Yahudi Uşağı, Emperyalist ABD’ nin İhaneti Ekonomik Savaş Başladı. Ülkemiz, yarım asır komünizme karşı koruduğumuz, emperyalist ABD ihaneti ile sarsılıyor. Yedi-sekiz lira civarına kadar yükselen döviz kuru, tüm tedbirlere rağmen altı lira civarında. Yahudi uşağı olan ABD, Rus, Çin, Hindistan ve İran ile yaşadığı ekonomik savaşına ülkemizi de dâhil etti. Dostluğunu kazanmak için Kore’de savaştığımız, uğruna dünyanın birçok yerine asker gönderdiğimiz, müttefikimiz olan Amerika’nın ihaneti milletimize çok ağır geldi. Fanatik Yahudi ve Hıristiyan ABD hatırı için Müslüman dostlarımız ile sürtüştük. Emperyalist emellerini, Demokrasi ve insan hakları söylemleri ile kamufle edenlerin, gerçekte en kadar acımasız olduğu gün yüzüne çıktı. Şimdiye kadar birçok yazımızda ifade ettiğimiz gibi, bunlar sadakat, dostluk, vefa gibi haslet ve değerlerden habersizdir. Menfaati için en yakınlarını bile satar. Bunların dostluğuna fazla güvenmek hatadır. Demokrasi gibi kıymetler onlar için sömürge aracıdır. Yakasını kaptırdığı Siyonizm’in emrindedir. Bağnaz din devleti olan İsrail için, İslam dünyasını karşısına almaktan çekinmezler. Birleşmiş milletler ve Güvenlik konseyi gibi uluslararası kurumları, sömürü aracı olarak kullanırlar. Müttefiklerine bile ihanet edebilen bu kaba diktatör, gerçekte özgür iradesi olmayan, Yahudi lobileri ile yönetilen mülteciler topluluğudur. Buradan, ülkemizin hedef olmasının sebebine gelmek istiyorum. Bu düşmanlık, Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan’ın 15 seneden beri özgün bir dış politika takip etmesi, ABD ve Güvenlik konseyi üyelerinin, devletlerin hukukunu açıkça çiğneyip, küçük devletleri sömürdüklerini Dünya’ya ilan etmesi ile başladı. Sonra İsrail Cumhurbaşkanının, Davos’ta rezil edilmesi ile kesinlik kazandı. Bu sebeple, Türk toplumu, İslam ülkeleri, balkanlar, mağdur ve mazlum halklar arasında çok sevilen Cumhurbaşkanımızın indirilmesine karar verildi. İlk olarak, Sayın Erdoğan’ın siyasi muhalifleri tahrik edilerek Mayıs-Haziran 2013 tarihinde gezi olayları başlatıldı. Bazı şehirlerde doğayı koruma iddiası ile protesto gösterileri yapıldı. Hareketin Türk toplumu tarafından desteklenmemesi yüzünden isyan gösterileri akamete uğradı. Sonra, ülkemizin TSK, Adalet, Emniyet, Eğitim, sağlık, medya ve finans gibi resmi ve özel kurumlarına sızarak, yönetimlerini kontrol eden FETÖ örgütü kullanılarak, 15 Temmuz 2016 da askeri darbe teşebbüsünde bulundular. Cumhurbaşkanımızı çok seven Türk toplumu, bu anti demokratik darbe teşebbüsüne karşı çıktı. Halkımız, 240 şehit ve 1.500 civarında yaralı verilmesi pahasına da olsa, darbeciler mağlup etti. Cumhurbaşkanımız ve Meşru iktidara sahip çıkıldı. Siyonist Yahudilerin kontrolünde olan ABD ve Batılı sömürgecilerin, Sayın Erdoğan’ı Türkiye yönetiminden uzaklaştırmak için, yeni planlar içinde olduğu biliniyordu. Bu sebeple, Kasım 2019 da yapılması gereken genel seçimler erkene alındı. 