İmam İskender Ali Mihr | : | Veya yorgun ve aç olduğu günde doyurmaktır. |
Diyanet İşleri | : | (14-16) Yahut şiddetli bir açlık gününde kendisiyle yakınlığı olan bir yetimi, yahut yerde sürünen bir yoksulu doyurmaktır. |
Abdulbaki Gölpınarlı | : | Yahut açlık, kıtlık gününde doyurmak. |
Adem Uğur | : | Veya açlık gününde yemek yedirmektir, |
Ahmed Hulusi | : | Yahut aç olduğu hâlde elindekiyle başkasını doyurmak! |
Ahmet Tekin | : | Kıtlığın yaygın olduğu bir günde, bir dönemde kendisi açken başkasını doyurmaktır. |
Ahmet Varol | : | Yahut açlığın olduğu bir günde doyurmaktır: |
Ali Bulaç | : | Ya da açlık gününde doyurmaktır, |
Ali Fikri Yavuz | : | Yahud şiddetli bir açlık gününde yemek yedirmektir. |
Bekir Sadak | : | (14-16) Yahut, aclik gununde, yakini olan bir oksuzu, yahut topraga serilmis bir yoksulu doyurmaktir. |
Celal Yıldırım | : | (14-15-16) Veya açlık gününde (kıtlık zamanında) hısım sayılan bir yetime veya yere serilmiş (bitkin, kimsesiz) bir yoksula yedirmektir. |
Diyanet İşleri (eski) | : | (14-16) Yahut, açlık gününde, yakını olan bir öksüzü, yahut toprağa serilmiş bir yoksulu doyurmaktır. |
Diyanet Vakfi | : | (11-16) Fakat o, sarp yokuşu aşamadı. O sarp yokuş nedir bilir misin? Köle azat etmek veya açlık gününde yakını olan bir yetimi, yahut aç açık bir yoksulu doyurmaktır. |
Edip Yüksel | : | Kıtlık anında doyurmaktır: |
Elmalılı Hamdi Yazır | : | Veya salgın bir açlık gününde yemek yedirmek |
Elmalılı (sadeleştirilmiş) | : | Ya da salgın bir açlık gününde yemek yedirmektir. |
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) | : | Veya salgın bir kıtlık gününde yemek yedirmektir, |
Fizilal-il Kuran | : | Yahut açlık gününde doyurmaktır. |
Gültekin Onan | : | Ya da açlık gününde doyurmaktır, |
Hasan Basri Çantay | : | yahud (salgın) bir açlık gününde yemek yedirmekdir, |
Hayrat Neşriyat | : | (14-16) Veya bir açlık gününde akrabâlığı olan bir yetîmi veya toz toprak içinde kalmış bir yoksulu doyurmaktır. |
İbni Kesir | : | Yahut açlık gününde yemek yedirmektir, |
Muhammed Esed | : | yahut (kendi) aç iken (başkasını) doyurmaktır, |
Ömer Nasuhi Bilmen | : | Yahut bir kıtlık gününde yemek yedirmektir. |
Ömer Öngüt | : | Veya (kıtlık gibi) açlık duyulan bir günde yemek yedirmektir. |
Şaban Piriş | : | Veya açlık gününde doyurmaktır. |
Suat Yıldırım | : | Kıtlık zamanında yemek yedirmektir. |
Süleyman Ateş | : | Yahut açlık gününde doyurmaktır: |
Tefhim-ul Kuran | : | Ya da açlık gününde doyurmaktır, |
Ümit Şimşek | : | Yahut kıtlık gününde yemek yedirmektir: |
Yaşar Nuri Öztürk | : | Yahut da açlık ve perişanlık gününde doyurmaktır o, |