şihaplarla) doldurulmuş bulduk."

72/CİNN-8

Bismillâhirrahmânirrahîm

İmam İskender Ali Mihr : Ve gerçekten biz semaya, elbette dokunduk. O zaman onu çok güçlü bekçiler ve şihaplarla (yakıcı ışınlarla) doldurulmuş bulduk.
Diyanet İşleri : “Kuşkusuz biz göğe ulaşmak istedik, fakat onu çetin bekçilerle ve yakıcı ışıklarla dolu bulduk.”
Abdulbaki Gölpınarlı : Ve gerçekten de biz, göğü yokladık da orasını, kuvvetli bekçilerle ve şihaplarla dolu bulduk.
Adem Uğur : Doğrusu biz (cinler), göğü yokladık, fakat onu sert bekçilerle, alev huzmeleriyle doldurulmuş bulduk.
Ahmed Hulusi : "Gerçekten biz semâya dokunduk da onu, güçlü bekçilerle (kuvvelerle) ve şihablarla (anlamamızı önleyen ışınlarla) doldurulmuş bulduk. "
Ahmet Tekin : 'Doğrusu biz göğü yokladık. Fakat onu sağlam, ciddi bekçiler ve kor halinde, düşen gök cisimleriyle, alevlerle dolu gördük.'
Ahmet Varol : Doğrusu biz göğü yokladık da onu güçlü bekçiler ve parlak ateşlerle doldurulmuş bulduk.
Ali Bulaç : "Doğrusu biz göğü yokladık; fakat onu güçlü koruyucular ve şihablarla kaplı (doldurulmuş) bulduk."
Ali Fikri Yavuz : Doğrusu biz (cinler topluluğu, meleklerin sözünü dinlemek için) semayı yokladık da, onu (meleklerden ibaret) çok kuvvetli bekçiler ve şihaplarla (akan yakıcı yıldızlarla) doldurulmuş bulduk.
Bekir Sadak : «Dogrusu biz gogu yokladik; onu sert bekciler ve kayan ateslerle doldurulmus bulduk.»
Celal Yıldırım : Biz, gerçekten göğü yokladık da sert ve güçlü bekçilerle ve şihablarla dolu bulduk.
Diyanet İşleri (eski) : 'Doğrusu biz göğü yokladık; onu sert bekçiler ve kayan ateşlerle (ışınlarla) doldurulmuş bulduk.'
Diyanet Vakfi : Doğrusu biz (cinler), göğü yokladık, fakat onu sert bekçilerle, alev huzmeleriyle doldurulmuş bulduk.
Edip Yüksel : 'Biz göğe dokunduk ve onu güçlü bekçilerle ve ateş toplarıyla korunmuş bulduk.'
Elmalılı Hamdi Yazır : Ve doğrusu biz o Semayı yokladık da onu öyle bulduk ki şiddetli muhafızlar ve şihablarla doldurulmuş
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Doğrusu biz o göğü yokladık da onu kuvvetli muhafızlar ve atılmaya hazır ateşin aleviyle doldurulmuş bulduk.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : (Cinler, dediler ki): «Biz göğe dokunduk, onu kuvvetli bekçiler ve alevlerle dolu bulduk.»
Fizilal-il Kuran : Göğü yokladık, orayı sert bekçilerle ve göktaşları ile dopdolu bulduk.
Gültekin Onan : "Doğrusu biz göğü yokladık; fakat onu güçlü koruyucular ve şihablarla kaplı (doldurulmuş) bulduk."
Hasan Basri Çantay : (Cin devamla:) «Biz ciddî bir suretde göğe erişmek istedik. Fakat onu sert bekçilerle ve (yakıcı) şihablarla doldurulmuş bulduk».
Hayrat Neşriyat : 'Doğrusu biz, (melâikeleri dinlemek için) göğe dokunduk (orayı yokladık) da onu(artık), kuvvetli bekçiler ve alevli yıldızlarla doldurulmuş bulduk.'
İbni Kesir : Doğrusu biz; göğü yokladık da, onu sert bekçiler ve alevlerle doldurulmuş bulduk.
Muhammed Esed : Ve (zaman oldu) biz göğe uzandık ama onu güçlü muhafızlar ve alevlerle dolu bulduk,
Ömer Nasuhi Bilmen : «Ve muhakkak ki, biz göğe dokunduk ta hemen onu şiddetli bekçiler ile ve şihaplar ile doldurulmuş bulduk.»
Ömer Öngüt : "Biz göğü yokladık, onu çok kuvvetli bekçilerle ve alevlerle doldurulmuş bulduk. "
Şaban Piriş : -Biz, göğü yokladık ve onu şiddetli bir koruma ve alevle dolu bulduk.
Suat Yıldırım : -"Biz göğe çıkmak istedik: Bir de ne görelim: orası sert ve kuvvetli bekçiler, şihablar, alevler, (roket gibi mermiler)le dolu!
Süleyman Ateş : Biz göğe dokunduk, onu kuvvetli bekçilerle ve ışınlarla doldurulmuş bulduk.
Tefhim-ul Kuran : «Doğrusu biz göğü yokladık; fakat onu güçlü koruyucular ve şihablarla kaplı (doldurulmuş) bulduk.»
Ümit Şimşek : 'Biz göğü yokladık; fakat onu güçlü bekçiler ve alevlerle dolu bulduk.
Yaşar Nuri Öztürk : "Biz göğe gerçekten dokunduk da onu titiz ve güçlü bekçilerle ve kayıp giden ışınlarla/alevlerle doldurulmuş bulduk."

 

 

 

Kaynak : İmam İskender Ali Mihr
Tür : Diğer Tarih : 8.11.2018
[ Tüm yazılara ulaşmak için burayı tıklayınız. ]

1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 2728

Sure Adına Göre Sırala

 

 

 

 

Sayfa Ziyaret Sayacı
15.000