24 Haziran 2018 Seçiminde, Sayın Erdoğan’ın saf dışı bırakılması için, her şey yapıldı. Ancak, bu sömürgecilerin bilmediği bir şey var. Türk toplumu haksız baskılar karşısında kenetlenir. Hedefin Sayın Cumhurbaşkanımız olduğu anlaşılınca, milletimiz onun etrafında kenetlendi. Tüm olumsuz şartlara rağmen, Cumhurbaşkanımız halkımızın büyük teveccühü ile % 52 oy alarak seçimleri kazandı. Sömürgeci ABD ve ortaklarının seçimden önce kararlaştırdığı, ekonomik ablukayı uygulamakta kararlı olduğu için, seçimlerden sonra da Amerikan doları yükselmeye devam etti. Kendi akıllarınca kasıt olmadığını ispat için kur yükselişini ağır ağır sürdürdüler. Sonra Türk mallarına gümrük vergileri koyarak, bedeli ödenmiş, silah siparişlerimizin teslimini geciktirerek, ülkemizi diz çöktürmeye, emirlerini dikte ettirmeye çalıştılar. ABD özel askeri kuvvetlerinde yetiştirilen bir subay-Ajan olan tutuklu papazın bırakılmaması bahanedir. Hedef Cumhurbaşkanımız ve onun etrafında kenetlenen Türk toplumudur. Satın alınan uçaklarımızın verilmemesi, Rusya’dan alınan S-400 sistemine karşı çıkılması, Suriye’de karmaşasında terör örgütleri ile ittifak yapılarak 60 yıllık NATO üyesine ihanet edilmesi gibi uygulamalar, Türkiye’nin üzerinin çizildiğinin açık göstergesidir. Bu olaylar ABD ve batının Demokrasi ve insan hakları gibi değerleri istismar ettiğinin ispatı ve ekonomik savaş ilanıdır. Ancak, Türkiye bu dönemde yalnız değildir. ABD’nin Fanatik başkanı tüm dünyayı karşısına aldı. AB ülkeleri her ne kadar Erdoğan düşmanı olsalar da, bu haksız savaşa karşıdır. Seçim dönemlerini atlatıp, yeni başkanlık sistemini başarı ile uygulanmaya başlanması bizim için avantajdır. Türk toplumunun Sayın Cumhurbaşkanımızın etrafında kenetlenmesi ve Mazlumların duası ile Allah’ın yardımı bizim yanımızdadır. Yahudi uşağı ABD bu ekonomik savaşta yenilecek. ABD’nin dayatmaları ve Doların hegemonyası sona erecektir. Sayın Cumhurbaşkanımızın dediği gibi Türkiye’nin alternatifleri var. Şimdiden Rusya, Çin, İran başta olmak üzere Pakistan, Katar ve bazı AB ülkeleri Türkiye’nin yanında olduğunu açıkladı. Komünizm tehlikesi kalmadığı için artık, NATO ittifakına da gerek yok. Batı ülkelerinin kendi menfaatinden başka bir şeyi gözetmediği, Ülkemizi zor durumda bırakmak için terör örgütlerini destekleyip silahlandırdığını gördük. Böyle müttefik olmaz olsun. Bu sebeple onların dostluğuna güven olmayacağı net olarak anlaşıldı. Şimdi emperyalist ABD ve batının sömürgesinden küçük ülkeleri korumak için bir askeri ittifaka ihtiyaç var. ABD Darbeci FETÖ lideri korumak ve Türk toplumunu rahatsız eden teröristleri silahlandırmakla safını belirlemiş. Altmış yıllık müttefikine ihanet etmiştir. Bu açık ihanet karşılıksız kalamaz. Allah’ın ve sömürülenlerin duası ile kendisini büyük zanneden emperyalist ABD, inşallah yenilecek. Şimdiye kadar sürdürdüğü Dünya jandarmalığını da kaybedecek. Güç ve kuvvetin silahlarda değil hakta-hukukta olduğunu görecektir. Bu arada ülkemiz dostunu ve düşmanını öğrenecek. Allah, beş milyon göçmeni senelerdir, ülkesinde ağırlayan Türklere sahip çıkacaktır. Yeter ki biz Allah’a yönelip, mazlumlardan yana olalım. Bu ekonomik saldırı karşısında halkımızın zarar etme bahasına dolarlarını bozdurduğu, bazı muhalif siyasilerin beraberlik mesajı verdikleri görülüyor. Zor zamanlarda kenetlenme hasletimiz devam ettiği müddetçe, hiç bir güç ülkemizi diz çöktüremez. Bu birlik beraberliğimiz devam etmelidir. Bu arada ülke içinde fesat