Kütahya Osmanlı Kültürünü Yayma ve Yaşatma Derneği okyay derneği

Dünya ve Ahiret mutluluğunun Anahtarı Allah’a Ulaşmayı dilemektir.

Anasayfa » Tasavvuf Konuları » Dünya ve Ahiret mutluluğunun Anahtarı Allah’a Ulaşmayı dilemektir.
share on facebook  tweet  share on google  print  

Dünya ve Ahiret mutluluğunun Anahtarı Allah’a Ulaşmayı dilemektir.

"Tasavvuf Konuları" için, toplam 1 sonuç arasından 1 - 1 arası sonuçlar

Dünya ve Ahiret mutluluğunun Anahtarı

Allah’a Ulaşmayı dilemektir.

Çağımız insanları huzur ve mutsuzluğunun nedenini başkalarına yükler. Maddi ve manevi eksikliğinin Sebebi olarak çevresini suçlar. Şunu peşinen söyleyelim. Kişinin mutsuzluğunun sebebi kendisidir. Allah insanları dünya ve ahirette mutlu olsunlar diye yaratmıştır. Mutluluğun nasıl kazanılacağını anlatan kitaplarını ve bunları insanlara açıklayacak öğretmenleri olan Nebi ve resullerini tüm zaman ve mekânlarda görevlendirmiş. Bize düşen bu öğretmenleri arayıp bulmak. Serbest irademiz ile onların öneri ve tavsiyelerine uygun yaşamaktır.

Hemen birileri çıkacak, “insanlar eşit yaratılmamıştır. Zengini, fakiri, güçlüsü ve güçsüzü vardır. Huzur dünyada değil ahirettedir. Ahiret mutluluğu için dünyanı feda edeceksin.” Gibi hikâyeler anlatacaktır. Bunların hepsi Cehaletten, dinini bilmemek, Allah’ı tanımamaktan kaynaklanmaktadır. Allah kullarını çok sever. Kullarının dünyada mutlu olmalarını ister. Kâinatta yarattığı her şeyi kullarının istifadesine tahsis etmiş.  Ahiret’te de onlar için yedi cennet yaratmış. Tek istediği insanların ve serbest iradeleri ile resullerinin tavsiyelerine uymalarıdır. İddia edildiği gibi dinde zorlama yoktur. Dinimizde serbest irade esastır. Sadece tavsiye edilir, seçim kişiye aittir.

2/BAKARA-29: Huvellezî halaka lekum mâ fîl ardı cemîan summestevâ iles semâi fe sevvâhunne seb’a semâvât (semâvâtin), ve huve bi kulli şey’in alîm (alîmun).

O (Allah) ki, yeryüzünde olanların hepsini sizin için yarattı. Sonra (kudret ve iradesiyle) göğe yönelip, onları da yedi (kat) gök olarak düzenledi. Ve o, Alîm'dir (herşeyi en iyi bilendir).

45/CÂSİYE-13: Ve sahhare lekum mâ fîs semâvâti ve mâ fîl ardı cemîan minh(minhu), inne fî zâlike le âyâtin li kavmin yetefekkerûn (yetefekkerûne).

Ve göklerde ve yerde olanların hepsini kendinden (bir lütuf olarak) size musahhar (emre amade) kıldı. Muhakkak ki bunda, tefekkür eden bir kavim için mutlaka âyetler (ibretler) vardır.

Hz. Peygamber döneminde Arabistan’da cehalet hüküm sürüyor. Kız çocukları diri diri toprağa gömülüyordu. Bu cahil Araplar, Allah ve Resulü’nün öğretisi ile saadet asrını meydana getirdiler. Teknoloji ve bu günkü gibi zenginlik yok. Fakat hepsi mutluydu. Medineli Ensar, her şeylerini ihtiyaç sahibi Muhacir müminler ile paylaştı. Bu dönemdeki Cennetlikler iddia edildiği gibi sadece on kişi değil, Hz. Peygambere tabi olan tüm sahabe ve ensar cenneti hak etmiştir. Cenneti kazanmak için Hz. Peygamberi sadece görmek değil, ona tabi olmak gerekir.

9/TEVBE-100: Ves sâbikûnel evvelûne minel muhâcirîne vel ensâri vellezînettebeûhum bi ıhsânin radıyallâhu anhum ve radû anhu ve eadde lehum cennâtin tecrî tahtehel enhâru hâlidîne fîhâ ebedâ(ebeden), zâlikel fevzul azîm (azîmu).

O sabikûn-el evvelîn (evvelki hayırlarda yarışanlardan salâh makamında iradesini Allah'a teslim ederek irşada memur ve mezun kılınanlar): Onların bir kısmı muhacirînden (Mekke'den Medine'ye göç edenlerden) bir kısmı ensardan (Medine'deki yardımcılardan) ve bir kısmı da onlara (ensar ve muhacirîne) ihsanla tâbî olanlardandı. (Sahâbe irşad makamına sahip oldukları için onlara tâbî olundu). Allah, onlardan razı ve onlar da O'ndan (Allah'tan) razıdır. Onlara Allah, altlarından ırmaklar akan cennetler hazırladı ve orada ebediyyen kalacaklardır. İşte bu, en büyük (azîm) mükâfattır.

Mutsuzluğumuzun nedeni nefsimizdeki afetlerdir. Onun için Allah, bir veli resulün himayesinde nefis tezkiyesi emrediyor. Allah’ın bizim için görevlendirdiği veli resulü hacet namazı ile Allah’tan sormamız gerekiyor. Onun rehberliğinde dinimizi yaşayıp zikir yaptığımızda kalbimiz aydınlanıp, nefsimizdeki afetler azalmaya başlar. Dünya mutluluğunu yaşamaya başlarız. Kalbimizdeki, arınma %51 olduğunda, aynı oranda dünya mutluluğunu yaşarız.  Daimi zikre ulaştığımızda, iblis bize tesir edemez. Artık, hiçbir olay bizim mutluluğumuzu engelleyemez. Bu güzelliğe kavuşmanın anahtarı, ruhen Allah’a ulaşmayı dilemektir. Yüce rabbimiz bu samimi talebimizi kalbimizde gördüğünde, kulunun elinden tutar, onu kendisine ulaştırır. Her işini kolaylaştırır. Kişi dünyada mutluluğu yaşar. Ahirette de cenneti hak eder. Mutluluğa ulaşmak bu kadar kolaydır. Okuyucularımızın Allah’a ulaşmayı dileyip mutluluğu hak etmeleri dileği ile yazımızı tamamlayalım.

14.Aralık.2024

lutfitumturk@hotmail.com                                                                                              Lütfi TÜMTÜRK   

Kaynak : Lütfi TÜMTÜRK
Tür : Diğer Tarih : 15.12.2024
[ Tüm yazılara ulaşmak için burayı tıklayınız. ]
Sayfa Ziyaret Sayacı
43.976