İmam İskender Ali Mihr | : | Fakat bundan sonra yetimi kahretme (üzme). |
Diyanet İşleri | : | Öyleyse sakın yetimi ezme! |
Abdulbaki Gölpınarlı | : | Artık sen de yetîmi horlama. |
Adem Uğur | : | Öyleyse yetimi sakın ezme. |
Ahmed Hulusi | : | O hâlde, yetime hor bakma! |
Ahmet Tekin | : | Öyleyse sakın yetimlere, dullara eziklik içinde bir hayat yaşatma. |
Ahmet Varol | : | Öyleyse sakın yetimi ezme. |
Ali Bulaç | : | Öyleyse, sakın yetimi üzüp kahretme. |
Ali Fikri Yavuz | : | Öyle ise, yetime gelince; zulüm etme. |
Bekir Sadak | : | Oyleyse sakin oksuze kotu muamele etme; |
Celal Yıldırım | : | O halde, sakın öksüzü hor görüp ona kötü davranma ! |
Diyanet İşleri (eski) | : | Öyleyse sakın öksüze kötü muamele etme; |
Diyanet Vakfi | : | Öyleyse yetimi sakın ezme. |
Edip Yüksel | : | Öyleyse, öksüzü yüzüstü bırakma. |
Elmalılı Hamdi Yazır | : | Öyle ise amma yetîme kahretme |
Elmalılı (sadeleştirilmiş) | : | Öyle ise, sakın yetime kahretme (onu horlama)! |
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) | : | Öyleyse sakın yetimi ezme. |
Fizilal-il Kuran | : | Yetime gelince sakın onu üzme, |
Gültekin Onan | : | Öyleyse, sakın yetimi üzüp kahretme. |
Hasan Basri Çantay | : | O halde, yetime gelince: (Ona sakın) kahretme. |
Hayrat Neşriyat | : | O hâlde yetîme gelince, sakın (onu) ezme! |
İbni Kesir | : | O halde sakın yetime kahretme. |
Muhammed Esed | : | Öyleyse yetime haksızlık yapma, |
Ömer Nasuhi Bilmen | : | Artık yetime sakın kötü bir muamelede bulunma. |
Ömer Öngüt | : | Sakın yetime kahretme! |
Şaban Piriş | : | Şimdi yetimi hor görme. |
Suat Yıldırım | : | Öyle ise, sakın yetimi güçsüz bulup hakkını yeme, sakın onu küçümseyip üzme! |
Süleyman Ateş | : | Öyleyse sakın öksüzü ezme, |
Tefhim-ul Kuran | : | Öyleyse, sakın yetimi üzüp kahretme. |
Ümit Şimşek | : | Öyleyse yetime sakın kötü davranma. |
Yaşar Nuri Öztürk | : | O halde, yetimi örseleme, |