İmam İskender Ali Mihr | : | Fakat o sahha (sağır edici büyük gürleme) geldiği zaman. |
Diyanet İşleri | : | (33-37) Kişinin kardeşinden, annesinden, babasından, eşinden ve çocuklarından kaçacağı gün kulakları sağır edercesine şiddetli ses geldiği vakit, işte o gün onlardan herkesin kendini meşgul edecek bir işi vardır. |
Abdulbaki Gölpınarlı | : | Derken âdetâ kulakları sağır eden o bağırış gelip çattı mı. |
Adem Uğur | : | Kulakları sağır eden o ses geldiğinde, |
Ahmed Hulusi | : | O korkunç sayha duyulduğunda, |
Ahmet Tekin | : | Kulakları sağır eden o ses geldiğinde herkesin derdi vardır. |
Ahmet Varol | : | Ancak o kulakları sağır edercesine şiddetli gürültü geldiği zaman, |
Ali Bulaç | : | Fakat 'kulakları patlatırcasına olan o gürleme' geldiği zaman, |
Ali Fikri Yavuz | : | Amma kıyamet sayhası geldiği zaman, |
Bekir Sadak | : | O muazzam gurultu, kiyamet kopup geldigi zaman; |
Celal Yıldırım | : | Kulakları sağırlaştıracak o Kıyamet gürültüsü geldiğinde ; |
Diyanet İşleri (eski) | : | O muazzam gürültü, kıyamet kopup geldiği zaman; |
Diyanet Vakfi | : | Kulakları sağır eden o ses geldiğinde, |
Edip Yüksel | : | Sonra, o müthiş patlama gerçekleşince, |
Elmalılı Hamdi Yazır | : | Amma geldiği vakıt o Sahha (o sayhasını dinletecek belâ) |
Elmalılı (sadeleştirilmiş) | : | Ama o sayha (gürültüsünü dinletecek bela) geldiği zaman, |
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) | : | Kulakları sağır eden o gürültü geldiğinde, |
Fizilal-il Kuran | : | Kulakları sağır edercesine yüksek o gürültü geldiği zaman. |
Gültekin Onan | : | Fakat 'kulakları patlatırcasına olan o gürleme' geldiği zaman, |
Hasan Basri Çantay | : | Fakat o kulakları sağır edercesine haykıracak olan ses geldiği zaman, |
Hayrat Neşriyat | : | Derken (kulakları sağır eden) o şiddetli gürültü (Sûr’a ikinci üfürülüş) geldiği zaman! |
İbni Kesir | : | O büyük gürültü geldiği zaman; |
Muhammed Esed | : | Ve böylece, (yeniden dirilmenin) o kulakları sağır eden çağrısı duyulduğunda, |
Ömer Nasuhi Bilmen | : | Sonra o pek kuvvetli sayha geldiği vakit. |
Ömer Öngüt | : | Çarpınca kulakları sağır eden o gürültü geldiği zaman! |
Şaban Piriş | : | O büyük gürültü geldiği zaman, |
Suat Yıldırım | : | Ama vakti gelip de o kulakları patlatan dehşetli gün geldiği zaman |
Süleyman Ateş | : | Çarpınca kulakları sağır eden o gürültü geldiği zaman, |
Tefhim-ul Kuran | : | Fakat 'kulakları patlatırcasına olan o gürleme' geldiği zaman, |
Ümit Şimşek | : | O müthiş ses kulaklara çarptığında, |
Yaşar Nuri Öztürk | : | Şiddetle çarpanın çıkardığı korkunç ses geldiğinde, |