İmam İskender Ali Mihr | : | Tahtlar üzerinde (oturup) seyrederler. |
Diyanet İşleri | : | Koltuklar üzerinde (etrafı) seyrederler. |
Abdulbaki Gölpınarlı | : | Tahtlar üstünden bakarlar. |
Adem Uğur | : | Koltuklar üzerinde etrafa bakarlar. |
Ahmed Hulusi | : | Koltuklar üzerinde nazar ediyor oldukları hâlde. |
Ahmet Tekin | : | İşlemeli, süslü tahtlar üzerinde etrafa bakacaklar. |
Ahmet Varol | : | Koltukların üzerinde bakarlar. |
Ali Bulaç | : | Tahtlar üzerinde bakıp seyretmek suretiyle. |
Ali Fikri Yavuz | : | Koltuklar üzerinde bakarlarken... |
Bekir Sadak | : | (35-36) Tahtlar uzerinde, inkarcilarin yaptiklari seylerin karsiliginin nasil verildigini seyrederler. * |
Celal Yıldırım | : | Kanepeler üzerinde (çevreyi) seyrederler. |
Diyanet İşleri (eski) | : | (35-36) Tahtlar üzerinde, inkarcıların yaptıkları şeylerin karşılığının nasıl verildiğini seyrederler. |
Diyanet Vakfi | : | Koltuklar üzerinde etrafa bakarlar. |
Edip Yüksel | : | Koltuklar üzerinde bakarlar: |
Elmalılı Hamdi Yazır | : | Erîkeler üzerinde nazar edecekler |
Elmalılı (sadeleştirilmiş) | : | Koltuklar üzerinde bakacaklar (kendileriyle eğlenen kafirlerin cehenneme nasıl yaslandıklarını seyredecekler). |
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) | : | Koltuklar üzerinde etrafa bakacaklar. |
Fizilal-il Kuran | : | Tahtlar üzerinde kurulup bakarlar; |
Gültekin Onan | : | Tahtlar üzerinde bakıp seyretmek suretiyle. |
Hasan Basri Çantay | : | (süslü) tahtlar üzerinde (onlara) bakarak. |
Hayrat Neşriyat | : | Tahtlar üzerinde seyredecekler! |
İbni Kesir | : | Tahtlar üzerinde, bakarak, |
Muhammed Esed | : | (çünkü, cennette) sedirlerin üstünde (uzanmış şekilde) bakınıp duracaklar ve (kendi kendilerine diyecekler): |
Ömer Nasuhi Bilmen | : | Tâhtlar üzerinde seyredeceklerdir. |
Ömer Öngüt | : | Tahtlar üzerinde (onların halini) seyrederler. |
Şaban Piriş | : | Tahtlarına yaslanıp bakarlar. |
Suat Yıldırım | : | (35-36) Koltuklarına kurulurlar. "Kâfirler yaptıklarının cezasını buldular mı?" diye bakınırlar. |
Süleyman Ateş | : | Divânlar üzerinde (oturup) bakarlar: |
Tefhim-ul Kuran | : | Tahtlar üzerinde bakıp seyretmek suretiyle. |
Ümit Şimşek | : | Hem de koltuklara kurulmuş, onları seyrederken! |
Yaşar Nuri Öztürk | : | Koltuklar üzerinde seyrediyorlar. |