çıkaran, ekonomik kargaşa çıkarma gayretleri de olacaktır. Maalesef Türk düşmanları boş durmamış. İçimizdeki hainleri organize etmişler. Yurt içinde ve dışında ülkemiz aleyhine faaliyette olan hainler tespit edilip cezalandırılmalıdır. Döviz kuru operasyonuna üç büyük ABD’li Yahudi bankasının başlattığı, bazı İngiliz bankalarını aracı olarak kullandıkları biliniyor. Emrin İsrail ve New York’tan verildiği öğrenildi. Türk Bankalarından külliyetli miktarda döviz alınarak ülkemizi zor durumda bırakmak istediler. Yunan toplumu gibi halkımızın bankalara hücum edecekleri hesaplandı. Ancak yanıldıkları bir durum var. Türk toplumu onlar gibi derme çatma kalabalık değil, temel değer yargılarına saygılı bir topluluk. Beş bin yıllık bir millettir. Zor zamanlarda kenetlenir. Ana muhalefet partisinden bazı Milletvekillerinin, konu vatan olduğu zaman devletin yanında olduklarını açıkladığını memnuniyetle öğrendik. Ülkesine ihanet eden FETÖ ve benzeri örgüt mensuplarının ülkemiz aleyhine faaliyette bulunmaları doğaldır. Ancak, bazı muhaliflerin, operasyon için, olacağı buydu, gibi ülke yönetimi suçlamalarını ve Türkiye’yi sadece kendilerini kurtarabilecekleri söylemelerini kınıyorum. Bu olay demokrasinin kötüye kullanılmasıdır. Halkımız seçimlerde bu söylemleri değerlendirecektir. Kurban bayramınız mübarek olsun. Bu kargaşa içinde, bir mübarek bayrama daha kavuşturan rabbimize sonsuz sayıda hamd ve şükrolsun. Devletimizin dini bayramlarda emeklilerimize 1000 lira ikramiye vermesi, ekonomiyi canlandırdı. Bayram sevincini artırdı. Allah Devletimize ve Milletimize zeval vermesin. Bayram münasebeti ile tatil beldelerinde hiç yer kalmamış. Halkımızın büyük çoğunluğu bayramlarda baba ocağında buluşmak ister. Bu yüzden bayramlarda çok büyük bir nüfus kayması oluyor. Tatilin dokuz gün olması ülke trafiğini rahatlattı. Suriye’li misafirlerin de büyük bir kısmı güvenlik riski olmasına rağmen bayramlarını topraklarında geçirmek için ülkelerine gidiyor. Halkları bilinçli millet yapan, Aile bağlarını güçlendiren işte bu güzellik, sadece İslam toplumlarına mahsustur. Siyonistler, batılı emperyalistler ile İslam’ın ruhuna giremeyen bazı gafil münafıklar, kurban bayramında hayvan katliamı yapılıyor. İddiaları ile güya İslam’a muhalefet ediyor. Hâlbuki Bayramlar sosyal barışma ve kaynaşma ve paylaşmadır. Allah’ın emridir. Bizim idrak edemediğimiz hikmetleri vardır. Bu bayram, kurban olan hayvanlar için de bir ikramiyedir. Onlar için Bayramda kurban olmak mezbahada kesilmekten çok çok güzeldir. O mübarek hayvanlar bunun bilincinde oldukları için hiç zorluk çıkarmaz. Kâfir ve münafıklar bunu idrak edemez. Kim ne derse desin Bayramlar Rabbimizin bize hediyesidir. Geleneksel bayram havasını yaşamak ve yaşatmak bize çok hayır kazandırır. Atalarımızdan bize intikal eden bu güzellik, çocuklarımız tarafından Allah’ın izni ile kıyamete kadar yaşayacak ve yaşatılacaktır. Bu duygu ve düşünceler ile tüm okuyucularımızın ve tüm İslam âlemimin Kurban Bayramlarını kutlar. Yüce Rabbimizin, Birlik ve beraberlik halinde, nice bayramlara sağlık, huzur ve mutluluk içinde ulaştırmasını diler, saygılar sunarım. 18 Ağustos 2018 lutfitumturk@hotmail.com Lütfi TÜMTÜRK
|
