İmam İskender Ali Mihr | : | Ve haset ettiği zaman, haset edenin şerrinden. |
Diyanet İşleri | : | (1-5) De ki: “Yarattığı şeylerin kötülüğünden, karanlığı çöktüğü zaman gecenin kötülüğünden, düğümlere üfleyenlerin kötülüğünden, haset ettiği zaman hasetçinin kötülüğünden, sabah aydınlığının Rabbine sığınırım.” |
Abdulbaki Gölpınarlı | : | Ve hasetçinin haset ettiği zaman, şerrinden. |
Adem Uğur | : | Ve kıskandığı vakit kıskanç kişinin şerrinden. |
Ahmed Hulusi | : | "Haset ettiğinde, haset edicinin şerrinden!" |
Ahmet Tekin | : | 'Kıskançlığı tuttuğu zaman, hasedin şerrinden Allah’a sığınırım.' |
Ahmet Varol | : | Ve hased ettiği zaman hasetçinin şerrinden. |
Ali Bulaç | : | Ve hased ettiği zaman, hasetçinin şerrinden. |
Ali Fikri Yavuz | : | Bir de hasedini meydana çıkarıb gereğini yapmağa koyulduğu zaman, kıskancın şerrinden... |
Bekir Sadak | : | (1-5) De ki: «Yaratiklarin serrinden, bastirdigi zaman karanligin serrinden, dugumlere nefes eden buyuculerin serrinden, hased ettigi zaman hasedcilerin serrinden, tan yerini agartan Rabbe siginirim."* |
Celal Yıldırım | : | (1-2-3-4-5) De ki: Yarattığı şeylerin şerrinden, karanlığıyla ortalığa çöken gecenin şerrinden, düğümlere üfleyen falcı ve büyücülerin şerrinden, hased ettiğinde hasedçi-nin şerrinden, karanlığı ayırıp sabahın aydınlığını çıkaran Rabba sığınırım. |
Diyanet İşleri (eski) | : | (1-5) De ki: 'Yaratıkların şerrinden, bastırdığı zaman karanlığın şerrinden, düğümlere nefes eden büyücülerin şerrinden, hased ettiği zaman hasedcilerin şerrinden, tan yerini ağartan Rabbe sığınırım.' |
Diyanet Vakfi | : | (1-5) De ki: Yarattığı şeylerin şerrinden, karanlığı çöktüğü zaman gecenin şerrinden, düğümlere üfürüp büyü yapan üfürükçülerin şerrinden ve kıskandığı vakit kıskanç kişinin şerrinden sabahın Rabbine sığınırım! |
Edip Yüksel | : | 'Kıskandığı vakit kıskananın şerrinden.' |
Elmalılı Hamdi Yazır | : | Ve şerrinden bir hâdisin hased ettiği zaman |
Elmalılı (sadeleştirilmiş) | : | ve kıskançlık gösterdiğinde bir kıskancın şerrinden!» |
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) | : | Ve hased ettiği zaman hasetçinin şerrinden. |
Fizilal-il Kuran | : | ve hased ettiği zaman hasedcinin şerrinden.» |
Gültekin Onan | : | Ve hased ettiği zaman, hasetçinin şerrinden. |
Hasan Basri Çantay | : | Ve hased edenin, hased (ini belli) etdiği zaman, şerrinden. |
Hayrat Neşriyat | : | 'Ve hased ettiğinde, hased edenin şerrinden!' |
İbni Kesir | : | Hased ettiğinde, hased edenlerin şerrinden. |
Muhammed Esed | : | ve kıskançlık duyduğunda kıskancın şerrinden." |
Ömer Nasuhi Bilmen | : | «Ve hased ettigi zaman haset edenin şerrinden (Hâlık-ı Rahîm'e) sığınırım.» |
Ömer Öngüt | : | Haset ettiği zaman hasetçinin şerrinden. |
Şaban Piriş | : | Haset ettiği zaman hasetçinin şerrinden. |
Suat Yıldırım | : | Ve hased ettiği zaman hasetçinin şerrinden. |
Süleyman Ateş | : | Ve hased ettiği zaman hasedcinin şerrinden. |
Tefhim-ul Kuran | : | Ve hased ettiği zaman, hasetçinin şerrinden. |
Ümit Şimşek | : | Kıskandığında hasetçinin şerrinden. |
Yaşar Nuri Öztürk | : | Kıskandığı zaman hasetçinin şerrinden..." |